hesabın var mı? giriş yap

  • etek giyse, tahrik ediyosunuz sonra tecavüz bık bık bık

    pantalon giyse erkek pantalon giyer sen erkekmisin

    tayt giyse hu huvvvvv

    şort giyse ohşşşş

    amk memlekette kadın olsam kafama kurşun sıkar, yayında ve yapımda emeği geçen herkesin amk yazılı not bırakırım.

    edit: erkekler için kullanıldığını biliyorum, biliyorum, biliyorum. kadınlar etek giyer diyor ama etek giyen kadınlara da etek giyerseniz tecavüze uğrarsınız deniliyor.

    ironiden anlamayan nesile aşina değilim

  • milyon dolarlar kazanmışsın bir de bunu gizli saklı yapmamışsın. tam tersine göz önünde bulunarak yapmışsın. magazin medyası tarafından 20 yıldır yok şöyle güzel yok böyle yetenekli hem de ne biçim sporcu diye sürekli pohpohlanmışsın. sonra da ben çok zorluklar çektim.

    tanımayan etmeyen biri olsa sanacak ki kürt olduğu için işten çıkarılmış, aç kalmış kimse yüzüne bakmamış. sonra azim etmiş kendi işini kurarak tüm bunlara rağmen zengin olmuş.

  • ruh hastası yobaz seni..

    ülkede 4 milyon arap dolaşır ses etmez, genel sağlık sigortası diye kendisine her ay borç yazılır ses etmez, 1 senede 25 bomba patlar, yüzlerce insan ölür duymaz, bi araba 100 bin lira olmuş bilmez, 1 kilo kıyma 40 lira olmuş alamaz, bütün dünyanın 3 katı fiyatına telefon televizyon alır umursamaz, patronu sigortasını yatırmaz bilmez, işsiz kalır dert etmez, suriye'de güvenli bölge oluşturacaz diye asker gönderilir, 70 şehit verilip geri dönülür, takmaz, dünyanın en güzel denizlerine doğasına sahip ülkesinde, elin hansı 1 ay tatil yapar, bu daha bir kez olsun ailece tatil nedir bilmez..

    ama çokonata reklamındaki subliminal 'meşazı' görüp, gece 4'te topkek pıçaklayıp ülkesini korur.

  • benim ödediğim vergiler sayesinde kaldırımdan yürüyenler burayı eleştirenleri eleştiriyor. in lan o kaldırımdan. it. ben verdim parasını.

  • üstteki arkadaş hala işine gelmeyince tokat attı diyor ya. o esnaf kardeşimiz bile dedi tokat yok diye. ama bunu gel de anlat bunlara. buradan manipüle edemezsiniz boşuna beynini yormuşsun yazmak için troll kardeş.

    eyshian nickli yazar uyardı adam belediye çalışanı imiş.

  • türkçe’de “duygusal ahrazlık” da deninen bir kişilik özelliği (duygu sağırlığı, duygular için söz yitimi gibi çevirileri de mevcut).

    en basit şekilde duygularını fark etme, tanıma, ayırt etme ve ifade etme güçlüğü olarak tanımlanıyor. aleksitimik özellikler ile psikosomatikler arasında etiyolojik (neden-sonuç) ilişkisi olduğunu söylemenin mümkün olmadığı, sadece bir benzerlikten bahsedilebileceği vurgulanıyor ki bu durum literatürde çok şaşırtıcı bir sonuç. bu sebeple aleksitiminin bir hastalık değil bir kişilik özelliği ya da yetersizlik olduğu söyleniyor. duygularını sözel ifade yerine bedensel tepkiler olarak açığa vuranlar da “çocuksu kişilik” olarak tanımlanıyor (ama tabii bunu onların yüzlerine söylemek istemeyiz…)

    aleksitiminin kişisel bir eğilim, sosyal destek eksikli sonucu ortaya çıkan durum, hastalık, psikosomatik belirti, bilişsel bozukluk, beceri eksikliği-yetersizlik, nörolojik bir arıza gibi nedenleri olduğunu savunan farklı görüşler var ve her psikolojik tanılama gibi bu görüşlerin tamamı da kendine bir kanıt bulmuş durumda. ancak bazı toplumlarda insanlar çocukluktan itibaren yaşadıkları çevrede duyguları ifade etmek yerine gizlemeyi ve bastırmayı öğreniyor. çoğu doğu toplumlarında duygular bedenselleştirilerek kullanmaya dönüştürülür. bu duruma da dönüştürme ya da bedenselleştirme bozukluğu da deniyor.

    aleksitiminin önemi, kişiyi duygusal olarak bağımlı olabilecek konuma sokması. benlik saygısı düşük/narsist/pasif agresif de olabilen bu insanların kültürün sonucu sebebiyle günlük hayatımızda sandığımızdan daha fazla olduğu bir gerçek.

    aleksitimikler günlük yaşamda düşünebilen, anlatabilen, ilişkiler kurabilen kimseler. ancak duygu ve düşünceleri arasında bağ kurup ayırt etmekte ve bunları ifade etmekte sorunlar yaşıyorlar. zeki olabilirler fakat bu zekalarını daha çok duygularından kaçmak için kullanıyorlar. yani zekasına saygı duyduğunuz bazı insanların sosyal bakımdan felaket olmalarının sebeplerinden biri bu olabilir: duygularını anlamama, tanımama, ifade edememe. duygularını düşünceleri olarak bile algılayabiliyorlar.

    aleksitimik kişilik özellikleri dört ana başlık altında toplanıyor:

    1. duyguları fark etme, ayırt etme ve söze dökme güçlüğü.

    duygularını çok kabaca, “rahatlama ve rahatsız olma” gibi basit kelimelerle ifade edebilmekte veya “gevşeme ve gergin olma” gibi bedensel tepkilerle gösteriyorlar. kendilerine duyguları sorulduğunda sanki bu kelimenin anlamını bilmez gibi görünüyorlar. sık sık bedensel yakınmalarından söz ediyorlar. duygusal yaşamlarındaki kısıtlılık, bazen duruşlarındaki donukluk ve duygularının yüzlerinden anlaşılmamasıyla da kendini belli ediyor. aleksitimik kimselere yaşadıkları tatsız bir olay sırasında neler hissettikleri sorulduğunda, o anda neler düşündüklerini, neler yapmak veya söylemek istediklerini ayrıntılı olarak anlatır. duygularından bahsetmesi için ısrar edildiğinde ise ne zaman duygularından ne zaman düşüncelerinden söz etmekte olduğunun bilemediği gözleniyor.

    2. hayal kurma, düşlemsel yaşantıda kısıtlılık.

    nadiren de olsa hayal kursalar bile bunu bir zaman kaybı olarak algılıyorlar. kurdukları hayaller genellikle gerçeklik sınırları içinde, tutku ve özlemlerin silik bir biçimde yansıdığı kuru ve renksiz hayaller. aleksitimikler hayal etmesi istenilen yaşantılarını canlı, yoğun, duygu yüklü, olarak canlandıramıyorlar; hatta rüya göremedikleri ve yetişkin hayatlarında hiç hayal kurmadıklarına yönelik iddialar da var.

    3. işlemsel (operational thinking) düşünme.

    kendi iç dünyalarından uzak son derece sade, mekanik, robot gibi bir yaşantıları oluyor. sorunların kökenine inmektense görünen yüzeysel nedenlerle ilgilenmeyi tercih ediyorlar. aleksitimiklerin bu tutumları çevreyle kurdukları ilişkilere de yansıyor: karşılaştıkları sorunlara ilişkin konuyu en kısa yoldan kapamanın yöntemlerini araştırmaya ve aynı sorunu yeniden yaşamamak için gerekli tedbirleri düşünüp önlem almaya çalışıyorrlar. ilginç bir şekilde bu yüzden sevilirler ve toplum uyumlu oldukları düşünülür.

    4. dış merkezli-uyum sağlama.

    daha çok dışa dönük kişilik özellikleriyle öne çıkıyor. çünkü mekanik, pragmatik ve uyum sağlamaya yönelik düşünme eğilimi içindeler. yukarıda dediğim gibi bu başlıkta da toplum tarafından uyumlu oldukları algısını oluşturuyorlar. ama bu duruma da literatürde “yalancı normallik” deniyor (psedenormality).

    sonuç olarak duygu, düşünce ve isteklerinin farkında olan bireylerden olmak önemli, bazen en önemli şey...

  • okyanusun en derin noktasının derinliği ile en yüksek dağın yüksekliği yaklaşık olarak aynıdır.
    (mariana trench yaklaşık 10 km, everest dağı ise yaklaşık 9 kmdir)

    dünya üzerinde 100 km yüksekliğinde dağlar ya da 50 km derinliğinde okyanuslar bulunmamaktadır. ve bu hiç de garip bir durum değil hatta fizik kanunlarının gereğidir. bunun nedeni dünyanın kütlesi, yoğunluğu gibi faktörlere bağlıdır zira bu faktörler de dünyanın kütleçekim etkisini etkilemektedir. dünya üzerinde bir dağ yüz kilometre yüksekliğinde olamaz çünkü dağın kendi ağırlığı belli bir seviyeyi aştığında batmaya başlar, benzer durum derin noktalar için de geçerli. bildiğiniz üzere astroidler gezegenler gibi küresel değildirler bunun nedeni kütleçekimlerinin kendileri küre biçiminde çökmeye zorlayacak kadar çok olmamasıdır, bir gezegenin kütleçekimi ne kadar büyükse o derece pürüzsüz bir küre halini alacaktır doğal olarak. marsın yer çekimi dünyadan daha düşüktür bu nedenle de güneş sistemindeki en yüksek dağ olan olympus mons (22km) oluşmasına olanak tanımıştır.

    şu linkten ilgili hesaplamalara da bakabilirsiniz.