• illegal islerle ugrasan babalarin ogullari bile ''hiiisssttt akilli ol bakiyim, ben kimin oglluyum sen biliyor musun' seklinde naralar atarak kendini insan yerine koydurmaya calisirken, legal mesleklerle istigal babalarin evlatlarinin hissetmemesi gereken utanctir. utanan adama sorarlar:

    - sen sokakta kisa pantolonla misket oynarken o baba nerde ne yapıyordu, haberin var mi...
  • babası,farmakoloji prof.u olan 4-5 yaşındaki çocuğa sormuştum :

    -baban ne iş yapıyor ?
    -farelerle oynuyor...
  • çocukluk ve ergenlik dönemlerinde, zengin, güçlü, armatör, yedi katlı, dört arabalı ailelere gereksiz bir özenti duyma halinin sonucudur.
    yalnızca babanın yaptığı işten değil, tüm aileden utanmaya kadar gidebilir. akıl suya erdiği zaman bunun ne kadar aptalca bir davranış olduğu yavaş yavaş anlaşılır.
    anlaşıldıkça da babanın işinden ya da davranışlarından utanma, yerini insanın kendi salaklığından utanmasına bırakır.
  • baslangic olarak degerlendirilir, kendinden utanmayla son bulmasi hayirlidir.
  • kapıcı çocuklarının yaşadıkları korkunç durum. zaten apartmanların kalorifer dairelerinin yanındaki küçücük, bir araba geçtiğinde egzosa boğulan, sağlıksız, daire demeye insanın dili elvermeyen yerlerde yaşayan, hep aşağılanan - iyilik yapıldığı düşünülse bile - küçük burjuva hayvanlarının (hayvanlara ayıp biliyorum/fonetik olarak iyi geliyo) çocuklarının arkadaşlık etmesini istemediği çocukların okullarda bir de böyle bir dertleri vardır: herkesin babasının (o niyeyse-anneler sorulmaz hiç) işi sorulduğunda "kapıcı" demekte nasıl zorlandıklarını hatırlarım, kızardıklarını.
  • bir türk filmi klasiği
  • çobanlık utanılacak bir meslekmiş gibi, cambazlık yapan babanın mesleğinden utanmaktır benim için babanın yaptığı işten utanmak. her kurban bayramından önce kurbanlık hayvan satmak, satış esnasında beline kadar hayvan bokuna batmış vaziyette eş, dost, akraba tayfasından birileriyle karşılaşmak, istisnasız her kurban bayramı arefesinde önceden satılmış olan hayvanları sahiplerine teslim etmek için kamyonun kasasındayken bu kez boğazına kadar boka batmış şekilde illaki mahallene uğrayıp oradaki alıcılara hayvanları teslim etmek... bu teslimatlar sırasında illa kız arkadaşa veyahut platonik aşka rastlamak... allahım ne çok utanırdım. oysa sonradan öğrendim 3 hayvan satıp asgari ücret civarında kar ettiğimizi ve bizden meecikleri alan amcaların altı ayda ancak meeciğin parasını ödeyebildiğini. gerçi daha erken öğrenseydim, o zamanki utancımın azalacağını da zannetmiyorum ya, neyse...
    ben gıyabınızda, burayı hiç okumayacağını bildiğim ve benim bu utancımdan haberi olmayan babamdan utancımdan dolayı özür dilemek istiyorum. babasının mesleğinden utananlara da kafam girsin diyerek bitiriyorum.
  • isa'yı çarmıha götüren utanç türüdür.
  • serbest meslek kavraminin ortaya cikisinda bu utancin rolu oldukca buyuktur.
hesabın var mı? giriş yap