hesabın var mı? giriş yap

  • çözümü çok basit olan sorunsal: arabayı satıp at almak. çünkü bildiğim kadarıyla bu konuda yasalarda bir boşluk var. hep merak ederdim a1 kapısına fırtına gibi esen doru atım üzerinde gelsem ne olur diye. yaptım, olacak! yok henüz yapmadım ama en büyük hayalim bu. "hocam öğrenci misiniz? yalnız sticker yoksa alamıyoruz." diyemezler çünkü kedi köpeklerin sticker'sız girip çıktığını biliyorum. atımı da dört nala bölüme sürdükten sonra dekanlık kapısı önünde şaha kaldırıp kişneterek en yakın iğde ağacına park edeceğim. trafik kilit takmaya gelirse taktırmaz, basar çifteyi. otostopçu da alırım gerekirse oturturum arkama. bir kişi bir kişidir. yaparım bilirsin.

  • illumınati.org'daki inanılmaz mantık hatası

    1. ülkeler arası saat farkı var. türkiye'de saat 00:00'a geldiğinde 7 aralık oluyor ama, amerika'da olmuyor. bunun açıklamasını borçlusunuz piçler.
    (dokunmatik portakal ?, 06.12.2011 23:27)

    2. @3 sana bırakıyorum
    (amuhaaa ?, 06.12.2011 23:28)

    3. @4 geç babam
    (orda bir dede var uzakta ?, 06.12.2011 23:28)

    4. onu biz ayarladık sen takma kafana
    (illuminati genel sekreteri ?, 06.12.2011 23:29)

    entry-nick kombosuna bak arkadaş*

  • cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan konuşmasında, "merkel 25 milyon euro vereceğini söyledi." diyor.
    berat albayrak'ın gülüşüne ve yanındaki eski tbmm başkanı ismail kahraman'ın el hareketine dikkat edin, ne anlamalıyız bu hareketten? neler oluyor son günlerde?
    ben kendimi tutup bu zamana kadar ne entry ne de tweet attım, haddim değildir dedim. ama bu olanlar, şu el hareketi... kalbim kırılıyor bu ülkeye.
    ilgili video

    unutmuş olabiliriz diye 17-25 aralık tapeleri

    edit: link güncellemesi

  • ben yapıyorum bunu mütemadiyen. ta sefil bir öğrenciyken başladım buna. önüme çıkan ilk kediyi aldım eve, ne yiyorsam ona da verirdim, makarna, patates kızartması, sütlü ekmek. öğrenim kredim yatınca da kendime döner ona da bir kutu whiskas alırdım.
    sonraları çalışmaya başladım, hep kedim köpeğim oldu, hep ben ne yediysem onlara da bölüp verdim. kedi ya da köpek beslemek, çok masraflı birşey değildir. bir restorana gidip artıklarını isteyerek bile doyurabilirsin. dünyada bu kadar aç insan var diyerek kedi köpek, çatıdaki güvercinler, muhabbet kuşları, balıklar da aç dursun di mi? bişeyin ucundan tutmuyorsak toptan bişeye ellemeyelim, komple geberip gitsin her canlı?

  • edit: başlık başıma kalmış, aslen bu baslıktaki hayvanseverleri eleştiren entrylere yanıt vermistim.

    yedigi etin bir kısmını kıyamayıp kediye ve kopege de veren insandır. paylaşmak güzeldir.
    kopek seviyorum diye illa kopegimi yemek mi zorundayım. tabi ki oturup koftemi yiyecegim. her sevdigim seyi yiyecek degilim herhalde... koftemi yiyip, ucundan da kedime kopegime veriyorum daha ne yapayim

    ayrıca o kedi ve kopek de et yiyor.
    insan sevmesine rağmen et yiyen kopeğe laf yok ama.

  • şalke sıfır dörttür, zaten içinde bu takımın geçtiği muhabbeti yaptığımız insanların yüzde 99.9'u türk, böyle söylediğinde de anlıyorlar, kenardan bir hans'ın fırlayıp "nein nein, nul fiya" deyip fırça atacak hali olmadığına göre şalke meramını anlatan bir söyleyiş şeklidir, doğru olmasa bile

  • o kadar da kolay kurulabilecek bir cümle olmadığını önce fenerbahçe, sonra da beşiktaş taraftarı gördü. ne diyelim başka sefere artık.

  • sinemanin ilk zamanlarindaki dokumanter yaklasim veya bilimsel arastirma amaci olarak gorulen (lumiere kardesler cinematographe i gelecegi olmayan bir icat olarak nitelendirmisler zamaninda) ve daha cok yeni olan sinemaya kurgu kapasitesini katmis sayilir bircok sinema tarihcisi tarafindan.
    lumiere kardeslerin filmlerinde de kucuk buyuk bir takim mise-en-sceneler vardir ama bir olay butununu kurgulayarak anlatmayi amaclamazlar, daha cok kadraj, isik kaygilari yuzunden kullanilirlar. oysa melies hikayeler, olaylar, dekorlar yaratmis, uyarlamis, insa etmis ve filme cekmistir. sinemanin bugunku bir olayi anlatabilme becerisi, bir bilgi verme aracindan cok sanat halini alabilmis olmasi bu naratif kapasitenin kesfedilmesi, uygulanmasi sayesinde olmustur.

  • aşağılık kompleksinden kırılan zavallılara pek dokunuyor bu.
    sanki millet senin doğumgününü ezbere bilmek zorunda.
    adam görmüş orada kutlamış, ne var bunda samimiyetsiz denecek.
    sokakta arkadaşına rastlasan, laf arasında o gün doğumgünün olduğunu öğrense,
    aaa, doğumgünün müüü, kutlu olsuuun,
    dese kafasına çantanı mı geçirecen samimi değilsin diye..

    her işiniz böyle sizin.
    muhakeme sıfır.
    git bi su iç, serinle, kafanın içi çeperine çekilmiş sıcaktan ama ben yine de umutlu değilim, söylüyüm..

  • sokağa inmeye gerek olmamasından dolayıdır.

    birbirlerini kırıyorlar zaten şu anda. bizi gözlemci atadılar.