hesabın var mı? giriş yap

  • çok haklı ve anlayış ile karşılanması gereken bir şüphe. ben de tedavi edilmeye başlamadan önce bu tür şüpheler ile insanları gözler ve düşünürdüm. 24 yaşıma kadar fubolcuların döner bıçağı taşımak için konçlarını şortuna kadar çekip sahaya çıktığını, uzun boylu olanların ise konç yetmeyeceği için kilotlu çorap giydiğini sanırdım.

    sonra ilaç kullanmaya başladım ve geçti bunlar... oluyor. şefkat ile çözülüyor.

  • dalga mı geçiyorsunuz? doğada tonluk sığırları ve koca geyikleri avlayabilen vahşi bir hayvan ile istediği kadar güçlü olsun bir köpek nasıl bir tutulabilir? doğada yalnız kalan kangalların kurda yem olduğunu bu işten anlayan herkes bilir.

    "iyi durumdaki" yetişkin erkek bir kangal ile "sıradan" bir erkek yetişkin bozkurdu (grey wolf) ortalama değerler ile karşılaştıralım mesela. kaldı ki buradaki kişilerin kurt-köpek kırmasını kurt zannettiğini görüyorum.

    kangalın yerden yüksekliği: 74-81 cm
    kangalın vücut boyu: 75-85
    kangalın kilosu: 50-60 kg
    ısırma kuvveti: kaydedilmiş rekor 743 psi ama genelde 600 civarı. (köpek türünün en yüksek basıncıdır.)

    kurdun yerden yüksekliği: 80 - 85 cm
    kurdun boyu: 105 - 160 cm
    kurdun kilosu: 69 - 96 kg
    ısırma kuvveti: avrasya bozkurdu genel olarak 450 psi ama 1200 psi'ye kadar çıkabilmekte, kuzey amerika bozkurdu ise genelde 660 psi ama 1500 psi'ye kadar çıkabilmekte.

    sibirya ve kanada ormanlarında dört ayağı üstünde insan boyu kadar kurtlar var. nette denk gelmişsinizdir. onları hesaba hiç koymuyorum bile. buna karşılık kangal, köpek türleri arasında belki birincidir.

    gerçek bir bozkurt, kangaldan daha iri ve ısırma kuvveti kangalın iki katı olabiliyor. öyle olmasa boyuna dikenli tasma takılmaz aksi takdirde kangalı alt etmek kurdun pek zamanını almaz. bir de şöyle bir durum var ki kurt dediğiniz hayvandan birkaç tanesi doğada tonluk sığırları avlayabiliyor. burada da zeka kavramı işin içine girince kurt her türlü daha güçlü oluyor. eğer bir kurt gördüyseniz, büyük ihtimalle çevrede en az altı tane daha vardır. kurtlar genelde 7-8 bireylik sürü ile gezerler. (yalnız kurt değilse.)

    türkiye'de bozkurtlar nesli tükenme tehlikesi altında olan türlerden olup üyeleri izlenmektedir . bu yüzden sıradan bir şekilde karşılaşma olasılığınız pek yok. eğer karşılaşırsanız öldürmeye kalkmayın, büyük bir para cezasının yanında hapis riskiniz var. emin olun koyunu veya köpeği feda etmek daha mantıklı bir seçim olur.

    sizin karşılaştıklarınız cılız kurt türleri veya kırmalar oluyor. kangal onlara karşı üstündür evet ama gerçek bir bozkurda karşı pek şansı yoktur. yine de diğer köpeklere kıyasla kurtlara karşı en iyi önlemdir çünkü cesaretli bir hayvan olduğu için kurda karşı küçük saldırılar yapıyor ama sürüyü bırakmıyor. kurtlar da içgüdüleri gereği ilk başta kaçıp hayvanı pusuya düşürmek istediği için (kurt kapanı) sürüye doğrudan yaklaşamıyor. kangalın asıl olayı da bu zaten, diğer çoban köpekleri gibi sürüyü bırakmıyor ve uzaktan havlıyor ve ebatları gereği tehditkar bir duruşu var. diğer köpekler kurdu sonuna kadar kovalıyor ve av oluyor.

  • tus'ta asistan kontenjanı açmayan üniversitelerin, yunan hekimlere sınavsız uzmanlık eğitimi vermesini sağlayacaktır. insanlar senelerini veriyor tus'u kazanıp istediği bölüme asistan olabilmek için, madem asistan eksiği var tus'ta kontenjan açsanıza! isteyen gelsin çalışsın da sanki burada uzmanlık eğitimi almak isteyen hekim bulamıyorlarmış gibi açıklama yapılması çok komik.

  • sevdiğinle değil, seni sevenle mutlu olursun, 5 bin tl verdiğine göre sevmediğim iş bana daha çok değer veriyordur. zamanla severim belki.

  • ortada sorun görmeyen yazarlar için şöyle örnek verilmesi gereken olay; araç alıyorsunuz ama herhangi bir durum için yurtdışına çıkmanız gerekiyor ve 1 yıl boyunca aracı garajda tutuyorsunuz. 1 yıl sonra ülkeye dönünce bakıyorsunuz ki bir kanun çıkmış. kanunda deniyor ki 1 yıl boyunca plakasına benzin alınmayan araç trafiğe çıkamaz çünkü şase numarası başka bir araca geçirilmiş olabilir!

    her türlü anayasal hakka aykırı bir tasarıdır... mülkiyet hakkı, iletişim özgürlüğü vs. vs.

    aydınlatma eklemesi:
    - sim kart tak çıkar n'olcak ya, imei kopyalama engeli vs. vs. argümanları sunan arkadaşlar hala olayı anlamamış durumda. burada parasını verip her türlü kullanım hakkına sahip olduğunuz tamamen yasal ürüne "bir kanunsuzluk yapılma ihtimali var" argümanı üzerinden bir regülasyon getiriliyor. ancak getirilen bu regülasyon farklı şekilde de yapılarak "kişilerin anayasal hakları engellenmeden" de düzenlenebilir. insan yaşantısına müdahale eden içerikle çıkan kanunların etrafından dolanarak ya da kendince bir çözüm?! bularak o kanunun yapmaya çalıştığı şeyi altettiğini zannetme ata sporunu bir unutsak şu memleketteki yaşam kalitemiz birazcık artar.

    - halihazırda 7 yıl olan sürede zaten evde duran telefon belli bir zaman sonra teknolojik açıdan geri kaldığı için fiilen kullanılmaz hale geliyor. misal ilk çıkan iphone var bende. hala çalışıyor ama ne uygulama yükleyebilirim ne de doğru düzgün hat kullanabilirim. 7 yıllık sürenin oldukça dramatik bir şekilde 1 yıla düşürülmesi ekonomik açıdan da hala verimle kullanılabilecek cihazların doğrudan çöpe atılması demek oluyor ki bu da ekonomi için zarar verici bir olay aslında.

  • ekşisözlük de hamamböceği gibi mk. ne radrasyon, ne darbe, ne saldırı hiçbir şeyden zarar görmüyor. ekşi hariç hiçbir yere giremiyorum şu an

  • latince "concertare" - çarpışmak, rekabet etmek, yarışmak anlamına gelen, solo çalgı ve orkestra için yazılmış virtüözite karakterli enstrümantal eserdir.

    16. yüzyılın sonlarına doğru vokal kilise müziği aracılığıyla ortaya çıkmıştır. venedik okulunun büyük temsilcisi giovanni gabrieli, enstrümantal eşlikle seslenen dini yapıtlarında iki koronun arasında yankılar, dinamik karşılaşmalar ve yarışlar kullanmıştır.

    solo çalgı için ilk konçerto, italyan barok bestecisi giuseppe torelli tarafından yazılmıştır. daha sonra corelli, vivaldi, bach ve handel gibi bestecilerle birlikte konçerto büyük bir gelişim sürecine girmiştir. klasik dönemde haydn ve mozart'ın öncülüğünü ettiği yeni formal yapı ile birlikte, zirvesini beethoven ile yaşayan konçerto, daha sonra neredeyse tüm besteciler tarafından kullanılan bir müzik biçimi haline gelmiştir.

    konçerto, klasik-romantik geleneklere göre üç veya dört bölümlü olarak bestelenir. ilk bölüm genelde sonat allegrosu formunda olmaktadır. ilk olarak liszt, üç yada dört bölümlü kurguyu tek bir bölüme indirgeyerek farklı bir konçerto geleneği başlatmış ve saint-saens gibi dönem bestecileri bu yeni gelişmeyle tek bölümlü konçertolar yazmışlardır.

    büyük rus besteci çaykovski, konçertoyu şöyle tanımlar: "bu müzikte söz konusu olan iki eş değer kuvvettir. yani tükenmez tınılarla zengin ve son derece kudretli orkestra ve onunla mücadele ederek galip gelen küçük, gösterişsiz fakat ruhen güçlü olan bir rakip."

    konçertoda kadansı ilk kullanan besteci beethoven olmuştur. romantik dönemde yazılan konçertolar, çalgı tekniğini aklın alamayacağı derecede genişletmiştir. bu dönemde özellikle schumann, brahms, çaykovski, chopin ve saint-saens gibi bestecilerin konçertoları önemli yer tutmaktadır. fakat rahmaninof'un piyano konçertoları, tüm müzik literatüründe ayrı bir öneme sahiptir. bu eserler, konçerto biçimine yeni bir nitelik kazandırmıştır. bestecinin bu yapıtları aslında solo piyano ve orkestra için senfonilerdir. senfonideki dramaturji ve büyük kurgu, bu eserlerin temelini oluşturmaktadır ve senfonik konçertant türüne kapı aralamıştır.

    20. yüzyıl bestecileri de konçerto tarzına yeni bir soluk getirmek için sürekli çabalamışlardır. ravel, prokofyef, bartok gibi besteciler son derece parlak ve üstün nitelikli eserler vermişlerdir. hatta ravel ve prokofiev sırf sol el için piyano konçertoları bestelemişler, gershwin blues etkileri taşıyan bir piyano konçertosu ve rhapsody in blue adlı eserini yazmıştır.

    stravinski, şostakoviç, berg gibi besteciler de bu dönemde dikkate alınması gereken konçertolar bestelemişlerdir. türk bestecilerden ulvi cemal erkin ve ahmet adnan saygun'un yazdığı muhtelif konçertolar, bu yüzyılda parmakla gösterilen yapıtlar arasında başı çekmektedir.

  • şu sıralar insan hakları, ademi merkeziyetçilik, sosyal belediyecilik, vs. gibi konularla uğraşan; ama sonunda sigortalarının atmasıyla babası mad king gibi çılgına bağlayacak ve westeros'un .mına koyacak olan sürgün prenses. neden? kadının suçu yok, kanında var. babasının dediği gibi, burn them all. saçma geliyor, ama o zamanın şartları bunu gerektiriyordu.

    aha buraya yazdım, 8-9 sene sonra ben demiştim diye bu entry'yi göstereceğim.

  • - sinyal vermiş kadın sürücü. kadın sürücülerin arabalarında dikiz aynası olmadığından sinyali vermişse bırakıcaksın ne istiyorsa onu yapsın.

    - iki şeridin ortasından giden ağzı açık dede. ağız aralığı ile şerit tutturamama arasında direkt bir ilişki olduğunu biliyor muydunuz?

    - makas berkcan. lüks aracında makas atan berkcan'lar genelde birden önünüze kırabileceğinden ekstra dikkatli olmak gerekiyor.

    - yaya görünce hızlanan tipler. carmageddon kafasıyla sürücü mü olunur?