hesabın var mı? giriş yap

  • "kimse oturmak zorunda değil, parası olmayan yallah köyüne" demiş bir kişi. bu algıda olan ciddi bir yoğunluk var ve anlamakta ciddi zorluk çekiyorum bu kitleyi.

    benim köyüm burasıysa ne olacak kardeşim?

    burada doğup büyümüşüm, yerim yurdum burası. maddi koşullardan ev alamamışım, yıllardır aksatmadan ödüyorum kiramı. nereye gideyim ben? daha doğrusu niye gideyim?

    düzgün yönetilemeyen ülke ekonomisi dururken, mülteci sorunu, çarpık kentleşme ve enflasyon dururken, koskoca işsizlik sorunu dururken vatandaşa bok atmak, parası yoksa s*ktiri çekmek midir çözüm?

    bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığındasınız, anlıyorum. gel gelelim çember giderek daralıyor.

    ailenizden kalan mal mülk para, gün gelir de yetmez ise size, ya da o torpillerle girdiğiniz işiniz çalkalanırsa bu ekonomide, o vakit siz yallah köyünüze gidebilirsiniz. ama sesini duyurmaya çalışan, derdini dillendiren insanlara bok atmak haddinize değil, bunu da böyle bilin.

  • - nasıl baba, iyi mi oyun, test drive adı...
    - hahaha... dur konuşturma beni...
    - ebürreh... baba bu kadar kaptırma, kaza falan yaparsan yeniden başlarsın...
    - önemli olan böyle oynamak, sizinki gibi zibidilik değil...

  • o havada duran tekerlekler gerektiğinde stepne olarak kullanılma amacı taşımazlar. ağır yük taşıyan kamyon ve çekicilerde aks sayısı ve dolayısıyla tekerlek sayısı arttıkça taşıyabileceği yük de artar. yani arka tarafında tek aks yerine iki veya üç aksı bulunan bir araç daha fazla tekerleğe dolayısıyla daha fazla yük kapasitesine sahip olur ancak araç yük taşımıyorken aracın sürücüsü kabinden kontrol edilen bir sistemle (bir düğme ile) hidrolik olarak bu aksları yukarı kaldırır.

    yere değen tekerlek sayısı arttıkça aracın sürtünmesi de artar, bu da yakıt tüketimini arttırır. bu akslardaki tekerleklerin yukarı kaldırılması sonucu daha az tekerlek sürtünür, aracın aktarma sisteminde daha az parça döner bu da yakıt tüketimini ve mekanik parçaların aşınmasını azaltır. ayrıca tabii ki kullanılmayan tekerleklerin de ömrü uzar ama başta da belirttiğim gibi esas amaç stepne olması değildir. araç yük taşıyacağı zaman akslar yere indirilir böylece hem yük kapasitesi hem çekiş gücü artar.

    ayrıca bir aracın lastiği patladığı zaman devrilmez. en fazla o taraf biraz alçalır ama sorun olmaz. tabii ki patlak lastik yerine diğer akslar kullanılarak yola devam da sağlanır ama o sistemin esas amacı yedek lastik taşımak değildir. bunun için çok pahalı ve ağır bir önlem olurdu eğer öyle olsaydı. tüm kamyon ve tırlarda normal binek araçlarda olduğu gibi yedek lastik de bulunur. ayrıca uzun yola çıkan tüm kamyon ve tır sürücülerinin yolda başlarına bir sorun gelmesi halinde destek alabilecekleri numaraları vardır.

    havada giderken dönmenin sebebi ise hem aracın hareketi yani momentum nedeniyle boştaki tekerleklerin dönmesi hem de bağlı oldukları diferansiyelin diğer tekerlekleri döndürmesi sonucu boşta kalanların da dönmesidir.

  • geçen yıl aralık ayı. bakü'deyim. bitirdiğimiz bir fabrika projesinde sisteme elektrik verilecek. biz de kontrol amaçlı oradayız, yani şantiyede. hava o kadar soğuk ki, 3 dk dışarı çıkıyorum, 3 dk trafo binasına girip ısınıyorum.
    derken azeri şantiye şefi ''gel ofise geçelim çay içip ısınalım biraz'' dedi. çıktık şantiyede yürüyoruz, her yer toz toprak. sonuçta inşaat halinde bir yer henüz. o kadar sert bir fırtına var ki düz yürümek mümkün değil. ayrıca fırtınadan toz toprak gözlere, kulaklara giriyor.
    neyse zor da olsa yürüyoruz. azeri arkadaş geri geri yürüyor, montunu da gözlerini kapatacak şekilde yukarı çekmiş. bana da aynısını yapmamı söyledi. ben de çektim montumu kafama kadar, geri geri yürüyorum. derken biri dokundu. arkamı dönmemle 1 metrelik çukur, içinde uçları sivri inşaat demirleri dimdik vaziyette çakılı bana bakıyor.
    ama işin tuhaf kısmı arkamda kimsenin olmaması.
    o gün tek bildiğim şey şu; kesinlikle iyilik yaptığım bir şeyin karşılığını aldım. allah beni 6 yaşındaki kızıma ve doğacak oğluma bağışlamıştı. aksi halde o çukura düşseydim feci bir ölüm beni bekliyor olacaktı.
    iyilik yapın arkadaşlar, size kötülük yapanlara da iyilik yapın. ben hep yapıyorum ve hiç yanıltmadı beni. her zaman işlerim rast gitti.

    şunu da ekleyeyim; olaydan sonra çukurun etrafını kapattırdım.

    zorunlu edit: hayat çok tuhaf. bu entride allah beni doğacak oğluma bağışladı yazmıştım ama oğlumu bana bağışlamadı. maalesef dün sabah ani bir komplikasyon sonucu kaybettik. halbuki haftaya doğumumuz vardı. dr. dediğine göre kordon bebekten kopmuş. biliyorum, oğlum cennette beni ve annesini bekleyecek.

    edit 2: siz ne güzel insanlarsınız yaa. destek mesajı atan herkesten allah razı olsun.

    önemli edit: geçen ay teste girmedim ama covid olduğuma eminim. eşime de bulaştığını düşünüyorum. hamilelerde kordon kopmasına neden olabilirmiş. lütfen hamileler dikkat edin kendinize. çünkü oğlumuz anne karnında öldü ama doktorların dediğine göre çok sağlıklı bir bebek.
    inşallah cennette oğlumuzla buluşuruz..

  • kadın-erkek ilişkilerine dair kafamda son zamanlarda bir soru işareti var. kadınlar neden ilişkide bekleyen taraf oluyor? sürpriz bekler, hediye bekler, ilgi bekler vs. erkek ne kadar verirse versin hep "az yapıyor" oluyorken kadın 1-2 kez yapsa "çok sürprizli" olabiliyor. bunun mantığını bilen, anlayan beri gelsin.

  • test sonrası bir daha bu kadar büyük bir bomba üretilmedi.

    çünküüüü

    - ruslar ve amerikalılar taktik nükleer silahların - konvansiyonel olanlara oranla daha yıkıcı ve düşman üzerinde daha etkili olduğunu anladı ve bu yüzden megaton'luk nükleer silahlar üretilmesi azaltılarak yada bırakılarak taktik nükleer silahlara yönelindi. yada peace keeper gibi sistem geliştirilerek bir füzenin içinde birden fazla nükleer başlık taşınması ve bunların ayrı zamanlarda atılmasını ön gören sistemelr geliştirildi.

    - ordular bu kadar büyük alanları tahrip etmenin gereksiz olduğunu anladı. çünkü bir ülkeye saldırdığınızda amacınız soykırım yapmak değil ordusunu ve siyasi gücünü yok etmek olduğu için bu kadar büyük silahların üretilmesine gerek yoktu.

    - ülkeler nükleer silahların nereye gittiği'ni gördü. güvenliklerinden endişe eden küçük ülkeler gizli saklı nükleer silah geliştirme yarışmalarına katılmaya başladı.

    - dünya üzerindeki nükleer silahların azaltılmasını ön gören antlaşmalar imzalandı. ülkeler arsenallarından gereksiz nükleer silahları temizlemeye başladı.

    - uluslar arası uzay çalışmaları yapan bilim adamları dünyaya meteor çarpması gibi durumlara teorik olarak atom bombası kullanılarak meteorun yok edilmesi gibi senaryolar konusunda umutlandılar.

    kişisel notum: 100 megaton nedir bre allahsızlar " izmir " üzerinde tam körfezde patladığını var sayarsak aliağa'dan kuşadası'na kadar 200 kilometre çapında bir alanda hiç bir canlıyı bırakmıyor. dahası izmire yakın yunan adaları bile nasibini alıyor varın siz düşünün. demekki küçük bir ülkeye atılsa tamamen haritadan siler.

  • tuzlama işleminin bebeği 2 kilo billur tuz'a bandırmak olduğunu sananların hezeyanı.

    ben geçmiş deneyimlere inanırım. bebeği doktorlara danışarak büyütmek son 20 yılın olayı. milyonlarca yıldır kadınlar çocuk doğuruyor ve çocuk bakımında genellikle en eski yöntemler işe yarıyor.

    bebek tuzlama olayı işlem görmemiş doğal okyanus tuzunun bir miktar memba suyuna karıştırılmasıyla yapılır. bir miktar tuz bir miktar suyla karıştırılır, bebeğin kokması olası yerlerine sürülür, azıcık beklenir ve yıkanır.

    ben sadece adet yerini bulsun diye yapmıştım ancak bir yaz bebeği olan kızımın bebeklere özgü (aslında çok da sevimli bir koku) oluşan ter kokusunu anında kesti. anlatsalar inanmam.

    su, bebeğe içirilmediği için dehidratasyondan ölme durumu yoktur. ha dediğim gibi sen bebeği 2 kilo tuzun içine yatıracak kadar gerizekalıysan onu bilemem.

  • genelde kimden duyulursa duyulsun adamın elini ayağına dolandıran bir soru olmakla birlikte yaratacağı etki soranın kimliğine göre de değişebilir.

    - hamile kalsam ne yapardın?
    - şaşırırdım hikmet abi. çok şaşırırdım