ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
behzat ç.
küçük kardeşe sen evlatlıksın demek
-
bana ablam aslında kardeş olan benim abla olan sensin ama gelişemedin ben seni geçtim demişti lan açtırmayın şimdi ağzımı
esra elönü
-
laik bükücü olmak iyi bir şey değil. laiklik, amerikada müslüman kimlikli birinin emniyet müdürü olmasını sağlıyor. çünkü devlet, dini kimliğe değil liyakata bakıyor.
tanım: kendisini sevmem. fikirleri de benim için değersizdir
geceleri üst kattan gelen misket yuvarlanma sesi
-
kesinlikle açıklayamadığım olaydır. akşamın ilerleyen saatlerinde özellikle hol bölgesinde sıklıkla duyulan sestir. arkadaş içinden çıkamıyorum! üst katta oturanların çocuğu yok. koca adamla kadın oturup kuyu ya da üçgen oynayamayacağına göre en sonunda "noluyo lan?" dedim. araştırmacı gazeteci kimliğimle etrafıma sorup soruşturdum, bundan muzdarip başkaları da var mı diye. bir kaç arkadaş benzer sesler duymuş ama hiç kimse bunun üzerine kafa yormamış. düşündüm düşündüm ben de bir şey bulamadım. anca rizeli müteahhitlerin eksik koydukları demir yerine betona misket karıştırıyor olmalarıyla açıklayabiliyorum.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
koç grubuna bağlı şirketlerden birisinin görüşmelerinde baya baya yazılı sınav yapmışlardı.
sorulardan birisi şuydu: kendinizi hangi hayvana benzetiyorsunuz?
ulan zaten insan kaynakları denen oluşuma gıcığım bi de böyle abuk subuk sorularla insanı çığırdan çıkarıyosunuz tövbe tövbee.
ördek yazdım ben de. çıkarsın bakalım ne anlam çıkarıyosa diyerek.
1.5 ay sonra aradılar işe kabul edildiniz diye.
ihsan eliaçık
-
fatih- çarşamba'da büyüyen bir adamım.
cemaatin merkezi durumunda ki ismailağa camiinde az namaz kılmadım.
hatta abdest alırken kalabalık bir grup geldi, yanıma bir ihtiyar oturdu, herkes başında.
sonradan sordum; kim bu?
mahmut efendi, dediler. ilkokul talebesiyim o zaman.
hala mümkün mertebe namazlarımı kılarım.
ben ihsan eliaçık hoca'nın ne demek istediğini anlıyorum.
dünyada ki kan ve göz yaşının en büyük sebebi yoksulluk, yoksulluğun da en büyük sebebi sermayenin baronları. ihsan hoca mücadeleye en tepeden başlamış.
tipik türk dincisi, hatta islamcısı anlamaz onu.
allaha kulluk edecekken, kula kulluğu adet edinmişlerin öğrenmesi gereken çok şey var.
17 haziran 2019 tkp'nin istanbul seçimi kararı
-
valla mal bunlar yeminle mal
dört yıl olması saçma bölümler
ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
-
sene 1997, lisede bilgisayar dershanesindeki bir bilgisayarın masaüstündeki microsoft word kısayolunu kopyalayıp diskete yapıştırmak. bir gün bilgisayar alırsam word yüklerim diye düşünüp o disketi uzun süre saklamak.
aura
-
aurada gorulen renkler ton, sekil ve parlakligina gore yorumlanir. iyi ya da kotu renk yoktur. aura renklerinin ilgili olduklari alanlari genelde soyle tanimlarlar:
kirmizi : guc, canlilik
turuncu : cesaret, yaraticilik
sari : guven, mantik, liderlik
yesil : sempati, denge, uyum
mavi : iletisim, duyarlilik
civit mavisi : sezgi, zihin
menekse : sayginlik, maneviyat
pempe-magenta : sefkat, yardim
acik pembe : evrensel sevgi
kahverengi : maddiyat, beden
gri : durgunluk, korku, karamsarlik
siyah : gizem, karanlik
beyaz : kisisel butunluk, mukemmellik
kedi
-
kedi sahiplenmek isteyenlerden ricam ve onlara tavsiyem, önceliği engelli hayvanlara versinler.
- öncelikle ne kadar engelli olursa olsun, kedi kedidir. kediliğini yapar. sizi kendisine aşık eder.
- insanların aksine, kediler engellerini dert edinmezler. kendilerini eksik görmezler, kendilerini diğer kedilerle ya da sizle kıyaslamazlar. içiniz rahat olsun.
- tek bacakları bile olsa, o bacakla hayata tutunurlar. bacakları yoksa, hayata tutunacak başka bir şey bulurlar. yeter ki yanlarında olun. bir kap mama, biraz sevgi, sıcak bir kucak onlara yeter.
- engellerine bağlı olarak, bu kediler genelde daha ağırbaşlı ve uslu olurlar. özellikle apartmanda yaşayanlar için, geniş alan ihtiyacı görece az olan ve sokakta hayatta kalmaları çok zor, bazen imkansız olan bu kedileri sahiplenmek daha doğru bir seçim olacaktır.
- sakat, kimsesiz, yapayalnız, korkmuş, hasta ve mutsuz bir canı evinize alıp, onun serpilip güzelleşmesini, sizinle oyunlar oynamasını, sizi gördüğünde sakat haliyle heyecanla size doğru atılmasını ve en çok da güvende ve huzurlu halini görmek gerçekten şu dünyada yaşanacak en güzel duygulardan, alınacak en büyük mükafatlardan biri olsa gerek.