hesabın var mı? giriş yap

  • bir miktar yükselen kur. yükseledebilir, düşedebilir, yorumlarımızı ekşiye yazıyoruz.

    ak kardeşler rahatsız olmuş bundan. milleti gaza getirmeyin de spekülasyon yapmayın da. ulan piyasayı hareket ettirecek kadar parası olan adam mı var burada. parası olan adam, bilhassa yabancı yatırımcı da gelip buraya mı bakıyor yatırım kararı verirken! "oh john do u know what they say about dolar in eksi? best advices for investment are there.."

    kendi kendimize yorum yapıyoruz. yatırım tavsiyesi değildir john...

  • ç: çocuk, 3 yaşında, dişi
    b: bob, yani ben
    a: çocuğun annesi, benim ablam
    mekan: seyir halindeki arabanın arka koltuğu

    b: (çocuğun elindeki tüylü ve biçimsiz oyuncağı göstererek) ay oyuncağın çok tatlıymış adı var mı?
    ç: (önde oturan annesine yönelerek) anne biz dışarıda mıyız yoksa içeride mi?
    a: dışarıdayız ama biz bize olduğumuz için de içeride sayılırız.
    b: bunun oyuncağın adıyla bir alakası var mı?
    ç: bunun adı aslında tüylü bok. ama biz dışarıda ona tüycük diyoruz.
    b: anladım.

  • öğrenci evinde yalnızken hasta olup, kusmaktan öleceğini sanmak da bunlardan biridir. açlıktan ve kusmaktan kalkıp yemek dahi yapamazsınız. sonra arkadaşlarınıza böyle bir olay yaşadım deyince neden söylemedin gelip bir çorba yapardık derler. böylece siz de gariban değil de mal olduğunuzu anlarsınız.

  • dün yine boyun ağrıları ile uyanınca, bütün günümü bu işi araştırmaya koyuldum. epey detaylı araştırmalarımı bu dertten muzdarip talihsiz insanlarla paylaşmak isterim. kendimi bildim bileli bu derdi çekerim. eğer rahat yatamamışsam, evimde değilsem, uyurken o anlık sinirle yastığı atmışsam korkunç baş ve boyun ağrıları ile uyanırım. ancak bazı insanlar bu konuda şanslı oluyorlar. yada böyle bir dertleri olmuyor. kafalarının altında kırlentle bile yatabiliyorlar. evet kıskanmıyor değiliz. nazar değdirmeden konumuza geçelim.

    öncelikle yatış tarzınızı bilmeniz gerekli. bu sorunun cevabı, genellikle 'uyumak için yatağa ilk girdiğinizde hangi şekilde uykuya dalıyorsunuz' sorusunun cevabıdır. genelde üç farklı yatış pozisyonu var. yüzüüstü, sırtüstü ve yan. insanların %80'i yan yatıyormuş. %15' i sırtüstü, %5'i ise yüzüstü.

    peşin peşin söylemek gerekir. benimde yatış şeklim olan, en sağlıksız yatış şekli yüzüstü yatmak. hatta bugün boyun ve bel ağrılarımda, uzun zamandır benimsediğim bu yatış şeklinin epey bir katkısı olduğunu artık biliyorum. bu konuyu araştırırken yatış şeklimi de düzeltmem gerektiğine karar verdim. eğer siz 'yok ben bu şekilde yatıcam' diyorsanız o zaman bu yatış şekline uygun yastıklar edinmek zorundasınız. hem yüksek bir yastık kullanıp, hemde yüzüstü yatarsanız o sabah ağrı ile uyanmaya hazır olun. nedeni ise basit. baş, bel ve omuriliğin olabildiğince doğal halini koruması gerekir. siz yüksek bir yastık koyup başınızı yükseltiyorsunuz. omuzlarınız aşağıda, beliniz ise başınız yüksekte olduğundan kırık bir pozisyonda kalıyor. bu da oradaki eklemlere ve omuriliğe ek baskı demek. bu yüzden yüzüstü yatacaksanız alçak ve orta-yumuşak bir yastık kullanmanız gerekir. ama yinede yüzüstü yatmanızı önermem.

    sırtüstü yatış daha rahat bir yatış şeklidir. ancak bütün gece bu pozisyonda yatmayı henüz beceremedim. daha doğrusu bu pozisyonda uykuya dalamıyorum. hareket etme isteği doğuyor nedense. ancak hiç hareket etmeden böyle yatıp böyle uyanan tuhaf insanlar da var.
    bu yatış şekli için en iyi yastık türleri ortopedik yastık diye aratınca çıkan
    modeller. görsel
    şöyle bir tarafı düz diğer tarafı yarım daire şeklinde kabarık olanlar. sırtüstü yattığınızda başınızı o yüksek olan yere koyuyorsunuz. böylece başınız ve boynunuz arasında hem boşluk kalmıyor hem de başınız çok yukarı çıkmadığından baş-omuz-gövde doğal şeklini koruyabiliyor. bu yastık modeli yan yatış şekli için de uygun olabiliyor. ancak kesinlikle böyle bir yastıkla yüzüstü yatmayın. tecrübe etmiş bir insan olarak söylüyorum, sabah öyle bir uyanırsınız ki durumunuzu 'kamyon çarpmış' sözü bile özetleyemez.

    gelelim insanların en çok tercih ettiği uyku pozisyonuna. yan yatış, en rahat yatış şekli olan cenin pozisyonunu da içinde barındırdığından aslında en uygun yatış pozisyonu olarak gösteriliyor. ancak bu yatış şekli de diğerlerinde olduğu gibi doğru yastıkla rahat bir uyku vaat ediyor. yastık olmayan bir durumda yan yattığınız zaman, başınız ile omzunuz arası boş kalır. bu durumda hem boynunuz hemde omzunuz ağırır. ancak omzunuz ile başınız arasını, yine doğal şekle yakın tutacak bir yastık tercih ederseniz sorunsuz bir uyku geçirebilirsiniz. sırtüstü örneğinde gösterilen yastıklarla beraber orta yükseklikte ve orta yumuşaklıkta bir yastık tercih etmelisiniz. insanların bu yatış şeklinde yaptığı en sık hata iki yastığı üst üste koyup yatmak. bu da yazımızın başında söylediğimiz vücut doğal şekline uygun değil. baş çok yükselirken bel kırılıyor ve boyun kısmına da gereksiz bir yük biniyor.

    tavsiyem yukarıda bilgileri baz alarak size en uygun yastığı bizzat deneyerek almanız.

    başka bir konu da doğru yatak seçimi ancak o konu hakkında fazla araştırmam olmadı. ancak bu konu hakkında size bir ön bilgi olması açından şunları söyleyebilirim: işin püf noktası belirttiğimiz gibi vücudun doğal şeklini olabildiğince korumak. örneğin yastığınızı uyku pozisyonunuza göre belirlediniz. ancak yatağınız yumuşak olduğundan dolayı içine gömülüyorsanız, bel kısmınız aşağıda kalıyorsa yastık seçiminizin bir anlamı olmayacaktır.

  • türk sineması bildiğim kadarıyla fransız ve hint sinemasıyla birlikte yabancı filmlere kıyasla yerli filmlerine daha çok seyirci çekebilen üç ülke sinemasından biri. tabi ki bu istatistik, bir başarı kıstası değil. bunu, aralarında birkaçı başarılı sayılabilecek pek çok komedi ve neredeyse hiçbiri başarılı sayılamayacak rezil korku filmlerimiz sayesinde sağlayabildik. 2000'lerin başında çoğu kaliteli her yıl 10'a yakın film çekilirken, bugün 100'ün üstünde ve büyük çoğunluğu kalitesiz filmler çekiyoruz. ancak aralarında göz kamaştıran bir sürü filmimiz de mevcut.
    2000'li yıllarda vizyona girmiş ve beğeni toplamış filmleri kendimce bu listede toparlamaya çalıştım. gözden kaçan filmleri siz de eklerseniz 2000 ve sonrası için sağlam bir türk sineması arşivi oluşturabiliriz.

    bu arada 2000 öncesi başlı başına bir derya deniz olması sebebiyle kendisine farklı bir liste yapılmasını hak ediyor.

    111) herkes kendi evinde (2001)
    110 ) mutluluk (2007)
    109) aile arasında (2017)
    108) arif v 216 (2018)
    107) karanlıktakiler (2009)
    106 ) genç pehlivanlar (2016)
    105) annemin şarkısı (2014)
    104) türev (2005)
    103) itiraf (2001)
    102) sofra sırları (2017)
    101) yahşi batı (2009)

    100) fakat müzeyyen bu derin bir tutku (2014)
    99) dedemin insanları (2011)
    98) kötü kedi şerafettin (2016)
    97) cenneti beklerken (2006)
    96) sıfır dediğimde (2007)
    95) eğreti gelin (2005)
    94) nokta (2008)
    93) hoşça kal güzin (2008)
    92) mustafa hakkında her şey (2003)
    91) filler ve çimen (2000)

    90) 11'e 10 kala (2009)
    89) mommo kız kardeşim (2009)
    88) labirent (2011)
    87) dabbe cin çarpması (2013)
    86) dağ 2 (2016)
    85) bizim için şampiyon (2018)
    84) yol ayrımı (2017)
    83) uzun hikaye (2012)
    82) gözetleme kulesi (2012)
    81) müslüm (2018)

    80) anlat istanbul (2005)
    79) ıssız adam (2008)
    78) ölümlü dünya (2018)
    77) albüm (2016)
    76) koca dünya (2016)
    75) rüzgarda salınan nilüfer (2016)
    74) gelecek uzun sürer (2011)
    73) yozgat blues (2013)
    72) sen aydınlatırsın geceyi (2013)
    71) pek yakında (2014)

    70) siccin 2 (2015)
    69) abluka (2015)
    68) kaybedenler kulübü (2011)
    67) ayla (2017)
    66) üç maymun (2008)
    65) barda (2007)
    64) hayat var (2008)
    63) tatil kitabı (2008)
    62) kara köpekler havlarken (2009)
    61) bornova bornova (2009)

    60) kız kardeşler (2016)
    59) iklimler (2006)
    58) küçük kıyamet (2006)
    57) sınav (2006)
    56) yazgı (2001)
    55) yazı tura (2004)
    54) babamın kanatları (2016)
    53) yeraltı (2012)
    52) köksüz (2013)
    51) ana yurdu (2015)

    50) neredesin firuze (2004)
    49) kelebekler (2018)
    48) büyük adam küçük aşk (2001)
    47) fasulye (2000)
    46) dar alanda kısa paslaşmalar (2000)
    45) beş vakit (2006)
    44) uzak ihtimal (2009)
    43) başka dilde aşk (2009)
    42) gölgeler ve suretler (2010)
    41) araf (2012)

    40) hokkabaz (2006)
    39) bizim büyük çaresizliğimiz (2011)
    38) musallat (2007)
    37) iki dil bir bavul (2008)
    36) kedi (2016)
    35) işe yarar bir şey (2017)
    34) yaşamın kıyısında (2007)
    33) ahlat ağacı (2018)
    32) g.o.r.a. (2004)
    31) kelebeğin rüyası (2013)

    30) babam ve oğlum (2005)
    29) kalandar soğuğu (2015)
    28) ekümenopolis ucu olmayan şehir (2011)
    27) inşaat (2003)
    26) bal (2010)
    25) vavien (2009)
    24) takva (2006)
    23) vizontele (2001)
    22) duvara karşı (2004)
    21) devrim arabaları (2008)

    20) organize işler (2005) komedi türünün göz bebeği. filmde geçen diyaloglar üzerine geyik yapmaktan bıkmayacağımız bir yılmaz erdoğan filmi.
    19) sarmaşık (2015) tolga karaçelik'in ikinci uzun metraj filmi. ilk filmi gişe memuru'nun ardından çıtayı çok fazla yükselttiği harika bir film. türk siyasi tarihi yaklaşık 100 dakikalık bir süre içerisinde anca bu kadar zekice anlatılabilirdi. bir gemide hapsolmuş birkaç erkeğin dünyasından müthiş bir türkiye özeti.
    18) 9 (2002) ümit ünal türk sinemasında kendince farklı işler çıkarmaya çalışan değerli bir yönetmendir. sıkıcı festival ve bayık komedi filmleri arasında sıkışıp kalan sinemamıza çektiği filmlerle rahat bir nefes aldırır. bu filmiyle de sinemamızda pek denk gelmediğimiz tek mekan çekimleriyle gerilimli ve rahatsız edici bir atmosfer yaratmayı başarmıştır. karşılıklı konuşmalar şeklinde ilerleyen film, seyirciyi hiç sıkmadığı gibi sonuna kadar da diken üstünde tutmayı çok iyi beceriyor.
    17) korkuyorum anne (2004) reha erdem'in kaç para kaç gibi bir şaheserden sonra çektiği başka bir şaheseri. kendini iyice sanata kaptırmadan önce hafften ana akım sinemasına da göz kırptığı harika bir film. bundan sonra çekeceği filmlerine de bir lafımız yok elbette ki.
    16) karpuz kabuğundan gemiler yapmak (2004) hiçbir sinema eğitimi almadığı halde bir sinema dehası olduğunu ispat eden rahmetli ahmet uluçay'ın tamamlayabildiği tek uzun metraj filmi. türk sinemasının nuovo cinema paradiso'su desek çok büyük laf etmiş olmayız eminim. bu arada üstadın şeytan kovma isimli dört dakikalık kısa filmini de izlemenizi tavsiye ederim. korku filmi çekme özürlü yeni yetme yönetmenler şu dört dakikalık filmden çok şey öğrenebilirler.
    15) çoğunluk (2010) seren yüce'nin ilk uzun metraj filmi. kürt açılımının fazlasıyla gündemde olduğu bir dönemde çekilmiş ve belki de dönemin de atmosferiyle ses getirmeyi başarmıştı. ancak yıllar geçse de filmin anlattıkları hiç eskimedi. bugün hala mertkan'lar bocalayıp durmakta, arada kalmışlıklar devam etmektedir.
    14) limonata (2015) sinemamızın eksik kaldığı türlerden biriydi yol sineması. bu türe ucundan girebilecek çok az filmimiz var. benim alıma ilk gelen sarı mersedes ve otobüs filmleri genelde. limonata ise her şeyiyle tam bir yol filmi. komik, merak uyandırıcı ve tadında dramatik. türün formülünü ali atay çok iyi yakalamış ve harika bir iş çıkarmış.
    13) sivas (2014) venedik film festivalinde jüri özel ödülünü kazanan kaan müjdeci'nin ilk uzun metraj filmi. erkek olmakla çocuk olmak arasında sıkışıp kalan aslan'ın ve kangal köpeğinin sert hikayesi. kadın cinayetleriyle yine gündeme oturan erkek şiddetinin nasıl temel atıldığı anca bu denli etkileyici anlatılabilirdi.
    12) beynelmilel (2006) yeşilçam'ın komik ve aynı zamanda hüzünlü filmlerine selam çakan müthiş bir dönem sineması örneği. her bir karakterine ayrı ayrı eğilen ve hiçbirini es geçmeyen sırrı süreyya önder'in izleyicisinin suratına tokat gibi çarpan filmi.
    11) kış uykusu (2014) göz bebeğimiz, medarı iftiharımız. nbc'nin uzun bekleyişinin nihayete erdiği hem yerel hem de evrensel bir başyapıt. yılmaz güney'in yol filminin ardından bizleri cannes film festivalinde ikinci kez gururlandıran kusursuza yakın bir film.

    10) nefes vatan sağolsun (2009) kürt açılımının gündemde olduğu bir dönemde 90'lı yıllara askerin gözünden bakmaya cesaret edebilen türk sinemasında başka bir örneğine uzun süre rast gelemeyeceğimiz harika bir film. askerlerin telefon görüşmeleriyle ağlatan, son çatışma sahnesiyle ağızları açık bırakan, çekimleri ve gerçekçiliğiyle göz dolduran bir levent semerci filmi. kendisi nerede, ne yapıyor bilmiyorum ama keşke nefes ve ayhan hanım dışında da başka filmler çekebilseydi.
    9) gönül yarası (2005) yavuz turgul'un zannımca son en iyi filmi. fazlasıyla dramatik olsa da bu etkileyicilikte bir aşk filmi uzun süredir türk sinemasında göremedik. üçüncü bir yolu arayıp duranların, bulsa da bu yola giremeyenlerin insanı kahreden hikayesi. filmde karakterlerin attığı her bir nutuk da ayrıca birbirinden değerlidir. özellikle nazım öğretmenin kızına "ben bütün bunları niye yaptım hala bilmiyorum" diyerek başladığı konuşma filmi tek başına omuzlamaya yeter de artar bile.
    8) bir zamanlar anadolu'da (2011) nbc'nin izleyen herkesi garip bir şekilde etkisi altına almayı başardığı muhteşem bir anadolu filmi. uçsuz bucaksız bozkır manzaralı yollarda ve mekanlarda sıkışıp kalan komiserin, askerin, doktorun, savcının, yani bizlerin hikayesi. üzerimize kan sıçradığı halde nasıl umursamaz hale geldiğimize anca bu kadar güzel şahit olabilirdik.
    7) pardon (2005) mert baykal ve ferhan şensoy'un çoktan efsaneleşmiş bir komedi klasiği. çoğu dosyaların arada kaybolup durduğu bir türkiye parodisi.
    6) itirazım var (2014) onur ünlü'nün başta küçük görülen fakat film bittiğinde ise vay be dedirten şaşırtıcı güzellikteki filmi. boks yapan, satranç oynayan, ebu zerr'den alıntılar yapan imam karakteriyle günümüz siyasi anlayışına da laf sokmaktan çekinmeyen, arka planda anlattığı hikayesinden de asla taviz vermeden ilerleyen muhteşem bir film.
    5) kader (2006) zeki demirkubuz'un yeraltı ile birlikte 2000'li yıllarda çektiği en iyi filmlerinden. artık bir türk sinaması klasiği olan masumiyet filminin yedi dakikalık tiradını anlatan rahatsız edici bir film. kapanmayan kapıların ve aşkından vazgeçemeyen takıntılı bir adamın hikayesi.
    4) tepenin ardı (2012) emin alper'in ilk ve şimdilik en iyi filmi. bir ilk için fazlasıyla olgun bir film. kendine düşman yaratmaktan bıkmayan insanların, kendi içlerine bakmaktansa tepenin ardını izlemeyi tercih edişlerinin hikayesi.
    3) hacivat ve karagöz neden öldürüldü (2006) dönem filmleri çekmek konusunda yeşilçam'dan beri sıkıntılar yaşayan türk sinemasına ezel akay'ın maharetli ellerinden bir armağan. islam'la yeni tanışmış türk halkının eski adetleri ve kabul ettikleri dinin getirdikleri arasında nasıl gidip geldikleri filmde çok güzel anlatılır. arka planına osmanlı'nın kuruluş dönemini ve hacivat ve karagöz gibi iki kült karakteri koyan, elini attığı her konudan alnının akıyla çıkmış modern bir şaheser.
    2) uzak (2002) nbc'nin benim için en özel filmi. bir zamanlar anadolu'da filminden itibaren çektiği filmler her anlamda daha oturaklı ve teknik anlamda başarılı olsa da uzak filminin yeri her daim ayrı olacaktır sinemaseverler için. hatta kendisine sorma imkanımız olsa muhtemelen o da en beğendiği filmi olarak uzak filmini seçerdi. çünkü sadelik anlamında masum kaldığı son filmi buydu. bundan sonra artık nbc, filmlerine her yerden finansal kaynak akan, tanınmış, ödüllü büyük ve popüler bir yönetmendi.
    1) sonbahar (2008) listemi özcan alper ile bitiriyorum. ilk ve şu an için en iyi filmiyle... içinde tek bir slogan geçmeden bu denli politik olabilen, izlediklerimizi dramatize etmeden bu kadar hüzünlü olabilen, her yerinden yaşam fışkıran artvin'in o muazzam manzarasında ölümü bu güzellikte şiirselleştirebilen kaç film var? “her daim düşleri peşinde koşan sabırsızlık zamanının güzel çocuklarına…”

    edit:

    korku filmlerinin vazgeçilmez konusu tarikat ve cemaat kültü üzerine yazılmış, korku janrının klişelerini başarılı şekilde kullanabilmiş uzun bir korku hikayesi.

  • duygusal fakirdir.

    bu tür konularda yorum yapmayı pek haz etmesem de; ironi yapmadığı aşikar olanlara bir çift sözüm var:

    güzel kardeşim, alışveriş merkezine evden ışınlanıp gitmiyoruz. 50 kiloluluk paltoyu elimde mi taşıyayım? kıçıma mı sokayım? sırtımda duruyor işte sana ne zararı var. amık!

  • bill gates ölmüş. tanrı bill gates'e demiş ki:

    - bill senin durumun hakikaten karmaşık. seni cennete mi cehenneme mi yollamalı bilemiyorum. her eve bilgisayar girmesine yardımcı olarak insanlığa katkıda bulundun ama bir yandan da windows gibi bir rezaleti de yarattın. ben de senin özel durumuna gore bir şey yapacağım. cenneti de cehennemi de ziyaret et, hangisine gideceğine karar ver.

    -'tamam' demiş bill gates, 'önce cehenneme bir bakayım.'

    ve inmiş cehenneme, bir de bakmış berrak sulu bir kumsalda bir sürü güzel kız top oynuyor eğleniyor, güneş parlıyor hava süper.

    'allaah' demiş bill gates, 'cehennem böyleyse cenneti hakkaten görmek isterim.' ve cennete çıkmış. bir bakmış, bulutların üzerinde bir yer, etrafta melekler uçuşuyor, insanlar lir çalıyor, güzelce bir yer ama cehennem kadar değil. 'tamam' demiş tanrıya bill gates, 'ben cehenneme gitmeye karar verdim.'

    iki hafta sonra tanrı cehennemi ziyaret edip bill gates'in nasıl olduğuna bakmaya karar vermiş. gitmiş bill'in yanına, bill bir duvara zincirlenmiş, alevler içinde karanlık bir mağarada ve zebaniler işkence ediyor. tanrı;

    - nasılsın bill?

    - korkunç! burası iki hafta önce geldiğim cehennem değil! kızların oynaştığı o güneşli kumsala ne oldu?

    tanrı cevap vermiş:

    - o ekran koruyucuydu.