hesabın var mı? giriş yap

  • - bes yil sonra kendinizi nerede goruyorsunuz?
    - 5 yıl sonrayı inanın bilmiyorum,ama 5 milyar yıl sonra gunes sistemi, andromeda galaksisi icine cekilerek yok olucak, dunyadan geriye sadece bir gaz, toz ve gazete kagidi bulutu kalacak. şimdi sizi, 5 dakikalığına da olsa, yaptığımız bu mülakatın anlamsızlığı, komikliği ve gündelik dertlerimizin zavallığı üzerine düşünmeye davet ediyorum. otherwise i' ll release the cobra.

  • ne zaman düşünsem tüylerim diken diken..

    geçen hafta dolan otuz beş yıldan beri otuz beş kuruşla ev geçindiriyorlar. üç çocuk büyütmüşler, okutup adam etmişler. üç çocuklarına da aynı sevgi ile bakmışlar hep, gözlerinde hala o sevgi. hani olmaz da, göstermek istemeseler bile ele verecekler kendilerini, naif bir sevgi sızıyor gözlerinden. işe gitmek için evden çıkarken, arkamdan usulca aralanan perdenin arkasındaki annemin gözünde görüyorum, her sabah.

    nasıl başladığı değil nasıl yaşandığı önemli; onca yıl nasıl büyüdüğü, bizi büyüttüğü. onlar dolu dolu da yaşamışlar, damdan düşer gibi de. tepeden tırnağa sevdalılar, sevda nedir biliyorlar çünkü.

    çünkü yaşamışlar, yaşıyorlar bu hayatı. tüpsüz kalmışlar, vesikayla ekmek almışlar, kuru üzümle çay içmişler herkes gibi. kaç ihtilal kaç kriz görmüşler. ve hala, sabahın yedisinden gecenin körüne kadar haberlerde gördükleri "dünyaya" üzülüyorlar. yirmi dokuz yıldır onları sabır ve umut ederken gördükçe tüylerim diken diken oluyor benim.

    keyif almasını da bilmişler. uğrak lokantası’nda kızarmış yarım piliç ve haydari ile içmişler rakıyı, tam cam kenarındaki masada hem de. bizim gibi rakının yanına pırasa getiren, fasıl diye taverna müziği çalan, damsız girilemeyen yerlere, olmadığı gibi görünen insanların arasındaki masada birkaç arkadaş mahkum kalmamışlar. en son ne zaman sinemaya gitmişler hatırlamıyorlar, dilleri dönmüyor hatırlayınca da zaten filmin adını. o akşam televizyonda ne varsa, bir bardak da çay yanına, en seyredilir eser oluyor o akşam.

    bu sevgiyi anlamak istiyorsanız, görmeniz lazım. birbirine güzel söz söylemez, çarçur etmezler iltifatlarını. sevgilim, bir tanem bunlar sahte laflar, yer yok onların lugatında. her gün milyonlarcası gırla giden gerçek sevgi sözleriniz gerçek kıymetini biliyorlar.

    yıllarca işten gelirken kesik ankara soğuğunda yüzü kızaran emekli memur babam gibi yüzüm, aşk hakkında düşünürken, utancımdan. hayat bana daha ne öğretebilir? onlarla karşılaştırınca, hokkabazın ağzındaki yalancı alev gibi yabancıyım aşka. oysa onlar, birbirlerine sarılıp kenetlenmişler. ve kalbime bıçak sokar gibi kirpikleri bana, bize doğru dönmüş soruyorlar:

    "ya siz?"

  • sinan oğan'ın istekleri:

    - anayasanın ilk 4 maddesine dokunulmayacak
    - anayasa madde 66'ya dokunulmayacak
    - mülteciler ülkeden gönderilecek
    - terör örgütleri ile mücadele edilecek, terörle iltisaklı partilere mesafe konulacak
    - “faiz sebep enflasyon sonuç” gibi mantık dışı argümanlarla ekonomi yönetilmeyecek. bir an önce bilimsel metotlara dönülerek ekonomi düzeltilecek.

    milliyetçi ve vatansever seçmene soruyorum: siz de bu isteklere boyun eğmeyecek misiniz?

  • her yarışmacı elendiğinde kazandığı yarışmalar, kazanç sonrası sevinçleri falan gösterilirdi. anıl giderken düşüp ayağını kırışı ve donk diye kafasını vuruşu gösterildi.

    adam sakatlanıp yatmaktan başka bi şey yapmadı ki dklajglasşfag.

  • zamanda yolculuk var. daha demin yaptim, oradan biliyorum. metrodaydim. metro hizli gidiyor ve isik hizina yaklastikca zaman yavas ilerler. dolayisiyla benim icin metroda gecen 10 dakika, disardaki insan icin 10.0000001 dakikaydi. yani az da olsa gelecege gittim, gorduklerimden de hic memnun degilim, dunyayi bok etmissiniz.

    zamanda geriye donus de mumkun. stephen hawking demisti "mumkun olsaydi, gelecekten gelen turistlerle kayniyor olurdu etraf, oyleyse teorik bir engeli olmali" sonralari teoride mumkun oldugunu kabul etti. tam nedenini bilmiyorum (arastirmaya usendim simdi) ama sanirim nedeni su: geriye gitmek icin uzayi epey bukmek gerekiyor. karadeliklerden wormhole yapmak lazim mesela. biz uzayin o kadar bukulmus bir noktasinda degiliz. yani gelecekteki insanin zaman koprusunu gecebilmesi icin, ote yanda da koprunun bir ayaginin olmasi lazim. o noktaya gelecekten ziyaretciler gelebilir ama oncesine gelemezler.

    yani ilk wormhole benzeri isi yaptigimiz anda kestirmeden oyunu bitirmis oluyoruz. cunku siyasetci o kurdeleyi keser kesmez, teknisyen start dugmesine basar basmaz, o saniye zamanda geriye gidilebilecek ilk saniye oluyor ve tarihin sonundaki adam gelip bize her konuda spoiler vererek yasama sevincimizi kursagimizda birakiyor. o doygunlukla da zaten insanlik ilerleyip zaman makinesi yapmaz, gelecekten gelen adam da olmaz, biz de doygunluga ulasmayiz, gaza gelir zaman makinesi yapariz, tarihin sonundaki adam gelip spoiler.. evet, bi doktora goruneyim. ("kafaya takilmis paradoks icin ilaciniz var mi" diye sorsam ne derdi acaba?)

  • açılımı "fantasy role playing" olan kısaltma veya oyun türüdür. genellikle masaüstü rol yapma oyunları için kullanılan bir terimdir. oyunu oynamak için öncelikle oyuncuların zevkine göre setting ve system seçilir. setting oyunun geçeceği evreni oluştururken, system oyunda yapılabilecek eylemlerin nasıl ve ne şekilde yapılacağıyla ilgili kurallar bütününü oluşturur. setting ve system belirlendikten sonra oyuna hakim bir kişi dungeon master (dm) olur. dungeon master'ın görevi oyunun senaryosunu belirleyerek, oyuncuların çeşitli durumlar karşısında seçim yapmalarını sağlamaktır. ayrıca oyuncuların yönetmediği karakterleri de dm yönetir. oyuncuların görevi ise karşılaştıkları durumlara karakterlerinin nasıl tepki vereceklerini, karakterin sahip olduğu nitelik ve nicelikleri göz önünde bulundurarak belirlemektir.

    (bkz: setting)
    (bkz: rol yapma oyunu)
    (bkz: dungeon master)

  • babamın anneme verdiği hediyedir.

    annem sürpriz yumurta delisi bir kadın. özellikle araba falan çıkınca çok seviniyor ve yapıp ounamaya başlıyor. hevesi geçince de bir süre oraya buraya koyup teşhir ediyor.
    babam evlilik yıldönümlerinde anneme sürpriz yumurta aldı. üzerindeki jelatini usulca açtı, yumurtayı zedelemeden ayırdı kutusunun içindeki oyuncağı çıkartıp içine birbirine sarılmış dişi erkek kolye koydu.
    akşam yemeğinde anneme bir çiçek ve sürpriz yumurtayı verdi*
    annem önce yumurtayı her zaman yaptığı gibi salladı, oyuncak araba mıydı acaba? telaşla içini açtı, (bir yandan da çikolatasını yiyyor) sürprizi görünce:

    - aaaaayyyy kemaaaaaalll!!! *

    edit: babam vefat etti dostlar.
    annem o hediyeyi aldığı günden beri boynundan hiç çıkartmadı.
    bu entry'i 5 yıl önce yazmışım. hay allah... hay allah...

  • olan bitenden az önce duyurulan hede.

    ulan keşke kaldırılmasaydı, kesin bu entry ile yarın debe'ye girerdim.

  • bu ciddi bir konu. yazar arkadaşın etrafındaki insanlar aynı zamanda sizin de etrafınızda olabilir.

    edit: ulan 2 fav alacağız diye yapmadığınız embesillik kalmıyor şu alemde. insandır bu. düşer, kalkar. yarın öbür gün sen düşersin, olmadık bir sebeple bir borcun altına girersin, tanıdığından yardım istersin, veririm ama kız kardeşinle veya karınla bir gece birlikte olurum, al paran hazır derler. o zaman erkeklik yapmaya kalkarsın. ama söz konusu kadın olunca rerere,rörörö. yabancı değil oğlum bu mesajı yazanlar. sizin de çevrenizde var düşmenizi bekleyip, düştüğünüz an arkanızda bitecek olanlar.

    bu mesele meriçlik meselesi değil. insanlık meselesi. ekonomik şartlar ortada. insanlar maddi olarak zor dönemler geçirebiliyor. ya destek olursun ya da olmazsın. bu kadar basit!

    debe editi: bu başlık altında yazılanlara baktığınız zaman ülkeye olan umudunuzu kaybedebilirsiniz. destek verip debe ye girmesini sağlayanlara baktığınızda ise hala bir şeylerin düzeleceğine dair umudunuz olsun!

    bu memlekette namussuzlugun bu kadar prim yapması, namusluların sesinin çıkmamasından kaynaklıdır. lakin biz henüz ölmedik ve hala çok kalabalığız. namussuzlugu normalleştirmenize izin vermeyeceğiz!!! ne kadın, ne erkek, ne çocuk hiçbir şekilde sizin insafınıza bırakmayacağız. ama birgün olurda karşılaşırsak böyle bir durumla çevremizde, annenizin bile tanıyamayacağı hale getireceğiz, bilginize..

    siz elalemin kızına 3 kuruş para için bunu söyleme cesareti gösterecek kadar cesursanız, biz de gerekeni yapmak için hazır bekliyoruz! hodri meydan..

  • benim karim kesinlikle iki soyadi tasiyamaz.
    bu sebepten ben karimin soyadini aldim ve olay buyumedi..