hesabın var mı? giriş yap

  • para eritme kaydı turbun büyüğü değildiyse daha bu millete herşey müstehaktir denilecek konu başlığı.

  • şimdi de okulumuzun düzenlediği mutluluk konulu kompozisyon yarışmasının sonucunu açıklıyorum:

    8-b sınıfından beren. alkışlıyoruz.

  • benim rick and morty hakkında bi şansım bi de şanssızlığım var. bu diziyi aslında ilk yayınlandığında izlemeye başlamıştım ama nedense bi ısınamadım o dönem. sanırım ikinci sezonun ortasında da bıraktım. dördüncü sezon finalinden sonra bi arkadaşım çok söyledi izle artık diye ama onu da yapmadım yaklaşık iki yıl kadar. şanssızlığım şu, diziye tekrar başladığımda çok sevdim neden daha önce izlemedim falan dedim, şansım da şu ben bunu diyene kadar beş sezon birikmişti. o nedenle bölümleri peş peşe yutabiliyordum.

    yalnız şimdi geldik beşinci sezon finaline ve ben artık günceldeyim. o bir problem. yine de dizinin yolunu yıllarca gözlediği için beklentisi artan insanlar gibi değilim. mesela beşinci sezon genel olarak bozdu denmiş ama bunun çoğunlukla beklentiyle alakalı olduğunu düşünüyorum ben. şimdi genel olarak bu sezon nasıl olmuş bir bakalım.

    --- spoiler ---

    rick and morty aslında episodic bir dizi. yani her bölüm temelde birbirinden bağımsız. bu da dizinin yapımcılarına çok büyük bir özgürlük sağlıyor ki bin beş yüz tane paralel evrenin anlatıldığı bir hikayede 5 sezon boyunca tutarlı kalmanız hayli zor. aklınıza gelen her uçuk kaçık fikri istediğiniz gibi yazamazsınız çünkü böyle olursa izleyici tutarlılık peşine düşer. episodic yöntemde ise space beth ve evil morty gibi hikayeler olsa da bölümün mantığı pek sorgulanmaz.

    beşinci sezonda ise bu yapıda değişikliğe gitmişler ve sezonun başında bile sezon sonuna işaret eden diyaloglar eklemişler. mesela south park da episodic bir diziyken son yıllarda sezona yayılan hikayeler anlatmaya başladı ve açıkçası çok farklı bir tat yakaladılar orada. benzer bir durumun rick and morty için de geçerli olduğunu söylemek mümkün.

    ancak bunun sebebi finale kadar hikayeyi biriktirip patlama yaratmak değil, daha çok fanların isteğini karşılamak. çünkü reddit'e falan bakarsanız evil morty ve rick'in geçmişi gibi konularda çok fazla teori üretildiğini görebilirsiniz. bu da haliyle bir merak oluşturuyor ve dört sezonun ardından herhangi bir cevap alamayınca fanlar huysuzlanmaya başlıyor. bu nedenle beşinci sezonda tıpkı rick'in morty'e yaptığı gibi hafıza cihazını uzatıp al çok merak ediyorsan öğren demiş gibi bir hava var. bunu söyleme nedenim de bölümde rick'in geçmişi ve citadel konusunun çok hızlı geçilmesi. yoksa isteseler bundan milyon kat daha epik bir bölüm yapabilirlerdi.

    bu sezonun bir diğer farklı noktası da derinlik mevzusu. ilk dört sezonda rick'in yaptığı tüm çılgınlıkarın aslında duygusal dünyasını kontrol edememesinden ya da bazı şeylerden kaçıyor olmasından kaynaklandığını bize ince ince sezdiriyorlardı. (bkz: pickle rick) ayrıca beth ve jerry'nin ilişkisi de uzay temalı bir komedi dizisi için fazla depresifti. bu sezonda ise bu derinlik biraz azalmış durumda. mesela wubba-lubba-dub-dub'un anlamını öğrendiğimiz diyalog ya da rick'in unity'den ayrıldıktan sonra garajında yaptıkları sayesinde dizi insanın karanlık yönleri üzerine keşfe çıkıyordu. bu sezonda ise bir kaç kısım hariç böyle bir durum söz konusu değil.

    dizi bu alanda biraz eksilmiş olabilir ama yaptığı zekice espriler tüm hızıyla devam ediyor. mesela birinci bölümde rick'in şarapları yıllandırmak için açtığı portaldan, morty'e yardım etmek için geçen herşeyden habersiz karakter ve ondan sonra başlayıp her bir saniye yükselen değişim çok zekice planlanmış. bir de diğer sezonların üzerine ekleme yapmıyor olsa da decoy family konusu ve bu meselenin her bir adımda daha da tırmanması çok güzel işlenmiş diyebiliriz.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak yine kendisini çok hızlı bir şekilde izleten, takip ederken eğlendiren her ne kadar dizinin yapımcıları bu konuda biraz gönülsüz olsa da rick'in geçmişi ve evil morty hakkında çok şey öğrendiğimiz bir sezon oldu bu.

    bir de son bir not olarak şunu söylemek istiyorum. evet bu sezon genel olarak çok derin değil dedik ama rick ve bird person'ın merkezde olduğu sekizinci bölüm bence çok değerli. hatta insana baya öğüt veriyor bile diyebiliriz. mesaj da şu; insanın hayatında bird person gibi arkadaşlar kolay kolay karşısına çıkmıyor. birbirinizi anladığınız, değer verdiğiniz insanlar varsa arkadaşınızın değerini arkadaşınız olarak bilin. kendi kaçış isteğinizi ve geçmiş travmalarınızı bu insanlara yansıtıp arkadaşlığınızı bok etmeyin. çünkü hayat boyu sürecek arkadaşlıklar herşeyden önemlidir ve böyle insanları kaybederseniz (ki zaten ömrü hayatınızda kaç tane böyle arkadaşınız olacak) çok pişman olursunuz diyor. ki bölüm başına yirmi dakika süren garip şakaların havada uçuştuğu lazerlerin falan patladığı bir dizi için az şey değil bu.

  • 2000'li yılların ortalarında, tam da kariyerinin zirvesindeyken, hollywood piyasasından silinmesinin sebebi 2018 yılında yapmış olduğu açıklamadır.

    amerikan film piyasasını, verdiği altın küre ödülleriyle domine eden hollywood yabancı basın birliği başkanı philipe berk'in, 2003 yılında brendan fraser'a bir otel odasında saldırdığını korkusuzca açıklamış ve böylece piyasadan aforoz edilmiştir. başka bir deyişle, fraser'ın depresyona girmesinin sebebi ne nafakaya boğduğu eski karısı ne de annesinin ölmesidir.

    "sol eli kıçımın yanağını tutarken, parmaklarından biri bana dokundu ve hareket ettirmeye başladı. hasta ve küçük bir çocuk gibi hissettim. boğazımda bir düğüm hissettim ve ağlayacağımı düşünmüştüm." açıklamasından sonra altın küre ödüllerine nadiren davet edilmiş aktör ve "bu açıklamayı yapmasam, sessizlik sağır ediciydi." demiş.

  • derste ibrahim tatlises'in eskiden hakki bulut mu oldugunu sorarak aklimi basimdan almis insandir.

  • biri de demiş ki "eskiden ülkücü dendi mi bir ağırlığı olurdu".

    arkadaş ben hangi ülkede yaşıyorum lan. ben kendimi bildim bileli ülkücü-milliyetçi dendi mi aklıma; kaba-saba, neye inandığını bilmeyen, ağzı bozuk, eli tespihli, beli silahlı, boş-beleş mahalle kabadayıları geliyor.

  • şüphesiz;

    -hahaha merhaba başkanım.
    -ne o lan bayrammı var?
    -seni uğurluyoruz ya başkanım bundan iyi bayrammı olur.yalnız sizden bir ricam var babama selam söyle oda gideceğin yerde.
    -ben ananın bulunduğu kısma gidiyorum ona söylerim.

    (bkz: üç kağıtçı / kemal sunal)