hesabın var mı? giriş yap

  • amca şu anda birçoklarını rahatsız eden iğrenç zihniyetin vücut bulmuş hali. almanlar neden türk sevmiyor diye aklınıza düştükçe açıp bu videoyu izleyin.

    şark kurnazlığı var (gelenden geçenden para istemesi, almanlardan aldığı çıkma tahtalarla şehrin ortasına ev yapması)
    menfaatçilik var (su ve elektrik verecek diye merkel'e oy vermesi)
    devlet memuruna hakaret ve darp var (belediye memurunu tehdit edip kürekle vurması)
    askere tehdit ve karşı koyma var (duvar yıkılmadan önce askerlere davranışı)
    abazanlık (papazlardan kadın istemesi)

    şu andaki ahlaki çöküşteki neredeyse her özellik amcada var. biz de zamanında bunu haber yapıp övüne övüne belki de ülkenin en çok izlenen ana haber bülteninde yayınlamışız (o zamanlar ali kırca ve atv haber baya seviyeli ve izlenen haber programıydı).

  • özellikle karşı cinsten bir arkadaşın annesiyle tanışırken yaşanan muazzam olay.

    normalde koya koya gezen adamlar bir anda "namütenahi"ler, "ziyade olsun"lar, teşekkürler ricalarla doluyor.

    bunun yanında duruşta da değişme oluyor. padişah fermanı dinleyen vezir gibi duruyosun. harika.

  • - sen ne iş yapıyorsun şimdi?
    - zombileri öldürüyorum.
    - ama zombi diye bir şey yok ki!
    - peki sen hiç zombi gördün mü ortalıkta?
    - hayır.
    - biz işimizi yapıyoruz da ondan.

    .

  • çok büyük bir olaydı bu...
    babam sirkeci'de bir atölyede çalışıyordu. annem kardeşimle beni alır, trene binerdik, tren cankurtaranla sirkeci arasından geçerken kız kulesini görmeye çalışırdım her defasında. sirkeci desen ana baba günü. kaybolacağım diye ödüm kopar annemin elini sıkıca tutardım. mısır çarşına uğrar, kuşlara yem atardık. babam bizi çakmakçılar yokuşunda karşılardı. atölyede çorap yapıyorlar. her yer kutular, ayak şablonları, çorap ütüleri, kumaşlarla kaplı. kendine has bir kokusu var hanın. çay içilen markalara bayılır, bir tanesini mutlaka cebime atıp eve getirirdim. mavi ya da kırmızı fark etmezdi. bizde iş yapacağız diye tuttururduk, çorapları kopçalama ya da kutuları sayma gibi görevler verirlerdi başlarından savmak için. sonra öğlen oldu mu, şimdilerde asla aynı tadı bulamadığım dönerlerimizi yerdik. uykumuz gelirdi bir vakit sonra. yere karton kutular serip üzerlerine örtücek yumuşak yastıklardan bulurdu hep babam. o makine seslerinin arasında uyumanın verdiği huzuru unutamam.uyandığımızda da atölyedeki ablalar bez bebek yapmış olurlardı bize.içi kırpık dolu renkli küçük bebekler, eve gidince düğmelerden göz ve yünden saç yapardı annem...

    güzeldi,çok güzeldi

  • türkiyenin sınır kapısı sanmış omuz atarak girmeye çalışıyor, ulan sem amca yer mi?

    abd'de bırak birinin evini zorlamayı bahçesine bile giremezsin bazı eyaletlerde yol çizgisinden çıkmayacaksın, her ülke yol geçen hanı değil bizimkiler gibi.

  • durumun ciddiyetinin farkında olmakla birlikte sinanoba' ya asla gelemeyecegi için kendimi asla tehlikede hissetmeyecegim grip. en fazla beylikdüzü' ne kadar gelebilir. 1 yildir surada oturuyorum toplam 2 arkadasim ziyaretime geldi, kalkip da kus gribi gelirse mevzu cikar.

  • hürriyet internet sitesi güzel ifade etmiş bu cümleyi.

    "bu sözün ağırlığı türkiye'yi aşar" diyerek yorumlamışlar haberi. hakikaten de öyle.

    bu sözü kaldırmak çok kolay değil. enerji bakanı, çalışma ve sosyal güvenlik bakanı bu cümlenin ağırlığını hissetmeliler her an. ben bu ülkeye gerçekten inanamıyorum. ilahi takdir, iş bilmezliğin kamuflajı olmuş, çatal dillerde pelesenk olmuş. canlar gittikçe garabet diyarı türkiye'de rutin ölümlerin acısını tehlikeli bir biçimde normalleştiriyoruz.

    bir ülke düşünün, madenine dalgıçlar iniyor. başka yapacak yorum var mı ki?

    bir ülke düşünün madenine dalgıçlar iniyor.

    ve ekleme...

    muhafazakâr demokrat taife için rem'den gelsin...

    (bkz: using my religion)

  • aşının faz 3 çalışmaları daha önce de belirtildiği gibi türkiye, endonezya ve brezilya'da devam ediyor. her ülkede çalışma o ülkenin bilim insanları kontrolünde sürüyor. haklı tereddütler de var ancak varsayımlarını kesin bilgi gibi paylaşanlar maalesef salgın sürecini uzatmaktan başka birşey yapmıyorlar,

    çin'de neden faz 3 yok savı yanlış zira çin'de bu aşı kullanıma açıldı, ancak uygulama batı standartlarına uygun ve kontrollü olmadığı için haklı olarak kabul görmüyor,

    bildiğim kadarıyla türkiye pfizer aşısı almak istedi ancak aşı geliştirme sürecinde ödeme yapan avrupa ve abd öncelikli, üretim kapasitesi sebebi ile şimdilik 1 milyon gönderilecek bize, burada nüfusundan fazla sipariş veren isviçre gibi ülkeler var maalesef (2 doz olarak hesaplandığında adamlar nüfuslarının iki katından fazla aşı sipariş etti)

    çin aşısının ilk sonuçları antikor seviyesi düşük olmakla birlikte yan etki tarafında güvenli olarak değerlendiriliyor, koruyuculuk faz 3 sonrası ortaya çıkacak. bu değerlendirmeler batı bilim insanlarının değerlendirmeleri. zaten ciddi yan etki beklenmiyordu zira eski teknikle geliştirilen inaktif virüs aşısı bu

    brezilya'da faz 3 bir ara askıya alındı, ölen doktorun plasebo grubunda olduğu belirlendi ve çalışma devam etti ve bitmek üzere, brezilya bu aşıdan 46 milyon sipariş etti ve ilk parti ülkeye ulaştı

    çin aşısının ucuz olduğu doğru değil, pfizer aşısı 20 usd. geçen hafta siparişimiz için doz başına 25 usd ödedik çin aşısına, ilk parti 10.000.000 doz. burada avrupa birliği ve abd nin hibe adı altında pfizera daha faz 2 de ödeme yaptığını hatırlatmak lazım

    çin aşısı tabiki ideal seçenek değil ancak mevcut durumda iyi seçeneklerden biri

    şunu unutmamak lazım en iyi aşı bile toplumda çoğunluğa uygulanmadıkca bir işe yaramaz, bu sebeple önyargıları bir tarafa bırakıp kendi bilim insanlarımızın değerlendirmelerine güvenmek zorundayız.

    şahsen hem pfizer hem sinovac için faz gönüllü başvurusunda bulundum, geçen cuma coronovac faz 3 e dahil oldum. yani çin aşısı eğer placebo değilsem bana uygulandı.

    faz 3 sonuçlarına göre karar verirsek hepimiz için daha iyi olacak, maalesef salgında herkes kendi kararlarından mesul değil, birimizin yanlışı hepimizin hayatını mahvedebilir. lütfen önyargı ve paranoyalarınızı bir tarafa bırakıp mümkünse yurtdışı yayınları takip edin. burada kaos ve kötü haber ilgi çektiğinden hem basında hem bu mecrada hep bunlar pompalanıyor

    aşının milliyeti olmaz, etkinliği, koruyuculuğu, yan etkisi olur.