hesabın var mı? giriş yap

  • ilkokul 3. sınıfta okuyan yeğenimin bugün bana yönelttiği soru.

    diyalog aynen şöyle;
    - dayı, öğretmen ödev verdi. sana soru sorabilir miyim?
    + tamam sor bakalım.
    - 15 temmuz gecesi neredeydin?
    + bu nasıl soru lan? bunu mu merak ettin?
    - hayır. öğretmen istedi.
    + öğretmen sizden 15 temmuz gecesi nerede olduğumuzu mu öğrenmenizi istedi?
    - evet ama zaten kitapta yazıyor. o soruları cevaplamamızı istedi.

    görsel
    görsel

    bence milli eğitim bakanlığı, tarih dersini müfredattan kaldırsın. "15 temmuz" adında bir ders koysun. ya da türkiye tarihini 15 temmuz'dan başlatıp anlatsınlar.

    edit: lazor'un dikkati sayesinde kitap kapağındaki okulun adının da 15 temmuz şehitleri ilkokulu olduğunu öğrendim.

  • cevabı şöyle olan bir sorudur:

    * ülkenin ismi cumhûriyet masr'al arabiye diye geçer kendi dillerinde, mısır kelimesi de masr'al 'dan gelir. mısırlılar ülkelerine "mısr" diye hitap ederler. biz de bu ismi kullanırız.

    * egypt ise mısır'ın müslüman olmadığı dönemlerden kalma bir kelimedir. yunanistanlı şehir devletleri bu diyara "aigyptos" diye hitap ettiği için (hwt-ka-ptah kelimesinin bir türevi, mısırlılar'ın o zaman kendi ülkelerine hitap şekli) günümüze "egypt" şeklinde ulaşmıştır.

    * tahıl olan mısır ise, tüm bunlardan bağımsız olarak dilimizde "mısır buğdayı" olarak anıldığı için bu isme sahiptir. zaten yeni bir tahıl olduğundan (eski dünyaya 16. yy'dan sonra getirilmiştir, amerika'dan) değişik dillerde birbirinden alakasız isimlere sahiptir.

    (bkz: google sizin dostunuzdur, arkadaşınızdır)

  • çalışanlara işveren tarafından ofis yardımı yapılması durumunda katıldığım önermedir. evde çalışmaya başladıktan beri mutfak masrafım, elektrik, su vs. giderlerim ikiye katlandı.

  • tarihte ilk kol saatini yapan marka olan (bkz: patek philippe)

    kısa bilgi;

    dünyada ilk kol saatini 1868 yılında bir polonya'lı göçmen olan antoin norbert de patek tasarlıyor. patek, ilk başlarda gene kendisi gibi göçmen bir usta olan çek franciszek czapek ile yola çıkıyor. ne var ki beş yıl sonra ayrılıyorlar ve kahramanımız bu kez o zamana kadar ayrı bir anahtar sokularak kurulan saatlerin, kasaya eklenen bir kurma koluyla kolayca kurulmasını sağlayan düzeneğin mucidi fransız jean adrien philippe'le işbirliği yapmaya başlıyor. 1851 yılındaysa bu işbirliği resmen ortaklığa dönüşüp patek philippe & cie. kuruluyor.

    saatlerde kullandıkları feminen motifler sayesinde çok sayıda kadın müşterileri oluyor. müşterileri arasında danimarka ve ispanya kraliçeleri gibi birçok saygın müşterileri oluyor. o zamanlar kadınlar ya kolye ucuna ya da bellerinden sarkan zarif bir zincirin ucunda taşıyor saatlerini. yıl 1868 olunca kola takılan ilk kadın saatini üretiyor firma. ilk müşterisi de macar bir soylu olan kontes koscowitz oluyor ve saate o zamanlar servet sayılabilecek bir rakam olan 1.200 frank ödüyor.

    ne hikmetse patek ve philippe erkekler için saat üretmeyi akıl etmiyor ve bu şeref uçuş meraklısı arkadaşının talebi üzerine cartier tarafınan gerçekleştirilen santos modeline nasip oluyor. özellikle 1. dünya savaşından sonra askerlere kol saati dağıtılmasından sonra cep saatleri neredeyse piyasadan siliniyor.

    kaynak: vedat ozan kokular kitabi 2

  • yorumlardan biri şöyle... "şortsuz bir nazlı çelik dileğiyle"

    tişört de olmasın anasını satayım :)

    tanım: hiç şaşırmadığım yorumlardır. ülkede daha şorta tahammül edemiyen milyonlar var.

  • fetocu olarak anılmaktan son anda yırtanların daha bir çılgınca (işemeli sıçmalı) kutladığı, kutlayacağı; alakası olmayanların ise tamamen nötr (noluyoruz amk tadında) kaldığı, kalmaya devam edeceği gün.