ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
14 kasım 2016 süper ay
ankara semtlerinin ingilizce karşılıkları
-
oran = that place in your body
10 eylül 2019 sierra leone'ye vizenin kaldırılması
-
bundan sonra akp'yi neyle eleştirecekler merak ediyorum.
55 dk bekletip gelemiyorum mesajı atan insan
-
vardır böyle insanlar. ama benim başıma bundan daha ağırı geldi.
bir gün aynı ofiste çalıştığım bir kızla iş için beşiktaş'a gittik. arabayı kadıköy'de park edip vapurla geçtik karşıya ve bir saat verip beşiktaş iskelesi'nde buluşmak üzere sözleştik.
ben saat yaklaşırken başladım beklemeye. sonra saat 5-10 dk geçince aradım bunu ve bana; ayh yoldayım geliyorum, çok sıcak, şöyle oldu, böyle oldu gibi şeyler söyledi. ben de beklemeye devam ettim. 10 dk oldu 20 dk, 20 dk oldu yarım saat... ben bunu tekrar aradım, ne kadar sürer gelmen diye ve yine aynı rahatsız ifade ile 10-15 dk sonra oradayım dedi.
ben de beklemekten sıkıldığım için barbaros bulvarı'ndaki starbucks'a kadar yürüyeyim hem bir kahve alırım hem de vakit geçer dedim.
starbucks'a bir girdim ki ne göreyim. bu, masasında bitmiş bir kahve bardağı elinde bir dergi oturuyor. yanına gidip selam verdim sakince.
beni görünce şeytan çarpmışa döndü ama öyle bir hale geldi ki açıklama bile yapamadı. nedenini bile sormadım çünkü bu kötücüllükte olan insanlara asla "neden" diye sorulmaz.
randevusuz gelenlerin biontech aşısını bitirmesi
-
17.06.2021 tarihine aşı randevusu alıp normal vatandaşların yaptığı gibi randevu saatinde hastaneye gittim. aşı olmak için geldiğimi söylediğimde biontech aşısının kalmadığını öğrendim. sabahtan beri gelen randevusuz kişiler aşılandığı için ellerinde bulunan biontech aşısını bitirmişler. aşı yapan sağlık görevlileri de haklı olarak mecburen kimseyi geri çeviremediklerini, randevululara öncelik tanınsa tepkiyle karşılaştıklarını belirttiler. madem randevu almadan aşı yapılıyor randevu sistemi tamamen kaldırılsın. her şeyi olduğu gibi aşılama işini de ellerine yüzlerine bulaştırdılar. üstelik 6 aydır çoğu ülke günde bir milyon aşı yapıyor bunlar kadar şovunu yapana rastlamadım.
wolverine
-
türkçe bilen marvel comics karakteri.
detayları paylaşmadan önce, çizgi romanlarla ilgili bilinmesi gereken bir durum var; karakterler hikaye gereği ingilizce dışında başka bir dilde konuşuyorsa, konuşma balonunda diyaloglar yine ingilizce olarak yazılır fakat başına sonuna küçüktür - büyüktür işareti konulur, "`<" ve ">`". örneğin hikayede bir karakter türkçe olarak "selam, nasılsın? baban nasıl?" diyorsa konuşma balonunda <hi, how are you? how is your father?> diye yazılır. bu bilgiyi aklımızda tutarak wolvie'nin hikayesine geçelim.
hayatından entrika eksik olmayan karakterimiz wolverine, bu uzun hayatının çeşitli noktalarında kendisine sorunlar çıkarmış olan bir karakter olan romulus'tan illallah etmiştir, kafasını kesmek istemektedir. wolverine'in kendisine benzeyen bir de oğlu vardır daken adında, ki bu oğluyla da romulus'un manipülasyonları yüzünden arası bozuktur. fakat yine de entrikalar gereği daken ve wolverine bir olup romulus'u öldürmeye karar verir, bu yüzden farklı farklı yerlerde gizlice buluşurlar. bu buluşmalardan birini de ankara'da yapmaya karar verirler.
daken ankara'da cafede oturuyor
bu buluşma sırasında tartışmaya başlarlar, sonra wolverine öğrenir ki daken arkasından romulus'la iş çevirmiş, vay hayın evlat deyip muramasa kılıcını saplar daken'a. olaylar daha büyür, romulus'un kendisi gelir, hulk'ın oğlu skaar falan da dahil olur, ankara'da tansiyon gerilir. derken beklenmedik bir şey olur ki bu, çizgi romanlarda gördüğüm en absürt şeylerden biridir; romulus'un tuttuğu kürtler saldırır.
wolvie kürtlere şaşırıyor
işte bu noktada sivil kaybı azaltma noktasında harekete geçen wolvie saldırının yapıldığı yere koşturup binanın içine girer ve içerideki adama dışarı çıkmasını, binanın çökeceğini söyler. adam da "hayır çocuklarım hala içeride" diye cevap verir.
türkçe konuşuyor
işte bu resimde de görüldüğü üzere bu diyalog küçüktür büyüktür işaretleri ile yazılmış, bu yüzden diyalog ingilizce dışında bir dilde oluyor ki ankara'nın orta yerinde gerçekleşen bu diyaloğun dilinin türkçe olduğu akla ve mantığa yatkın geliyor. türkçeyi neden ve nasıl öğrendiği de bir muamma tabii. birinci dünya savaşı'nda gelibolu'da savaşan newfoundland birliğiyle gelip de mi öğrendi, yoksa yaşadığı fırtınalı hayat mı onu bir şekilde türkçe öğrenmeye itti, bilemiyoruz. belki soğuk savaş döneminde türkiye'de bulunan bir ajandı, belki de eskişehir'de bir erasmus öğrencisi. belki emekli salih öğretmen, belki iş insanı ali bey.
14 nisan 2019 bahçeli'nin imamoğlu açıklaması
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
ankara'da bir avmde magazalar arasındaki plastik ağaçların kenarına oturan bir baba, 4-5 yaşlarındaki oğluna koton'u göstererek;
- oğlum git annene de ki "yeter anneee, yeter annnneeciiiim, yeter artık"
katil liderlerin paris'te teröre karşı yürümesi
-
orada protesto yürüyüşüne katıldığınızda tarih sizi o fotoğraf ile mi hatırlayacak?
bisiklete binerken kask takmak
-
bisiklete binmenin birinci kuralıdır.
kask takmamanın zararlarını girilen komikli entrylerden görebilirsiniz.
mesai saatlerinde dışarıda dolaşan kalabalık
-
haftaiçi off olup caddede gezinirken gördüğüm midpoint'u kırıntı'yı filan tıklım tıklım dolduran havalı güruh! kimsiniz olm siz? mirasyedi misiniz nesiniz? diye haykirmak istemisligim vardır benim de, evet.
moda'da 1500 liraya kiralık mağara
-
ulen bir de bekara diye not düşmüşler açıklamaya; bekar insanları ikinci sınıf insan, köle gibi gören ev sahiplerinin başı inşallah swinger partileri yapan evlilerle derde girer.