hesabın var mı? giriş yap

  • %50 joker hakkı yerine, seyirciye sorma joker hakkını kullansaydı, şimdi hiç bu kadar sorun yaşamayacaktı.

  • selam xbox severler. kasım ayı ile beraber black friday kapsamında xbox mağazasında harika indirimler olduğunu duyurmaktan mutluluk duyuyorum.

    1- evlerinden zorla koparılan 4 cesur balığın etkileyici macerasını konu alan i am fish oyunu 16 liraya,

    2- hayat dolu açık dünyası ile bir polis olarak triadları çökertmeye çalıştığımız sleeping dogs 11 liraya,

    3- hikayesi ile özellikle ülkemizde çok beğenilen bir dönemin internet kafe oyunlarından olan mafia serisinin 3 oyununu birden içeren mafia trilogy paketi 123 liraya,

    4- yarış simülasyon oyunları içerisinde hatrı sayılır bir yere sahip olan asetto corsa oyunu 25 liraya,

    5- witcher serisinin geçmişini merak edenler için serinin 2. oyunu the witcher 2, 12 liraya,

    6 - bir demirci çırağının maceralarını ve hüzünlü hikayesini konu alan kingdom come delivarence oyunu 31 liraya,

    7- kıyamet sonrası dünyanın yalnız savaşçısı olarak arabamızla maceradan maceraya atıldığımız mad max oyunu 24 liraya,

    8- dünyanın dört bir yanındaki egzotik mekanlarda geçen disney macerası ducktales remastered, 6 liraya,

    9 - parkur oyunları arasında çıtayı belirleyen mirror's edge catalyst oyunu 5 liraya,

    10- dünyası ve hikayesi ile herkesi kendine hayran bırakan bioshock serisinin 3 oyununu birden içeren bioshock the collection paketi 47 liraya,

    11- internet kafe diyince akla gelen ilk oyunlardan biri olan prototype serisinin 2 oyununu birden içeren prototype biohazard bundle paketi 45 liraya,

    12- son zamanlardaki en etkileyici oyunlardan biri olan hellblade senua's sacrifice 13 liraya,

    13- efsanevi portal oyunları içerisinde yer alan valve tarafından geliştirilen portal still alive oyunu 9 liraya,

    14- görselliği ve oynanışı ile mükemmel bir deneyim sunan gears of war 4 oyunu 12 liraya,

    15 hapishaneden kaçmaya çalışan 2 mahkumun hikayesini anlatan a way out oyunu 22 liraya,

    16- darth vader tarafından son kez ihanete uğrayan starkillerin yolculuğunu anlatan star wars the force unleashed 2 oyunu 9 liraya,

    17- rally simülasyonu severler için dirt rally 2.0 goty edition 35 liraya,

    18- terk edilmiş bir gezegene mecburi olarak ayak basan sürgündeki askerin intikam hikayesini anlatan bulletstorm oyunu 9 liraya,

    19- efsanevi yarış oyunu splitsecond 7 liraya,

    20- 1918 londra'sında vampire dönen bir doktorun hikayesini anlatan vampyr oyunu 35 liraya,

    21- hikayesi ve mekanikleri ile fps oyunları arasına adını altın harflerle yazdıran titanfall 2 oyunu 35 liraya,

    22- 1924 yılında geçen lovecraft türünün ikonik oyunlarından biri olan call of cthulhu oyunu 27 liraya,

    23- usta hırsız garret olarak oynadığımız thief oyunu 8 liraya,

    24 - fallout oyunları içerisinde oyuncuların belki de en çok beğendiği oyun olan fallout new vegas, 7 liraya,

    25- dönemin popüler çizgi romanları arasında bulunan sonrasında oyuna çevrilen black sad under the skin, 14 liraya,

    26 - ubisoftun klasik oyunları arasında yer alan dönemin en iyi mavera aksiyon oyunlarından biri olan flashback, 4 liraya,

    27- 2003 yılında piyasaya sürülen ve kült haline gelen xiii oyununun remake hali xiii, 14 liraya,

    28- çocukluğumuzun efsanevi macera oyunlarından biri olan lost planet serisinin 3. oyunu lost planet 3, 11 liraya, isteyen oyun severler lost planet 2 oyununu da 22 liraya,

    29- karanlık new york teması ile grand theft auto serisinin en iyi oyunu olarak adlandırılan grand theft auto iv oyunu 21 liraya (xbox game pass abonelerine özel) biz oyunseverlere sunulmuş durumda.

    30- ea fc 24, mortal kombat 1, street fighter 6 gibi güncel bir çok oyunda güzel indirimler mevcut. aynı zamanda assasins creed, need for speed, lego gibi oyun serilerinde harika indirimler var. göz atmanızda fayda olacağını düşünüyorum.

    29 oyun önerisinde bulundum fakat inanın bu sayı çok rahat şekilde 100e çıkabilir. steam'in dolar kuruna geçmesi ile beraber ülkemize özel fiyatlandırma sunan tek firma neredeyse xbox olarak kaldı. hakkını yemeyelim playstation mağazasındada gerçekten uygun fiyatlı oyunlar bulunabiliyor fakat xbox kadar bonkör değiller maalesef. uzun lafın kısası tüm indirimlere xbox mağazasından ulaşabilirsiniz. aynı zamanda konsolunuzdan ise black friday indirimleri başlığından göz atabilirsiniz. hepinize iyi oyunlar.

  • sadece başlığa göre entry yazanları göstermiş haber.

    adamlar erasmus programı sırasında hamile kalmışlar demiyor, bu sayede tanışıp evlenmişler diyor. ayrıca iş bulmaları da daha kolay oluyormuş bu programa katılanların.

    edit: ayrıca doğum kontrol tekniklerini de biliyorlardır emin olun. akıllara gelene bak ya. evet millet erasmus'a gidip hamile kalıp okulunu falan bırakıyor, bir siz akıllısınız amk.

  • oğlum tamam yazar adam yanlış yapmış olabilir ama, bir sene önceki entry'i bulup hataları ortaya çıkarıp bir de başlığını açmak kişisel bir garez gerektirir.

    debe editi: bu topraklar üzerinde haksızlığın karşısında olduğu için zarar gören,hayatını kaybeden hiç kimse unutulmayacaktır.

    (bkz: cem garipoğlu'nun suç ortakları)

  • bir ögrencim yaklaşık 20 gün önce trafik kazasında babasını kaybetti.
    henuz 4 yaşinda..
    baba sevgisine en çok ihtiyaç duyduğü yaşta..
    şu sıralar olayın pek farkinda değil fakat yıllar gectikçe babasının eksikliğini derinden hissedeceğini bilmek beni çok üzüyor..
    üniversiteden mezuniyetinde kep atarken babasını aramayacak gözleri.
    dügününde babası ile karşilikli oynayamayacak.
    allah babasız herkese sabır versin..
    ve eşini kaybeden herkese..
    bir şairin de dediği gibi; insan babası ölünce büyüyor.
    ama ben 4 yaşindaki öğencimin büyümesini hiç istemiyorum..

  • tarihe not düşülmesi gereken bir başka türk hava yolları rezaleti ama bu seferkininin hikayesinin üstüne hbo otursa mini bir sezon dizisi bile çıkabilir o derece değişik. ayrıca türk hava yolları da böyle böyle mağduriyet koleksiyonu yapmaya devam ededursun artık itibarları gözümde metro turizm seviyesine inmiştir.

    biz 17:40’ta tk 7248 uçuşu için uçağa gitmek üzere yer servisine alındık yaklaşık 5 dakikalık bir yolculuktan sonra uçağın dibine geldik ama kapılar açılmadı. bekliyoruz bi uçak var karşımızda gitmek istiyoruz ama gidemiyoruz. uçak da küçük embraer olanlarından hani sanki "bakın nasıl uçağımız güzel mi yeni aldık" diye böyle sergiliyorlar içerde biz ise 40-50 kişi nefes nefese güneşin vurduğu pist sıcağı ise yüzümüzde. neyse on dakika içerde bekledikten sonra yan taraftan bi vip dolmuşu geldi içinde 4-5 takım elbiseli adam ve birkaç güzel giyinimli kadın. bunların direkt uçağa alındığını gördük. hal böyle olunca yaşlıca bi amcaya fenalık geldi önce, sonra cinnet geçirdi kapıyı yumruklamaya, tokatlamaya başladı. bunun üzerine benim de süper kahramanlık dürtüm ister istemez harekete geçti. kapının acil durum çıkışına yarayan kırmızı düğmesini indirmeye başladım. -zaten hep içimde bi tuhaf ukte idi bu tür düğmelere basabilmek bir gün-. yalnız ben bu düğmeyi tam kavrayamadım ve kapı açılmadı bi türlü. yardım isteyeyim bari dedim sonra ulan süper kahraman yardım ister mi hiç diye biraz daha çektim parmağım kanadı. en son dayanamadım "pardon şunu indirebilir misiniz siz de?" dedim ve o sırada diğer kapıların da acil düğmesine bastılar, tüm kapılar açıldı. yaşlı adam ve bir kaç kişi beraber hızlıca görevlinin üstüne haklı bir şekilde kızarak yürümeye başladılar.

    “biz kümeste hayvan mıyız, kaç dakikadır bu sıcakta bekliyoruz otobüste?, neden bize kapıları açmıyorsunuz? vip'leri beklemek zorunda mıyız..niye bi açıklama yapmıyorsunuz?”

    yaşlı amca yer görevlilerine kızdıktan sonra kendinden geçip hostes ve pilotlara da kızdı. (ben bu yaşlı adamın eski ünlü hakem ve de milli hakem kurulu başkanı bülent yavuz olduğunu öğreniyorum. onu da uçaktaki 6 numaralı sivok beşiktaş formalı reyisten öğreniyorum. o da akşamki gençlerbirliği beşiktaş maçına gidiyormuş tek başına destek için. -gidemedi-)

    biz uçaktayken biraz sonra yardımcı pilot anons yaptı yüzünde anlamlandıramadığım bir gülümseme.

    “ya bizim bilgimiz dahilinde olmadan sizi uçağa davet etmişler, o yüzden sizi çıkarmak zorundayız. teknik bir sorun var sonra durumdan haberdar ederiz” dedi. herkes kabin bagajlarını geri aldı ve uçaktan çıktı. otobüse binerken artık iyice sosyal bir deneye maruz kaldığımızı düşünüyorum ve de bekleme salonuna giderken farkettik ki vip’ciler de bizimle beraber bu sefer aynı otobüste. o da ayrı bi komedi. vip dolmuşu ile dönseler daha bi komedi olurdu sanırım. bi tane aşırı zengin abla da gelip şikayet etti en sonunda.

    “biz vip’den çıktık, geri dönmemiz gereken yer de vip olması gerekirken neden burada ( bu fakirlerin arasında) bekliyoruz, anlamadım”.

    ablanın mağduriyeti elite plus mağduriyet bizimkisi basic, classic. öyle de olsa zengin de olsa ablaya ben hak verdim ve kendisinin mağduriyetini birazcık da olsa giderme adına araya mesafe koydum. orda beklerken sorunun ne olduğunu söylemediler, teknik arıza dediler, pilotun uçağı işgal(!) ettiğimizden dolayı kızdığını söylediler, birbirinden çelişkili cevaplar, birbirlerini anlamakta ve bize anlatmakta sorun çeken thy ve tgs görevlileri, atar yapan ego kasan yöneticileri olan ise gariban yolcuya. ulan ben hadi gencim az da sabırlı bi insanım yanımda 80 yasında bir dede vardı "niye buraya geldim" diye söylene söylene uzaklaştı vazgeçti uçuştan. ekranda ise periyodik olarak artan gecikme süresi. 45 dakika, 1 saat 5 dakika, 1 saat 20 dakika..vs

    asıl, 2 saate yakın bir rötardan sonra uçağa bindiğimizde ise suratımıza yedik fatality yumruğunu. "taksi sıramız 12, yaklaşık 45 dakika sonra kalkışı planlıyoruz".

    yani dünyanın bütün firmalarının bütün uçakları rötar yapabilir, bu havacılığın içinde olan bişey ancak bunu insan gibi ekrana yazarlar baştan bilgilendirirler, böyle thy gibi insana gluglu yours deyip hindi muamelesi yapmazlar. insan gibi açıklama yaparlar. yolcunun mağduriyetini giderirler bir şekilde. thy koltuklarında kıbleyi gösteren uygulamalar yapacağına biraz da elemanlarına yol yordam göstersinler. hepsi şaşırmış yönlerini. dün uçuştan 30 kişi vazgeçti umarım hepsi de hakkını arayacaktır bir şekilde. benim de elimden geleni şimdilik bu.

  • markete girdim.
    canım ne istiyorsa aldım, hem de ikişer tane.
    muzlu sütler, çikolatalar, krakerler, pahalı sakızlar falan...

    -9.75 kardeşim...

    cebimden çıkarıp bakmadan adama uzattığım şey, benim sandığım gibi 'yeşil bir yirmilik' değil; sadece 'mor bir beşlik' imiş.
    para üstü beklerken, para eklemem gerektiğini anlamam uzun zaman almadı.
    montun cebi, pantolonun cebi, arka cep falan detaylı taradım. 3 tane 1 lira ve işe yaramaz 10 kuruşlar buldum.
    ''param var'' sanırdım, yanılmışım...

    hala eksik olduğunu anlayınca;

    tekrar cebimi kurcaladım...
    elime anahtar geldi, para sanıp heyecanlandım...
    kurcalamaya devam ettim...
    elime yine anahtar denk geldi, yine para sanıp heyecanlandım....

    pantolonumun bir şalvarbank olmadığını kabullenince, cüzdanımdan daha işlevli bir bankanın kartını çıkarıp adama uzattım.

    +al abi, buradan çek
    - pos yok kardeşim ya
    +hayda...

    elimi tekrar cebime attım refleksle...
    yine anahtara denk geldi ama hiç heyecanlanmadım...

    "cebinde darphane yok amk, birinden birini bırak." dedi içimden bir ses alaylıca...

    +sakız kaç para?
    -2.50
    + o kalsın, o zaman...

    para yetmediği için alınamayan şey?
    (bkz: sakız)

    başlıktaki herkese eksi verecem amk.

  • -sabah koşuya çıkan insanlar varsa
    -avm dışında açılmış bi starbucks varsa
    -kadınlar tayt giyip yürüyüş yapabiliyorsa
    -kaliteli bir burgerci varsa
    -lüks markalardan alışveriş yapabileceğiniz mağazalar varsa
    -gurme market bulabiliyorsanız

    yüksek gelir düzeyine sahip, elit bir muhittesiniz demektir

    -insanlar kaldırım yerine yoldan yürüyorsa
    -restoranlar genelde çiğ köfteci, kebapçı, şerbetli tatlıcı ise
    -discount marketler normal marketlerden fazlaysa
    -sokağa çıktınızda 10 tane erkek görürken 1 tane kadın görüyorsanız

    düşük gelirli, gerici bir semtte olmanız olasıdır

  • yaa o değil de insanlık gerçekten teknolojinin fazlasıyla cebimize girmesiyle birlikte tersine evrim geçiriyor.

    bu teknoloji olayı yaramadı bize valla bak.

    biz de ergen olduk.90 larda geçirdim 10lu yaşlarımı. ben ve tum arkadaşlarım, hatta biz tüm bir jenerasyon 90lari pink floyd, led zeppelin, deep purple dinleyerek geçirdik bu ulkede. onları dinlemeyen iron maiden, metallica, nirvana, pearl jam dinliyordu.

    türk sanatçılardan mfö best of çıkardı 95te. ardından m.v.a.b. geldi. sakın gelme diye bir başyapıt çıktı o albümden misal. özlem tekin, şebnem ferah, teoman patladi 96-99 arası. 99 un en sonuna duman yetişti eski köprünün altında ile. hala daha iyi bir şarkı yapamadılar bence. ve tamam sustum diyen vega.

    rock kazanı ve leman okuyorduk. sonradan roll gelmişti.

    korkunç bir ergen olarak cezmi ersöz okuyordum. hatta ergenlikle suclaniyorduk cezmi okuyoruz diye. ödp kurulmuştu mesela. dünyayı cozdugunu düşünen ergenler olarak heyecan duymuştuk çokça. siyasal olmamizda her hafta leman okumamizin etkisi büyüktü.

    bakın tüm bunlar biz lisedeyken oluyor. böyle bir nesil yetiştik biz bu ülkede.

    şimdi bunlar nedir kardeş? ne diyeyim ben bunlara? bunlari takip edenlere ne diyeyim? ne oldu bu 20 yıl içinde ben onu anlamaya çalışıyorum.

    not: evet yaşlıyım.