hesabın var mı? giriş yap

  • ikinci sezonun sonunda joe'nun herkesi şaşırtan hamlesine değinmek istediğim dizi:

    -spoiler-

    evet, masum ve mommy issues joe, ömrü boyunca gerçek sevgiyi aradı ancak hiçbir kız ona göre değildi, sonunda ruh eşi love ile bir araya gelince yine kendini başkasına kaptırması inanılmaz değil mi?! aslında değil. joe'nun problemi hiçbir zaman kendini sevecek birini bulamaması değildi. hatta aslına bakarsanız, gözüne kestirdiği her kızla ilişki yaşayabilecek denli hoş bulunan, beğenilen bir erkekti. joe'nun problemi sevilmemek değil esasında, sürekli olarak sevilmediğini düşünmek.

    şimdi bahsedeceğim tipte insanlara mutlaka denk gelmişsinizdir.

    joe kendini sevmiyor ve sevilmeye layık bulmuyor. aslında annesinin ona olan sevgisinden de her zaman şüphe duyuyor, zaten her şeyin altında bu zemin var. asla sevilmediğinden emin olan joe, bir kadın buluyor ve onu kendinden çok yüksekte görüyor. ona platonik şekilde tapmak ve onu yenerek (mommy issues'u yenerek) kendini sevdirip çıkışını yapmak arasında sonsuz bir ikilem yaşıyor. nihayetinde ruhu her zaman bir çıkış yolu aradığından tüm yeteneklerini kullanarak, delirircesine kendini sevdirme yolları arıyor. aradığının ise saf sevgi karşılığı olduğunu sanıyor. ancak böyle insanları severek onları tatmin edemezsiniz. çünkü alacağı hiçbir sevgi, küçükken, acaba sevgiyle büyüseydim nasıl olurdu? sorusundaki sevgi kadar yüceleştirilmiş ve sonsuzlaştırılmış idea nesnesinin yanına dahi yaklaşamayacağı için, joe gerçekten sevildiğini hissettiğinde karşısındaki ilahlaştırdığı kişiyi küçültmeye başlar ve biter. çünkü joe'ların hayattaki tek motive i, annelerinin (yahut babalarının) yerine koyup sonsuza dek sevgisini ve takdirini kazanmaya çalışacakları, ancak asla tam olarak emin olamadıkları ve her sabah uyandıklarında yeniden savaşacakları bir ilişki, yani yaşayamadıkları çocukluğun intikamını alırcasına sonsuz bir çocukluk çağı. özetle, joe'yu mutlu edemezsiniz, joe kimseyi gerçekten sevemez, çünkü joe sevgi nedir bilmiyor.

  • telefonu titreşime alıp kurun. sert bir yüzeyde (masa veya parke olabilir) yatağa uzak bir yere koyun. o sabah takırtılar eşliğinde çalmaya başlar siz de "güne kötü bir başlangıç" tadında olsa da uyanırsınız.

  • şöyle görüntülere hazır olun.

    aranızdan yalaka ve kaypak olmayanların ''neden bu afgan polislerinin hepsi türban takıyor'' sorusunu sorduğunu biliyorum. özgür irade olsa gerek, yersek.

    afganistan'da bir zamanlar taliban varken burka denen şeyin giyilmesi zorunlu idi. şimdi soruyorum, dünya'da buna benzer pek çok örnek varken, türkiye'deki gelişmeler bazı kesimlerce nasıl hafife alınabiliyor? kendilerini kandırdıkları gibi bizi de kandırdıklarını mı sanıyorlar? yoksa kendilerini de mi kandırmıyorlar, zaten istedikleri bu mu? kaypak oldukları için mi böyleler?

    tabi bir de ''türkiye'de türban zorunlu değil ki, sadece önündeki yasaklar kaldırılıyor'' diyecek olan sözde hümanist soysuz köpekler var. kendi de çok iyi biliyor aslında, insanların baskı ve zorlamalarla kapatıldığından, küçücük çocukların kapatılmasına ve okula bu şekilde gitmesine göz yumulduğundan, bir ülkenin böyle yavaş yavaş sinsice dönüştürüldüğünden haberdar.

    kadınlara hayvan muamelesi yapan ve buradaki yalaka, kaypak ve soysuz köpeklerin gıpta ile baktığı ülkeler, mesela malezya'da 2009 yılında dini ne olursa olsun tüm kadın polislere türban takma zorunluluğu getirilmiş. bana aynı şeyin 2019 veya 2029 yılında ülkemde de olmayacağının garantisini kim veriyor?

    dindar nesil yetiştirmek adına yasalara aykırı olduğu için merdiven altı yurtlar açıp çocuklara denetimsiz ortamda rahatça tecavüz edilebilecek ortamlar yaratan ensar vakfı'nın böyle reklamlar vermesi sizleri bir gram dahi endişelendirmiyor mu?

    cevap verebilecek olan varsa, beklerim.

  • biner binmez uyuyan birisi olarak, uyandığım anda benim dışında herkesin topkek yiyor olması. çok üzülüyorum lan. bir anda halil seza olup yırtasım geliyor ortalığı.

  • halihazırda açık cezaevinde olan bu adam 14 nisan 2020 infaz yasasının kabul edilmesiyle birlikte 28 mayıs 2021'de tahliye olacak.
    bu olay gözümüzün önünde yaşandığı için bildiğimiz bir olay. daha bunun gibi nice suçlular bu infaz yasasıyla birlikte tahliye edilecek. bir aileyi katletmenin bedeli 3 yıl mıdır? bütün bunlar olurken hala adalet sistemine güvenmek ne kadar mümkündür?

  • hitap kelimesi olarak biraz banal olsa da sorun yok, isteyen bayan bakar mısınız diyebilir.
    ancak erkekten erkek diye bahsedilen yerde kadın yerine bayan kullanımı hıyarlıktır..

    okulda 15 erkek 10 kadın öğretmen var.
    okulda 15 erkek 10 bayan öğretmen var.

    erkekler voleybol ligi /kadınlar voleybol ligi
    erkekler voleybol ligi /bayanlar voleybol ligi

    burada erkek yerine bay kullanılmıyor, ancak kadın kelimesi sanki ayıp kötü bir şeymiş gibi güya daha nazik saygılı bayan kelimesi ile değiştiriliyor, burada büyük bir mallık var. kadın olmayı hakir görme var.. kadın kız ayrımıyla kafayı kırmış olma var, var anam var..

  • hp marka bilgisayar vardı temizdi sıfırı 2999 tl 3000 yani. alalı 3 ay olmuştu. sonra şirket daha iyisini verince doğrudan 2000 tl fiyat yazdım koydum. adamın biri aradı abi öğrenciyim vb 1500 olur mu dedi.
    olur gel dedim
    çıktı geldi.
    1450 var dedi yanımda
    tamam önce kimliğini göster dedim.

    -ne kimliği abi?
    ÷öğrenciyim dedin ya
    - ya kimlik yok yanımda.
    ÷ hangi okuldasın? bölüm ne?
    - keem küm. aslında ben öğrenci değilim.

    fiyat o zaman 2500 tl işine gelirse dedim yolladım.

    öğrenci olsa verecektim o fiyata. sonra bizim güvenliğin oğlu üniversite kazanmış ona hediye ettim.

    daha da mutlu oldum.

    edit: direk -> direkt -> doğrudan :)

  • beşiktaş'ta apartmanı sallamaktadır. tırstım.

    edit 1: balkon kapısı açıldı hassikome!

    edit 2: açılan balkon kapısının devirdiği ıvır-zıvır kutusundan yıllardır kayıp olan nadide satranç taşımı bulmama vesile olan fırtınadır. emeği geçenlere teşekkürler.

  • eğer bugün öğrenciye verilen yemek 15-20 lira değilse, zamanında 1.5 lira da para mı lan demeyip tepki gösteren öğrenciler sayesindedir.

    bugün 2.5 lira para mı denir.
    yarın 5 lira olur, o da para değildir.
    öbür sene 7.5 lira olur, olsun gene de dışarıdan ucuzdur.
    diğer sene 10 lira olur, dışarıda da 10 liralık yemek satan yerler vardır ama ne idüğü belli değildir.
    diğer sene 15 lira olur, 15 lirası olmayana adam mı denir denir.
    öteki sene 25 lira olur beğenmeyen yemesin denir.

    ucunu sokturursan kökünü de sokarlar hacu, en baştan hiç sokturmamak lazım.