hesabın var mı? giriş yap

  • galiba büyük bir serzeniş entry'si olacak bu.

    sözlüğe kayıt olmamdaki en büyük sebep. nickimdeki isimlerin her biri ayrı bir marvel karakterini temsil ediyor. ilk üye olduğumda da sadece marvel'la ilgili entryler giriyordum, tematik takılıyordum. buna rağmen artık yeni marvel çizgi romanlarını okumuyorum, okuyamıyorum, hiç bana hitap etmiyor. çizgi roman okuyorum hala, eski marvel'ları da okuyorum ama son beş senedir falan çıkmış marvel çizgi romanı okumadım. bu entry de neden okumadığım ve şahsımca sorunun ne olduğuna dairdir.

    neredeyse 1,5 senedir bir şey yazmadım sözlüğe, geçenlerde de "entry'lerimi düzenleyeyim bir bakayım" dedim. marvel'la ilgili girdiğim entrylerin bir çoğu geçerliliğini kaybetmiş. sildim ben de bir çoğunu. neden geçerliliğini kaybetmiş peki; çünkü retcon! kısaca geçmişte olmuş bir olaya, yazarın gelecekte müdahale etmesi. öldü sanılan karakterin bir şekilde kurtulmuş olması, canlanması vs. benim yazdığım entryler de doğruluğunu yitirmiş bu şekilde.

    uzun süredir okumayınca bu retcon'lardan da haberim olmadı. fakat şöyle bir gerçek var, bu retcon olayı uzun süredir modern marvel çizgi romanlarının parçası. marvel'ın en bilinen karakterlerinin geçmişleri son 10 sene içerisinde çok değişti. scarlet witch ve quicksilver'ın magneto'nun çocukları olduğu, hatta mutant oldukları gerçeği bile değişti. hatta bununla ilgili bir event bile yaptılar original sin diye. retcon kavramına karşı değilim, hatta seviyorum normalde bununla ilgili çizgi romanlar okumayı, değişmez bir parçası uzun süreli hikaye anlatımının ama bu kadar çok retcon bir şeyi gösteriyor bize. marvel'ın yeni karakter ve hikaye yaratmadaki yetersizliğini.

    dc comics iki üç kere evrenini sıfırlayıp yeniden başlattı, marvel ise bunu hiç yapmadı. yani bütün karakterler 1939'dan beri devam eden bir evrenin üyesi. haliyle olan biten her şey şu anda okuduğumuz bu karakterlerin başından geçti. bütün bunlar dışında marvel'ın çeşitlilik* adına yaptığı eylemler de tepki çekti. sonuç da şu:

    marvel yeni hikayeler yaratmak ve yeni karakterler yaratmak istiyor. yaratılan yeni karakterler ilgi çekici olmuyor, okuyucular bu karakterleri politik manipülasyonlar olarak görüyorlar. hal böyle olunca eski karakter üzerinde değişiklik yapılıyor. bu da karakterin yıllardır süren karakteristik özelliklerini ve anlamını kaybetmesine neden oluyor. şöyle bir durum da var, her ne olursa olsun marvel çizgi romanları statükoya dönüşe de çok bağlı. bir karakter bir seriden sonra olumlu veya olumsuz yönde çok değişiyorsa, hatta ölüyorsa bile bir şekilde bu değişiklikler bir çırpıda silinebiliyor. birbirinin boğazını sıkan iki karakter başka bir seride birlikte tavla oynayacak samimiyette olabiliyor. başka bir seri yazarı karakterdeki bir değişikliği gözardı edip kendi serisinde istediği hale sokabiliyor. bu absürt durumlar da okuyucuyu devamlılıktan koparıyor, karakterler ve hikayeler anlamını yitirebiliyor.

    bu sebeplerden dolayı okumaktan koptuğumu düşünüyorum. çok şişti bu evren, bir reboot lazım gibi geliyor. bu da garanti değil gerçi, belki de amerikan süper kahraman çizgi romanları okumaktan sıkılmışımdır, bu sevdam doğal sınırlarına ulaşmıştır.

  • sanırım bazı ayrıntılar atlanılmış, ben farkındalık yaratmak adına yazıyorum;

    bizim karın kası sevemiyor olma nedenimiz, karın kası olan erkek yokluğu değil...
    o erkeklerin bizimle ilgilenmiyor oluşu.

  • bana göre koç'un her zaman sabancıdan her anlamda üstün olduğu karşılaştırmadır.

    koç ailesinden kimseyi televoleci magazin basınında görmezsiniz ama hacı sabancı'yı sürekli kendinden uzun mankenlerle basında görürsünüz.

    koç ailesi kurnazlıkla anılmaz ama "cin ali" lakaplı pegasus patronu ali sabancı sürekli hinliklerle ve cinliklerle anılır.

    siyasi konularda sabancı hep susar, görüş bildirmekten kaçar ama gezi olaylarında oteli açıp gazdan kaçan göstericilere merhamet eden koç'tur, otokratik yönetime rağmen cesurca duruşunu koruyan koç'tur,

    zaten borsada işlem gören koç ve sabancı hisselerini kıyaslamak bile iki grup arasındaki farkları net bir şekilde anlamak için yeterlidir.

    sonuç olarak isimlerini duyunca bende oluşan çağrışımlar şunlar:

    koc: kalite, elit, güven, eğitimli, cesur, adil
    sabancı: zengin, avam, kurnaz, pragmatik,

  • "komura bak komura diolar, ne komuru ya" deyip sudanlı abimizi isyan ettirmişlerdir :))

    gülüyorum ama 21 yy a geldik hala ten rengine göre insan sınıflamak devam ediyor.

    not: o sudanlı bebek ayrıca ne tatlıymış öyle.

  • arkadaşla, çalıştığı yerdeki işçi iddiaya girerler.

    işçi: ben bu ineğin bokunu yerim abi
    arkadaş: hadi be... yiyemezsin
    i: yerim
    a: yiyemezsin
    i: hadi o zaan 4 paket sigarasına, var mısın?
    a: varım

    işçi dışkıyı yer. sonrasında;

    i: insanınkini de yerim. var mısın iddiaya?
    a: oofff... yokum ya yokum lanet olsun

    bana bunu anlattıktan sonra, ekledi;

    - hayır bi de bu adam yemek seçiyor ya. onu yemem bunu yemem... bok seçmiyor yemek seçiyor

  • helal olsun,allah işini gücünü kolay etsin diye dua ettiğim teyzedir,aynı şekilde çok uzak olmayan osmanbey'de 65 yaşında çaycılık yapan tanıdığım tatlı bir teyze de var ve neden çalışıyorsun diye sorduğumda hayat çalışmamama müsaade etmiyor evladım diye cevabı tokat gibi yapıştırmıştır.

  • toki başkanının dengi kiptaş* genel müdürüdür. bir genel müdürlük bir büyükşehir belediye başkanına resmî yazı yazarken arz eder*. hele ki istanbul büyükşehir belediye başkanı bu adam. toki başkanı maçası yerse bir akpartili büyükşehir belediye başkanına laf yetiştirmeye kalksın bakalım ne yapıyorlar. herkes astını üstünü bilecek, haddini bilecek. derdi varsa toki başkanının, çevre şehircilik bakanına arz etsin, sayın bakan bağlansın imamoğlu’nun yayınına. imamoğlu haklıdır. daha devletin hangi kademesi hangi kademesine denk, kim kime cevap verebilir, kim kimle yazışabilir, haberi olmayan zırcahiller de moderatörlük peşinde koşmasın, haddini bilsin.

    not: başlığı da imamoğlu’nun haddini bilmez sözcü tv ve bir genel müdüre had bildirmesi, olarak değiştirin.

    politik doğruculuk, sjw’lik, lakaytlık, küstahlık, haddini bilmezlik yüzünden ne ast kaldı ne üst kaldı ne disiplin kaldı ne düzen kaldı, ayaklar baş oldu bu memlekette. yeter artık!