ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
survivor all-star
-
sahra'nın seda'yı yediği yarışma. başka türlü bu kadar şişmiş olamaz. ortalıkta seda olmadığına göre, müthiş zekamla olayı çözmüş bulunuyorum.
seda :(
debe editi: (bkz: şeyda öğretmen gata'da tedaviye alınsın)
var olduğu bilinen ama bulunamayan şeyler
-
(bkz: am)
chp'nin bilal'e anlatırcasına hazırladığı grafik
-
adam diyor ki "3 öğün simit bile yeseniz açsınız, aç."
adamlar anlıyor "kundaktaki bebeğe simit yedirin, çay içirin, adam gibi sıçsın."
hey gidi güzel ülkem hey.
demirtaş'ın domuz pastırmalı sandviç yemesi
-
rüşvet yemekten iyidir. ayrıca bacon güzeldir.
survivor all-star
-
gönüllülerin 10-9 kaybettiği sucuk ekmek ödüllü oyun sonrası;
acun: turabi, sen oynasaydın farklı olur muydu?
turabi: abi onu allah bilir.. ama ben oynasaydım kesinlikle farklı olurdu..
(bkz: başka sözüm yok)
we were on a break
-
ross haklıyken, haksız duruma düşmüştür.
heidi
-
heidi'nin dedesiyle bir ağaç dalını peynire saplayıp ateşte kızartması. ben buna o kadar özenmiştim ki babama yaptırmaya kalkmıştım. babamın dükkanına gittiğim günler* öğlenleri yemeği babam hazırlardı. heidi'de okuyunca "ateşte peynir kızartalım" demiştim. "oğlum yanar öyle peynir bişeye benzemez" dediyse de ikna olmadım. "kitapta yazıyor baba" deyip ısrar etmiştim. onun üzerine bildiğin kalıp beyaz peyniri piknik tüpünde eritip ne olacağını göstermişti. büyük hayal kırıklığına uğramıştım. "istersen artık bunu yumurtaya katalım peynirli yumurta olsun" demişti. üzüntüyle kabul etmiştim. peynirli yumurta da çok güzel olmuştu.
ama o peynir meselesi johanna spyri'nin okurlarına çaktığı en büyük kazıktır. kimi yiyosun ya. nasıl kızartıyosun peyniri. hislerimle oynadı adi kadın. kesin kendini "alplerde özel bir peynir var" diye savunuyordur. pis yalancı.
edit: beşyüz tane mesaj geldi "hellim kızartılıyor" diye. johanna açık açık belirtseymiş "dedesinin kıbrıs kökenlerinden dolayı" diye. nice çocuğun hayallerini yıktı pis.
edit 2: kusmuk dedi ki gerçekten o yöreye özel kızartmalık peynir varmış. kitapta o özelliğinden bahsedilmiyordu. paramı geri istiyorum.
edit 3: max zorin yardımıyla ne olduğunu bulduk. sözkonusu peynir raclette'miş. 1980'lerde eskişehir'de bulmamız zaten imkansızmış.
edit 4: komplo teorisi büyüyor. heidi'deki bu kısım zaten isviçre peynir lobisinin bir ürünüymüş. propagandaymış. http://www.npr.org/…isode-575-the-fondue-conspiracy
edit 5: kusmuk dedi ki o peynir raclette değilmiş. raclette şişe sokunca akar gidermiş. esas grillkäse diye satılan beş altı çeşidi olan bir peynirmiş. ateşte ısıtmalıkmış.
edit 6: bunu tek merak eden ben değilmişim! https://www.chowhound.com/…se-featured-heidi-873259 yabancı forumda raclette demişler. ama ikna olmadım zira oradakilerin peynir dağarcığı konusunda emin değilim.
kolanın mentos'la reaksiyonu
-
mentos'a gerek olmayan, kesmeşekerle de elde edilebilecek, kolanın içindeki suda çözülmüş karbondioksitin aniden açığa çıkması olayı. boşuna mentos'a para harcamayın. (bu kısmı mentos'a kapak olsun.)
ayrıca, diyet kola da gerekmez, soda da aynı işi görür, üstelik üstünüze başınıza sıçrarsa, yapış yapış olmazsınız. (burası da kolacılara kapak olsun.)
pahalısını almada hiçbir mantık olmayan şeyler
-
(bkz: hdmi kablo)
kedilerin gariplikleri
-
büyük bardaklara kafasını sokup o suyu mutlaka içtiğini fark etmemden sonra suyumu uzun termos tipi bardaklara koymaya başlamıştım ki kedim olacak dümbüğü geçenlerde patisini içine sokmuş ıslatıp ıslatıp yalar, saçlarını falan düzeltirken yakaladım. kim bilir kaç zamandır ben onun kaşla göz arası abdestlendiği suları içiyorum. :( eşek sıpası.
word dokümanını pdf dosyasına çevirmek
-
“bakin beyler bu toptur.”
survivor'ınıza sokayım
-
bir hissiyat.