ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
elit kesimin çocuklara koyduğu sikimsonik isimler
-
geçen denk geldim. tanıdığın çocuğu oldu. adını mavi mira koymuşlar. bastım kahkahayı. (bkz: mavri mira)
ikinci çocuğun adını pontus rum mu koyacaksınız diye sordum. küstüler. konuşmuyoruz şimdi. çok skimdeydi gerçi. mavi mira ne lan. zararlı cemiyet ismi koydunuz, okula başlayınca tarih dersinde geçilecek taşak hiç mi aklınıza gelmedi.
sagopa'nın dini inancım yok açıklaması
-
kolera nasıl nafaka taktıysa adamı dinden imandan çıkarmış.
umut sarıkaya
-
hayatım çok iyi durumda değil, çoğu günüm "eh işte" olarak ifade edilebilir. sabah akşam hüzünlü ama motive edici parçalar dinleyip herşeyin daha iyi olacağına dair umudumu korumaya çalışıyorum ve bu şekilde bütün bir haftayı geçiriyorum. evet belki daha iyi olması için çalışabilirim, bazen çalışıyorum da ama yine de tadım yok...
çarşamba günleri 1.5 lira vererek uykusuz dergisi alıyorum. genellikle tüm yazar çizer kadrosunu beğenerek okuyorum ama tüm dergi bittiğinde üçüncü sayfaya dönüp hala okumadığım işimdeyim gücümdeyim köşesini açıyorum. burada çok yardırıyor, koparıyor olarak ifade edilen türden bir etkisi olmuyor üzerimde.
dergiyi katlayıp derin bir "offf" çekiyorum çünkü:
-üniversite yıllarında kareli gömlek içine t-shirt giymiş mühendis benim.
-odtü de okumuş top sakallı ve çerçevesiz gözlük takan bir yığın arkadaşım vardı.
-otobüste en arkaya oturup sonra binen güzel kızları beyhude yere kesmeye çalıştım.
-maaşa mayış denilen yerlerde çalıştım.
-bulgar ya da arnavut göçmeni değil eğirdir li olduğum için asla ilgi görmedim.
-kitapçılarda saatlerce "belki" diyerek hakkında bir şeyler bildiğim kitaplar okuyan kızları kolladım(bir kaç kere de hamle yaptım ama bugün üstünden 10 yıl geçmiş olsa bile utanarak hatırladığım sonuçları oldu)
bunlar harici bir çok şeyi yaptım çünkü umut sarıkaya ile yaşıt bir adamım. aynı yıllarda büyüdük, benzer okullarda okuduk, ortamlarımız benzerdi dolayısı ile de benzer şeyler yaşadık. ben bunlardan kurtulmak için zihnimin en derinliklerinde bir çelik kasa oluşturdum ve sanki 1987 yılında doğmuş gibi, hiç oduncu gömleği giymemişcesine bir hayat kurdum kendime. o ise sürekli bu kasanın bulunduğu yere dadanıyor her hafta.
hayatım çok da iyi değil demiştim hatırlarsanız. haftada bir gün, toplamda akşamları bir saatliğine beş altı adet karikatüre bakarak "aslında herşeye rağmen çok güzel şey yaşamak" diyorum. ki kıymetini bilen için fazla bile.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"çocuğa kaç doğumlusun diyorum 2002 diyor. 2002'de insan mı doğar lan? olsa olsa 2002 model araba olur. bu doğum olayları 90'larda bitmeliydi."
bir oturuşta okunan kitaplar
-
tabii ki (bkz: küçük prens)
babaların tutkunu olduğu markalar
-
bizimkinin favori markası (bkz: ne gerek var)
çok seviyor vazgeçiremiyoruz
sözlük yazarlarının çocuklarına düşündüğü isimler
-
detercan.
94 ışık yılı uzaktan gelen çok güçlü sinyal
-
1967 yılında da ingiliz astronomların "çok güçlü sinyal aldık, büyük ihtimal bunlar uzaylılar. hadi gözümüz aydın" dedikleri sinyalin nötron yıldızı'ndan kaynaklı olduğu ortaya çıkmıştı.
ki bu da nötron yıldızının keşfi oldu.
alınan her sinyalin canlıları işaret etmesi gibi bir kaide yok.
güiza için ne dediler
100 bin tl'ye alınabilecek en iyi araba
-
hangi araba bilmem ama 25 yaşında alınması gerekir.
(bkz: 25 yaşında 100 binlik araba)