hesabın var mı? giriş yap

  • gelmis gecmis en underrated gitaristlerden biridir. bunun sebebi de utangac kisiligidir bence. ha muzigini bu kadar guzel yapan sey de bu asosyal, icine kapanik halleridir buyuk ihtimalle. hemen her sarkisinda o odasinda tek basina oturup hayal kuran bir yandan da elinde gitariyla takilan cocuksu adami gorur gibi olursunuz.

  • - sarı saçlar
    - zigon sehpa gibi çene yapısı
    - space-x roketi gibi meminto
    - botokslu dudaklar
    - manken ya da sosyal medya fenomeni( bu nasıl zikim bir tabirse) olmak
    - geçmişinde en az 7-8 tane tanınmış kişiyle sevgili olmak vs

    futbolcular bunların makyajsız ve estetiksiz halini bilmediği için çocukları cennet mahallesinden aliş'e benziyor mk.

    debe editi: tamam dudakta botoks olmazmış yazmayın, ne bileyim lan benim kütük kayseri bizim orada kömbe dudaklı derler alla alla.

  • gazino patronu, müstakbel kayınpederi ve kayınbiraderlerinden kaçarken sahneye fırlayan ve müşterilerin sesine hayran kaldığı apti şakrak'ın, gazinosunda sahne almasını ister. apti başta belediyeden kovulacağını belirterek teklifi reddeder ancak gazino patronu "belediyeden 1 yılda alacağın parayı biz burada 1 ayda veriyoruz" der ve ücreti artırıp gecelik 1.000 tl teklif eder. video

    peki bu paranın bugünkü karşılığı nedir?

    öncelikle, bahsi geçen gazinonun "bebek park gazinosu" diğer adıyla "bebek belediye park gazinosu" olduğunu belirtmemiz gerekiyor. bunu, apti'nin afişlerinin altında görüyoruz.
    görsel - görsel - görsel

    yaptığım minik bir araştırma sonucunda bebek park gazinosu'nda programların ast solistler için çarşamba ve pazar akşamları olmak üzere 2 matine olduğunu ancak apti şakrak'ın tarzına daha uygun olacak şekilde de her akşam fasıl programı olduğunu gördüm.

    apti'nin bir yılda kazanacağı paradan daha fazlasını 1 ayda kazanacağını düşününce her gece sahne alacağını varsayarak hesap yapmak daha doğru olacaktır.

    1 ayı 30 gün üzerinden hesapladığımızda apti şakrak'ın maaşının 30.000 tl olduğunu görüyoruz. filmin yayınlandığı 1978 yılında asgari ücretin brüt 3.300 tl, net 2.102 tl olduğunu biliyoruz. bu durumda da 2.102 tl x 12 = 25.224 tl hesabı ile apti'ye önerilen 30.000 tl'yi doğrulamış oluyoruz.

    maaşın bugünkü değerini, asgari ücret, enflasyon ve dolar olarak üç ayrı kalemde hesaplayacağız.

    1) enflasyon hesabını tcmb'nin enflasyon hesaplayıcısı ile yaptığımızda apti'nin maaşının aylık 36.365 tl olduğu bilgisine ulaşıyoruz.

    2) asgari ücret üzerinden hesaplarken yukarıda da belirtiğimiz net asgari ücret hesabını kullanacağız.

    30.000 tl, 2.102 tl'lik net asgari ücretin 14.27 katıdır. bugünkü 4.250 tl'lik net asgari ücret ile hesapladığımızda apti şakrak'ın maaşı 60.647 tl etmektedir.

    3) dolar üzerinden hesap yaparken 1978 yılı ortalama dolar kuru olan 25.00 tl'yi kullanacağız.

    30.000 tl'nin 1978 yılındaki karşılığı 1.200 usd yapmaktadır. dolar enflasyonunu da hesaba kattığımızda 1.2000 usd'nin bugünkü karşılığı ise 5.372 usd etmektedir.

    5.372 usd üzerinden hesapladığımızda apti şakrak'ın maaşının 78.860 tl olduğunu görüyoruz.

    ___
    tüm bu hesap bize resmi olarak açıklanan enflasyon verilerinin nasıl çarpıtıldığının da kanıtını sunuyor. açıklanan enflasyon verileri ile 36.365 tl olan paranın dolar üzerinden hesaplandığında karşılığı 78.860 tl çıkıyor. asgari ücret ile yapılan hesapta ise son 2 yıldır yapılan yüksek oranlı asgari ücret zamlarının etkisi ile daha az fakirleşme görülüyor.

    birçok hizmet ve ürünün dolara endeksli fiyatlandığını düşünürsek dolar karşısında aylık 18.213 tl yani bugünün 4.29 asgari ücreti kadar bir fakirleşme mevcut.

    benzer işler:
    ¦ çiçek abbas'ın, minibüsünü almak için tefeci nejdet'e ödediği paranın bugünkü karşılığı
    ¦ korkusuz korkak'taki mülayim sert'in umumi tuvalet sermayesinin bugünkü değeri
    ¦ şark bülbülü'nde şaban'ın patrondan dayak yemek için aldığı paranın bugünkü değeri

  • bu gece yalnızdım. eve de pencereden güve midir ne boksa bi böcek girmiş. tüylü bir kelebek gibi bişey işte. acayip bi böcek. şimdi beni tanıyanlar bilir ki aslanın karşısında bile cesur olabilirim belki ama, böcekten korkuyorum ulan! böcek uçtukça evin içinde çığlık tepiş kaçıştım. annemi aradım. yok sineklikle vurdan yok zehir sıka kadar hiçbir tavsiyeyi yerine getiremedim.

    beni böcekten kedim kurtardı lan. aslanım ninja be, boşuna mı besliyoruz seni evde! nasıl yaman avcıymışın sen. bitanesin valla. atladı zıpladı kovaladı, naaptı etti o böceği yakaladı bana. kediler çok yararlı hayvanlar valla. sayesinde huzurlu uyku uyuycam.

    ninjanın göbek adı bundan sonra raid. eski türk adetleri uyarınca, gösterdiği kahramanlıktan sonra kendisine bir ad daha verdim.

  • boşanmış biri olarak diyorum, evlenin.
    sevdiğiniz insanla aynı evi, aynı hayatı paylaşmak kadar güzel bir şey yok ki. aşık olduğun insanla uyumak, uyanmak, ortak bir hayatı yaşamak, beraber mutlu olmak, birbirine destek olmak, dünyanın en güzel hissi. ama kastettiğim gerçekten aşk evliliği, kendini ve karşısındaki tanımadan evlenip, “evlendik ve aşkımız bitti” laflarına inanmıyorum, zaten en başında aşık değildiniz ve aynı hayatı paylaşınca çekilmez oldu sadece. aşık olduğunuzda en olmadık şeye göğüs gerip, sırf sevdiğiniz insanın yanında olabilmek uğruna acı çekebiliyorsunuz.
    her şey netse, gerçekten aşıksanız, aranızdaki bu bağla evlilik sizi sadece daha fazla mutlu eder o kadar, evlenin.

  • babam devlet memuruydu. ayın 15'nde maaş yattığı zaman ne yapar ne eder izin alır beni de yanına çağırırdı, okul olmadığı saatlerde. daha sonra beraber sırasıyla; su, elektrik ve telefon faturaları yatırırdık. ki şu an faturaları düzgün yatırma alışkanlığım buradan gelir. neyse.

    işin en güzel ve saçma olan kısmına gelirsek; her şeyi bitirdikten sonra mutlaka bana iskender ısmarlardı o maaş gününde. ama şöyle bir şey vardı. ben yerdim o karşımda her zaman ben aç değilim sen ye derdi, beni izlerdi. nereden bilebilirdim ki o zaman ki çocuk aklımla paranın yetmediğini, kendini boğazından kesmekten imtina etmediğini. ah be babam. özlüyorüm o günleri.

    yıllar yıllar geçti şimdi paramızı kazanıyoruz çok şükür. allah babamızı başımızdan eksik etmesin de geçmişte yiyemediği her şeyin acısını çıkarıyor şu an babam. baba çikolata alıyorum bana da al, baba muz alıyorum bana da al, baba magnolia alıyorum; ismi ilginçmiş bana da al. sen başımızda ol her şeyi önüne sererim babam. vefat etmiş babalara allah rahmet eylesin. babaları sevin, sarılın.

  • sesli güldürmüş olaydır.

    bu yüzden hapse girse içerdekilere olayı nasıl açıklayacak adam onu merak ediyorum.

    - sen neden yatıyorsun?
    +adam yaralama.
    +abi sen neden yatıyorsun?
    -snnmnkym.

  • abimin eşinin babası ile gerçekleştirdim. öpüşenlerden biri bıyıklı ise berbat bir his yaratıyor iki erkeğin dudak dudağa öpüşmesi.

    bundan yıllar önce yine böyle bir ramazan gününde yengemin babası ile tokalaşıp yanak yanağa öpüşmek için kafalarımızı birbirine yaklaştırmaya başladık. malum, uyumlu bir şekilde yanak yanağa öpüşebilmek için iki kişinin de sağ ya da iki kişinin de sol yanağını yaklaştırması lazım. aksi takdirde kafamızı kuş gibi geriye doğru zorlamamız gerekir yanakların birbirine temas edebilmesi için. yengemin babası sol, ben ise sağ yanağımla yaklaşmaya başlayınca bu uyumsuzluk hemen ortaya çıktı ve ne yazık ki bunu ikimiz de aynı anda fark ettik. ikimiz de aynı anda fark edince ikimiz de aynı anda yanak değiştirdik ve yine uyumsuz bir durum yaratmış olduk. kafalarımız hala hızla birbirine doğru yaklaşmaktaydı, zaman daralıyordu ve ikimizden -sadece- birinin yeni bir hamle yapması gerekiyordu. (uzun uzun anlatıyorum ama bunlar tabii ki saliseler içinde oluyor.) beklenen hamleyi yine ikimiz aynı anda yaptık, yine, yine, yine derken sağa sola ufak hareketlerle titrer gibi görünen kafalarımız birbirine iyice yaklaştı ve hasan amca ile dudaklarımız birleşti. muhteşem bir birleşme idi! adamın ıslak bıyıkları ağzımın içindeydi ve ramazan dolayısıyla bıyıklarına sürdüğü hacı misinin bir anda ağzımın tamamını kaplayan iğrenç, yağlı kokusunun tüm benliğimi ele geçirmesi yaklaşık bir saniye sürdü. alt dudağım da hafiften onun dudaklarının arasında kalmıştı. bilirsiniz bazı yaşlılar yanak yanağa öpüşme esnasında iki kollarıyla birlikte gençleri çok fena kavrar; işte o kavrama da duruma eklenince resmen tecavüzü yaşadım ben o gün.

    nasıl kurtuldum hatırlamıyorum. sonrasında kendime ne zaman geldiğim de hatıralarımda net değil.

  • baba doğru olanı yapmış, dedem anneme demiş ki gelinlikle çıktın kefenle girersin bu eve, zavallı annecim başı sıkıştığında gidecek bir baba kapısı bulamamış.
    aslan gibi babadır ve dedem adam değildir.

  • insanları gözünde fazla büyütmek.
    onlar zaten kendilerini o kadar büyük görüyorlar ki, bir de sen büyütünce, karşında tanrı pozisyonunda seni yargılayan biri oluveriyor.
    "hele bi' otur soluklan yeğenim" jokerinizi elinizden hiç bırakmayın.