ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tehlikeli kızları çekici bulmak
-
-nahit karşıdan karşıya geçerken sağa sola bakmadım fark ettiysen..
-aşkım..deli ediyorsun beni..
sevgiliyi uyuttuktan sonra yapılanlar
-
osurmak doyasıya, çılgınca, defalarca.
annenin ilkokul mezunu cahil bir insan olması
-
ulan kadın sizin anneniz diye nasıl cahil değil ya. bu ülkede o zaman cahil kadın yok. biri senin annen, biri öbürünün bacısı.
11 şubat 2020 tatil.com rezaleti
-
tatil.com asla kullanılmayacak siteler arasına eklendi.
teşekkürler bilgi için, rezalet puanım 10/10.
ingilizce'de patlıcana eggplant denmesinin sebebi
-
arkadaş, yıllardır ingilizce'yle haşır neşirim, hatta ve hatta yıllardır ingilizce öğretiyorum, ben sadece şekli sanıyordum bunu, "bu ne olum, yumurta bitkisi nedir lan, böyle bitki ismi mi olur anasını satayım?" diye düşünüp duruyordum.. lakin öyle değilmiş işte..
bu patlıcan sebze midir, meyve midir artık ne ise, olgunlaşmadan önce bildiğin yumurta oluyormuş, çok geç fark ettim..
şunlara bak;
bildiğin
yumurta
lan
canım
benim..
artık garip gelen eggplant değil, patlıcan.. hakikaten, patlıcan nedir lan?
debe görevi: şunlara da bakacakmışsınız;
(bkz: kemik kanseri muhammet kardeşimize yardım ediyoruz)
(bkz: minik damla için yardım kampanyası)
10 yaşında felsefe muhabbeti yapan çocuk
-
benim kardeşim(12) de yatağında osura osura minecraft oynuyor, videoyu gösterdim, tenezzül edip 10 saniye izledikten sonra durdu ve şu çıkarımı yaptı: bu çocuğun dersleri kesin 100dür
felsefe piri asıl burada eyy çocuk
pkk'nın anaokulundaki oyuncakları toplayıp yakması
-
pkk'nın bir haftada 26 okul yakması olayının bir boyutu...
http://m.radikal.com.tr/…ini_toplayip_yakti-1213793
--- spoiler ---
siirt merkeze bağlı iki köyde ilk ve orta okullara pkk'lılar tarafından molotoflu saldırı düzenlendi. okullarda çıkan yangın söndürülürken, büyük hasar meydana geldi. valilikten yapılan açıklamada anaokulu öğrencilerinin oyuncaklarının bir araya toplanarak yakıldığı belirtildi.
--- spoiler ---
oğlum siz nasıl insanlarsınız lan?
ya da şöyle sorayım, siz insan mısınız?
görev gereği ben de güneydoğu'da çalışıyorum. her gün işten eve giderken ayağında giyecek ayakkabısı bile olmayan, sokaktan geçen arabaların arkasından koşup ya da ağaca tırmanıp kendi hayatını tehlikeye atmaktan başka oyun bilmeyen çocuklar görüyorum. insanın içi sızlıyor.
onca yokluğun içinde bu çocuklara iyi kötü bir eğitim görsünler diye bir okul yapılmış, içinde gencecik birkaç öğretmen, 5-10 taneden fazla kitabı olmayan bir kütüphane, en fazla iki sepet de oyuncak var...
ben okumayacağım o okulda. sen okuyacaksın...
senin kardeşin, senin kuzenin, senin çocuğun okuyacak...
çocukken anaokulunda ne didişirdik o oyuncaklar için... bir tane kırmızı araba vardı, iki tane tahta at, bacağı kopuk gözü çıkık olmayan iki tanecik bebek...
öğretmen bir şey anlatırdı, benim gözüm tahta atta olurdu, kimse kapmadan ben kapayım diye... hayattan başka bir beklentim, derdim, tasam yoktu ki oğlum. ben varım, at var...
ama sizinki nasıl bir kin, nasıl bir nefret, nasıl bir vandallık?
sizin kendi kendinize, kendi bölgenize, kendi insanınıza verdiğiniz zararı ne asker, ne polis, ne jandarma, dışarıdan gelen hiç kimse vermez, veremez...
terörün her türlüsünü bilirim, anlarım da; oyuncak ayıdan, o ayıdan başka oyuncağı olmayan çocuklardan ne istediniz lan?
ali baba ve 7 cüceler
-
sayın cem yılmaz'a bana bu şerefi layık gördüğü için teşekkür ederim...
belki nereden esinlendiğini de açıklar ;)
ailesine yük olmamak için okurken çalışan embesil
-
yurtta kalıp sadece yemekhane fişleriyle yemek yiyip ve sadece aldığı bursla geçinen arkadaşlarım oldu benim. ona rağmen parası yetmediği için ağır şartlarda ve az miktarda paralara çalışmak zorunda kaldı.kendini bilmezlerin embesil diye adlandırdığı gibi okulunu da uzattı evet. peki ne oldu:bir sene uzattı ama babasının gururunu kırmadı giyecek hiçbişeyim yok diye. annesini darlamadı babama söyle param kalmadı diye. dışardan atıp tutmakla ahkam kesmekle olmuyor o işler. annesi babası da engelli ya da hasta da olabilir. geçimini sağlamak zorunda diye bono poro vorocokson denmez öyle.
not: ben de okulumu uzattım ve paşa paşa da çalıştım. hiç de pişman değilim. yine olsun yine uzatır yine çalışırım
5 temmuz 2022 doktorun vicdansızlığı
-
sorun doktorun uygulamasında değil sağlık sistemindedir. mesai süresince 8:20'den 16:30'a kadar her 10 dakikada bir hasta veriliyor. tahlil istenen, film istenen, önceki gün veya günlerden sonuç getiren hastalar için herhangi bir süre ayrılmıyor. zaten 10 dakika bir hastanın hakkıyla değerlendirilmesi için yeterli değilken üstüne sonuç ve kontrol hastalarına da bu randevulu hastaların süresi içinde bakılmaya çalışılıyor. ek olarak her gün hastane çalışanlarından randevu alamayanlar ricacı oluyor. randevu almayı başaramamış engelli ya da çok yaşlı hastalar geliyor.
bazen bir hasta dışarı çıktığında muayene bulguları, tetkiklerinin sisteme işlenmesi henüz bitmemiş oluyor dolayısıyla hasta çıkınca hemen bir sonraki hastayı çağrı butonuna basamıyorsun. sen çıkan hastanın işini bitirmeye çalışırken ya da başka poliklinikte muayene olmuş bir hastanın raporunu e-imza ile imzalamaya çalışırken birileri kapıyı açıp randevusuz bakılmak için ricada bulunuyor. her hastaya yukarda bahsettiğim şeyleri anlatmak da neredeyse muayene kadar sürdüğü için bir yerden sonra kısaca randevusuz bakamayacağınızı randevu alıp gelmelerini öneriyorsunuz.
tabi hasta da kendi penceresinden bakınca “içerde kimse yok, boş boş oturuyor bize bakmıyor” diyor. hatta bazen “iki dakka baksanız ne olur “ diyorlar. iki dakikada ayak üstü bakılınca aslında çok şey oluyor. mesela basit bir bel ağrısı diye düşünüp yeterince zaman ayırıp muayene edemediğiniz hasta verdiğiniz ağrı kesici ile biraz rahatlayıp, bittikçe eczaneden tekrar tekrar alıp. sonrasında artık o ilaçlar etki etmediğinde geldiğinde yayılmış bir rahim kanseri olarak çıkabiliyor karşımıza. sonrasında “2 dakika baksanız ne olur” diyen hasta yakınları “anneme geç tanı koydukları için kanseri ilerledi , tedavi şansını yitirdi “ diye size dava açıyorlar, hasta da yeterli muayene edilmediği için tedavi şansını yitirmiş oluyor.