ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
pet şişeye evden su doldurup çantasına koyan kız
-
aklını sevdiğim kızdır. aynısını ben de yapıyorum. ama erkeğim heycana gerek yok.
sözlükçülerin banka hesabında bulunan para miktarı
-
yazık şu sözlüğün haline.
monica bellucci'nin çirkin olması
-
sözlüğün kendi arasında anlaşabildiği üç konu vardır evlat; birincisi monica ablamız, ikincisi bal porsuğu, üçüncüsü ise ince siyah külotlu çorap...
onun için fazla saçmalama, valla doğduğuna pişman ederler seni burada.
linç başlasın.
t:mal beyanı
zenon paradoksları
-
achilles ve kaplumbağanın yarışını konu alan paradokslar. (bkz: cevaplamasi zor sorular/4)'te bir tanesi ele alınmış. bu paradoksun basitleştirilmiş iki versiyonu şöyledir:
1- amacımız a noktasından b noktasına gitmek olsun. bu yolu tamamlamak için önce yolun yarısını hele bi katedelim. geri kalan yolu yeni gorev olarak ele alalım ve aynı yaklaşımla hele bir yarısını gidelim bakalım.. bir süre bu şekilde devam edelim. sonra birden anlayalım ki, ne kadar gidersek gidelim, bu yol hiç bitmez, çünkü sonradan mutlaka gidecek bir "öteki yarı" kalır.
2- aynı problemi ele alalım. a'dan b'ye gitmek için öncelikle mesafenin yarısını "hele bi" katetmek gerekiyor. peki bu "yarım" mesafeyi aslında katedebilmek için öncelikle onun da yarısını katetmemiz gerekmiyor mu? hayhay, edelim fakat bu "çeyrek" mesafenin de öncelikle ilk yarısını bitirmemiz gerekmiyor mu ki sonradan diğer yarısını düşünelim? aaa ilk paradoksta anlatılan "hedefe ulaşamamak" şöyle dursun, yerimizden bile kıpırdıyamıyormuşuz demek ki.
zenon sanırım burda sapıtıyordu, lafı "hareket yoktur" demeye getiriyordu. örnek olarak da şöyle bir paradoksla çıkagelmişti.
3- havaya bir ok attığınızı düşünün. bu ok size hareket ediyormuş gibi gelebilir, sebebi x süre içinde y kadar mesafe gitmesidir. x'i küçük aralıklara bölün, birer saniye mesela, o zaman diyebilirsiniz ki birinci saniye boyunca ok şu kadar gitti, 2. saniyede şu kadar, bunları topladım y'yi verdi. zaman aralıklarını daha da küçültelim, hatta öyle küçük olsunlar ki, bir daha bölünemesinler, buna "an" diyelim. şimdi bakalım bu ok "an" sürede ne kadar mesafe gider? hiç gitmez. (okun fotoğrafını çektiğinizi düşünün, ok fotoğrafta durmaktadır değil mi?) e her "an" 0 mesafe giden bir ok nasıl olur da hareket eder?
zenon'un devrinde büyük ihtimalle infial yaratan bu paradokslar yıllar sonra limitin, sonsuz toplamın vesairenin devreye girmesiyle çözülüvermiştir.
7 ocak 2015 öğretmenlerin yine tatil yapması
preet bharara
-
kuzenim tarafından kendisine şiirler yazılan insan.
(bkz: kuzenim yazmış)
kutudaki paralar yandaşlara saçıldı,
reza gilin önünde bütün yollar açıldı,
tapelerin üstüne soğuk sular içildi,
tam ümidi kesmişken çıkageldin bharara
sen bunları bilmezsin, hepsi birer engerek,
bize de senin gibi yiğit savcılar gerek,
istersen sana burdan fındık fıstık gönderek,
jack daniels'ın yanında biraz yerdin bharara
ebru bugün yalıda karaları bağlamış,
demir atmış yalnızlığa, içli içli ağlamış,
miami'nin adaleti kılıncını yağlamış,
dolce vita hayata ayar verdin bharara
garip reza mahpusta, beli göçmüş ranzada,
oysa ki gezecekti roma'da fransa'da,
havuz medyası seni paralelci sansa da,
diğer yüzde elliden hürmet gördün bharara
finlandiya başbakanının skandal kıyafeti
-
merkel'in bir röportajı vardı; "evinizde yardımcınız var mı, kaç kişi" diye bir soru sordular.
çok net hatırlıyorum "yardımcım yok, bütün işlerimizi eşimle birlikte yapıyoruz" diye cevap vermişti.
"bu ceketi daha önce giymiştiniz" denildi, "ben devlet görevlisiyim, modacı değilim" dedi.
bazı ülkelerin oldukları, geldikleri yeri anlamak adına inanılmaz bir röportajdı.
bu da onun gibi, elbisenin fiyatı zerre anlam ifade etmez kendini bilen insanlar için.
"itibarın tasarrufu olmaz" gibi sözler, lüks yaşam sevdası vs tamamen geri kalmış ülkelerde oluyor.
2018 evlilik maliyeti
-
abi yüzüğe 15 bin verdiysen bence yüzüğü s.k.
matematiksel notasyonla yazılabilen atasözleri
-
"halk icinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sihhat gibi."
1) {<h>,<d>,<x> | ¥<x> c <h> ve ¥<d> c <h> ve ¥<x> ~ ¥<d>=ø }
2) { e, <h> | ¥<h> c e }
3) {<d>, s(n), f(x) | ¥f(x),¥s(n) @ <d> ve n>=1 ve s(n) ~ f(x)=ø ve f(x)+s(n)=<d>}
aciklamalar :
e : evrensel kume (cihan)
<h> : halk kumesi, <d> : devlet kumesi
s(n) : nefesin bir fonksiyonu olarak sihhat
f(x) : x'in bir fonksiyonu olarak diger devletler
---
<> : kume (buyuk harf olmadigi icin)
@ : elemani
~ : kesi$im
¥ : her
c : alt kume
zara'nın domuz derisi etek satması
ünlü biriyle ilişki yaşamış sözlük yazarları
-
benimdir. bir alışveriş merkezinde okan bayülgen'in yanından geçerken adeta görmezden geldiğim eski sevgilimmiş gibi mağrur bir tavırla yanından geçmiş, tanımamazlıktan gelerek haddini bildirmiştim.
asansördeki herkes bayan sen in görümcem binecek
-
(bkz: pembe asansör)