hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: #146198636)

    yarı finaller oynanmadan önce finalde olası arjantin-fransa eşleşmesinde iki takımın da dezavantajlarını yazmıştım, tekrar özet geçmek gerekirse;

    "fransa;

    - iki dünya kupası üstüste kazanmak çok zor bir olay, bunu en son 1958-1962'de brezilya başarmış ki o dünya kupasında oynayanlardan hayatta kalan insan bile sayılı. büyük mental sınav.

    arjantin;

    - 86'dan beri süregelen 36 senelik dünya kupası laneti ve maradona'nın messi üzerindeki gölgesi var, yine büyük mental sınav."

    kadrolara bakıyorum, iki takımın da oynadığı takdirde maçı tek başına alacak birer büyük süper yıldızı var, iki takımın da tecrübeli oyuncuları var, iki takımın da genç, henüz piyasa değerini tam bulmamış ama üst düzeyde potansiyelli ve maçta ciddi heyecan yaşayıp ayağı titreyecek oyuncuları var, iki takımın da oyun gücü benzer, hayatımda bu anlamda gördüğüm en dengeli final maçlarından biri.

    bunun dışında messi konulu;

    (bkz: #146331123)

    gelmiş geçmiş en büyük oyuncu tartışmalarını reel parametreler üzerinden "yüksek oranda" bitirecek bir maç olması sebebiyle futbol tarihini değiştirebilecek kadar önemli bir maç. bu maç sadece messi'nin maçı değil, aynı zamanda cristiano ronaldo'nun ve maradona'nın da maçı, 30 senelik bir hesap burada kapanacak, bu anlamda en azından benim izlediklerim arasında şu ana kadar gelmiş geçmiş en önemli futbol müsabakası olacak.

    maç ne olur?

    şimdi her parametre birbirine bu kadar yakınken bu maça taktik, teknik kasarak galibi tahmin etmek imkansız, bu maç gerçek bir rus ruleti, olasılıklar tamamen yüzde 50-50, maçın skorunu iki faktör belirleyecek;

    1- süperstarların performansı,
    2- şans faktörü.

    böyle maçlarda yapılacak bir hatanın affı olmaz, tek bir gol elmas değerindedir ve telafisi zor olur. yine de işin tekniğine girecek olursak;

    fransa'nın bu maçta ciddi zaaf olabilecek bir durumu var, o da tchouameni'nin savunma anlamında arkada çok yalnız kalması. son 2 maçta ne rabiot ne fofana arkada 6'laşıp şuameni'ye destek veremediler, ortasahayı dolduramadılar, tchouameni de bir kante olmadığından mütevellit fransa ileride top kaybı yaşadığında rakip ortasahayı hızlı bir şekilde geçip fransa'nın birinci bölgesine rahatlıkla top taşıyabiliyor, fas ve ingiltere bu zaafı kullanamadı ancak arjantin geçişleri iyi yapan bir takım ve ileride messi gibi bir adam var, fransa cephesi fas'a verdiği geçişi arjantin'e de verip birinci bölgesinde bu kadar topla oynatırsa çok sıkıntı yaşar o maçta, bu anlamda ya daha önde bir savunma çizgisiyle maça çıkmalı, ya da tchouameni'nin yalnızlığına bir çare bulmalı, özetle arjantin ortasahası fransa'dan üstün görünüyor ve böyle maçlarda ortasaha direnci çok önemli.

    arjantin cephesinde net bir zaafiyetten bahsetmek biraz zor, o yüzden boş konuşmayacağım.

    velhasıl bence;

    - bu maç arjantin vs fransa maçı değil, messi vs mbappe maçı. hangisi daha iyi performans gösterirse takımı alır maçı.

    - öne geçen takım yüzde 80 olasılıkla bu maçı alır.

    tarihin en önemli futbol müsabakası olduğu fikrimi tekrarlayayım, fransa'yı destekliyorum, ancak fransa 60 senedir başarılmamış bir şeyi başarıp iki dünya kupası üst üste alabilecek bir takım mı diye sorduğumda biraz boşlukta kalıyorum ve sanki istatistiksel olarak arjantin alır gibime geliyor, bakalım ne olacak.

  • eger 0,74 gibi bir faiz orani yakalarsaniz, kredi ile ev almak diyorum. 1500 tl lik bir evde kiraci oldugunuzu ve kiraniza yilda ortalama yuzde 12 zam geldigini farz edelim. 15 yilin sonunda 671.000 tl odeme yapmis oluyorsunuz.

    yuzde 10 pesinatla 365.000 tl lik ev icin 15 yilda, pesinat dahil odeyeceginiz miktar 635.000 tl. yani 36.000 tl kar ediyorsunuz birde mulk sahibi oluyorsunuz.

  • 2002 yılında 6.6 milyar olan vatandaşın bankalara olan borcunu, toki ve tüketici finansman şirketlerine olan borçlar hariç 357 milyarın üzerine çıkararak ülkeyi elleriyle batağa sürüklemiş hükümettir.

    bunun yanında batık kredileri 127 katına çıkarmış hükümettir aynı zamanda..

    50 milyon kişinin ay sonunda sıfır ve altına düştüğü, 42 milyon insanın borçlarını ödemekte zorlandığı, son 6 yılda 9 milyon adet kredi ve kredi kartı hesabının yasal takibe alındığı, 3 milyona yakın kişinin de kara listeye alındığı ülkenin hükümetidir.

    milleti borç batağına sürüklerken, sırf abd para bastığı için gelen yüzmilyarlarca dolar parayı üretim yerine yandaşlarla inşaat projelerine yabancılara avm'lere savurarak cari açığı tarihte görülmemiş düzeye çıkartıp, tüm ülkeyi faizin kölesi hale getirmiş faizci hükümettir.

    (bkz: a.k.p.)

  • kurufasülye-pilava dayalı beslenmemizin doğal sonucu. halbuki elin kriminali kaslı, dövmeli. hapiste benç presini aksatmıyor.

  • bu ülkenin partisi olduğunu iddia eden partinin, bu ülkenin görev başındaki askerine karşı yaptığı provokasyonun sahibi milletvekili.

  • yemenli göçmenlerin arabistan'da aylık maaşı, 300 lira civarında filan. bahreyn yine aynı durumda. bahreyn halkının yüzde 80'ininden fazlası şii'dir ama suudi atamalı "krallar" tarafından yönetiliyor. hem bahreyn, hem de yemen bu suudlu alçaklara defalarca isyan etti, isyanın sebebi yukarıda yazdığım gibi mezhepsel değili sınıfsaldır. sadece katar'da dünya kupasına hazırlanan stadlarda ölen işçilerin sayıları binleri geçti ama kimse duymuyor, görmüyor.

    islamcılara bir şey söyleyince hiçbir karşılığı olmuyor, eğer bugün isyan eden şii'ler değil de sunniler olsaydı islamcılar ellerinde bayraklarla çoktan saraçhane'ye koşmuşlardı. amacım kimseyi hedef almak değil ama bu suskunluk allah aşkına, mide bulandırıcı değil mi? yemen'de 2011 de sustunuz, bahreyn'i görmediniz, şimdi yine susuyorsunuz, neyse.

    isyanın sebebi sınıfsaldır, örneğin bahreyn petrol bakımından dünyanın en zengin yeridir ama orada yaşayan şii'ler, bundan hiçbir pay almaz, alamaz. şii'lerin yüzde 50'sinden fazlasının nüfüs kağıdı yok, yani adamlar doğduğu büyüdüğü topraklarda mülteci konumunda.

    abd'nin de ne denli şeref yoksunu olduğunu bu operasyonla bir kez daha görmüş olduk. daha da yazılır ama midesi kaldırmıyor insanın, ne desek boş.

    edit, islamcıları bir kenara bırakıyorum zira onların gözleri görmüyor, kulakları duymuyor -umarım inandıkları bir allah vardır, başka bir şey diyemiyorum onlara- ama islamcıların dışında kalan kesim, allah aşkına şu olaylara mezhepsel bakmasın, mesele mezhep değil. mezhep orada yaşanan sınıfsal savaşı perdeliyor, asıl mesele kaynakların kimler tarafından sömüreleceği, abd'nin desteği de bu nedenle zaten. bakın, yemen üzerinde mısır ile suud'lar 60'larda da birbirine girdi, suud'lar yine abd'yi arkasına alıp kazandı. mısır o dönemde, cumhuriyetçi bir yönetimi desteklerken, suudi'ler, monarşiyi destekliyordu ve mısır ile suud'ları ele alırsanız meselenin mezhep olmadığı çok daha iyi anlaşılır.