ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
azerbaycan'ın 10 kasım gününü zafer bayramı ilanı
-
rusya'nın iki devleti uzlaştırmak için 10 kasım'ı seçmesi, azerbaycan ve türkiye'nin toplumsal belleğinde derin bir uyuşmazlık yaratma planıydı belki de. türkiye'nin en büyük yas gününün, azerbaycan'ın en büyük bayramı olmasını sağladılar. böylece iki toplumun ortak belleğinde bir gedik açtılar.
şehirlerarası otobüs yolculuğu klişeleri
-
susurluk'ta üşümek. hava 98 derece olsa bile susurluk'ta herkes üşür. sanırım ülkemizin sahip olduğu değişik bir bug.
zengin olunca yapılacak ufak şımarıklıklar
-
ahahha milletçe ruhumuz fakir lan. adam şehirlerarası otobüsle gidiyor zengin de olsa. bir yerine iki bilet alıyor sadece, zarar gelmez bu insanlardan.
zengin olmaya programlanmadığımız için error verdiğimiz konu başlığı.
yaş ilerledikçe katlanılması zor şeyler
-
bir yerden bir yere toplu taşıma araçları ile gitmek.
edit: neyse ki araba aldım.
poğaça yerken çatalı ısırmak
-
sadece poğaçayı çatalla yiyen entellerin başına gelir.
ahmet dursun'un instagram paylaşımı
-
futbolcu oldugunu kanitlamis. topcu dedigin egitimsiz olur.
arkadaşlık bitiren oyunlar
-
multiplayer olarak aynı ligde arkadaşlarla oynanan championship manager 01/02.
4 arkadaş olarak italya liginde juventus,roma,lazio ve inter olarak oynardık.şampiyonluğa giden arkadaşa şampiyonluğunu ilan etmesine 2 hafta kala kendi evinde 3-0 gibi bir mağlubiyet yaşatınca yaklaşık 2 sene benle konuşmamıştı.
memur ve emekli yükü yüzünden ekonomi bitti
-
her alanda özelleşilsin ki vatandaş yarı maaşa çalışsın aradaki farkı da biz yandaşa yedirelim naraları geliyor.
alice munro
-
iyi ki nobel almış da iyi ki tanımışım dediğim yazar.
başkahramanları geçmiş aşklarını, travmatik deneyimlerini atlatsa da ince bir sızısını kendisiyle birlikte getiren, güçlü, detaycı ve hafiften nevrotik kadınlardır.
öykülerin geçtiği kanada kırsalını tahayyül etmekte zorlansam da, akçağaç şurubunun tadını hiç bilmesem de
hemen hemen her öyküsünün birkaç pasajında hüngür şakır ağlıyorum.
duygularla ilgili pek bir şey değişmiyor galiba.
megafonla adam azarlayan trafik polisi
-
alemdir bu trafik polisleri.. gecen istanbul bebekte yururken yine bi polisin biri kaza olan bolgede;
- 34 kzc 40 bekleme yapmaa, bakma kardesim su kazaya ne oluyor bakınca sanki
- puaa puhaa 34 mr 123 yurusene lan bakma dedim kardessim su kazaya, trafik yapmayın. aloo kime diyorum.. yurusenize bee, kızdırmayın beni..
- puha puha bekleme yapma yuru yuru..
...
bir süre sonra arkadan bi ekip otosu daha gorunur ve bağırmakta olan trafik polisine şöyle anons eder..
- lan haydar fazla bagırma !!!
yol verilince koşan yaya
-
ben yanımdakileri de sürüklüyorum, halk oyunları ekibi gibi geçiyoruz karşıya.