hesabın var mı? giriş yap

  • türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı'na hakaret etmek, açıkça suç işlemektir. bu suçtan kaçınmak için, söylediklerinizin afaki savurmalar değil, somut gerçeklikler olması gerekir.

    mesela, birinin iki farklı tarihteki beyanlarının tutarsız veya birbirine tamamen zıt olması, ya bu kişinin aklının yerinde olmadığına ya da bunların birinde yalan söylediğine dayanaktır. ve bu tutarsızlık ya da zıtlık, rahatlıkla ispatlanabilecek bir şeydir.

    mesela, öldürülmüş birinin arkasından sanki maktul bunu hak etmişçesine konuşmak, konuşan kişide (kanun dilini kullanıyorum) canavarca hislerin bulunduğu düşüncesini destekler.

    mesela, öldüren biri için "emri ben verdim" demek, çok açık bir şekilde azmettirme ikrarıdır. bu da öldürenle aynı cezai sorumluluğu gerektirir.

    bu örneklerin hiçbirinde hakaret bulunmamaktadır.

    yeter ki gündemi iyi takip edelim.

  • çocuk ya da ergenlerden oluşan bir sınıfta hiyerarşinin nasıl kurulduğu yere düşen paltolardan da belli olur. şimdiki durumu bilmem ama eskiden sınıfın arkasında upuzun bir kanca sırası olurdu, yaklaşık 40 kişilik filan. işte sabah giren çocuk buraya paltosunu asar. fakat bu paltolar bazen orada cereyan eden itişmeler şakalaşmalar nedeniyle asıldıkları kancadan kurtulur ve yere düşer. bu aşamadan sonrası dikkatle izlenmelidir. eğer düşen palto sınıfın popüler ve güçlü kuvvetli çocuğunun paltosu ise oradaki çocuklardan biri hemen paltoyu kaldırır ve yerine asar. ama sınıfın önemsenmeyen ya da taşak oğlanı olan veyahut silik birisine aitse bu palto? o çocuk görene kadar bir gelişme olmaz. hırgür bittikten sonra çocuk gider kendi paltosunu kendi asar. böylece sınıf içindeki pozisyonunu da bir kez daha öğrenmiş olur. insan davranışının en saf hallerini görebildiğimiz çocuk davranışlarından sıradan bir ayrıntıdır aslında bu.

  • tayland'da yaşayan bir kabile. bu kabilenin kadınları boyunlarına metal halkalar takarak gelenekleri uyarınca süslenirler. bu halkalara her sene yenileri eklenir ve kadınlar uzun boyunlu, zarif bir görünüme kavuşurlar. ne var ki uzun boyunlu olabilmek her kadın için mümkün değildir. bu kadınlara ejderha kadınlar denir çünkü takvimin yalnızca ejderha yılında doğan kadınlar bu halkalardan takma ayrıcalığına sahiptir. yıllar içinde boyun uzadığından kadınlar bu halkalara bağımlı hale gelir. sözgelimi içlerinden birinin bir ihtiyacını görmek için boynundaki halkaları satmak zorunda kaldığını, fakat şiddetli boyun ağrılarına katlanmak zorunda kaldığını anımsıyorum. bu da böyle bir töre işte...

  • uzun yıllar burun tıkanıklığı yaşamış , ameliyat olmuş ve iyileşmiş ve sonra tekrar aynı soruna geri dönmüş biri olarak deneyimlerimi size aktarayım ;

    burun tıkanıklığının en çok karşılaşılan nedenleri ve etkilerini yazayım;

    -nezle ve alerji nedeniyle burun etlerinin şişmesi : en çok karşılaşılan nedenlerden biridir. bünye alerjenin solunmasını engellemek için burundaki etleri şişirir veya aşırı derecede beyaz mukus sıvısı salgılar. tabi burun dola dola tıkanır. eğer ileri derecede alerjiniz yoksa alerji semptomlarını bastıran ilaçlar ve alerji testi sonucu olacağınız aşı sayesinde bu durumdan kurtulabilirsiniz. çoğu insanda mevsimseldir. en yoğun olduğu dönemde ilaç kullanımı en etkili çözümdür. ileri derecede alerji sahibiyseniz kortizonlu ilaçlar kullanmadan burnunuz açılmıyor. kortizon iğnesi çok etkili fakat en fazla senede iki veya üç kez yaptırabiliyorsunuz. kortizonun zararlarını yazmıyorum zaten aşağı yukarı biliyorsunuzdur.

    - grip gibi virüs kaynaklı hastalıklara karşı bağışıklık sistemi hareketi olarak burnun tıkanması : aslında bu konuda en önemli unsur her türlü tıbbi konuda olduğu gibi bağışıklık sistemini güçlü tutmaktır. her şey zincirleme şeklinde gerçekleşiyor. vücut grip ile savaşırken bağışıklık sistemi zayıflıyor bu sefer alerjenler ortaya çıkıyor , tekrardan akıntı başlayıp , burun tıkanıyor. hastayken bir de burun tıkanıklığı ile uğraşıyorsunuz. bu da geçici bir sorun ve hastalığın ortadan kalkması ile sona eriyor. çözümü doktorumuzun verdiği ilaçları kullanıp hastalıktan kurtulmak. burun zaten iyileşince otomatik olarak açılıyor.

    - burun kemiğindeki eğrilikler : bu konuda sizin yapabileceğiniz pek bir şey yok. tek çözüm ameliyat . uzman bir kbb doktoruyla görüşüp en kısa sürede ameliyatınızı olup bu hastalıktan kurtulun. ameliyat sonrası ilk bir hafta sıkıntılı olabilir ama ömür boyu rahat edersiniz.

    - sinüslerin aşırı dolu olması ve taşlaşmış mukus tabakası : namı diğer sinüzit. sinüsler çok fazla dolup ağız kısımları tıkanıp hava almadığında içerideki mukus sıvısı taşlaşıp sinüsleri tıkıyor ve sinüsler iltihaplanabiliyor. bol bol nazal yıkama yapıp , sinüzit konusundaki genel kurallara uyarak bir nebze hafifletebilirsiniz ama tam olarak kurtulmak zor. ben tam çözüm bulamadım. ameliyattan sonra tekrar sinüslerim tıkandı. doktorumun söylediğine göre 3-5 kez ameliyat olan varmış. sinüzit ameliyatı çok kolay , burun kemiği ile oynanmadığı için ertesi gün hayatınıza kaldığınızı yerden devam ediyorsunuz. hiç korkmayın. geçici ve kalıcı yani kronik iki çeşit sinüzit var . geçici ise antibiyotik kullanımı ve nazal yıkama ile kısa sürede atlatabilirsiniz fakat alerjik ve kronik sinüzit ise ömür boyu savaşmak zorundasınız. anti histamik ilaçlar , kortizonlu spreyler , antibiyotikler , ağrı kesiciler ve nazal yıkama kitleri demirbaşınız olacak.

    - nazal polipler : polip konusu baya sıkıntılı. yanlış bilmiyorsam tam olarak neden olduğu bilinmiyor. polipler burun etlerimizde oluşan üzüm tanesi gibi salkım şeklindeki tümör benzeri yapılar. bazıları o kadar büyük oluyor ki burun deliğinden gözlemlenebiliyor ve burnu tıkıyor. burnun koku alma kısmında çıkarsa koku alma duyusuna zarar verebiliyor. polipler ameliyatla alınabiliyor ama tekrar çıkmama gibi bir garantisi yok. vücut bu yapıyı kendi kendine oluşturuyor. ameliyat sonrası oluşumunu engelleyen spreyler kullanılıyor ama dediğim gibi tekrar oluşmayacak diye bir durum yok. ameliyatı çok kolay , sıkıntısız.

    - uzun süreli burun spreyi kullanımı nedeniyle burun etlerinin sarkıp nefes yolunu tıkaması : hepimizin bildiği sprey bağımlılığı. spreyler burun etlerindeki damarları ve dolayısıyla burun etini büzüştürüp burnun açılmasına neden oluyor biz de rahatça nefes alıyoruz fakat bu işin bir de kayıp kısmı var. uzun süre bu sprey maruz kalan burun etleri zamanla gevşeyip tıpkı yaşlı bir insanın derisi gibi sarkıp burnu tamamen tıkamaya başlıyor. tek çözümü ameliyatla bu etlerin kesilip alınması . ameliyatı kolay ve pek ağrı sızı olmuyor.

    - estetik ameliyat sonrası burun tıkanıklığı : bu nedeni bir tanıdığımın başına gelmesi nedeniyle yazıyorum. kızcağız tamamen sorunsuz olan burnunu estetik kaygılarla değiştirdi ve artık eskisi gibi nefes alamıyorum diye uzun süre şikayet etti. sanırım burada doktor konusu çok önemli. aman dikkat edin. şimdi başka bir hekime tekrardan ameliyat olmayı düşünüyor. gerçi ben sıkıntısız bir burnum varsa isterse karga gagası gibi olsun elletmezdim.

    özetle burun tıkanıklığında sorunun kaynağına inmek çok önemli . bazıları geçici durumlar iken bazıları kronik olabiliyor. sorunsuz bir burnunuz varsa ona sevin ve okşayın çünkü bazı insanlar için bu bulunmaz bir nimet. iyi bir şekilde nefes almak yaşam standartınızı oldukça yükseltecektir. kendim üzerinden örnek vermem gerekirse burnum tıkalıysa hem çok sinirli oluyorum hem de hiçbir şeye konsantre olamıyorum. üzerine koku alma duygusunu da kaybettim. ameliyatla belki bir nebze geri gelir dedim ama o da gelmedi :(

    not : yanlışım varsa düzeltin , herhangi bir tıbbi eğitimim yok fakat uzun yıllar doktora gide gele bir şeyler öğrendik. sağlıkla kalın , bol nefesler.

  • adamlar, iyi güzel saf masum olan her şeye düşman.
    kötülüğün neferi olmaya yemin etmişler.
    yanılır şaşar da masum bir varlığın hakkını savunuruz diye ödleri kopuyor.

  • otelinizin muazzam bir kahvaltısı var diyen italyan arkadaşa sövmekle geçmişti ilk günkü italya kahvaltım. espresso, her çeşit kruvasan, bin çeşit kadar marmelat ve reçel. kolay adapte olan bir insan olduğum ve tatlıyı sevdiğim için alıştım ikinci gün.

    yine de merak edip klasik italyan kahvaltısı hep böyle midir, diye sordum 70'lerindeki meslektaşıma. böyle derken? dedi. işte kruvasan, marmelat ve espresso böyle boktan mıydı hep geleneksel italyan kahvaltısı, dedim. yok benim gençliğimde farklıydı her şey, dedi. nasıldı, dedim. kahvaltı sadece espresso ve sigaraydı, çok güzeldi, dedi.

    sonra beatles'ın 1965 yılındaki velodromo vigorelli milan konserine gitmek için evden nasıl kaçtığını anlatmaya başladı.

    (bkz: ipek'e yardım elini uzat)