hesabın var mı? giriş yap

  • adam en ünlü olduğu zaman 18 ay askerlik yapmış daha ne yapsın lan?

    edit:
    bolca miktarda mesaj alıyorum genelde yaşı yetmeyen yazar yahut çaylaklardan;
    askere 2000- 2001 yılında gitmiştir. o yıla kadar 1200'ün üzerinde gösteriye türkiye, avrupa ve amerika'da çıkmıştır.
    senaryosunu da yazdığı her şey çok güzel olacak filminde 1998 yılında başrol oynamış ve film o zaman 1.8 milyon izlenmiştir.(yurtiçi ve yurtdışı) reklamlar, star tv'de yayınlanan gösterileri vs. vs. yani en aktif döneminde 18 ay, er olarak yapmıştır askerliği.

    aynı dönemde askerlik yapması beklenen ve ünlü olan tarkan ise çeşitli yollardan askerlikten kaçmış ve bedelli açıklanınca da o şekilde yırtmıştır.

    bu entry bedelli yapanları kötülemek için yazılmamıştır, cem yılmaz'ın kendisi de gösterilerinde bedelli olsaydı yapacağını söylemiştir.

    edit 2:
    cemcim gösteri için vip bilet 2 kişilik olsun cnm, optm by!

    edit 3: cem çok cimrisin olm lan

  • 3.5 trilyonda 1 olacak ihtimal gerçekleşti ve 20 gün arayla yapılan iki çekilişte 6 rakamın 5 tanesi aynı denk geldi! inanılmaz ya harika tesadüf. ayrıca yine ankara yeni mahalleye çıkmış gerçekten ne şanslı orada yaşayanlar.

    "milli piyango'nun 20 gün ara ile yapılan sayısal loto çekilişinde çıkan 5 numara da birbirinin aynısı oldu. 6 haziran'daki çekilişte 5-11-24-39-41-44 şanslı numaralar ilan edildi. 27 haziran'da ise 5-11-24-30-39-41 sayıları küreden düştü. her iki çekilişte de 5-11-24-39- 41 numaralar çıktı."

    kaynak

  • mantıklı uygulama.

    parası olana da aşı var, olmayana da.

    burda bir adaletsizlik yok.

    hatta parası olanlar aşı olup aşı sırasından çıkartılacağı için parası olmayana daha hızlı sıra gelecek.

    destekliyorum.

  • her 5 durum güncellemesinden sonra birinin çıkıp "yarmıyor emuğa" dediği durum güncellemeleri.

    her 15 durum güncellemesinden sonra da biri de çıkıp benim gibi bu tespiti yapıyor.

    bu başlık çok güzel lan.

  • gücünü halkın iradesinden, sandıktan aldığı içindir. sen bizim dinimizden değilsin ki bi' kere. nereden anlayacaksın?!

  • aşağıda ismini söyleyeceğim oyunu, herkes özelliklede lise çağlarında en az bir kere oynamıştır. neden bahsettiğimi şıp diye anladınız eminim ki.

    tabii ki uzun eşek, bilmeyenler için(sanmıyorum ama) kısaca bu oyundan bahsedecek olursak; eşit sayıda iki ekip arasında oynanan bu oyun adında anlaşılacağı gibi bir ekip uzun bir eşeğe benzer bir şekil oluşturacak şekilde yastık ya da hakem dediğimiz kişiyi önüne alarak dizilir diğer ekip ise oluşturulan bu eşek üzerine koşarak atlar ve ekibin son oyuncusu eşeğe bindikten sonra şu tekerlemeyi söylerler.
    --- spoiler ---

    bizim köyün imamı,
    alttan verir samanı,
    üstten çıkar dumanı.
    çattı da pattı kaç attı?
    --- spoiler ---
    tekerleme sonunda üsteki ekip çift ya da tek olacak şekilde yastığa el işareti yapar sonrasında ise alttaki ekip bunu tahmin etmeye çalışır. oyun bu şekilde devam eder gider. oyunun amacı eşeği çökertmektir.*

    işin garip tarafı bu oyunun tarihi, bizim bildiğimizden daha eski olmasıdır. bu oyunun diğer dillerdeki yaygın isimleri buck buck, johnny on a pony veya johnny on the pony (midilliye binen johnny) olarak da bilinir. başka isimleri de mevcuttur gomme tarafından ilk olarak 1898 yılında yayımlanan standart oyun derlemelerinin 2. cildinde bulunan bir versiyonunda ise saddle the nag (eşeğe semer vur) isimli
    oyun olarak geçmektedir. bu arada başka isimleri mevcuttur; ata sıçrama, deve sırtı, binmeyen kalmasın, herkes atlara, uzun ata sıçrama, uzun kısrağa sıçrama, uzun kuyruklu dırdırcı, zayıf atlar, güçlü atlar, zayıf eşekler, demir eşekler ve eşeğe atlama ayrıca cuddy kelimesi o zamanlar için eşeklere geleneksel bir lakap olarak kullanıldığından oyuna bump a cuddy (cuddy'e atla), cuddie's weight (cuddy'nin ağırlığı), cuddie give way (cuddie yol ver), jump the cuddie (cuddy'e bin), munt-a-cuddy ve funking cuddie (korkan cuddy) gibi isimlerde verilmektedir. hatta 16. yüzyılda başlarında, avrupa ve yakın doğu'daki çocuklar bucca bucca quot sunt hic?(hayvan, hayvan, kaç tane -parmak, boynuz- kaldırdım?) olarak adlandırırlarmış, bu oyun diğer kültürlerdeki isimleride şöyledir; meksika'da el chinche de agua, güney kore'de malttukbakgi ve hindistan'da ise, bu oyun tell me how many eggs?(bana kaç yumurtan olduğunu söyle?)olarak bilinmektedir.

    anlayacağınız üzere oyun bir çok kültürde mevcuttur. oyunun bilinen en eski tasviri ise hollanda ve flaman rönesans resminin en önemli sanatçısı olan pieter bruegel'in 1560 yılında yapmış olduğuçocuk oyunları adlı tabloda görmekteyiz. tabi ki bu tabloda bir çok çocuk oyununu tasvir edilmiştir. şimdi gelelim eğlence vaktine tabloda bu oyunu oynayan çocukları da siz bulabilecek misiniz? bakalım.ipucu

    tekrardan konumuza dönecek olursak oyunun en eski anlatımlardan biri ise 1634'ten 1636'ya kadar ilk baskısı yayımlanan basile'nin ünlü napoliten halk hikayeleri koleksiyonunda yer almaktadır. basile, pentamerone isimli çalışmada ki hikayelerde, neples'te oynandığı anlaşılan otuz bir geleneksel oyundan oluşan genişletilmiş bir listeye yer verir. bunlardan birisi anca nicole olarak adlandırılır ve şu şekilde tanımlanır: “oyunda bir çocuk eğilir ve başını bir diğerinin dizine koyar, bu çocuğun gözleri başını dizlerine koyduğu çocuk tarafından kapatılır. daha sonra 3. bir oğlan onun arkasına bacakları açık bir şekilde atlar ve anca nicola si'bella e si'bona, e si'maretata* tekerlemesini söyler. bu arada da eline başka bir eli ekleyerek, istediği sayıda parmağını kaldırır. onun altındaki çocuk parmak sayısını görmeksizin tahmin yürütmek zorundadır.

    ayrıca antropoloji disiplininin kurucu babalarından olan e. b. tylor, ilk kez 1871'de yayımlanan primitive culture isimli çalışmasının birinci cildinde, ''dar yollarda tahmin oyunu oynayan küçük okul çocukları görebiliriz. bunlardan bir kısmı diğerlerinin üstlerine biner ve parmaklarıyla sayı gösterirler. diğerleri ise tutulan bu sayıları tahmin etmeye çalışırlar.'' şeklinde bir tanımlama yapmıştır.

    oyuna türkiye'de 1694 tarihindeki çok eski tarihli belgelerde rastlamak mümkündür. oyunun bize doğudan mı geldiği ya da batıdan mı geldiğini tam olarak bilmiyoruz ama benim tahminim o dönem yunanistanın bir osmanlı toprağı olduğunu düşündüğümüzde oyunun bize yunanlılardan geçtiği yönündedir. yunanlılar ise bu oyuna makria yaidoura adı vermişlerdir. şimdiden iyi eğlenceler.

    kaynak