hesabın var mı? giriş yap

  • yalnız program bildiğin ak parti nasıl %49 alıyorun cevabı. troll haricindeki herkes bildiğin faşist. en ufak farklılığa bile tahammülü olmayan, saygı duymaktan aciz ve buna rağmen sürekli saygıdan bahseden bayık ötesi bir insan grubu. şiddete meyilinden tut, linç kültürüne, kitle psikolojisine kadar minyatür bir toplum önizlemesi niteliğinde.

  • mümkün değildir. en azından bende öyle. şu an sabah akşam düşündüğüm biri var. adama ne selam veriyorum, ne sohbet ediyorum, ne yakınlarına oturuyorum, ne dokunuyorum...

    aksine kasıldığımı belli etmiycem diye, portakala limona bakar gibi bakıyorum. gözlerimi kaçırasım geldiğinde daha çok oyalanıyorum o civarda, sanki orada kalbimi hoplatan bir şey yokmuş gibi takılıyorum.

    iletişime geçmiyorum.

    malım galiba. biri bana flört101 versin lan hayrına!

    edit: bu arada rica ediyorum yanlış anlaşılma olmasın; katiyen "köpek çekmek" için yapmıyorum ( bu da ne ayıp bi deyim, neyse). aksine, utandığım; elimi kolumu nereye koyacağımı bilemediğim; reddedilmekten çekindiğim için böyle saçmalıyorum.

  • yine bir cumartesi gecesi ve elbette kingo disco eşliğinde bira içiyoruz. "at gibi kadın" muhabbeti geçti programda, sevdiceğimi şöyle bir süzdüm. "hayırdır ata mı benzettin?" dedi. güldüm ama cevap vermedim. bir süre sonra "çok içtin bu gece." dediğimde söylediği söz şuydu sevgili sözlükçüler, hala unutamıyorum:

    "atın ölümü arpadan olsun."

    bebişim benim.

  • insanların anlayış göstermediği ve toplumdan dışlanan, dışlandıkça da ilgi alanlarına daha çok yoğunlaşan insanlardır.

    bunun ciddi ciddi bir seçim olduğunu zanneden dangalaklar var. entelektüel alanlara ilgi duymak ve bundan hoşlanıyor olmak, beyinlerinde mutluluk hormonı salgılatabilir, tıpkı toplumun çoğunun televizyon izleyerek bunu salgıladığını düşünmesi gibi.

    burada atlanan nokta şu, insanların ortalama zeka seviyesi yükseldikçe ilgi alanları değişir ve bazı insanlar toplumun genelinin hoşlandığı şeylerden hoşlanmazlar. batı ülkelerinde bu durum bir nebze de olsa, insan hakları ve demokrasi bilincinin gelişmesiyle anlaşılabilir bir halde olsa da, ülkemizde her şey farklı olanı ortadan kaldırmak üzerine kurulu, bu da sadece bunlardan biri.

    her toplum farklı olanı, alışılmadık olanı genelde dışlama eğilimindedir, insanın doğası bu. ülkeden bağımsız olarak, nerdlerin çoğu çocukluğunda akran zorbalığına* maruz kalır. bu durum ileride de bütün hayatı etkiliyor maalesef. ama yine de ben iletişim sorununun, bu gibi nedenlerden çok ortak ilgi alanlarının olmamasından dolayı olduğunu düşünüyorum. bunun belki genetik nedenleri de vardır ama entelektüel derinliği olmayan sıradan konular hakkında konuşmak gerçekten çok sıkıcı, buna maruz kalmamak için insan ailesini bile terk edebiliyor.

    bu arada gerçek bir nerd sadece kendi çalıştığı alana değil, kendisini entelektüel açıdan tatmin etme potansiyeli olan her konuya meraklıdır ve araştırıp öğrenmek ister. bu amerikan anayasasından, hegel'in dialektik mantığına, akışkanlar mekaniğinden oryantalizm'e, maginot hattından ingrid bergman'a kadar birbiriyle alakasız binlerce farklı konudan herhangi biri olabilir.

  • akşamüstüne doğru bir sıkıntı başlardı... hala da olur böyle..
    eski pazar günleri; en çok radyodan dinlenen futbol maçlarının sesi, ütülenen önlüklerin kokusu, yıkanmış çamaşırların ıslaklığı, son ana bırakılmış ödevlerin karın ağrısıydı. cenk koray ve telekutu, evet hayır yarışması, izmir marşıydı. bizimkiler dizisinin bitmeyen vasatlığının hükümdarlığıydı.. eski pazarlar, hafta sonuna sığdırmaya çalıştığımız hayatımızın özgür yanının ellerini yeniden bağlayan saatlerin adıydı. coşkumuzun ağır ağır sönüşüydü. doyulmayan oyunların, müthiş gevşemelerin sonuydu. toparlanma vaktiydi. zira pazartesi ağır misafirdir ayakta karşılanması gereken... istiklal marşı, ve sabahın köründe midenin kabul etmediği zorla yenmeye çalışılan kahvaltılar... henüz hakim olunmayan bir hayatın zorunlu kuralları...
    herşeyin bir sonu vardırı en çok hatırlatan gündür pazar günleri bana hala...

  • arkadaşlar siz kafayı mı yediniz? hayır hakaret için sormuyorum gerçekten aklınız yerinde mi?
    bir anne balonla çocuğunu nasıl yalnız bırakırmış , cahillikmiş , bilmem neymiş.
    balon yahu balon. nereden bilsin kadın. benim de aklıma gelmez sizin gibi süper insanlar hariç kimsenin aklına gelmez.
    allah rahmet eylesin. vakti gelmiş eylül bebeğin.

    edit: ilk entryimde yazdığım şeyi arkadaşlar sayesinde düzelttim. teşekkürler :)

  • insan hayatının sarsıcı donum noktalarından birisidir.
    uzun zamandır pesinden kostugunuz,icli dıslı olup bir türlü sevgili klasmanına sokamadiginiz kiz yavas yavas bıkkınlık vermeye baslamistir.
    daha az aramaya,daha az dusunmeye baslarsiniz.
    iste tam bu sirada evrenin gotos yasaları devreye girer ve kız sizin aramalarinizin yoklugunu hissetmeye baslar.icin icin sizi dusunmekte ve hatasını anlamaktadır.
    yorgun argın gecen bi is gunu sonrasi eve gelirsiniz.karnınız acikir.hersey olabilir yemek icin.yuzlerce cesit vardir elinizde.ama siz kuzu kelle yemeyi tercih ederseniz bilinmeyen bir icguduyle (evrenin gotos yasalari strikes back)
    siparis verilir kelle eve gelir.dil ayri damak ayri beyin ayri yenir.goz emilir.
    o sırada kapı calar.ah iste sigaranız da gelmistir.gider kapıyı acarsiniz.
    diliniz tutulur.elinizde tuttugunuz kuzu gozu yuzlerce ton cekmektedir sanki.agzınızın etrafindaki yaglari yalamaya calirsiniz ama nafile.
    hayran oldugunuz kiz kapinizdadir.mahcup bir sekilde gozlerini yere dikmistir.
    cok dusundum diye baslar soze
    cok dusundum ve sana haksizlik ettigimi anladim.gorundugunden cok farkli ve zarif biris... aa aa o ne elindeki goz mu o elindeki .ay goz yiosun sen yaaa

    kaltak ya.susi de yiyoruz.o zaman gelsene.