hesabın var mı? giriş yap

  • nişanlıyım diye cevap verip tepkisini ölçmek istediğim jinekologdur aynı zamanda.

  • plazada çalışanların köpük partilerinde coştuğunu öğlende işe gelip akşamüstü partilere aktığını zannedenlerin sanrısı.
    memurlar haftasonları tatili ve akşamları insancıl vakitte biten mesaileri sayesinde kendilerine vakit ayırabildiklerinden hepinizden daha kaliteli bir yaşam sürüyor. adamın senede 30 gün izin hakkı var. sen ekrana hipnotize olmuşken dünyayı geziyor lan adam. ayrıca patron ne der kaygısı kovulma korkusu olmadığından stres altında değiller ve daha verimli çalışıyorlar.
    şimdi sevgili dünyayı kurtaran kardeşim, kimin daha sıradan yaşadığına sen karar ver. ben söyliyim, ikiniz de bir rutinin içindesiniz; fakat memurun rutini onu mutlu ederken seninki seni öldürüyor. artık memurlara bok atmayı bırak ve sakince kpssden aldığın puanı utanmadan paylaş.

  • kötürüm anneannesini tekmeleyen, çocuğuna fuhuş yaptırarak kazandığı parayla kumar oynayan, namaz kılanların üzerine napalm bombası atan, oruç tutanların midesine tulumbayla rakı basan, karısını nançaku ile döven bir ergenekoncudur.

  • atanamayanlar boşuna üzülmesin zira benim gibi hakkari şemdinliye 50 km uzaklıkta bir köy okuluna atananlar da var. van'a uçakla gidilecek sonra yaklaşık 6 saatlik karayolu ulaşımı yapılacak. yüksekova'dan şemdinli'ye geçilecek.

    hani o tv'de gördüğünüz mayın döşeli vadi yolları var ya. hah, dolu bir bavulla aval aval etrafa bakarak oradan geçecem.

    o yüzden kötü yer geldi diye zırlayıp durmayın. kötü göreceli bir kavram gördüğünüz gibi.

    edit: mesaj atıp destek olan herkese sonsuz teşekkürler.

  • adam otuzsekiz yıl önceki ilkokul öğretmenini parkta görünce utanarak yanına yaklaşır ve "hocam beni tanıdınız mı?" der. ihtiyar adam, ''hayır tanımadım'' der.

    bunun üzerine adam:
    ''hocam beni nasıl tanımazsınız? ben ilkokul öğrenciniz mustafa. sınıfımızda bir arkadaşın saati kaybolmuştu, ben almıştım. siz de 'herkes kalksın ve ellerini tahtaya dayasın, arama yapacağım' demiştiniz. ben utanmış ve çok korkmuştum. sizin ve arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakacağım diye soğuk terler döküyordum. sizden bir komut daha geldi, 'şimdi herkes gözlerini kapatsın.' ortalarda bir yerdeydim. aranma sırası bana gelmişti. saati cebimden sessizce almış, devamında aynı sessizik içinde son arkadaşa kadar aramayı sürdürmüştünüz. sonra bizi yerimize oturtup bana ve hiç kimseye hiçbir şey söylemeden saati sahibine vermiştiniz. büyüdükçe içimde büyüttüm bu davranışınızı. hocam ben şimdi elli yaşındayım. düşünüyorum da şu hayattaki en büyük dersi o gün sizden almışım. her aklıma gelişinde sarsıldım ve her aklıma gelişinde kendimi sizden kalan erdemin koruyucu gölgesinde hissettim.
    çünkü 'utancı bilerek yaşamak korkunç, daha da korkuncu bilerek yaşatmaktır.'
    der edip cansever. hocam işte siz bana o utancı yaşatmadınız. yaşasaydım unutur muydum doğrusu bilmiyorum ama beni utandırmamanızı hiç unutmadım hocam.
    şimdi hatırladınız mı beni?''

    ihtiyar öğretmen yanyana oturdukları banktaki öğrencisine yaklaşarak:
    ''o olayı ertesi gün ben de unutmuştum. şimdi sen anlatınca hatırladım. sizlere 'gözlerinizi kapatın' dediğimde ben de gözlerimi kapatmıştım. o yaştaki
    her çocuğun düşebileceği yanılgıya düşen öğrencime karşı içimde bir yargı
    oluşsun istememiştim. o sen miydin? bilmiyordum nasılsın?''

  • yine gazetecilik mesleği üzerine bir yapım olan, 2016 yılında en iyi film ve en iyi orijinal senaryo oscar ödülünü alan the spotlight filminden daha iyi olan filmdir ve 90. oscar ödüllerinde en iyi film adayıdır. her iki filmde gerçek olaylara dayanmaktadır. yeri gelmişken söyleyeyim gerçek olaylara dayandırılan filmlerin en iyi orijinal senaryo dalında aday olmaları bana çok saçma geliyor. ayrıca bu tarz filmere hem abd'nin trump yönetiminde hem de bizdeki tayyip yönetiminde ihtiyaç vardır. 1-2 saatlik bir film belki bir şeyleri değiştirmez ama onu izleyenler birçok şeyi değiştirebilirler.

    filmden;
    "basının görevi halka hizmet etmektir, halkı yönetenlere değil."

  • international /interney$ınıl/ diye okunursa kotu olur.* /intırne$ınıl/ demek lazim gelir.
    occurence /oküriyıns/ diye okunursa rezil kepaze olunur. /ıkarıns/ denmelidir. o kadar.
    bi de scissors a /skisors/ demek fenadir. /sizırs/ diyen cennetliktir.

  • yine dış güçlerdir. yoksa, darbe günü bile kapanmayan interneti neden devlet kapasın ki canım? di mi güntekin?