ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
osurmamak için kasarken bağırsaktan gelen sesler
ölünce her şeyini kaybedecek olan ateist
-
schopenhauer 'ın dediği gibi "e doğmadan önce de bunlarım yoktu amk o zaman ne fark eder?" ile cevaplandırılır
atatürk'ün otopsi sonrası çekilen fotoğrafları
-
benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır diyen bir adamın itibarını zedeleyeceğine inanılan fotoğraflar. yayınlayanların, ne amaçla yayınladıkları belli, ama onun açtığı aydınlanma yolundan gidenlerin, sarı saçları, mavi gözlerinin peşinde olmadıklarını da bilmeliler. yoksa, saçı, tırnağı kutsal diye, parça parça gezdiriliyor olurdu.
the joker
-
öldüren şaka'da* batman'e güzel bir nutuk çekmektedir. görelim;
"...anlıyorsun ya, beni yakalayıp akıl hastanesine geri yollamanın bir önemi yok. gordon delirdi. kendimi kanıtladım. benim ve diğer herkesin arasında hiç bir fark olmadığını gösterdim! hayattaki en aklı başında adamı deliliğe indirgemek için sadece tek bir kötü gün yeterli. işte dünya benim bulunduğum yerden ancak bu kadar uzakta. sadece tek bir kötü gün. bir keresinde kötü bir gün geçirmiştin, haksız mıyım? haklı olduğumu biliyorum. kötü bir gün geçirdin ve her şey değişti. yoksa neden uçan bir sıçan gibi giyinesin? kötü bir gün geçirdin ve bu seni diğer herkes gibi delirtti... sadece bunu kabul etmezsin ki! hayatın bir anlamı varmış, tüm bu mücadelenin bir amacı varmış gibi davranmak zorundasın! tanrım, kusmak istememe sebep oluyorsun. demek istediğim... senin derdin ne? senin sen olmana ne sebep oldu? belki kız arkadaşın mafya tarafından öldürüldü... erkek kardeşin bir haydut tarafından doğrandı... eminim bu tür bir şeydir. bunun gibi bir şey... bana da bunun gibi bir şey oldu biliyor musun... ben ne olduğundan tam olarak emin değilim. bazen bir şekilde hatırlıyorum, bazen başka bir şekilde... eğer bir geçmişim olacaksa, bunun çoktan seçmeli olmasını isterim! hahaha! fakat demek istediğim... demek istediğim şu ki, ben delirdim. dünyanın ne kadar karanlık, berbat bir şaka olduğunu gördüğüm zaman bir yaban ördeği gibi delirdim! itiraf ediyorum. sen neden edemiyorsun? yani, sen aptal değilsin! durumun gerçekçiliğini anlamalısın. bilgisayar ekranının başındaki bir grup gerizekalı yüzünden üçüncü dünya savaşına kaç kere yaklaştığımızı biliyor musun? son dünya savaşını neyin tetiklediğini biliyor musun? almanya'nın savaş borcu alacaklılarına kaç adet telgraf direği borcu olduğuna dair bir tartışma. telgraf direkleri! hahahahaha! hepsi bir şaka! değer verilen ve uğruna mücadele edilen her şey... hepsi devasa, kaçıkça bir şaka! öyleyse neden komik tarafını görmüyorsun? neden gülmüyorsun?"
işte böyle.. kafayı rastgele adaletsizliğe takmıştır, eğer bir gece bir yabancı evinize gelip kızınızı vurabiliyorsa, bu rastgele adaletsizlik sizi delirtebilir. normal bir insan çok trajik bir gün geçirir, delirir ve ortaya kötü bir adam çıkar. böyle bir ihtimalin olduğu dünyada her şey normalmiş gibi davranmak, olayı kuralına göre oynamak ona göre saçmadır. bu açıdan batman'in kötü ikizidir; o bu trajediye karşı savaşırken joker bunu saçma bulup karşı tarafa geçmiştir.
19.07'de fenerbahçe'nin açıklayacağı müjde
-
6. yıldız mı geliyor yoksa.
heyecanla beklediğimiz açıklama.
5 kg'lık dambılla evde vücut yapmaya çalışan hıyar
-
profesyonel fitness eğitmeni olarak bunu yapıyorum hıyar olduğumu buradan öğrenmek güzel oldu
vegan oğlum bugün ne yedi
-
çocuklarından birine zen, diğerine tao ismini veren annenin çektiği bir video. söyleyeceklerim bu kadar.
tümsek terörü
-
okul çıkışı ilkokul kapısının önündeki yaya geçidinde bile durmak istemeyen sürücülerle dolu bir ülkede şarttır.
turgut uyar
-
"elele gittigimiz bu yolda
sen gitgide buyursen,
benim icimde cok beklemis
cok eski bir yer kanar..."
daha ne desin dedirten sair.
facebook'ta ekledikten sonra selam vermeyen tip
-
liseden bi kız arkadaşım var, yıllardır duruyor arkadaş listemde ama tek bir kelam etmedik. bugün bi baktım şort atlet bi fotoğrafını koymuş oraya, kucağında da çocuğu. lan dedim amma bozulmuş ya kız, erkek gibi olmuş amk. yüzünü hatırlayamadım zaten, sonra biraz daha dikkat ettim, kocasıymış lan resimdeki. nerden bulduysa o karı suratlı herifi.
cenk & erdem
-
şöyle bir diyalogları da olan harika ikili...
haber = tayland'da bir sirkte 15 metrelik ipte yürüyen fil, görenleri hayrete düşürdü..
erdem = cenk bey burada bahsedilen ipin uzunluğumu yoksa ipin yerden yüksekliği mi?
cenk = bence filin uzunluğu
erdem = anlıyorum... uzun metrajlı fil diyorsunuz
manuel fernandes
-
-son bir iş için dostum, sadece son lanet olası bir iş.
+almeida ne zaman katılacak aramıza.
-maalesef, almeida başaramadı dostum.
martin mystere
-
ortağı, neanderthal insan olan java ile, daha çok arkeolojik efsaneler üzerine kurulu hikayelerin peşinden koşan, diana isimli pek hoş bir nişanlısı olan ama, ona gereğinden fazla önem göstermediği için sürekli azar işiten, yaşlı olmaktan şikayetlenen, azılı düşmanı/eski can dostu sergei orloff ile maceralarında sık sık karşılaşan arkeolog/yazar/program sunucusu/dedektif/çizgi roman kahramanı.
arekolog olmasından ötürü çok acayip hikayeler, olaylar yaşar... tibet'te, kut humi isimli rahip tarafından yetiştirilmiştir... azılı düşmanı/can dostu sergei orloff ile beraber öğrenim görmüştür bu manastırda... kut humi'nin kendilerine, uzun çalışmalar sonunda mezun olmadan evvel verdiği özel iki ışın tabancısı, ikisinin de kaderini sonsuza kadar değiştirmiştir... martin; çapkın ama beceriksiz, pislikler yapan, kaba saba bir adamken, sergei; kibar, başarılı, iyi yürekli ve yardımseverdi. ama bu silahlar ellerine verilince, kaderleri yer değiştirmiştir... şimdi birbirlerinin hayatlarını yaşamakta, sergei ona verilen silahı koluna monte ettirmesi sonucu, iyice delirip, dostluk ilişkilerini, düşmanlığa dönüştürmüştür... martin ise, kendi silahını bir yerlere saklamış, onu kendi isteğiyle unutmuştur...