ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
erdoğan'a yakışacak cumhurbaşkanlığı makam aracı
-
edit: maalesef link patates olmuş, espirisi kalmadı. bulunca eklerim.
duyunca orijinalini unutturan yanlış telaffuzlar
-
yanlışları:
küsür
orjinal
harfiyat
evye
insiyatif
ünvan
şöför
şovalye
ultimatom
döküman
doğruları:
küsur
orijinal
hafriyat
eviye
inisiyatif
unvan
şoför
şövalye
ültimatom
doküman
düzenleme: birkaç yeni kelime ekledim. aslında çok fazla örnek var ama çok kullanılanları yazmak istedim.
hayata dair iç burkan detaylar
-
dogustan isitme engelli cocugun sordugu soru:
- gunes dogup batarken ses cikariyor mu ?
tasdikten başka çare yok
-
`1976 yılı haziran ayında cumhuriyet savcılığından hakimliğe geçmiştim. çaycuma'ya tayin olmuştum. adli tatilden önce göreve başlamıştım. her yeni atananlar gibi adli tatilde nöbetçi kalacaktım. hukuk hakimi arkadaş tatile çıkacaktı. adli tatilde asliye hukuk davalarına çok az bakılır. kadastro davaları adli tatilde görülürdü. bana " iki dava var,ikisi de kararlık." dedi. kadastro davalarını hiç bilmiyorum.ne yapacağım dedim. "davanın kabulüne karar ver,ben tatilden dönünce gerekçesini yazarım" dedi.o kadar süre karar bekler mi,taraflar kararı temyiz edecekler diye itiraz edecek oldum. "bizim mahkemelerde temyiz süresi kararın tebliğinden itibaren başlar,merak etme " diyerek yatıştırdı beni.
derken günü geldi ,o iki davanın duruşmasını yapıp " davanın kabülüne" karar verdim.adli tatil bitti. hukuk hakimi arkadaşa " kararları verdim gerekçelerini yaz" dediğimde "kararı sen verdin arkadaş,sorumluluk senin kararları gerekçeleri ile senin yazman gerekir" deyip kestirip attı. kadastro davaları uzmanlık işi.ben savcılıktan yeni geçmişim hakimliğe .ceza davası olsa kolay. ama bu davalar öyle değil. meğer arkadaşım bana şaka yapıyormuş. kararları gerekçesi ile yazdı. kararlar temyiz edildi.
aradan epey bir zaman geçti. çevreye,arkadaşlara,davalara alıştım. asliye ceza mahkemesi duruşmalarını bitirmiş çay içiyordum odamda.hukuk hakimi arkadaşım uğradı. "gözün aydın" dedi. ne için dedim." kararların tasdik geldi" dedi. hangi kararlar dedim." kadastro kararların" deyince hatırladım.kararları yazan o idi ama ben imzaladığım için kararlar benim oluyordu.
"yalnız nasıl oluyor 9 kiloluk bir dosyayı 14 ayda inceleyip karar verebiliyor yargıtay anlamadım " dedi. bu defa şaşıran ben oldum ; karar sırasında normal dosyalar vardı.aşırı hacimli dosya görmemiştim. ben o kadar kalın bir dosya filan görmedim dedim. "dosyanın büyük kısmı bir çuvalda duruyor,sadece duruşma tutanaklarını ayrı bir dosyaya koymuştuk,taraflar ve vekilleri durumu biliyor" diye cevapladı. merak ettim.yargıtaydan dönen dosyayı gördüm.gerçekten bir çuval dolusu evrak vardı içinde. yargıtayın onama kararını gösterdi arkadaş. o arada eski yazı (arapça harfler) ile yazılmış bir takrir notu düştü.demek ki dosyayı yaşlı bir yargıtay üyesi incelemiş. medeni kanunun kabulünden (1926) önce ölenlerin mirası eski yasaya göre çözüldüğünden (o tarihte bu tür davalar vardı elimizde) eski yazıyı bilen bilirkişimize (müftü) müracaat gerekti. bilirkişi eski harfle yazılmış notu okudu : "dosya çok hacimli,tasdikten başka çare yoktur"
sözlükçülerin yediği tarihi ayarlar
-
pazar günü içimden, geldi, kahvaltıyla akşam yemeğini ben hazırladım. normal zamanlarda, mutfaktaki yardımım üst raflardan bir şeyler almakla sınırlı. aslında fena değilim yemek yapmakta ama işime gelmiyor hazır yapan varken.
kız arkadaş - napıyorsun?
ben - yemek hazırlıyorum.
kız arkadaş - e kahvaltıyı da hazırladın.
ben - olsun sen hep hazırlıyon.
kız arkadaş - ben de içeri gidip, bağıra çağıra küfrederek fifa oynayayım bari.
ben- ...
uyuyan yolcuyu uyandırıp o koltuk benim demek
-
uyayan yolcuda salatalik yapmasin, gitsin kendi koltuguna otursun.
türk öğrencilerin %1'inin doğru yanıtladığı soru
-
kalan yüzde 99 'unun da anlamadığı soru.
uçakta türk olduğunu belli etmenin yolları
-
yolcu 1: hostes hanım bakar mısınız?
hostes: buyrun.
y1: şu arkadaki koltuk (acil çıkış tarafındaki koltuğu gösteriyor) buradan daha geniş ben oraya geçebilir miyim?
h: maalesef efendim. koltuk değişikliği yapılamıyor.
y1: neden?
h: acil çıkış kapısındaki kapılar ek ücrete tabi oluyor ve ek ücret ödeyenler oturabiliyor.
y1: ya hanım kızım boş oturayım ne olacak işte?
h: efendim maalesef belirttiğim gibi sizi oraya alma şansım yok.
[adam burada uf puf eder, hostes gider.]
yolcu 2 [adamı tanımayan başka bir adam]: ya geç hemşehrim kimse oturmuyor n'olacak!
yolcu 3 [adamı tanımayan adamı tanımayan, yolcu adamı da tanımayan başka bir adam]: tabi tabi ya geçin ne var oturacaksınız da yiyecek misiniz sanki koltuğu n'olur yani!
yolcu 4 [aslında kimsenin yüzüne bakmadan, konuştukları çevresindekiler tarafından duyulacak şekilde konuşuyor]: aman şirket politikasıymış insanlara eziyet etmekten başka bir şey değil..
y1 [acayip gaza gelir hostesi falan dinlemez ve bir hızla yerinden kalkar]: tabii ya sanki ne var yiyecek değiliz ya koltuğu. [oturur] oh be ayaklarım rahat etti vallaha.
[y1 y2 y3 y4 arası karşılıklı tebessümler]
hostes gelir, bakar, dudağının kenarlarını kulaklarına doğru çekme, gözlerini kapama ve kafasını sağa doğru çevirmek sureti ile sitemkâr bakışlar atıp geri döner.
hostes --> emir kulu. ekmek kapısı. türk.
yolcu 1 --> kendine kalsa yapmayacağı bir şeyi biraz gaza gelince kolaylıkla yapabiliyor. türk.
yolcu 2 --> küçük meselelerde birine destek olmayı çok sever. türk.
yolcu 3 --> küçük meselelerde biri birine destek olunca olaya dahil olmaktan çok hoşlanır. türk.
yolcu 4 --> ortalık galeyana gelince çorbaya tuz atmak, birlik ve beraberlik duygusunu güçlendirmek temel görevidir. türk.
sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa'nın ingilizcesi
-
"too many chiefs, not enough indians."
yaran fıkralar
-
bir rus fıkrası gelsin bakalım.
başbakan medvedev gergin bir şekilde başkan putin’in odasına girmiş ve ondan saat dilimlerini kaldırmasını istemiş.
putin: neden?
medvedev: bu saat farkı meselesi yüzünden delirmek üzereyim. bir şehre seyahat ediyorum, telefonla evimi arıyorum ama herkes uyuyor oluyor. geçen gün sabah 4’te kalktım ama akşam sandım. doğum gününü kutlamak için merkel’i aradım ama bana “doğum günüm dündü” dedi. çin devlet başkanını yeni yıl tebriği için aradım ama “yeni yıl yarın” dedi...
putin: bunlar küçük sorunlar.
medvedev: küçük sorunlar mı?!. içinde polonya başbakanıyla düşen uçağı hatırlıyor musunuz? taziyelerimi bildirmek için aradım ama bana uçağın henüz havalanmadığını söylediler!
bekar erkeğe sürekli bakıp gülümseyen evli kadın
6 mart 2020 idlib ateşkes antlaşması
-
savaşa evet barışa hayır
alkış
barışa evet savaşa hayır
alkış
suriye'ye giriyoruz
alkış
suriye'den çıkıyoruz
alkış
dostum putin
alkış
hain putin
alkış
dostum trump
alkış
hain trump
alkış
s400 alıyoruz
alkış
patriot alıyoruz
alkış
israil dostumuz
alkış
israil düşmanımız
alkış
ateşkes isteyen haindir
alkış
ateşkese laf eden haindir
alkış
bop eşbaşkanıyım
alkış
bop eşbaşkanı olduğum iftiradır
alkış
şehitler tepesi boş kalmayacak
alkış
bay kemal şehit gelsin istiyor
alkış
efendim şu öyledir böyledir
alkış
ben hiçbir zaman şu öyledir böyledir demedim
alkış
alkışlar akp..
agatha christie
-
john curran'ın agatha christie hakkında derlediği 75 maddelik bilgilerin çevirisini ekliyorum. başlamadan tanım: kutsal kitaplar ve shakespeare'den sonra en çok satan yazar.
1- küçükken okula gitmemiş, evde annesi ve mürebbiyesi tarafından eğitilmiş.
2- ilk kitabını kardeşi madge'in ona meydan okuması sonucu yazmış.
3- ergenliğinin sonlarında klasik müzik okumuş fakat sahne alamayacak kadar gerginmiş.
4- aynı derecede ünlü ve sevilen iki karakter birden yaratmayı başarmış tek polisiye yazarıdır -hercule poirot ve miss marple-
5- london's west end'de aynı anda üç oyunu birden sahnelenen tek kadın oyun yazarıdır.
6- endless night -türkçe'ye sonsuz gece olarak çevrilmiş- genç işçi sınıfından bir erkek tarafından anlatılmaktadır ve christie bu romanı 76 yaşında yazar.
7- 1922'de dünyayı gezmiştir.
8- ilk kitabı yayımlanmadan önce beş yıl beklemiş, bu süreçte altı yayınevi tarafından reddedilmiştir.
9- mary westmacott takma adıyla 6 bitter sweet romanı vardır. `:bitter sweeti tam olarak nasıl çeviririm bilemedim acı tatlı roman garip geldi swh`
10- absent ın the spring -sensiz bir ilkbahar- romanını bir haftada yazmıştır.
11- 4 poirot romanını sahneye uyarlayınca, poirot'u tamamen bıraktı.
12- halloween party -elmayı yılan ısırdı- pg wodehouse'e ithafen yazılmış. pg wodehouse'a hayranmış.
13- the mirror crack'd side by side -ve ayna kırıldı- miss marple karakteriyle özdeşleşmiş olan margaret rutherford'a ithaf edilmiş.
14- köpek insanıymış.
15- the mystery of the blue train -mavi trende esrar- için "yazdığın en kötü roman" dermiş. *
16- hercule poirot öldüğünde the new york times'da tam sayfa ölüm ilanı verilmiş.
17- en sevdiği renk yeşilmiş.
18- "bir kadının sahip olabileceği en iyi koca bir arkeologdur, kadın yaşlandıkça ona olan ilgisi artar" sözlerini hiç söylememiş. `:çok onun söyleyebileceği tarzda bir şeymiş gibi geliyor, bu bilgi beni hayal kırıklığına uğrattı swh`
19- torquay'deki evi -greenway house- ikinci dünya savaşı'nda amerikan ordusu tarafından talep edilmiş.
20- adını agatha christie'den alan bir gül varmış.
21- hem polisiye yazarı hem de oyun yazarı olarak aynı seviyede ve dünyaca ünlenen tek yazarmış.
22- uzun yıllar wallingford'da amatör bir tiyatro topluluğunun başkanlığını yapmış.
23- içki ve sigara kullanmazmış.
24- uzun yıllar mahalle okulundaki öğrenciler için kompozisyon yarışmaları düzenlemiş.
25- öldüğü gün west end tiyatroları bir saatliğine ışıklarını kısmışlar.
26- miss marple'ı anneannesini model alarak yaratmış.
27- evcil hayvanlarından ikisi marmelat pudingi ve hamamböceklerinden nefret ederlermiş.
28- favori yazarları elizabeth bowen ve graham greene'miş.
29- örümcek ağı oyununda film yıldızı margaret lockwood için clarissa bölümünü yazdığında, kendisine sorulmadan lockwood'un kızı için de bir karakter yaratmış.
30- poirot'u ilk aşamada charles laughton canlandırmış.
31- zehirler hakkındaki bilgisi dolayısıyla 13 nisan 1917'de eczacı ilan edilmiş.
32- hercule poirot'u iki defa görmüş, savoy'da öğle yemeği yerken ve kanarya adaları'nda bir botta.'fe
33- 1942'de the body ın the library -cesetler merdiveni- romanında kendinden adıyla bahsetmiş.
34- halkın önüne en son 1974'te doğu ekspresinde cinayet'in galasında çıkmış.
35- 1946'da joan hickinson'ın nil'de ölüm'deki oyunculuğunu ona görünce "umarım bir gün miss marple'ı oynarsın" diye yazmış.
36- torquay'daki mahalle okulunda adını ondan almış bir sınıf bulunmaktaymış.
37- hayattaki en büyük tutkularından biri müzikmiş, özellikle wagner'ın operalarına bayılırmış.
38- 1931'de bbc radio'da kendi hikayelerinden birini okumuş.
39- the mousetrap -fare kapanı- ilk başta 20 dakikalık bir radyo tiyatrosu olarak ortaya çıkmış.
40- en az 2 tane bilinmeyen yayınlanmayan tiyatro oyunu varmış: butter in a lordly dish (1948) ve personal call (1960).
41- penguen tarafından 1948'de aynı günde yayınlanan 10 başlığının 100,000 kopyayı geçen tek polisiye yazarıymış. -penguen bir yayın evi sanırım bunu tam çeviremedim. orijinal metin: she was the first crime writer to have 100,000 copies of ten of her titles published by penguin on the same day in 1948 - a penguin million.
42- arkeolojik kazılardaki çalışmaları onu uzman fotoğrafçı olması konusunda yolunu açtı.
43- istanbul'da pera palas'ta kaldığı odaya agatha christie odası deniliyor ve doğu ekspresinde cinayet'i burada yazdığı tahmin ediliyor.
44- the mysterious affair at styles -ölüm sessiz geldi- romanından toplamda 25 euro kazanmış.
45- hickory dickory dock, ‘death beat’, müzikal versiyonu 1960'larda planlanmış.
46- 1962'de charles dickens'ın kasvetli ev romanı için bir film senaryosu yazmış.
47- when penguin paperbacks were launched in 1935 the mysterious affair at styles was one of the first 10 titles.
48- televizyonda miss marple'ı ilk kez 1956'da gracie fields cinayet ilanı'nda oynamış.
49- en sevdiği besteciler elgar, sibelius ve wagner.
50- 1958'de meşhur dedektif kulübü'nün başkanı olmuş ancak asla konuşma yapmayacağı konusunda bir anlaşması varmış.
51- the big four -büyük dörtler- aslında kısa hikayelerden oluşan bir seriymiş ancak sonradan romana çevrilmiş.
52- the murder at the vicarage -ölüm çığlığı- collins'deki ünlü polisye kulübündeki ilk başlıklardanmış.
53- ilk kez sahnelenen agatha christie romanı alman işiymiş: die abenteuer g.m.b.h.
54- peril at end house -son evdeki tehlike- romanının tüm amerika nüshaları üst üste konsa aya kadar ulaşırmış.
55- mary westmacott rumuzu 20 yıl kadar saklı kalmış.
56- orijinal fare kapanı'nın adı yokmuş, sadece kırmızı renkli bir sıçrama üzerinde fare kapanı fotoğrafı varmış.
57- son 53 yılının her gününde, west end sahne listesinin yer aldığı her gazetede agatha christie'nin adı yer alırmış.
58- 1954'te mystery writers of america'dan büyük usta ödülü'nü alan ilk kişi olmuş.
59- poirot'nun herhangi bir kitap kapağında yer almasına asla izin vermemiş.
60- 1961'de exeter üniversitesi'nden onur derecesiyle mezun olmuş.
61- 1993'te chimneys -köşkteki esrar- isimli oyunu kanada'da galasını yapmış, yani yazıldıktan 60 yıldan fazla süre geçtikten sonra.
62- mayıs 2000'de bouchercon world mystery convention'da agatha christie yüzyılın polisiye yazarı, poirot kitapları da yüzyılın polisiye serisi seçilmiş.
63- birçok kitabını yazdığı daktilo, torquay'da torre abbey'de sergileniyormuş.
64- yazdığı oyunlar içinde witness for the prosecution -beklenmeyen şahit- favorisiymiş.
65- agatha christie ve kitapları üç defa deha olarak derse konu olmuş.
66- en sevdiği çiçek inci çiçeğiymiş.
67- 1955'te limited şirket haline gelmiş.
68- torquay'de bronz büstü varmış.
69- otobiyografisini 15 yıllık bir süreçte yazmış 1950-1965.
70- 1972'de madame tussauds'da ölümsüzleştirilmiş.
71- evinin adını 1924'te styles olarak değiştirmiş, çünkü kitabı çok büyük başarı sağlamış. (bkz: the mysterious affair at styles)
72- three act tragedy -üç perdelik cinayet- ilk senesinde 10,000 kopya satmayı başarabilmiş ilk romanıymış.
73- margaret rutherford'un iki filmi poirot kitapları üstüneymiş, üçüncüsünün agatha christie ile hiç alakası yokmuş. sadece murder, she said bir miss marple hikayesiymiş. (bkz: 4.50 from paddington)(bkz: 16.50 treni)
74- birçok kitabını arkeolojik kazılar esnasında ya da "beit agatha" adı verilen özel yapılmış evinde yazarmış.
75- the malice domestic convention "the agatha" adı verilen yıllık bir ödül veriyorlarmış.
bu kadar büyük bir yazardan bahsediyoruz. hatam varsa affola.
bu tarz benim
-
benim için artık bu program dünya tarihinin en çok seyredilen programıdır. nasıl mı bu kanıya vardım ? şöyle ki;
senelerin ntv spor ve trt3 seyircisi, hayatı futbol ve fenerbahçeden ibaret olan babam tam 10 dakika önce kapıdan içeri girdi ve yemeği veya hiç bir şeyi sormadan daha montu üzerindeyken şu cümleyi kurdu " n'oldu yıldız alan oldu mu bugün?" tepki dahi veremedim.
bu baba bir zamanlar şu adamdı; #39106087