hesabın var mı? giriş yap

  • kanuni, şehzade cihangiri tahtına oturunca hürrem öyle bi sevindi ki, birden çıkarıp telefonu fotoğrafını çekicek sandım.

  • taksimde benettonun olduğu sokakta ufak çingene bir kız çocuğu var. bir seferinde arkadaşlarla otururken yanımıza gelip para istemişti. ben de o zamanki aklımla şimdi buna para versem, gidip birisine verir diye düşünmüştüm. gel beraber bakkaldan ne istiyorsan alalım dedim. ben sigara aldım, ona da eti browni aldım birtane. teşekkür edip yanımdan ayrıldı. o günden sonra ne zaman o sokakta bir yere otursam gelir abi nasılsın der, muhabbet etmeye çalışır. bir seferinde tam sigara almaya giderken geldi gene, abi bakkala gidiyorsan ben alayım dedi. iyi dedim 5 milyon verdim bi tane sigara istedim. masadakiler tam gitti 5 milyon derken, elinde sigara ve paranın üstüyle geri geldi. ben de paranın üstünü ona bırakıp senin olsun dedim. neyse aylar geçti, doğumgünümü yanlız kutlamak için taksime 2 bira içmeye gitmiştim. masada yanlız otururken geldi yine bu. abi hayırdır yanlızsın dedi. bugün böyle dedim. sonra canımın sıkkın olduğunu farketti. ben de doğumgünüm olduğunu söyledim. öylece biraz bakıp gitti. ben de vay anasını satayım o da gitti derken bir tane eti browniyle yanıma geldi.
    - abi, doğum günün kutlu olsun!

    (bkz: hokkabaz)
    --- spoiler ---
    - vefa çok önemli birşey oğlum!
    --- spoiler ---

    o sırada dostlarım dediklerim geçti gözümün önünden. (bkz: nefreti ifade edecek kelime bulamamak)

  • biliyorsunuz, 2023'te "aya sert iniş yapacak olmamız" gündemde. ilk türk astronotumuzun da hazır olduğu söyleniyor. bir türk olarak sakız - oruç ikileminden daha çok merak ettiğimiz tek konu akılları kurcalıyor: uzayda mangal yapmak mümkün mü?

    bilimin ışığında açıklamaya çalışacağım.

    geleneksel mangal yöntemimiz üzerinden gidelim. aya gidecek uzay aracına iki tane parke taşı, rakı, bir torba kömür, bir kutu kibrit ve bir tane mangal yelpazesi koyduk. aya sert inişimizi yaptık. bim poşeti içerisinde getirdiğimiz tavuk kanatlarını pişirebilecek miyiz?

    cevap maalesef hayır.

    yanma, bir yakıt (kömür), oksitleyici (oksijen) ve ısının (kibrit ateşi) bir araya gelmesi gerekir. ayın ise sadece egzosfer diyebileceğimiz dış katmanında eser miktarda oksijen bulunur bu da ateş yakmak için kullanılamaz.

    kibritin yapısı nedeni ile kısa bir süreliğine de olsa ay yüzeyinde yanabileceği söylense de oksijenin bulunmaması nedeni ile kömürü tutuşturma imkanımız bulunmuyor.

    yani anlayacağınız geleneksel yöntemlerle tavuk kanatlarını pişirme imkanımız bulunmuyor. yine benzer nedenlerle gazlı barbeküleri, diğer fosil yakıtları kullanma şansımız da bulunmuyor.

    zaten ay'da mangal yakmak da astarından pahalıya gelecektir. kömürleri arasına sereceğimiz parke taşları 3 kilo gelse, 2 kilo tavuk kanadı alsak, 70'lik rakı 1 kilo, yelpaze, kibrit ve diğer malzemeler de 1 kilo tutsa 7 kilogram yapar.

    elon musk'ın falcon heavy'sinden önce uzaya bir şey yollamanın maliyeti 85.216$/kilogram tutuyordu. neyse ki spacex bu işi ucuzlattı ve 950$/kilograma düşürdü. ancak mangal yakmak için 6.650 dolar (98.500 tl) ödemek yine de akıl karı olmayacaktır.

    zaten, kanatları ay yüzeyinde pişirsek de pişen kanatları yemek için uzay aracına kadar taşıyana kadar tekrar soğuyacak ve yeniden ısıtma gereği hissedeceğiz. bu da lezzetini kaçıracaktır.

    uzay araçları, oksijensiz ortamda ateşleme yapabilmek için yakıt ile birlikte oksitleyici olarak sıvı oksijen de taşırlar. bu oksijeni mangal için kullanmaya kalkarsak geri dönememe ihtimalimiz bulunmaktadır.

    nasa çalışanları, uzay araçlarında bulunan malzemeler ile, ay yüzeyinde hindi pişirmek için dört ayrı yöntem önerseler de bunların hiçbiri odun kömüründe pişirdiğimizde alacağımız lezzeti vermeyeceği için bizler açısından önem arz etmemektedir. görsel - görsel

    özetle, ay yüzeyinde mangal yakmak maalesef mümkün değildir.

  • 2004 yılından beri bu sözlükte yazıyorum. "sözlüğün kalitesi düştü" yorumları zaman zaman yapılsa da, şimdiye kadar, 12 yıllık süreçte, her dönemde sözlükte kaliteli ve değer katan yazarlar oluğu için bu serzenişlere çok katılmamıştım ve ekşi sözlük'ün kalitesi bozuluyor minvalinde hiç entry girmemiştim. buna gerek görmemiştim.

    yapılan yönetim değişikliğinden sonra sözlükte bir yaklaşım değişimi olduğunu çok rahat hissedebiliyorum. milliyet.com.tr gazeteciliği kafası, yani, daha çok tıklanma, daha çok reklam, daha çok para, para, para, anlayışı çok net şekilde kendini hissettiriyor artık. mesela bu sabah gördüğüm şu şekilde bir sayfayı eski anlayışta sözlükte göremezdiniz:

    http://s12.postimg.org/sgnn5pc0d/21_1.jpg

    eşşek kadar reklam banner'ını oraya koymaya utanırdı eskiden sözlük yönetimi. içeriğin öne çıktığı, para kazanmanın ikinci planda olduğu nispeten iyi günlerdi.

    ya da ne bileyim, 59 saniyelik kıçı kırık bir video için önce anket doldurtulup, sonra da 15 sn'lik reklam izletmezdi kimse size. (videoların asıl kaynaklarından (ç)alıntı olması ayrı bir konu.) eskiden mobileden siteye girdiğinizde tüm ekranı kaplayan banner'larla karşılaşmazdınız mesela. mobil olmayan sitede bile şimdiki mobil siteden daha rahat gezinirdiniz reklam olmadığı için.

    bu da mobilin şu anki hali. s1lth0uette almış ekran görüntüsünü sağ olsun:

    http://i.hizliresim.com/yodjp0.png

    gerçekten anlamıyorum bu davranışı. sözlük sayesinde para kazanmanın binlerce yolu varken neden eşşek kadar banner'ı sayfaya koymuş olabilirler diye düşünüyorum. en kolayı, en az zeka ve emek gerektireni bu olduğu için olabilir mi? yani, mesela ted benzeri ücretli seminerler düzenlenmesi ve sözlükteki ünlü yazarların konuşturulması gibi şeyler. ama tabii düşünmek ve sıkı çalışmak lazım bunun gibi fikirlerin olgunlaşıp uygulanabilmesi için.

    bir örnek daha... eskiden sağ üst tarafta "araştır" diye bir buton vardı. başlıkta geçen ifadeyi google, wikipedia vs. gibi sitelerde kolayca aramanızı sağlardı. çünkü, önemli olan bilgiye hızlı ulaşmaktı değil mi? önce araştır özelliği sadece google'da aramayı sağlayan basit bir buton haline getirildi. 2015 sonlarında ise o google'da arayan buton da pat diye kaldırıldı. maksat: "kullanıcı sözlükten hiç ayrılmasın. google'a, wikipedia'ya falan kaçmasın. kaçacağı varsa da bunu biz kolaylaştırmayalım. hit sayımız artsın. gelsin reklamlar, paracıklar."

    sözlükte yer alan ve değeri paha biçilemeyecek içeriğin kullanıcıları irrite etmeden maddi değere çevrilmesi için binlerce yol varken en kolayını, en az zeka isteyenini seçip eşşek kadar banner'ı oraya koyma eşşekliği de ancak bizim şark kurnazı ortadoğu kafamıza yakışırdı zaten.

    neyse, özetle, dürüm bu.

    edit: adblock'u tabii ki biliyorum. silahının olması ve soyguncudan kendini koruyabiliyor olman önemli değil. soyguncunun var olması problem. (bkz: teşbihte hata olmaz)

    edit 2: adblock ve türevlerinin mobilde kullanımının kastırdığını söyleyen arkadaşlar oldu. ben hiç denemedim bile.

  • akli başında olan erkektir. küçük yaşlardan beri boks yapıyorum defalarca maça çıktım ülke çapında madalya aldım, sırf antrenmanlarda kafama yediğim yumruğun sayısını bilmem, yumruktan darbeden kavgadan korkacak insan değilim ama ben sokakta kavga etmekten korkarım, burasi türkiye arkadaşlar uyanın. çevreniz kaybedecek hiçbir şeyi olmayan insanlarla dolu. en ufak tartışmalar, trafikteki dalaşmalar ölümle sonuçlanabiliyor, adam yirmi lira için arkadaşını bıçaklıyor, ne baktın kavgasına insanlar birbirinin gözünü oyuyor. herkeste silah, herkeste bıçak var kimden ne çıkacağı bilinmiyor. bu kadar kendini bilmezin olduğu yerde siz siz olun uzak durun, alttan almak, arkanızı dönüp gitmek size bir şey kaybettirmez.