hesabın var mı? giriş yap

  • babaya gitmesi bir nebzedir,fakat baba nın bir arkadaşına giderse boka sarar,babanıza da ulaşır,"ramazancım senin oğlan bana seni seviyorum falan diyor hayırdır,sınavlar falan bunaldı heralde çocuk."bu cümle ciddi bir yüz ifadesi ile sarfedilirse,babada o an nasıl bir surat ifadesi olabileceğini tahmin bile edemiyorum.başımdan geçen bir benzeri şöyle olmuştur;

    benim gonderdiğim mesaj:

    i really miss u baby.bikbikbik..i love you...

    beş dk. sonra;

    muharrem amca cep new message.read?
    "i love you too.. oğlum iki oluyor evli barklı adamım niyeti bozduysan haberim olsun"

    akabinde muharrem amca aranır özür dilenir.babamın araması gecikmez "oğlum birkerede seni özledim baba diye bana mesaj at lan hayırsız,neyse çok yazıyor hadi kapattım.."

  • bu oranlar belirlenirken risk merkezleri yüzdesel kazanma oranını tespit edip kendi kazancını da katıp ona göre belirliyor. şöyle ki 1.10 oran veren bir takımın kazanma ihtimalinin yüzdesi yaklaşık % 85 civarı oluyor.

    şimdi biraz matematik biliyorsanız bu dört maçın da birden tutma olasılığını hesaplayabilirsiniz. kabaca yüzde 52.

    yani neredeyse garanti diye girdiğiniz bu bahiste bile yarı yarıya şansa ancak sahipsiniz. ama size vaadedilen kazanç yüzde 40 civarı bir miktara denk geliyor. bu tamamen aptalca bir risk.

    ki bu bütün koşulların eşit olduğu maçlar için geçerli. bu dört maçtan birinde verilecek bir kırmızı kart, erken penaltı, hakem hatası gibi faktörler katılmadan sadece kağıt üstündeki şanslar.

    neticede bu işleri para kazanma hırsıyla değil de keyif almak için yapan azınlığa pek lafım yok ama matematik bilgisi düşük insanlar o hırsla mutlaka ciddi para kaybedecektir.

  • sonra perdenin arasından sızan güneş beni uyandırdı ve ıslaklık hissettim.evet kamyonu devirmiştim'' diye devam etmesi gereken hikaye.

  • ülkede hiçbir canlının mutlu olmaya hakkı yok resmen.

    çok üzücü, insanı kahreden görüntüler maalesef.

    köylü işine bakacak, bakan gereken yapılacak diyecek olan yine gariban hayvanlara olacak.

  • antrenman öncesi beslenmenin amacı kas ve karaciğerdeki glikojen depolarımızı doldurmaktır.
    antrenman sırasında metabolizmamız karaciğer ve kaslardaki glikojen depolarını yıkarak oradaki glikozu enerjiye çevirir.
    beyin, sinir sistemi ve kaslarımızın enerji üretmek için tercih ettiği kaynak karbonhidratlardır.

    evrimsel süreçte kıtlık dönemlerinde karbonhidrat bulamayan insan metabolizması enerji ihtiyacını karşılayabilmek ve hayatın devamını sağlayabilmek için yağlar ve proteinleri de enerji olarak kullanmayı öğrenmiştir.
    ama bunu öğrenmesi karbonhidrat yemeyelim anlamına gelmez. gördüğünüz gibi kıtlık dönemleri, olağanüstü haller için bunu öğrenmiştir.
    metabolizmanın karbonhidrat olmadan enerji üretmesi demek karbonhidrat yemeyelim anlamına gelmez çünkü beynimiz, sinir sistemimiz ve kaslarımızın enerji üretmek için başvurduğu ana kaynak, kullanmak istediği kaynak karbonhidratlardır.

    antrenman öncesi sindirim sürelerini de dikkate aldığımızdan 2-3 saat önce karbonhidrat ağırlıklı bir yemek yemeliyiz.
    hatta antrenmandan önceki akşam yediğiniz yemek yarın ki antrenmanda antrenman öncesi yediğiniz yemekten daha iyi etki görmenizi bile sağlayacaktır işin içine sindirim süresi girdiği için.
    antrenmandan önceki akşam yediğiniz yemek yarın ki antrenmanda göstereceğiniz performansa etki edecektir.
    antrenmanda yüksek performans göstermek için tempoyu, yoğunluğu arttırmak istersek metabolizmamız büyük oranda karbonhidratların enerjisine ihtiyaç duyacak.
    örneğin %80 karbonhidrat, %20 yağlardan enerji ihtiyacını karşılamaya çalışacaktır nabzımızın, yoğunluğun ve temponun arttığı bir antrenmanda.

    antrenmandan önce yediğimiz yemek protein ve yağ içeriyorsa sindirim süresi artacağından yediğimiz yemeğin zamanlamasına dikkat etmeliyiz.
    eğer antrenmana 30 dk gibi bir süre kalmış ve antrenman öncesi bir öğün tüketmek istiyorsak daha çabuk sindirilen bir gıda tüketmeliyiz.
    örneğin muz gibi çabuk sindirilen bir meyve...

    antrenmandan önce yeteri kadar su içtiğimizden emin olmalıyız.
    yeteri kadar su içtiğimizi öğrenmenin kolay yolu idrarımızın rengidir.
    ne çok koyu ne de çok açık olmalıdır. açık sarı yeterli su içtiğimizi gösterir.

    antrenmandan önce kendinize en uygun ''ne yemeli? ne zaman yemeli?'' sorusunun cevabını deneyerek zaman içinde siz belirleyebilirsiniz.
    örnek olarak antrenmandan 2 saat önce bir kasenin içinde ihtiyacınız kadar yulafı sıcak suda 5 dk bekletin.
    üzerine bir ölçek protein tozu ve muz ile karıştırıp antrenmandan önce yiyebilirsiniz.

    not:yaptığınız antrenman 1 saat civarı sürüyorsa antrenman sırasında beslenmenize pek gerek olmayacaktır.
    yaptığınız antrenman 1 saatin üzerinde ise triatlon, dağcılık, martial arts v.b uzun saatle sürecek spor dalları ile ilgili antrenmanlarda antrenman sırasında da beslenmek önemlidir.

  • ben bu adamı çok seviyorum. sevdiğim için de kendisini uyarmak istiyorum: bak vedat abi, gözünün yağını yiyeyim şu yöresel ustaların hiçbir şey anlamadığı muhabbetleri kısa tut.

    gidiyorsun rizeli kuru fasulyeciye virginia'daki hububat üretiminden bahsediyorsun, diyarbakır'daki paçacı fazıl'a fransa'nın güneyinde koyunun yanağını nasıl pişirdiklerini anlatıyorsun, çanakkaleli balıkçıya "italyan köylerindeki ancelotti dolması da buna benzer" diye muhabbet açıyorsun, urfalı kebap ustasına marsilya sığırların beslenme saatini anlatıyorsun. allahını peygamberini seviyorsan kısa tut şu muhabbetleri ya da hiç açma... adam yöresel adam vedat abi, ateşin harında dura dura yaz sıcağında zebani siniri yapmıştır o. bir de "televizyoncular gelecekmiş" stresi... valla bir gün milano danası, lancaster koçu, paris billuru derken konuştuğun ustaya/tükkan sahibine balatayı contayı yaktıracaksın. tamam izleyiciler öğrensin diye de açıyorsun bu muhabbetleri ama karşısındaki ustayı da düşün. sen "kosta rika'da koyunun kellesini meşe odunuyla tütsülerler", "güney carolina'yda koçun yağlı kısmını ekmek arası ederler" derken sırf kibarlıktan "doğrudur efendim" diyen adamın dramını düşün. düşün ve insafa gel.

    vedat abi seni seviyorum ama tehlikedesin bunu bil...