ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ingilizcede kullanılan kısaltmalar
-
pls = please = lutfen
fyi= for your information= bilginize
asap= as soon as possible= en kisa surede
encl = enclosed = ekteki, ili$ikte bulunan.
c/o = care of = ilgisine
pto = please turn over = lutfen sayfayi ceviriniz
pls cfm = please confirm = lutfen onaylayiniz
attn = attention = dikkat
b/w = between = arasinda
btw = by the way = bu arada
w/i =within= icinde
w/o = without= disinda, haricinde, onsuz
n/a = not applicable = konuyla ili$kilendirilememi$
ie = latince id est that is = yani
nb = latince nota bene = pay attention = dikkat ediniz
etc = latince et cetera = and so on = ve bu gibi
a.m. = latince ante meridiem = before the middle of the day, before 12 o'clock = gece onikiden sabah saat 12ye kadar
pm = latince post meridiem= after noon (12 o'clock)-before midnight = oglen saat 12den sonra.
eg = latince exempli gratia = for example = ornegin
pa (buyuk harfle arada nokta olmaksizin yazildiginda)(bkz: pa/23) = personel asistant = ki$isel sekreter
p.a. (kucuk harfle arada nokta ile yazildiginda)(bkz: pa/21)= per annum = yillik
pw = per week = haftalik
gmt = greenwich mean time = greenwich (ingilterede sifirinci boylamin gectigi yer) saatine gore
phd = doctor of philosophy = doktora
vip = very important person = cok onemli kisi
toefl = test of english as a foreign language
pd = paid = odenmistir
gmat = the graduate management admission test
gre = graduate record examinations
cp = compare (with)= kar$ilastiriniz
a/c = account = hesap
vat = value added tax = kdv
foc = free on charge = ücretsiz
fob = free on board = gemide teslim
cif = cost, insurance, freight = bedel, sigorta, nakliye
inc = incorporated = anonim, tuzel ki$ilikli
ltd = limited= sinirli $irket
abbr= abbreviation = kisaltma
jr = junior = cocugu, genelde oglu
thx= thanks = te$ekkurler
eta = estimated time of arrival = tahmini vari$ zamani
approx = approximately = yakla$ik
cod = cash on delivery = teslimde odemeli
lb = libra veya pound = 16 ons veya 453.59 grama esit agirlik birimi.
lbs = libre veya pounds (pound cogul)
mph = miles per hour = 1 saatte gidilen mil(1 mil = 1.60935 kilometre)
yd = yard = 1 yard = 91.44 santimetre
(bkz: muhtelif olculer ve tekabulleri)
ira = irish republican army = irlanda kurtulu$ ordusu
cia= central intelligence agency (bkz: #1050513)
fbi = federal bureau of investigation (bkz: #32405)
nato = north atlantic treaty organization = kuzey atlantik pakti
hoşlanılan kızın keynesyen çıkması
-
"bu kız acaba likidite tuzağı mı?" minvalinde spekülatif güdüleri beraberinde getiren durum.
debe editi: beğenen eller dert görmesin, klasik iktisatçı kızlar eklesin.
kubura melih gökçek mi düşse kurtarırsın rte mi
-
"ne demek olduğunu bilmesem de kubur denilen şeyi kurtarırım" diye cevaplanası soru.
ilaveten: bok çukuru demekmiş she is impossible adlı yazara teşekkürler.
sonuç değişmez kubur u kurtarırım. net.
başlık başta kalmış hatırlatanlara teşekkürler.
türkiye'de kaçak elektrik kullanım haritası
-
vatan hainliği dağılım haritasıdır.
türkiye'de üretilen abur cuburun kalitesizliği
-
mesela kipa markette 2,70 liraya satılan "kahveli bisküvi" var, bulgaristan'da üretilmiş.. bu fiyata gerçekten nefis birşey diyebilirim.. bugüne kadar hiç denemediyseniz mutlaka denemelisiniz.. elin adamı nasıl yapıyor bilmiyorum ama yapıyor işte;
görsel
edüt: görsel güncellendi..
üniversiteye yeni başlayacaklara tavsiyeler
-
kayıt için falan anneniz ya da babanız yanınızda gelirse ondan utanıp iki metre önünden yürümeyin, suratınızı asmayın. farkedilirse hem siz çok komik bir duruma düşersiniz hem de onlar çok üzülür. o iki metre önden yürüdüğünüz üniversite yollarına onların desteğiyle geldiğinizi de unutmayın sakın. tamam mı çocuklarım.. hadi öptüm yanaklarınızdan.
decimation
-
vahşi ve eski bir cezalandırma yöntemidir. muharebeden kaçan ve lejyonları rezil edenlere uygulanırdı. her bir kaçak, diğer dokuz kaçak silah arkadaşı tarafından sopalarla dövülerek öldürülürdü. silah arkadaşları da kendilerinin yerinde olabilirdi çünkü kurbanlar kurayla seçiliyordu. her on kişiden bir kişi seçilir ve idam edilirdi. bu uygulamaya bu yüzden decimatio denir (decimal, yani ondalık, onda bir terimi buradan gelir).
(bkz: barry strauss)
(bkz: spartaküs)
yaran ayarlar
-
- saçımı kestirdim, nasıl olmuş?
+ sikime benzemiş.
- yapma ya, o kadar mı kısa olmuş?
20 aboneyi hedefleyen küçük youtuber
-
çocuklara selpak sattırmanın dijital hali
mersin lisesinde çekildiği iddia edilen görüntü
sevgilisine kendiliğinden hesap veren kız
-
kendiliğinden yapıyorsa verdiği hesap değil 'haber'dir.
satılık değildir levhasındaki telefon numarası
-
satın almak istemeyenlerin araması için yazılmıştır.
- iyi günler, numaranızı "satılık değildir" ilanınızda gördüm.
+ haa anladım. satılık olmadığı için fiyat veremiyorum.
- tamam. ben de almak istemediğimi söyleyecektim zaten.
+ peki, anlaştık o zaman.
- almamak için ne zaman gelmeyeyim? bugün uygun mu?
+ yok, bugün müsait değilim. yarın öğleden sonra gelmeyin.
- oldu, görüşmeyiz.
bob ross
-
bob ross gerçekten de çok iyi bir ressamdır. amerikalıların "the natural" dedikleri doğuştan yetenek sahibidir. 20'li yaşlarında bir askerken resim kurslarına gider. ama o sıralar soyut resimler isteyen eğitmenlerle pek geçinemez. 1978'de ressam john thamm'le tanıştığında 36 yaşındadır ve o sırada çoktan kendini yetiştirmiş iyi bir ressamdır. thamm, bob'dan neyi istiyorsa onu resmetmesin ister. bob da tıpkı ekran başında olduğu gibi alaska'daki yaşamından manzaralar çizmek istediğini söyler. ve john thamm'in aktardığına göre bob fırçayı eline aldığında atölyedeki herkesi etrafında toplayan inanılmaz bir sanatsal yeteneğe sahiptir.
şimdilerde çok çeşitli youtube ressamları var ve yine bob ross'un kullandığı yağlı boya tekniğiyle muhteşem resimler yapıyorlar. bir örnek: https://www.youtube.com/…/kevinoilpainting/featured
15 dakikalık videolarda yapılan bu müthiş resimlerdeki tüm uzun sürecek detaylar ileri alınarak hızlıca atlanmakta, gündüz başlanan resim aslında hava karardığında bitmektedir. yani minimum bir gün süren bir resim yapma süreci söz konusudur. ve birçoğunun önünde de yapacağı resmin bir kopyası vardır; ressamlar bu resme bakarak resim yaparlar. ve kayda alınmayan kısımlarda yapılan uzun süren ayrıntılar resimlerini gerçekten muhteşem kılmaktadır.
bob ross'un ise resmini bitirmek için yalnızca 30 dakikası vardır ve ileri alma gibi bir şansı yoktur. tuvalde olacak herşeyi 30 dakika içinde kotarması gerekiyordur. o nedenle bu yeni ressamların resimleri çoğu zaman bob ross'un yaptığı resimlerden iyi görünüyor. bob'un programdaki derdi "insanlar mutlu olsun, bir şeyler öğrensin"dir. genelde birbirine benzer manzaralar çiziyor gibi görünse de çok çok farklı, deneysel çalışmaları da fazlasıyla vardır. yarım saat içinde yaptığı şu muhteşem resme bakın mesela: https://www.youtube.com/watch?v=rchxqj4dhlm
bir de tabi yeni öğrendiğimiz çok dokunaklı bir hikayesi de vardır. bir keresinde oğlu steve'e ilerde programda onun yerini alırken zorluk yaşamaması için dağları bilerek kötü çizdiğini söylemiştir. yani adam yapabildiği en iyi resmi muhtemelen tv başında hiç yapmadı bile. ve biliyor musunuz bence burada konu sadece oğlu da değil, bence bob ross ekran başında onu izleyerek resim yapmaya çalışanlar için bile yapabileceği en iyi resimleri yapmamış olabilir. ekran başındaki izleyicinin bir bob ross'un yaptığına bir de kendi yaptığına bakıp mutsuz olmasını istememiş olabilir. bob ross böyle de hassas kalpli bir adamdır. orduda geçirdiği 20 yıl içinde bir daha kimseye bağırmayacağına dair kendine yemin etmiş bir adam.
zeytin dalı harekatı
-
bir kemalist olarak afrin operasyonunu elbette destekliyorum. yalnız afrin bir kahramanlık hikayesi değildir. salonun ortasına sıçan birisinin o salonu temizlemeye çalışmasıdır. bu bağlamda afrin'de savaşan türk askeri hariç siyasilerden kahraman yaratmak isteyenler 'kifayetsiz muhteris'lerdir. tek kahraman cephede, ayaklarıyla toprağa basan, bu soğukta üşüyen ve hayatı pahasına orada şu an nefes alıp veren türk askeridir. hürmetimiz de onadır.