hesabın var mı? giriş yap

  • az önce cnn 'de çıkan haberler üzerine babam her zamanki gibi gel tercüme et diye çağırdı beni. dinlemeye başladım ama anlayamadım malesef. sonrasında gelicek olan bu kadar sene boşuna mı okudun bıdı bıdıları duymamak için sallamaya başladım. ama ne sallama, aman yarabbi ya. bunu gerçekten yaptım ve şu an hiç utanmıyorum.

  • bir turing makinesi düşünelim. ne oldugunu çok iyi bilmeyenler için bir turing makinesi basitçe algoritmik soruları çözebilen teorik bir makinedir, bizler ona yapmasını istediğimiz işlemlerle ilgili kuralları yükler sonra da çözmesini istediğimiz problemi veririz, makine de bize cevabı verir. misal bir turing makinesi verilen bir sayıyı 10 ile çarpacak şekilde programlanmışsa 4 giriişi ile çalıştırıldığında 40 sonucunu vermelidir. basit işlemler yapan turing makineleri tasarlamak kolaydır; onluk sistemde onla çarpmak demek sayının sağına bir sıfır eklemek demek olduğundan böyle bir turing makinesinin içsel durumları şöyle olmalıdır:

    1. bant boyunca sıfırdan büyük bir rakam görene dek ilerle, sıfırdan büyük bir rakam gördüğünde içsel durumunu 2 yap.
    2. okudugun rakam 9 değilse bu rakamı çıkış bandına yaz ve bir sonraki rakamı oku; 9 ise içsel durumunu 3 yap.
    3. çıkış bandına sıfır yaz ve dur.

    [burda kolaylık için 9 rakamını sayının sonunu göstermek için kullandık]

    gördüğünüz gibi turing makinelerinin özgürlükleri ya da iradeleri yoktur. onlar sadece dışarıdan veri okur, okudukları veriye göre içsel durumlarını değiştirir ve içsel durumları ne yapmalarını söylüyorsa onu yaparlar. bizim çarpma makinesi 158 gördüğünde çıkışını 1580 yapmaya mecburdur; "dur 666 yazayım komiklik olsun" ya da ""canım çarpmak istemiyor ona böleyim iyisi mi ben" diyemez çünkü ne yapacağı kurallarla bağlanmıştır.

    özgür iradeyi kabul etmeyen kimilerine göre insan da temel olarak böyledir. genlerimiz donanımımızın (beynimiz) özelliklerini belirler, işletim sistemimizi inşa eder, hayatımız boyunca yaşadıklarımız ise bizleri programlar, ne ile karşılaştığımızda ne yapmamız gerektiği söyler. davranışlarımız donanımımıza, programımıza ve o an dışardan okumakta oldugumuz veriye göre belirlenir. siyah bir köpek tarafından ısırılmış bir çocuğun beynine "siyah köpek görürsen kaç" yönergesi yazılır, çocugun gözleri siyah bir köpek gördüğünde beyninin otomatikman "korku hormonu" salgılaması beklenir, oysa insan çok daha karmaşıktır; nasıl ki bizim çarpma makinesi bandından geçen her şeyi on ile çaprmıyor, içsel durumu 3 oldugunda duruyorsa çocuk da her köpekten korkmayabilir, misal sevgilisinden yeni ayrılmışsa beyninin içerisinde bir modül bir kesme isteği yaratarak korkuyu bastırabilir.

    özgür irade, her birimizde farklı etkiler bırakan geçmiş etkileşimlerin bir sonucu olan içsel durumumuzu kavramaktan aciz oldugumuz için bir sonraki adımdaki davranışlarımızın nedenlerini anlayamamış olmamızın yarattığı bir hissiyattır.

    eğer özgür irade yoktur diyorsak şunlara inanmalıyız.
    1. beynimiz içerisindeki her şey, dışındaki her şey gibi maddenin tabi oldugu kurallara göre işlemektedir.
    2. özgür irade algısı bir sonraki davranışımızı belirleyen ve bir önceki tecribelerimiz sonucu oluşmuş içsel durumumuzu kavrayamamaktan kaynaklanmaktadır.

  • sözelci halimle deneyde gördüğüm tek şey, suyun karıştırılmasıyla ortaya çıkan kinetik enerjiden elektrik üretilmesi.

    dalga mı geçiyor cern filan? ciddiyse çok daha kötü, lütfen dalga geçsin!

    edit: hayır bir de atomu parçalamak bu kadar kolay olmamalı :) düşünsene kahvede çay karıştırıyorsun, "hilmi abi, yine sağlam atom bırakmadın..."

    2. edit: kinetikten farklı atraksiyonlar varmış. tamam kardeşim vurmayın sözelciyiz dedik ya. çubuğa odaklanın :)

  • 2023 edit: 2016'da bu entry'i girildiğinden beri hiçbir çözümü olmamıştır bu olayın. o dönemler lisedeydim ve bunun bir hata, düşüncesizlik olduğunu düşünüyordum ama 7 yıl boyunca böylesine bir olayın çözülmemiş olması akp belediyelerinin kedileri azaltmaya yönelik bir politikası olduğunu düşünüyorum. şu anda konya'da yaşamıyorum ve bir ilişiğim yok, eğer bu konuyu tekrar belediyelere taşımak isteyenler varsa iletişime geçilebilecek kişilerin nick'lerini buraya yazabilirim:

    kapaklarının tasarımından dolayı genellikle açık bırakılması ve boyutu yüzünden, kedilerin ölmesine sebep olan çöp kutuları.

    öncelikle: içerisinde kalan bir kedinin fotoğrafı konteynerin dışarıdan görüntüsü konteynerin derinliği hakkında fikir sahibi olabilirsiniz

    fikir olarak güzel olabilir, ama ortada büyük bir problem var. bu çöp kutularının kapakları genelde açık bırakılıyor. hatta gördüğüm bazı yerlerde kapaklar direkt sökülmüş. ve konteynerin derinliği dolayısıyla -resimde de görüldüğü üzere- bırakın buraya düşen bir kedinin, insanın bile yardım almadan çıkabilmesi imkansız. konteynerin temizliği de haftada bir defa olduğu için, giren kedi oradan çıkamayıp ölecektir.

    şu an konya'daki havayı bilenler bilir. dışarıda diz boyu kar var, o hayvanların halini düşünmemiz ve bir şeyler yapmamız gerekiyor. o konteynerlerin içerisinde ölen her hayvanın vebalini üzerimde hissediyorum. farkındalık yaratmamız gerekiyor.

    basit bir kapanma mekanizması ile bu sorun çözülebilir. ve bu sorunu çözebilirsek eğer, bu yapabileceklerimizin sadece bir göstergesi olur. birlik olmamız gerekiyor ve desteğinize ihtiyaç var. bu başlığı gündemde tutmak ,şu kampanya'ya imza atmak ve bimer'e bireysel şikayette bulunmak yapabileceklerimizden birisi.

  • ergofobi, çalışma korkusudur. ergofobisi olan kişiler, çalıştıkları yer veya çalışma ortamıyla ilgili aşırı kaygılara sahip olma eğilimindedir. bazıları el işçiliğinde veya çalışmanın kendisinden korkabilirken, diğerleri iş bulma korkusu yaşayabilir. bu vakaların tümü ergofobi olarak sınıflandırılır.

    iş korkusu, kaygı ataklarına yol açabilir ve kişinin profesyonel olarak işlev görme yeteneğini bozabilir. çoğu insanın hayatta kalmak için bir işi sürdürmesi gerektiğinden, bu fobi, sahip olan kişinin hayatı üzerinde büyük bir etkiye neden olur.

    ergofobi, kişinin işi yüzünden aşırı stresli ve bitkin hale gelmesi ve mesleki tükenmişlikten kaynaklanabilir. kötü niyetli bir işveren veya bozuk iş-yaşam dengesi gibi olumsuz iş deneyimleriyle de ilişkilendirilebilir.

    ergofobi genellikle sosyal fobi, topluluk önünde konuşma korkusu veya eleştiri korkusu gibi fobilerle ilişkilidir.

  • muhammed abdülvehhab tarafından kurulmuş, selefiyye mezhebinin aşırı ucu sayılan akımdır. suudi arabistan devleti'nin resmi mezhebidir. katı bir islam anlayışları vardır. tarikatlara, türbe ziyaretlerine karşıdırlar. öyle ki mekke ve medine'de bulunan tüm sahabe mezarlarını dozerlerle yerle bir etmişlerdir. peygamber efendimizin mezarını da yıkmaya kalkışmışlardır ancak islam dünyasından gelen sert mesajlardan ve ultimatomlardan sonra bundan vazgeçmişlerdir. bu denli tarikat ve türbe karşıtı olmaları, bu şeylerin müslümanları şirke sevkettiğini düşünmelerinden kaynaklanır. iranlılarla karşılıklı bir nefretleşmeleri vardır çünkü iranlılar da tıpkı bizim gibi saçma sapan türbe ziyaretleri yapmakta, özellikle peygamberimizin naaşının bulunduğu mekandaki demirlere ve taşlara ellerini ve yüzlerini sürerek ağlaşırlar. bu durum vahhabi suudi polisini çileden çıkarır ve hemen hemen her hac mevsiminde tartışmalar yaşanır. ayrıca suudi yönetiminin kabe'nin etrafında inşa ettirdiği hotellerin , kabe'nin boyunu geçmesi ve kötü bir görüntü oluştumasına karşı çıkan iranlılar türklerden bu konuda destek beklemektedirler. konuyu biraz dağıttık ancak vahhabileri tanımak için bu bilgiler gereklidir. arabistan dışında pek taraftarı yoktur. osmanlı'nın son zamanında ingiliz maşası olmakla ve osmanlıya ihanetle suçlanırlar.

  • ya yazmayayım yazmayayım diyorum da ...

    ulan, ''anadolu'nun kızı'' diye tekrar edip duruyor şarkıda, fotoğraflara bakıyorum ankara'nın ötesinde çekilmiş bir tane fotoğraf yok. çanakkale'de, anıtkabir'de vs. hepsi.

    hayır, emine ülker tarhan'ı anadolu kızı olmamakla suçlamıyorum, çünkü şu yüzyılda anadolu kızı olabilmesi için evvela ataerkil düzene boyun eğmiş, törelere adetlere biat ederek hayatını sürdüren evinin kadını çocuklarının anası olmaktan öte toplumsal bir rolü olmayan bir kadın olması gerekir.

    ama neydi sayın tarhan'ın chp'ye karşı argümanı, ''değerlerden vazgeçtiniz, cumhuriyet'e ihanet ettiniz, altı ok bu değil''.

    ee ablam ? ne ayak ? anadolu'yu düşürmüyorsun ağzından ama ? parti kurunca mı anladın, türkiye'nin 'her kesiminden' ve büyük çoğunluğu olan 'anadolu'dan oy alman gerektiğini.

    cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında partinin çalışmalarını baltalarken de aklına gelseydi keşke bunlar.

  • kıyaslama;

    denize doğru > uzi'nin şimdiye dek yaptığı ve ölene kadar yapabileceği tüm şarkılar.

    ben bu adamı 25 sene önce de, iki ay önce de sahnede dinledim ve şunu söyleyebilirim ki enerjisinden gr eksilme yok adamın. dans eder, enstrüman çalar, dili vardır, yurt dışı görüsü muazzamdır ama her şeyden çok müzisyen kere müzisyendir. düşününce adamın 35 senelik sanat hayatında tek falsosu da yok.

    kendisi "kanka olunmak istenen ünlüler" listemin tepelerinde yer alan ender müzisyenlerdendir, hatta şimdi düşündüm de george michael ve david bowie ölünce en tepeye yerleşti sanırım.

    ömrü uzun olsun. herkesin de dediği üzere, yaptıkları nesiller sonra da elbet dinlenecektir.