ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
erdil yaşaroğlu'nun herkese telif davası açması
-
umut sarıkaya gibi bir üstat varken, bu arkadaşın komik olmayan karikatürleri de neden paylaşılır bilemediğimiz durumdur. adam da zaten paylaşmayın demiş, ne güzel tüm taraflar aynı fikirde.
agnostisizm
-
"ben bir ateist değilim. kendime bir panteist diyebileceğimi de düşünmüyorum. ilgili soru bizim kısıtlı akıllarımız için çok geniş. biz, pek çok değişik dilde kitapla doldurulmuş bir kütüphaneye giren küçük bir çocuğun durumundayız. çocuk kütüphanedeki kitapları birisinin yazmış olması gerektiğini bilir. nasıl yazıldıklarını bilmez. yazıldıkları dilleri anlamaz. çocuk, kitapların sıralanmasında esrarengiz bir düzen olduğundan şüphe eder, ama ne olduğunu bilmez. bu durum, bana göre, en zeki insanın bile tanrıya göstereceği yaklaşımdır. biz, evrenin muhteşem bir şekilde düzenlendiğini ve belirli kanunlara uyduğunu görmekteyiz, ancak bu kanunları çok bulanık bir şekilde anlayabilmekteyiz."
albert einstein
erdoğan gibi düşünenler türkiye'ye gitsin
-
peki erdoğan gibi düşünmeyenler oraya gelebilir mi? bence sorulması gereken en önemli soru bu.
saray'da yapılan tersine beyin göçü toplantısı
-
fotoğrafa 10 saniye bakınca beyin kendiliğinden göçüyor zaten.
ışid türk askeri videosu yayınlasa olabilecekler
-
bıçak kemiğe dayanır, allah korusun. takip eden ilk derbiyle de unutur, cüneyt çakır'a sövmeye devam ederiz..
abdürrahim albayrak'ın oynadığı zombi filmi
-
http://i.radikal.com.tr/…/09/14/fft22_mf540689.jpeg
fotoğrafın en solundaki şahıs abdürrahim albayrak değilse sözlüğü bırakıyorum.
not: link ile ilgili düzeltmeyi yapan (bkz: insani oldurmeyen sey tuhaflastirir) nickli arkadaşa teşekkürler.
türk insanının ikinci el alışverişi sevmemesi
-
milletimizin dürüst olmaması bunda önemli etkenlerden biridir. bir eşya satacağı zaman onunla ilgili bilgileri dürüstçe paylaşan insan sayısı çok az. nasılsa sattıktan sonrası umrunda olmuyor kimsenin. dolayısıyla elektronik eşya gibi şeylerde satan kişi tanıdık biri değilse asla almam.
ama açıkçası mobilyada ikinci el almayı seviyorum. şu an için bir kanepe ve birkaç sandalye kadar eşya var evde ve yetiyor. kalan birkaç eksiği de ikinci el alarak tamamlıcam ilerleyen zamanlarda. özellikle eski ahşap koltuklar, dolaplar vs. çok çok güzel. hem hesaplı hem de karakteri olan eşyalar almak mümkünken yeni diye niye daha çok para verelim ki. saçma.
robin van persie
-
oğlum adamın ismi bile bir haykırış lan.
robin van persie ismindeki harflerin yerini değiştirip bir pas verin yazabiliyorsun .
galatasaraylı oyuncuların bedelli sırasındaki pozu
-
içlerinden biri kaybettiği iddia sebebiyle hepsinin bedelli parasını ödüyor olabilir. adamlara koymaz nasılsa...
git sen de ona vur diye gaz veren ebeveyn
-
(pazartesi)
- anneeeaaa alikerem benim oyunumu aldi serviste, geri isteyince de vurduuu
- oglum, yarin guzelce iste, baskasinin malini almak hirsizliktir diye anlat, isterse paylasacagini da soyle, eminim geri verir.
(sali)
- aneeaaaa alikereme soyledim, paylasirim da dedim, bu sefer tekme atti
- oglucum, sen uzulme, eminim alikerem'le ortada bir yol bulursunuz, anlasirsiniz, oyunu aldin mi?
- alamadim, kafani servis kapisina takar suruklene suruklene okula kadar gidersin dedi (ne manyak cocukmus lan bu da, alt tarafi 8 yasinda).
- tamam, kendi aranizda cozemiyorsaniz servis ablasindan yardim isteyin o zaman.
(carsamba)
- anneeeaaa alikerem kolumu isirdi, gozume de yumruk atti, oyunu da alamadim. bi daha istersem tenefuste beni lise binasinin bahcesine goturup dovecekmis, oyle dedi.
- yarin git sen de ona vur o zaman
(persembe)
- anne, oyunumu aldim.
- hmm... iyi oglum. (irdelemiycem, allahim naaptim ben?)
(persembe saat 19:30, telefon calar)
- aloo, ben alikerem'in annesi bilmemne, oglunuz alikerem'i dovmus. (ahanda!)
- allah allah, cok ilginc. ne olmus, neden kavga etmisler?
- bilmiyorum valla, anlatmadi alikerem.
- bi sorun bakalim.
(on dakika sonra)
- alo, sizin oglan durup dururken vurmus, servise biner binmez yumruk atmis.
- hanfendi, ben aralarinda halletsinler diye uc gundur ugrasiyorum (olayi bildigim kadariyla anlatirim), oglunuzla uzlasmasmaya calistigina eminim oglumun, ama sonunda boyle halletmisler iste.
- nesi hallolmus? kaba kuvvetle mi hallolurmus. ne bicim annesiniz siz, ne bicim cocuk yetistiriyorsunuz? mudure sikayet edecegim oglunuzu.
- buyrun edin. bu arada, alikerem kac yasindaydi pardon?
- 8
- benimki 6 oldu, cuma gunu. (ne diyorum ben? bu ben olamam? ama nasi da dovmus kendinden buyuk cocugu) iyi aksamlar (nezaketin batsin zkurmus, kari suratina kapadi telefonu)
(cuma)
- anneee mudurun odasina gittim yine
- (bilmezden gel zkurmus, sakin ol) aaa neden?
- bilmiyorum ki, birinin koltugunu tekmelemisim galiba serviste
- hmm, alikerem'e vurdun diye olmasin?
- yok ya, vurmadim bile, oyunumu ver yoksa seni bayiltana kadar doverim dedim, odu koptu.
- aaa baak koca bir karga gecti disarda. (naaptim ben, naaptim?)
6 kez boşanan kadının evlilik programı yapması
-
sadece uganda'da gerçekleşebilecek mucize olay. düşünsene, sunucu defalarca başarısız evlilikler yapmış ve boşanmış, gelecek vatandaşa kısmet arayacak.
aslında mesaj da iyi, mesele evlenmek değil yiğen, evli kalabilmek.