• keşke yazdıklarında, yılların abazanlığı düşüncelerini bu kadar etkilemiş olmasaydı. (keşke o da bizim gibi normal bir insan olmasaydı dermiş gibi olsa da)

    (bkz: forever alone)
  • belki de en detaylı ve tatmin edici biyografisi, david carthwright tarafından derlenip kaleme alınan schopenhauer a biography isimli eserdir. cambridge üniversitesi yayınları tarafından yayınlanan 600 küsur sayfalık kitabı türkiye'de bulamayınca amazon'dan sipariş edip getirttim. arzu eden meraklı okurlar bu adreste sayfalara şöyle bir göz atabilirler.

    felsefe ve din üzerine ihtisas yapmış bir profesör olduğunuzu öğrendiğimiz carthwright, yalom gibilerde görülen filozof yaşamlarından dram malzemesi çıkartma hevesine düşmeden, akıcı ve yalın bir dille schopenhauer'u doğumundan -hatta doğumu öncesinden başlayarak- anlatmış. paylaşılan referansları gördüğünüzde hakikaten de büyük bir emekle hazırlanan nitelikli bir eserle karşılaştığınızı anlıyorsunuz. schopenhauer'un çocukluğu, ailesi, dostları, gençliği, felsefesinin biçimlenme süreci, sanatla olan ilişkisi, özel yaşamı belgeleriyle ve referanslarıyla tarafsızca aktarılmış. eserlerin ötesinde, filozofu şahsen tanımak istiyorsanız ele geçirebileceğiniz en değerli kaynak bu olsa gerek.
  • jung hakkında şöyle söyler:"ama araştırmalarımdan çıkan büyük buluş schopenhauer'di...evrenin temellerinde her şeyin en iyi olmadığını gören en az bir filozof vardı.schopenhauer'in karanlık dünya resmini tamı tamına onayladım;ama soruna getirdiği çözümü onaylamadım."
    jung'u bir kenara bırakırsak;burada bulunmamın da sebebidir kendisi.onu bizzat kendi dilinden okumak için almanca öğreniyorum;bu doğru.ama türkçe'sini okuyayım derken kendimi arapça-osmanlıca sözcükler öğrenirken buluyorum.çünkü say yayınlarından çıkan ve ahmet aydoğan tarafından çevrilmiş kitaplarını okumak için yanınıza bir de büyük bir sözlük almanız gerekiyor.
  • " (...) fakat genel olarak konuşmak gerekirse, kendisi ve ailesi için dürüst bir geçim imkanı arayan birisi kendisini aynı zamanda nasıl hakikate adayacaktır ? o ki her zaman tehlikeli bir yoldaş ve her yerde istenilmeyen bir misafirdir. (...) aynı zamanda iki efendiye, baş harfleri dışında ortak hiçbir yanları olmayan dünyaya (die welt) ve hakikate (die wahrheit) hizmet edemeyiz; böyle bir şeye kalkışmak bizi ikiyüzlülüğe, dalkavukluğa, fırsatçılığa götürür. (...)"

    schopenhauer bu iki efendi egzersizinden geçmek mecburiyetinde kalmadı (zengindi, huysuzdu ve keyfine baktı hep) ama bir filozof olarak yaptığı tesbit önemliydi.

    neredeyse aynı şeyleri sören kierkegaard da söyledi. kafası hazreti isa ile doluydu: "eğer" diyordu, "gerçekten öldükten sonra dirilmişse ve gerçekten bizim günahlarımız uğruna ölmüşse, bu öylesine önemli bir şeydi ki tüm hayatımızı belirlemesi gerekir". kierkegaard, düşüncelerinin peşine düşer, nişanlısından ayrılır, insanları hristiyanlığı "yaşamaya" davet eder; ancak rahatsız olan çevresi onu "halk düşmanı" ilan eder. kierkegaard'un cevabı basittir: "hafta içinde olmadık haltı yiyeceksiniz, sonra pazar sabahı ayinine gideceksiniz, olmaz böyle şey".

    friedrich nietzsche'nin öyle hristiyanlıkla filan alakası yoktu (belki sadece kendi dininin peygamberiydi). ama ikiyüzlü değildi. yakın zamanların, kendi felsefesi (kendi dini) çerçevesinde yaşayan bir filozofuydu. ama bir an geldi artık yaşayamadı. torino atı filminde gördüğümüz gibi, bir gün yolda giderken, amansızca kırbaçlanan bir at gördü ve koşarak boynuna sarıldı ve ağladı ağladı: bir daha da kendine gelemedi. neredeyse son on yılını bakıma muhtaç bir şekilde geçirdi. hayatın yükünü daha fazla kaldıramamıştı.

    günümüzde sıradan insanlar ne yapıyor. gözlerini kapatarak ve hep unutarak veya veya rol yaparak devam ediyorlar. bir seçenek de şu: italo calvino'nun bay palomar'ı: susarak yaşamak sahiden, hiç konuşmadan. buna bilgelik diyenler de var.

    kuşkusuz başka şeyler deneyenler de vardır.

    ilgili çeviri: ahmet aydoğan;
    schopenhauer, selbstdenken (kendi kendine düşünmesini öğrenmek).

    (bkz: arthur schopenhauer/#29612500)

    edit: matbaa hatası.

    (bkz: arthur schopenhauer/#29612500)
  • "eğer bütün kadın cinsinin en seçkinlerinin güzel sanatlarda hiçbir zaman gerçekten büyük, hakiki, özgün ve sahici olan hiçbir şey başaramadıkları ya da hangi türden olursa olsun dünyaya kalıcı değere sahip hiçbir eser veremedikleri akılda tutulursa, kadınlardan farklı hiçbir şey beklenmemesi gerektiği kendiliğinden anlaşılır."

    "tabiat, insan soyunu iki parçaya böldüğünde, çizgiyi tam ortadan çekmemiştir."

    "dahası ben o kanaatteyim ki bir hukuk mahkemesinde bir kadının tanıklığı (diğer şeylerin eşit olması halinde) bir erkeğin tanıklığından daha az muteber olmalıdır, dolayısıyla sözgelimi iki erkek tanık üç, hatta dört kadın tanıkla aynı ağırlığa sahip olmalıdır. çünkü bir bütün olarak alındığında kadın cinsi bir günde erkek cinsinden üç kat daha fazla yalan uydurur ve ayrıca erkek cinsinin takatinin ötesinde olan bir inandırıcılık ve dürüstlük gösterisiyle uydurur."

    schopenhauer'den bugüne her şey çok değişti ama üstadın kadınlar hakkında söylediği şeyler niteliği azalmakla birlikte güncelliğini koruyor.
  • bizi öldürüp öldürüp dirilten aşkın, yaşam iradesine bağlı olarak gelecek nesli yaratmaktan ibaret bir tezgah olduğunu varsayan schopenhauer'ın kaleminden şunlar da dökülmüş:

    "bir zamanlar eğitimli bir türk genci bana şunları söylemişti: 'biz, kadınları tohumun ekildiği toprak olarak görürüz yalnızca. bu yüzden onun dininin bizim için bir önemi yoktur. din değiştirmesini istemeksizin bir hıristiyan ile de evlenebiliriz.' ona dervişlerin evlenip evlenemediğini sordum, şu cevabı verdi: 'elbette evlenirler, peygamber evlenmişti ve onlar ondan daha kutsal olduklarını umut (iddia) edemezler."

    peygamber evlenmeseydi vah hallerine.
  • ------------------------------------------
    "...felsefem ne övüldü ne de izleyici buldu. tersine o genelde bile bile görmezden gelindi, bastırıldı, olanaklı olduğunda da boğuldu...kimse beni görmesin doğal savlarım yetki kazanmasın diye havadan, ışıktan uzak tutuldum." schopenhauer, 1851, parerga ile parolipomena, biblos, syf:186.
    -------------------------------------------

    "schopenhauer'un çoğu felsefe dışından olmak üzere ünlü ya da ünlenmek üzere olan insanlar üzerinde alışılmadık nitelikte ve ölçüde etkisi oldu. besteci richard wagner, pek çok insanın en büyük operası kabul ettiği tristan und isolde'yi kısmen schopenhauer'un yazılarını okuduktan sonra, ona bir yanıt olarak yazdığını söyledi. sigmund freud psikoanalitik kuramın köşe taşı olan baskı çözümlemesinin, kendisinden önce schopenhauer tarafından açıklandığını kabul etti. schopenhauer'un adı sigmun freud'un ardılı olan jung'un eserlerinde de sık sık geçti. rus romancıların şahı tolstoy ve turgenyev, büyük fransız yazarlar proust ve zola, alman romancıların belki de en büyüğü thomas mann ve ingilizcede hardy ve conrad, hepsi de kitaplarını besleyen ana damarın schopenhauer olduğunu söylediler. schopenhauer bu romancıların bazı eserlerinde örneğin tolstoy'un anna karenina'sında (1877) ve hardy'nin tess of the d'urbervilles'inde (1891) bizzat geçmektedir. en iyi öykü yazarlarından, guy de maupassant, antov çehov, somerset maugnam ve jorge luis borges'de de aynı etkiyi görmek mümkündür. schopenhauer'un yaratıcı yazarlar üzerindeki bu olağanüstü etkisi 20. yüzyılda da devam edecektir. çehov'un oyunlarında schopenhauer'un adı birçok kez geçer. çehov'dan sonra bernard shaw'un, luigi prandello'nun ve samuel beckett'in oyunlarında da schopenhauer'in etkisi görülür. hatta reiner maria rilke ve t. s. eliot gibi 20. yüzyılın en büyük şairlerinde de schopenhauer'un rüzgarı hissedilir.

    en azından hakkında benzer şeyler söylenebilecek locke'tan beridir böyle bir filozof yoktur. sanat ve sanatçılar üzerindeki etkisi çok büyük olan marx'ın bile eserlerini etkilediği yazarlar arasında bu denli çok sayıda bu denli büyük yıldız yoktur. tabi filozoflar da bu etkiyi hissetti. 19. yüzyılın seçkin filozofu nietzsche, schopenhauer'u okumanın onu bir filozof yaptığını söyledi ve 1874 yılında eğitimci olarak schopenhauer adında bir kitap yazdı. 20. yüzyılın ilk yarısında da wittgenstein schopenhauer'u başlangıç noktası alarak felsefe yapmaya başladı, schopenhauer'un karl popper üzerinde de yaratıcı etkisi oldu."

    metnin kaynağı: felsefenin öyküsü, bryan magee.

    gdansk (danzig)'deki doğduğu ev:
    küçükken:
    1805 ile 1807 yılları arasında hamburg'daki kaldığı ev:
    27 yaşındayken:
    58 yaşındayken:
    ölmeden bir yıl önce:
    frankfurt hauptfriedhof'deki mezarı:
    frankfurt'taki büstü:
    alman karikatürist wilhelm busch (1832 – 1908)'un schopenhauer ve köpeğini çizdiği bir karikatür:

    etkilediği insanlar:

    albert einstein · sigmund freud · leo tolstoy · jean-paul sartre · richard wagner · friedrich nietzsche · samuel beckett · carl jung · knut hamsun · thomas hardy · hermann hesse · thomas mann · marcel proust · karl popper · erwin schrödinger · ludwig wittgenstein · max beckmann · julius bahnsen · jorge luis borges · luitzen egbertus jan brouwer · jacob burckhardt · joseph campbell · d. h. lawrence · clarence darrow · mihai eminescu · john n. gray · johannes itten · robinson jeffers · karl kraus · jules laforgue · suzanne langer · thomas ligotti · guy de maupassant · maurice maeterlinck · philipp mainländer · ettore majorana · joaquim maria machado de assis · stéphane mallarmé · michel houellebecq · karl robert eduard von hartmann · max horkheimer · joris karl huysmans · gilbert ryle · george santayana · italo svevo · ivan turgenev · dylan thomas · leon trotsky · hans vaihinger · swami vivekananda · otto weininger · peter wessel zapffe · leopold ziegler · tao lin ·

    yukarıdaki bilgilerin kaynağı: http://en.wikipedia.org/wiki/arthur_schopenhauer

    (bkz: arthur schopenhauer/@air canada)
  • iyi ki zengin doğmuş, iyi ki çalışmak zorunda kalarak kendisini az ya da çok köleleştirmemiş düşünürdür. ya da düşünür değildir belki de, çünkü biz düşündüğümüzü iddia ediyorsak, bu bilge adamın yaptığı eyleme ne denileceği tartışılmalıdır.

    günümüzün hiçbir şeyden mutlu olmayan tüketim delisi insanına ise yıllar öncesinden şu öğüdü veriyor büyük bilge:

    --- spoiler ---
    mutlu bir hayat olanaksızdır, insanın başarabileceği en iyi şey kahramanca bir hayattır.
    --- spoiler ---
  • schopenheuer, “yaşam arzusu”na özel vurgu yapan filozoflardan biridir. ona göre bu arzu-irade her şeyden daha temeldir. schopenheuer, intiharın bile “yaşam arzusunun-iradesinin” bir reddi olmadığını, reddedilenin sadece acı çekmek ve yaşamın şartları olduğunu söyler. (bkz: the world as will and representation)
hesabın var mı? giriş yap