• aslında tam da bu konularda "uzman" olup, saray'dan ekmek yememe yarayacak bir ailevi geçmişim var. biraz hikaye anlatayım:

    benim anne tarafı kürttür. kürt deyince bozuluyor bir kısmı gerçi, onlar zaza. neyse, o fark umrumda değil, kimin ne olduğunu bilmiyorum, ki zaten bu yazı biraz da onun hakkında.

    baba tarafıysa trakya'dan. çözünürlük o kadar anca, "trakya". iki taraf ortada buluşmuşlar işte, bir türkiye klasiği.

    ***

    fakat anneannem öyle herhangi biri değil, bilmemkaç köyü olan bir ağanın kızı. bildiğin feodal lordun kızı. dedeninse aristokratik bir durumu yok, ekmeğini taştan çıkarmış. ama okumuş adam diye kızı vermişler ona. okumuş derken üniversite değil, lise.

    ortada aşiretsel durumlar var ama doğu'dan taşınmış oldukları için çok bariz değil. dede ölünce başa anneannem geçiyor. matriyark. "ağır abla" olmasa da masanın başına oturur, kalkana kadar da kimse kalkmaz.

    sürekli kürt/zaza akrabalar geliyordu eve ziyarete.

    orduda subay olanı var,
    doğuda savcı olanı, hakim olanı var,
    korucu olan var,
    ve tabii ki pkk'lı olanı da var. (sempatizanı, eline silah almış olanı, vs).

    o zaman bu detayları tam bilmiyorduk, absürdlüğü de tam anlamıyordum: dışarda birbirini hapse tıkmaya veya öldürmeye çalışan insanlar. ama ev tampon bölgeydi. dmz. anneannemin forsu sayesinde kimse hır çıkarmıyordu.

    ***

    plot twist: anneannem tam bir türk milliyetçisi.

    ciddi söylüyorum, mhp'den aday olsaydı rahat kazanırdı. sadece sözde değil pratikte de. çocukluğumun önemli bir kısmı o evde geçti, bir kez bile ne onun, ne de dedemin kürtçe/zazaca konuştuklarını duymadım. çocuklarına da öğretmemişler. ingilizce öğrettiler, kürtçe öğretmediler, annem tek kelime konuşmaz. hadi dedemin resmi görevi vardı, zorunluluktandır dersin, ama anneannem gerçekten inanarak sürdürdü bu pratiği.

    ben alternatif bir evrende, kısmen de olsa "kürt" olabileceğime ta lise sonda uyanmıştım. birileri okula beni dövmeye gelmişlerdi ve kürt akrabalarım olduğunu bilen ve o yüzden bazen kıyak yapıp öğle arasında rakı veren mutfak tayfası bahçeye çıkmış, beni korumuştu. o zaman dedim ki "ulan şimdi benim arkamda aşiret mi var, nedir, ben kimim?"

    kimsenin bir şey sakladığı da yoktu ha, dedem anneannem kim belli. ama insan kendine öyle bakmıyor işte. o kadar türktük, o kadar kopmuştuk güneydoğudan da, balkanlardan da. genetik soy sop devam ediyor ama kültürel kopuştan bahsediyorum. kültürün bir numaralı taşıyıcısı dildir ve ben bu ani kopuşun ikinci nesliydim.

    ***

    kısa bir süre sonra, abd'ye gitmeden hemen önce, anneannem ağır bir havayla beni yanına çağırdı. 3 tane hediye vereceğini söyledi:

    -bir aile resmi
    -ufak bir kuran (hayatında namaz kılmamıştır)
    -türk bayrağı (hem de makam masasına konan cinsten.)

    "özünü unutmayasın" dedi bunları verirken, kendi dilini konuşmayı unutmuş olan kadın. belki 60-70 sene oluyor, doğup büyüdüğü yerleri görmeyeli. bundan sonra da göremez artık. hayatımın çoğu yurtdışında geçti ama benim bile doğduğum yer ile daha kuvvetli bir bağım var. onun hayatını hayal edemiyorum.

    ***

    anneannem yüzeyde ideal bir propaganda hikayesi gibi:

    tam ayarında müslüman,
    tam ayarında türk milliyetçisi,
    tam tahammül edilecek kadar kürt.

    dp'lidir. kişisel sebeplerden ötürü chp travması büyüktür, sevmez.

    bakireyken (tabii ki çocuk yaşta) evlenmiş, eşi öldükten sonra da edepli davranmış örnek bir kadın, kutsal bir anne. daha n'olsun?

    baba tarafını boşverip, bu hikaye üstünden siyasete atılmak vardı işte. çünkü "reforme edilmiş azınlık" en makbul profildir, insanın gururunu okşar. onlara ne kadar adil olduklarını anlatır. abd'de de aynı: zamanında fakir olan bir göçmenin, zengin olması veya politikaya atılması, "amerikan rüyası"na inanmış insanları onaylar.

    bunu yapsaydık, şimdiye o abuk tartışma programlarındaki kafalardan biri olmuştum herhalde. cv'de "tatlısesle halay çekmişliği vardır" yazıyordu.

    ***

    anneannem yakında ölecek. çok uzun yaşadı, gereğinden fazla şey gördü. dünya savaşları, rejim değişiklikleri, ekonomik buhranlar, askeri darbeler, teknolojik devrimler yaşadı. sadece eşini ve dostlarını değil, iki tane de çocuğunu gömdü.

    genç akrabaları da birbirinden koptular. artık kendi forsu bile onları aynı masada yemeğe oturtamaz. o devir kapandı.

    kendi özünü unuttuğu gibi, bize aşılamaya çalıştığı yeni değerleri de tutmadı. biz ne kürtüz, ne de kendi gibi bir türk-islam neferi. biz ayrı bir şeyiz ve ne olduğumuzu o anlamıyor. basit kalıplara oturtmak istiyor, oturtamayınca üzülüyor. ektiği tohumlar, ne oraya ne buraya, ne dününe ne de bugününe ait, ayrık otu gibi kaldılar. bu yüzden bana çok trajik bir figür olarak gelir.

    yaşadıklarını merak ediyorum ve her fırsatta dinlemeye çalışıyorum ama kulakları iyi duymuyor, hafızası iyi işlemiyor. hoş, iyi işleseydi ne yazar ki. "anılarım" dediğin şeyler, bir noktadan sonra yeniden yazdığın hikayeler oluveriyorlar. sanırım bazı şeyleri hatırlamaması daha iyi.
  • anadolu kültürü içinde asimile olmamış, asimilasyona karşı radikal şekilde direnen, boşnak, çerkes, gürcü dahil etrafını da uyandırmaya çalışan ve türk milliyetçiliğini benimsemiş bir kırım tatarı olarak pek de katılmadığım önermedir, eğer bu çağda geniş bir bölgede süper güç olmak istiyorsak bu topla, tüfekle, askerle olmaz, kültür dairemizin geniş olması ve bütün çevre ülkelerle ortak paydalarımızın bulunması gerekir

    anladığım kadarıyla bu başlıkta sosyolojide "dönme refleksi" adı verilen şeye atıf yapılmış ama biraz zayıf kalmış, içini doldurmak isteyen milliyetçilik tanımıyla neyi kastettiğini de anlatırsa daha açıklayıcı olur, çünkü bu ülkede milliyetçilik ve türklük tanımları birden fazladır, kemalistin de, türk-islamcının da, damardan turancının da binbir çeşidi vardır ve bir genellemenin hepsini kapsaması imkansızdır

    ayrıca:
    bu tanımda kürtleri nerede düşündüğüm konusunda (bkz: #17080678)
  • çerkezlerin, kürtlerin yaşamasına izin verdik işte; daha ne bıngıldıyollar yau şeklinde derin bir karşı argümanla karşılaşmış bir olgu.

    oysa, maalesef adamın doğduğu toprakta ana dilinde eğitim almasına izin vermediğin, asimilasyon kampanyasına giriştiğin gibi; bal gibi de öldürüyorsun, sonra da leş o pis terörist deyip aklıyorsun kendini bir güzel. bir de üstüne asimilasyon kampanyasının başarılı örneklerini gurur tablosu gibi sunup; şecaat arzederken sirkatin söylüyor, yaptığın kültür katliamıyla övünüyorsun.

    bir toprağı idari olarak kontrol etmek, orada yaşayan insanlara nasıl yaşayacağını dikte ettirme hakkı oluyorsa, o zaman o toprağı üstünde yaşayanlar kontrol etmiyordur, bunun da en basit tabiri zorbalık, sömürücülüktür. bu kadar şiddetin yanında bastırılmış kesimlerin kendini şiddetten koruyabilmek için geliştiriş olduğu bir refleks olarak algılıyorum ben bunu.
  • asimile olmak: benzeşmek, bir topluluk içinde kaybolmak..
    asimile: sıf. (fr. assimilé) “benzetmek, aynı şekle koymak” anlamındaki kelime türkçe’de "etmek" ve "olmak" yardımcı fiilleriyle kullanılır..
    _________________

    pek çok kişi tarafından favoriye alınmış olan şu (#96390290) entri sabah sabah elimi ayağımı kesti yine..

    bunlar yıllardır konuşuluyor ve siz hala aynı noktadasınız çocuklar.. bu başlığa konu olan varsayım başka coğrafyalar için belki geçerli olabilir ama anadolu topraklarında etnik aidiyete dayalı bir milliyetçilikten söz edilebileceğine mi inanıyorsunuz gerçekten..? hangi soy bu..? hangi genetik..?

    türk dünyası içinde genetik kökeninden en uzak olanlar bizleriz.. öyle bir geçiş yolu üzerindeyiz ki sadece son bin senede buradan haçlı avrupalı'sı, arab'ı, tatar'ı, romalı'sı, persli'si, türk'ü geçmiş.. antik döneme doğru başımızı çevirsek medeniyetin ilk kıvılcımı olan müthiş şehirlerin bembeyaz mermerlerinin ışıltısı anadolu'nun her yerinde parıldar.. akabinde tarih öncesi tarafa doğru şöyle gözlerimizi kısıp baksak yine bu topraklarda yürüyen nice hür halklar görürüz.. bu binlerce yıllık gelenek, kültür, hayat buharlaşıp gitmedi ki.. hepsinin hayatlarından izler var hayatlarımızda.. kendini en "safkan" sanan safdiller bile böyle yaşıyor farkında olmadan..

    hal böyleyken hangi etnik kökenden söz ediyorsunuz..? hangi asimilasyonmuş türklerin yaptığı..?

    yüz yirmi yıl kadar geriye gidince; bolu, malatya, tekirdağ ve selanik'ten kopup gelen atalarımın istanbul'da buluşup benim doğumum için gerekli şartları oluşturmaya başladıklarını görüyorum.. bunların hepsinden izler taşıyorum ben.. ve genetik olarak ne kadar bir oğuz türkü isem, tamamen aynı oranda arap, rum, tatar ve trakyalıyım.. en eski nüfus kaydı taş çatlasa 190 sene öncesine giden bir yerde daha başka hangi kanlar ile kandaş olduğumu kim bilebilir..? o halde benim etnik kökenim nedir..? hadi bakalım..

    çocuklarımda ise işler iyice karışıyor.. babalarının tüm bu karmakarışık gen haritasına analarından gelen safkan laz, kürt ve arap kanı da karışıyor çünkü..

    türk kimdir aziz dostum..?
    türk kimliği neyi temsil eder..?

    bunları yıllar önce uzun uzun konuşmuştuk.. demem o ki; gelip burada uzun uzun hayat hikayelerinizi falan anlatıyorsunuz ama ortaya çıkan tablo çok ironik be yiğidim.. acınası.. neresinden tutsam elimde kalıyor.. zaten son birkaç senedir bu saçmalıklarla mücadeleye ne enerjim ne de iştahım var.. o yüzden mevzuyla ilgili birkaç entriyi aşağıya bırakıp başınızı daha fazla ağrıtmadan kendi karanlık inime çekiliyorum..

    son söz olarak; bahsettiğin hikayede asimile olan anneannen değil saygıdeğer kardeşim.. bir asimilasyon kesinlikle var ama onun öznesi satırların arasında kendini gösteriyor.. iyi düşün.. yazarken farkında bile olmadan içine düştüğün acınası çelişkinin derinliği dudak uçuklatıyor..

    (bkz: barbar türkler/#27416376)
    (bkz: türk asıllı olmayan türkçüler/#27830678)
    (bkz: varlığım türk varlığına armağan olsun/#30644899)
    vd...
  • kızıl güneşin üzerinden doğması umut edilen fatsa'da, 80 evveli patlak veren her hadisede aşırı sağcıların, milliyetçilerin gürcü olması buna verilecek harikulade bir örnektir.

    ekleme; çok iyi başka bir örnek de çerkezlerdir, lakin onlar milliyetçiden çok dinci olurlar. kültürlerinin onca güzel erdemli taraflarını unutup çeçen sempatizanı takılırlar.
  • uk'de tanistigim tum turk kokenli ingiltere vatandaslarinin brexit'e evet diyerek beni hayretlere suruklemesinden hareketle benim de mutevazi bir orneklem ile katildigim hipotez. henuz bu genel davranis bozuklugunu sergilemeyen bir turkish british'e de rastlamadim. alayi brexiteer.

    65 yasindaki elazig dogumlu bi amcanin, "gocmenler bu ulkeyi asagi cekiyor" dedigini duydu bu kulaklar. boris johnson'la birlikte calismaktan duydugu onuru, hatta bir defasinda kahvesini bile johnson'in doldurmus olmasindan kaynaklanan gururu hic utanmadan, gogsunu gere gere paylasan "arkadaslarim" oldu. herkesin kafa buldugu, karikatur gibi adam dedigi, little trump diye andigi adamla birlikte calisiyor olmayi seref sayiyor adam. elbette brexit'i de dibine kadar destekliyor, en fazla 10 sene once 500t'de "arkalara dogru ilerleyelim" diyen adam.
  • bu tespiti nerenle yaptın?

    alparslan türkeş kıbrıslı diyen mi ararsın, günlük hayatta yaptığı istisna 2-3 gözlem üzerinden genelleme yapan mı ararsın. lan bu ülke niye böyle?

    kıbrıslı diye küçümsediğin toplum, iskan politikası yüzünden toroslardan oraya zorla indirilmiş safkan türkmen yörükleridir. senden benden daha türktür. senin soyun sopun nedir bilinmiyor ama kıbrıslının en az 5 nesil öncesi bellidir. sen 5 nesil öncesi dedenin adını biliyor musun? nedir şimdi vardığımız sonuç? neyi kanıtlamaya çalıştın? yani? eee?

    genelde göçmenlerin daha milliyetçi takıldığı gözlemlenebilen bir gerçektir. e onlar da zamanında balkanlara gönderilen konyalı türkmenler, selanik bölgesine zorla yerleştirilen safkan türkmenler vs.

    ee? sonuç? lan açın bir osmanlı'nın iskan politikasını okuyun. fethedilen topraklardaki politikalarını okuyun. biraz tarih okuyun. az biraz okuyun.

    düşünsene osuruk bir iddiada bulunuyorsun, verdiğin örnekler senin osuruk savını yerle bir ediyor. bu nasıl bir zeka lan?
  • yurtdışında asimile edilmeye çalışılıp türkiye'ye sığınmış, burada huzur içinde yaşayan insanlar ise gayet normaldir.
  • mükemmel bir örneği için (bkz: moiz kohen)
hesabın var mı? giriş yap