hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: ulan hiç unutmuyorum sırf forma alamıyorum diye

    1. atletimi forma yapmıştım o zamanlar 8 yaşında filandım mahallede maç yapacağız beni oynatmıyorlar neymiş formam yokmuş o zamanlar fakiriz tabi amk gittim atletimi çıkardım arkasına "10" bi de "hagi" yazdım. önüne de "marshall" yazdım. ne gülmüştü o. çocukları... neyse yıllar geçti hala fakirim amk bir şey değişmedi her şey aynı... bu da böyle bir anımdı.

  • bugün 133. doğum günü olan dünya edebiyatının en önemli kadın yazarlarından biri. ayrıca 20. yüzyıl modern romanının kurucularından ve feminizmin ilk önemli savunucularından.

    - bazı yazarlar vardır; yapıtları sizi kendine bağlar ama hayatları pek ilgi çekici değildir. mesela john steinbeck, ivan turgenyev, samuel beckett gibi.

    - bazı yazarların hayatları olağanüstü ekşın içerir ama yapıtları hayatları ölçüsünde enteresan değildir. mesela sylvia plath, casanova

    - bazı yazarlar ise hem yapıtları hem de yaşantısıyla sizi kendisine tutkuyla bağlar. mesela dostoyevski, tolstoy, edgar allan poe, franz kafka ve elbette virginia woolf. işte en sevdiğim yazar türüdür bu.

    beni, poe ve dostoyevski hariç, hiçbir yazarın hayatı böylesi cezbetmiyor. belki de hiçbir yazarın öyküsü bu derece fantastik, dramatik, komik ve trajik olaylarla iç içe değil. türkçede yayımlanmış beş adet woolf biyografisi mevcut. beşini de kitapçı kitapçı gezerek satın alıp okudum. önemli tüm romanları ve yayımlanmış denemelerini okudum. yapıtlarını kütüphanemin en nadide köşelerinden birine konumlandırdım. ama biliyorum, tüm bunlara karşın hiçbir zaman onu tam olarak kavrayamayacağım. tıpkı onun hayatıyla ilgilenen diğer tüm hayranları gibi...

    öylesi çalkantılar ve sansasyonlarla dolu bir hayatı ve insan bilincinin öyle derin noktalarına dokunan satırları var ki...insan psikolojisinde bu derece derine dostoyevski ve proust dışında hiç kimsenin ulaşabildiğini düşünmüyorum. keşke aynı çağa tanıklık edebilseydim dediğim iki kadın edebiyatçıdan biri, diğeri tüm çirkefliklerine rağmen jane austen.

    doğum günün kutlu olsun kadınım.

  • valla seytan bunlar. hemen karsi atak yapip madde siralayayim.
    1 ilgiden etkilenmeyin
    2 yapmadiginiz sey icin ozur dilemeyin
    3 bir ayagi kapida olani kapiyi acip komple disari atin

  • hz. muhammed'in içinde bulunduğu uhud savaşında okçular tepeyi terk edince, islam ordusu büyük kayıp vermiş, hz. muhammed'in amcası hz. hamza ve 70 kişi öldürülmüş, hz. muhammed'in dişi kırılmış ve yanağından yaralanmıştır:

    "ibn kamîe, hz. peygamber’in yanına kadar sokulup bir kılıç darbesiyle onu yüzünden yaraladı, aldığı darbenin etkisiyle hz. peygamber’in miğferi ikiye bölününce halkaları yüzüne battı. utbe b. ebû vakkas’ın attığı taşla alt dudağı yarıldı ve bir dişi kırıldı. ~

    evliyalar çanakkale'de "savaş kazandırırken", islam peygamberinin savaşına katılmamış.

  • size net bir şey söyleyeyim, babasıyla arası iyi olan bir kız kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi önüne gelenle yatma planları falan yapmıyordur, istisnalar olabilir elbette ki ama eğer bi kız babası ile arkadaş gibiyse o kız yüksek ihtimalle ailesinin yüzünü kızartacak bir şey yapmaz. babasıyla arası kötü olandan korkun bence.

    ayrıca isteyen istediğini yapabilir, bu ne sizi ne beni ne de bir başkasını ilgilendirir.

    t: baba gibi babadır.

  • istanbul büyükşehir belediye başkanı ekrem imamoğlu ibb'de bugün rapor edilen bulaşıcı hastalık kaynaklı ölüm sayısını 164 olarak açıklarken, aynı dakikalarda yalancı fahrettin'in ülke çapında ölüm sayısını 92 olarak vermesiyle ortaya çıkan sonuçtur.

    edit: her bulaşıcı hastalık covid değildir diye karşı çıkan arkadaşlar haklıymış. imamoğlu az önce ölenlerin hepsinin kara veba kaynaklı olduğunu açıkladı. covid'den 1 kişi ölür gibi olmuş ama suni teneffüs yapıp hayata döndürmüşler.

  • kanun dışı davranışlarına rağmen, tuco bizim asıl kahramanımızdır. elbette gerçek bir kahraman değildir. kendini feda edeceği bir durum varsa feda etmeyecektir mesela. ve tabiki paylaşılacak bir altın varsa ilk fırsatta hepsini kendisine almak için aradan sıyrılmaya çalışan biri kahraman olamaz.

    filmdeki diğer iki kişiyi birbirinden (blondie'yi angel eyes'tan) nihai olarak ayıran şey, iki kovboyun tuco ile etkileşimleri arasındaki farktır. angel eyes sadece para için değil, zevk için de öldüren biridir ve tuco'yu meta (satılacak mal) olarak görür. tuco'nun ölümüne dövülmesini izlemenin tadını çıkardıktan sonra tuco'yu bir ödül karşılığında satar. adamıyla beraber tuco'yu parayı tahsile gönderir.

    benzer şekilde blondie, kanun kaçağı tuco'yu "yakaladığı" ve onu ödül için teslim ettiği bir ödül avı dolandırıcılığında tuco ile takım olmuştur. tuco burada yine metadır ama blondie işin sonunda ödülü tuco ile paylaşır. işler bozulduğu zaman blondie tuco'yu çölde serbest bıraktığında, kasabaya dönüş yolculuğu için "senin gücünde bir adam idare edebilir" diye akıl bile verir. blondie'nin acımasızlığı bu kadardır. kim iktidara gelirse gelsin tuco sadece gücü korumak ve hedefe ulaşmak için kullanılan biridir.

    blondie ve angel eyes'ı kategorize ederken durumu tuco'nun bakış açısından görürüz. hangisi onu satarken daha insaflıysa o "iyi"dir. ama sonuçta tuco insanları kafasında yargılarken başarısız olan biridir. kendisini satan blondie'nin peşine düşmüştür ama yine kendisini satan angel eyes'in peşine düşmemiştir.

    film, tuco'nun camları kırarak üç ödül avcısından bir şekilde kaçmasıyla başlar ve onun bir ipte asılı kalmasıyla biter. ama sonunda bu dünyanın acımasızlığı tuco'nun elini kolunu bağlasa da altınların yarısı tuco'nundur.

    meta olarak kullanılan, bir av köpeği gibi yüzlerce mezar arasında altınların olduğu mezarı arayan (aramaya gönderilen), bulunca yine bir köpek gibi mezarı elleriyle eşeleyen, iktidar kimin elinde olursa olsun her türlü ezilen, işçi emekçi ve şark kurnazı tuco için bu hayat ne kadar acımasız görünse de ölmesi için henüz çok erkendir. daha kazılacak bir çok mezar ve yapılacak bir çok seçim vardır. filmin sonunda görülmez ama eminim tuco altınları yükledikten sonra havaya birkaç el ateş bile etmiştir.

    "bu dünyada iki tür insan vardır tuco. mezarı kazanlar ve silahı dolu olanlar"

  • kadına şiddeti engellemek için boş yere uğraştığımızı görmeyi sağlayan kız. abla 18 yaşından küçüklerin girmesi yasak olan bir mekana elini kolunu sallaya sallaya girmiş , gitmiş kızın birinin suratına kaynayan demliği geçirmiş - bilmeyenler için not, sıcak su kalıcı arıza bırakabilen birşeydir - ondan sonra da kalkıp gitmiş kimse dokunmadan. ama o ergen, ay o çocuk, ay hülyanın kızı olmasaydı böyle bişi olacak mıydı. abartmayın ablacım, o zaman niye ağlaşıyordunuz cem gariboğlu denen rahatsız kızcağızı kestiğinde ? teknik olarak o da ergendi. rahatsızlığın ergeni gergeni olmaz. şiddeti legalize etmeyin, manyaklık yapmayın.

    son oalrak söyleyelim ki, o çayı sevgilisi zehraya atmış olsaydı , şu an çocuk taşaklarından asılmış , adam yaralamaktan içeride olacaktı, hülya avşar hemen kuracağı zehra vakfı adına bir hastaneye yanık ünitesi kurdurmuştu, herkes çocuğun nasıl bir kadına şiddet gösterebilmiş, şerefsiz vs olduğunu konuşuyordu. ama zehra çocuk. hee ,çocuk.