ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
nişanlılıkla evlilik arasındaki süre
-
nişanlılık la evlilik arası değdiğin şey nişanlılık olmuyor mu ulan? arada benim bilmediğim başka bir ünvan mı var?
13 ekim 1972 and dağları uçak kazası
-
hayatta kalan 16 kisinin, ancak kazanin uzerinden 72 gun gectikten sonra kurtarilmasi sebebiyle havacilik tarihinde ozel bir yeri olan ucak kazasi.
kazadan sonra 27 kisi sag kalmis, arama calismalari umut kalmamasi sebebiyle durdurulmus, bahtsiz bedevi kazazadelerin 8 tanesi de uzerlerine cig dusmesi sonucu olmuslerdir. sag kalanlar hayatta kalmak icin olen arkadaslarini yiyerek beslenmislerdir.
60. gunde, bekleyerek olmekdense, pilot kabinindeki gunes siperliklerinden kar korlugunu engellemek için yaptiklari gozluklerle, ucagin govdesindeki yalitim aparatlarindan yaptiklari uyku tulumlariyla daglari tirmanip yardim ararken olmeyi goze alan 2 kazazedenin 12 gunluk yuruyusden sonra insanlar tarafindan bulunmasi ile toplam 16 kazazede kurtulmustur.
(bkz: en iyi arkadasini yemek)
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: şu an üzerimdekilerin fiyatı 940 tl
1. adidas adi specific ayakkabı- 165 tl
french connection kot- 235 tl
henleys gömlek- 110 tl
ck boxer- 45 tl
rayban gözlük- 385 tl
2. yani üstünde bişi olmasa 5 para etmezsin.
e. gündeş'e 2 milyon $'lık yüzükle evlenme teklifi
-
bir sevgilin de meşru işlerle uğraşsın kızım ya...
edit: arkadaşlar evet uche var. mesaj atmanıza gerek yok.
düz vites araçla dik yokuşta durmak zorunda kalmak
-
bu kadar araba kullanmayı bilmeyen insanla birlikte aynı yolda araba kullandığımı farkettiğim için gerçekten gerginim. bir süredir yokuşta kalmayla ilgili başlıklar açılıyor, entryler kasılıyor.
hiç biriniz mi araba kullanmayı bilmiyorsunuz be?
bas frene (ayak freni! ) kalkacağın zaman debriyajdan ayağını yavaş yavaş çekmeye başla, (bak frenden kaldır demedim ayağını mal mısın?) araba titremeye başlayınca, devir göstergesi aşağıya doğru hareketlenmeye başlayınca frenden ayağını yavaşça çek, hiç bir hareketi hızla yapma ki heyecanlanma! frenden çekince de gaza bas! bu kadar basit bir olay için yaratılan şu kaosa bak ya!
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
hazır çorbaya su koyarken kaçıncı bardakta olduğunu unutmak.
dünyanın en kısa korku hikayesi
-
"birden içeri elinde sazıyla ismail türüt girdi."
3 polisin bıçaklı saldırgana arabayı kaptırması
-
karşılarında ülkenin geleceğini emanet edeceğimiz boğaziçi üniversitesi öğrencileri olmadığındandır.
şeytan'ın en çok kullandığı kelimeler
-
(bkz: hayat kısa)*
yaran olaylar
-
hikayemizde evli bir çift, bu evli çift ile aynı evde yaşayan adamın annesi ve daisy isimli bir de köpek var. bu çiftimizin yurt dışına çıkması gerekir ve valide hanım da yaşlı olduğu ve köpeği gezdiremeyeceği için, kaldıkları lojmanın bekçisinden rica ederler: bekçi, her gün daisy’i dışarı çıkartıp gezdirecektir.
olay, üç gün sonra adamın “her şey yolunda mı?” diye annesini aramasıyla ortaya çıkar.
-anneciğim nasılsınız, her şey yolunda mı?
-ayyy oğlum değil, hiç sorma, burada bir manyak var, “dışarı çıkma zamanın geldi teyze” deyip beni her gün zorla bahçede gezdiriyor!”
meğersem bizim bekçi daisy’i teyze olarak anlamış ve teyzeyi üç gün boyunca zorla kolundan tutup bahçede gezdirmiştir. zavallı köpek ise üç gün boyunca s.çamadığı ile kalıp balon gibi şişmiştir.
vücut geliştirmiş erkek iticiliği
-
şimdi bi tane kız gelip "hafif kaslı erkekler iyi, çok kaslı olmasın :s :s" diye hafif kaslı bir vücut resmi atacak. attığı vücut 3 sene çok sıkı diyet uyku ve antremanla anca yapılabilecek olacak.
kendi yorumum da şu önemli olan kas değil frame, postür.
hastanelerdeki sıra tanımayan pardösülü teyzeler
-
bir gün bir tanesine feci gürleyeceğim ama hadi bakalım.
bilmem kaç gün önceden randevu alıyorsun üstüne bir saat sırada bekliyorsun, sonra hop sıra sana gelmeden önce, evladım diye bu teyze giriyor araya. neymiş işi varmış, bi görünüp çıkacakmış. bencilce herkesin hakkına tecavüz ediyor.
çoğunun da bir hastalığı vs yok genel anlamda hastaneyi bir sosyal aktivite olarak görüyorlar, sırada karşılaşıp bugün neyin var diye sohbet eden iki tanesine bile rastlamışlığım var.
acelesi varmış, biz okeye dördüncü bulmak için oradayız zaten.
yarı uyur halde kreşe bırakılan çocuk
-
evimin yanında kreş olması sebebiyle her sabah gördüğüm manzara.
annesinin peşinden sürüklene sürüklene, ayakta uyur vaziyette kreşe bırakılan çocuk bu.
küçücük yaşta yaşam kavgasına girişmiş bebecik.
bir bıraksalar oracıkta kıvrılıp uyuyacaklar oysa.
lan bir insan 3 yaşında mı başlar hayatın yükünü yüklenmeye?
bir kaç sene sonra da okul derdi başlayacak.
sonra sınavdı, ygs lgs igs hayatı sikilecek garibimin.
sokaklarda topaç çevirmek, akşam ezanına kadar maç yapmak hiç olmayacak hayatında.
varsa yoksa ders, sınav, koşuşturmaca.
dershane, rekabet ve başarılı olma zorunluluğu.
şu an ne olduğunu tam idrak edemese de birşeyler oluyor.
tv'de mutsuz insanları görüyor.
nefretten gözü dönmüş amcaları görüyor.
polisler var, sirenler çalıyor.
sonra uyku saati geliyor.
sabah gene annesi uyandıracak.
süklüm püklüm annesinin peşine takılıp kreşin kapısına bırakılacak.
akşama kadar annesini özleyecek.
debe edit:
(bkz: taşlıdere ilköğretim okulu yardım kampanyası)