hesabın var mı? giriş yap

  • -anne ben arkadaşlarla dışarı çıksam?
    +saat kaç olmuş... olmaz. çıkmasan ölmezsin ama çıksan belki ölürsün.

    -bıdıbıdıbıdı işte oraya gidicez
    +otobüsle gidin
    -niye ki?
    +ya şimdi kaza falan yaparsınız, bilmiyordur belki iyi kullanmayı
    -ama ayarladık her şeyi?
    +olmaz. arabaya binmesen ölmezsin ama binsen belki ölürsün

    +ne yapıyorsun?
    -acıktım ekmek almaya çıkıyorum
    +aa çok geç olmuş gitme
    -ama çok açım
    +gitme sen gitme. aç kalsan ölmezsin ama gitsen belki ölürsün

    -bıdıbıdıbıdı işte eskişehir'de paraşüt kursu veriyorlarmış başvuru yaptım gidic...
    +hayatta olmaz! kesinlikle hayır! kursa katılmasan ölmezsin...
    -ama katılsam belki ölür müyüm anne?
    +ağzını topla salak. o ne biçim laf öyle ölmek falan? allah korusun

  • 15 temmuz sonrası darbe bahanesiyle ihraç edilen ve cezaevine atılan hatta işkence yapılan askerler yerine ordu bunlarla dolduruldu. çok şaşırmamak lazım. yakında tsk'dan asker yerine menzilci hacı hoca mezun olursa hele hiç şaşırmayın.

  • sonra perdenin arasından sızan güneş beni uyandırdı ve ıslaklık hissettim.evet kamyonu devirmiştim'' diye devam etmesi gereken hikaye.

  • başarısız olmasıyla büyük bir başarıya imza atan deney.

    deney, amerikalı fizikçiler albert michelson ve edward morley tarafından, o dönemde uzayı doldurduğuna inanılan esir ya da eter gibi isimlerle anılan bir maddenin varlığını ispatlamak için yapılmıştı ama bu iki fizikçi aksine, bu maddenin var olmadığını ispatladı.

    ***

    bir nehre girip karşı kıyıya yüzmeye çalıştığınızı düşünün. eğer nehirde akıntı varsa, sizin akıntıya karşı ya da akıntıyla aynı yönde yüzmeniz, karşıya geçme sürenizi etkileyecektir. eğer akıntıya karşı yüzerseniz, akıntı sizin karşıya geçmenizi geciktirir. akıntıyla aynı yönde yüzerseniz, karşıya daha hızlı ulaşırsınız. bu hepimizin bildiği, sıradan, günlük bir olay.

    interferometre kullanılan deneyde, eter rüzgârının, tıpkı nehirdeki akıntı gibi, ışığın hızını etkilemesi beklentisi önemli bir yer tutuyordu. bu aletin içerisinde yarı geçirgen bir ayna bulunur. ışığın bir kısmı bu ayna üzerinden yansır, diğer kısmı aynadan geçerek yoluna devam eder. yansıyan ve geçen bu iki ışık demeti farklı doğrultulara yönelirler ve yöneldikleri doğrultulardaki normal aynalardan yansıdıktan sonra bir ölçüm cihazına erişirler.

    ölçüm cihazına gelen iki ayrı ışık demeti bir girişim deseni oluşturur. eğer demetler cihaza aynı anda ulaşırsa düzgün bir desen oluşurken, demetler cihaza farklı anlarda ulaşırsa bu kez, oluşan girişim deseninde faz farkı gözlenir.

    eğer uzay, bahsi geçen maddeyle doluysa, bu maddenin rüzgârı ışık demetlerinin kaynağa ulaşma hızını etkileyecekti. beklenti de işte bu yöndeydi fakat görüldü ki düzgün bir girişim deseni oluşuyor. farklı zamanlarda da farklı bilim insanları tarafından gerçekleştirilen ve aynı sonuca ulaşılan bu deney, uzayın herhangi bir akışkanla dolu olmadığının kanıtıydı. özel göreliliğin temeli de bu sayede atılmış oldu.

  • milletin yine 1-2 yerinden kendiyle özdeşleştirdiği kız. bende hiçbiri tutmadı aga iyi mi. amorti bile yok.
    başlı başına "kız" bile tutmuyor sen düşün.

    gelen mesajlar üzerine edit: nefes alıyorum evet, ayrıca kadın da değilim.
    olm seçim sandığına sokarsınız az sabredin amk.

  • şu an orada yaralı insanlar varken hâlâ "kaçak elektirik" espirisi yapabilecek kadar vicdan yoksunu kisiler var. hayatın boyunca hiç mi bi' başkası için ağlamadınız lan, nasıl bu kadar kötü olabiliyorsunuz?

  • hobimdir. 1.geleneksel ilişkinin bittiğini anlamama şenlikleri kapsamında, hislerim kuvvetli olsa da aklım inatla bastırır; salağa yatar. reddeder çünkü. o yüzden, muhakkak karşılıklı oturup "olmuyor; bitti" diye konuşmamız ve kapanışı yapmamız lazım. sonrası depresyon ve istiklal marşı.

  • bazı kişilerin finlandiya'da yaşama şansı varken türkiye'ye döndüklerine ilişkin bir haber okuyacağım düşüncesi ile geldim.