hesabın var mı? giriş yap

  • atatürk döneminde kurulmuş tüm cumhuriyet şirketlerini "devlet şirket sahibi olmaz" argümanı ile satıp bitiren siyasal islamcılar ın domates, biber, ucuza peynir, soğan, patates satma girişimlerine bir örnektir.

  • ulkenin dogu sinirindan bati sinirina 3 saatte yurunuyor. geyik degil, $oyle bir yururken icin gecse multeci oluyosun.

  • sabah sabah, yeni bir haftaya başlamak için en üzücü haberlerden birine vesile olmuş, asla unutulmayacak efsanevi sanatçı, efsanevi besteci. çok üzüldüm gerçekten.

    geyik muhabbeti gibi olacak ama daha geçen hafta the very best of ennio morricone albümünü bilmem kaçıncı defa hayranlık içinde dinlerken 'allah uzun ömür versin' diye içimden geçirmiştim. hala yaşadığına şükretmiştim. kötü haberi almam ancak bir hafta sürdü. aslında yaşı itibarıyla her an bekleyebileceğimiz ama ne olursa olsun ölümü yakıştıramayacağımız da bir insandı.

    john williams, hans zimmer, james newton howard, thomas newman, ramin djawadi falan hepsi harika besteciler ama ennio morricone tam anlamıyla çağımızın mozart'ı, beethoven' ı, bach'ı, brahms' ı, hangisini isterseniz o'suydu. ardında bıraktığı unutulmayacak güzellikteki eserler günü gelecek, alt tarafı birer film müziği olarak kalmayacak, 20. ve 21. yüzyılın klasik müzik eserleri olarak anılacaktır. mekanı cennet olsun, güzellikler içinde uyusun.

  • açılın ben geldim. öncelikle, duruma göre değişir. yıkandığı durum da vardır yıkanmadığı durum da.

    önce anlamamız gereken şey makarnayı yıkamak diye bir mefhumun neden olduğu. pişme denilen olayın mantığıyla alakalı olarak bizim makarnada yapmaya çalıştığımız şey her yerden illa bir duyduğumuz şu "al dente" (dişe gelir) pişirmek gereksinimi ya, makbulü o olduğundan dolayı, o al dente kıvamına getirdikten sonra kendi iç ısısıyla pişmeye devam ederek (bu nasıl olur diye soracak olan varsa, siz bir ürünü pişirirken ona ısı enerjisi yüklüyorsunuz ve kütlesi ve içindeki sıvı miktarına göre o ürün bir süre daha o enerjiyi atana kadar pişmeye devam ediyor. daha fazla detay için residual heat ile ilgili bir yazı) bir süre sonra al dente'liğini kaybetmesine engel olmak için pişmeyi o anda durdurmak, ayrıca makarnanın çeperinde sıvı ile şişmiş olan ekstra nişastadan makarnayı arındırmak. bu sayede yıkadıktan sonra hem ideal kıvamını koruyan hem de soğuduğunda birbirlerine çok yapışmayan makarna tanelerimiz oluyor.

    ama bu neden ve hangi durumlarda sakıncalı? şöyle ki, makarnanızı sosladığınız zaman o sosun makarnanıza yapışmasını ve içine çekmesini sağlayan şey de tam olarak bu nişasta. o sebeple o anda pişirip soslayacağınız makarnayı önden yıkarsanız kendi bacağınıza sıkmış olursunuz çünkü yıkanmış bir makarna asla o sosu içerisine çekmez.

    yani bu bilgiler ışığında şöyle diyebiliriz:
    1 paket makarna pişiriyorsanız ve bir oturuşta yemeyecek, o makarnayı soğutup tekrar ısıtacaksanız, yıkamak çok daha mantıklı. hele de bu makarnadan soğuk tüketilecek bir ürün yapacaksanız (örn. makarna salatası) bu makarnayı sudan geçirerek hem al dente'den öteye pişmesini durdurur hem de tane tane salatanın içerisinde kalmasını sağlarsınız.

    1 porsiyon makarna pişiriyor ve onu sıcak tüketmeyi planlıyorsanız paketin üzerinde yazan ideal pişirme sürsesinden 1-2 dakika az pişirip, yalnızca süzdükten sonra son 1-2 dakikalık pişirme işlemini sos içerisinde tamamlayarak sosuyla tamamen özdeşleşmiş, sıcacık, mis gibi al dente bir makarnayı yine yersiniz.

  • hic unutmuyorum tek başıma ilk gittiğim zamanlardı 19-20 yasında var yokum pek paramda yok eskiden bu piçler ağız birliği yapıp tek fiyat vermiyordu aralarında daha ucuza satanlar oluyordu. kumpirleride güzeldi yalan yok. önlerinde gezerken hepsi böyle bagırıyor yine öküzün biri dur dur gitme dedi oyaladı beni, o sırada baska müsterilerde geldi benim önüme geçtiler.

    bende o sırada biraz tüyer gibi diğerlerine bakmaya gittim o öküz hayvanoglu hayvan tam alacagım yere geldigimde siparisi verirken sipariş verdigim kadına bagırdı oradan, ona vermeeeğğğ ona satmayacaaaksaaaan, kumpircidr korktu veremedi korkusundan kadın. cok utanmıstım hayvan oglu hayvan ya. gittim sahildeki kafetarya lokanta tarzı mekanda yemiştim bende.

    tamamen doğulu ahlaksız hayvanların elinde olan yerlerden biri gitmeyin yemeyin aç kalıp belki insan olur hayvan oglu hayvan olanları…

  • erkek katil: gahrolsun erkekler, eril şiddet, hepsi ölsün, bunların hepsi böyle

    kadın katil: cinsiyetçi söylemlerde bulunmayalım, kadınlar kadar başınıza taş düşsün, ne önemi var cinsiyetinin

    iki yüzlü ruh hastaları ve amsalak meriçler...

  • osmanlı imparatorluğunun az bilinen çöküş nedenlerinden biri. özellikle 18. yüzyıldan sonra vergileri alanlar ile vergiyi verenler arasındaki ilişkinin cılkı çıkmıştı. vergisel ilişkiler cıvımıştı. abdullah efendi buğdayını ver, raci efendi bulguru ver, nurllah efendi patatesi ver, pelin hatun'a gelince "pelin zorlanacaksan bu seferlik verme ya sen, sonra verirsin önemli değil". ya önemli değil... gitti işte devlet.