ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gerçek olmayan genel kabul görmüş en yaygın bilgi
-
(bkz: islam hoşgörü dinidir)
youtube'da hayvan videoları çeken çocuk
-
enes batur vb. amipleri takip eden ve onlar gibi davranmaya çalışan kitlenin umrunda olmayacak çocuk.
destekleyelim o zaman güzel kardeşimizi.
edit: entry girerken 290 civarı abone vardı. şimdi 8.000’lere dayanmış durumda. daha da fazla olacak eminim. bu güzel olayın fitilini yakan, başlığı açıp kardeşimizi tanımamızı sağlayan yazar arkadaşa çok teşekkürler.
edit 2: ekşi sözlük için teşekkür videosu hazırlamış https://youtu.be/wtevlkp8vqu
mutluluğu gözlerinden okunuyor resmen, kalbi güzel çocuk, yolun açık olsun.
ateistlerin dini kitapları okuduğu yalanı
framing effect
-
günümüzde gazeteciler tarafından en çok kullanılan etki yönetimi yöntemlerinden biridir. sosyolojik ve sosyo-psikolojik olmak üzere iki perspektifi vardır. framing, yani çerçeveleme; bir olayın hangi çerçeve içerisinde anlatıldığına göre birbirinden tamamiyle zıt olabilecek kadar farklı etkiler yaratır. framing sadece habercilikte değil, ekonomi, politika gibi bir çok farklı alanda kullanılır.
bu kuram anlatılırken habercilikte en çok verilen örnek de budur. resmin sol tarafını bi gazetede görüyorsanız askerin acımasız olduğunu, sağ tarafını görüyorsanız askerin merhametli olduğunu düşünürsünüz. gerçeği anlamak için ortadaki tam resmi görmeniz gerekir ki nerdeyse hiçbir gazete bunu bu şekilde basmaz.
iyi bir framingin anlaşılması gerçekten zordur ve dolayısıyla insanları kolaylıkla manipüle edebilir. ortalamanın (çok)üstünde zekaya sahip ve framingde ustalaşmış biri bile iyi bir framingi farketmeyebilir. öyle ki framing ustası nobel ödüllü daniel kahneman bile kendisinin yeni ve iyi bir framingi anlayamayacağını söylemiştir. şuradan da röportajın o kısmını izleyebilirsiniz. daniel abimizin de dediği gibi framingden etkilenmeyen insan yoktur, kötü ve ısıtılıp ısıtılıp servis edilmiş frame vardır.
edit: imla.
ev taşırken ortaya çıkan gerçekler
-
eşyayı taşımaya gelen hamalların tam işin ortasında, "abi senin de eşyan amma fazla imiş, 'bekar adam eşyası' dedin, iki ailenin eşyası var burada." diyerek ekstra ücret istemeleridir.
edit. imla
tolga'nın kaçırdığı pozisyonla dağılan aile
-
televizyonu parcalamaya giderken fakir olduğunu hatırlayıp yari yolda vazgeçen abi yarmistir.*
hiç gelmeyecek birisini beklemek
-
belki de gelir la bi gün.
benimki geldi mesela. gitti bi gün, gelebilecek durumdaydı ama gelmedi çok uzun süre. ben de hiç gitmedim. o da gelmedi. çok zaman geçti, 8 yıldan biraz fazla.
sonra bir şey oldu, ne olduğunu anlamadım. o da anlamamış.
geliverdi. geldi değil, tam olarak geliverdi.
o kadar yıllık susamışlık, o kadar zamanlık eksiklik. eve dönmüş gibi olduk, çook uzun bir seyahatten sonra kendi koltuğumuza uzanmış gibi. hani kendi evinin kaloriferi bile başka ısıtır ya, öyle.
şimdi neden gelmedi diye sorgulayıp bok etmek de var her şeyi, koltuğa uzanıp o muhteşem sıcaklıkta ısınmak da.
uzandık ısınıyoruz. dönüp baktığında gördüğün şey şaka gibi geliyor, inanamıyorsun, inanamadığına sevinip tekrar bakıyorsun.
belki de gelir, mevzu, gelmiyorken zamanını nasıl geçirdiğinle ilgili. ya gelirse, ne anlatacaksın?
beklerken öyle yaşa ki, dönüp geldiğinde gurur duysun seninle, anlatacak bir şeylerin olsun.
erdoğan'ın konuşmasında kendinden geçen muhtar
-
ben mi duyamadım bilmiyorum ama kurduğu cümle şöyle sanırsam:
"agdhjagsh ahfshhagd ahsghdjkfl agkfjahv ahhfklshgsj agjfjahhdj ahhfjaksh agırırırııgııt ahgıdıah ahjfıdhwuufb ahıfnebjaı..."
ben başka bişey duymadım.
edit: (bkz: tazmanya canavarı)
12 ağustos 2015 yüksekova'nın özerklik ilan etmesi
-
şu yargılanacaksınız lafını kemalistler söylese anlarım da bu cemaat abilerine ne oluyor onu çözemedim. ülkedeki her türlü rezilliğin, nifağın, pis işlerin altından sizin imzanız çıkıyor. sanki dün yurt dışına kaçan zekeriya öz sizden değilmiş gibi tavır aldınız bir anda. gören de sanır ki cemaat yıllardır ülke bekası için çalışan, vatan sevdalısı bir oluşum. bazen çok gülesim geliyor, bazen de bulut.
(bkz: #25809734)
karikatür dergisi alınan karanlık günler
-
yemin ediyorum gözlerim doldu. hayatımın en güzel günleri perşembe günlerini iple çekip penguen, uykusuz alıp aynı gün sabaha kadar okumaktı. yıllarca her sayısını biriktirdim. bazı yazılarda güldüm, bazılarında ağladım. karikatürist olmak umuduyla üniversite tercihimi istanbul'a yaptım. nafile. karikatürist olamadım ama bana çok şey kattı dergiler.
turhan selçuk'tan umut sarıkaya'ya hepsine hürmet ederim.