hesabın var mı? giriş yap

  • gerçekten çok merak ediyorum. abi ne yazıyorlar lan o kağıda? kendi takımının rakibi belli olduğunda o önündeki kağıda hep bir şeyler yazarlar. nedir o allah aşkına?

    örneğin bugün galatasaray chelsea ile eşleşti. lütfi arıboğan direkt kalemi eline aldı, önündeki kağıda bir şeyler yazdı. yine "bir schalke değil fakat chelsea de iyi" gülümsemesi yaptı. ne yazdı şimdi oraya "chelsea" mi? yani yazmasa unutacak mı adam? "yahu şuraya bi chelsea yazayım da maçlar teee mart'ta unuturuz falan aklımızda kalsın" mı amaç?

    ne kadar gereksiz, formaliteden bir hareket gerçekten. belki çok çok eskiden imkanlar şimdi kadar olmadığı için insanlar yazıyordur fakat şimdi gerçekten çok gereksiz. bu saçma olayın bir an önce bitmesi gerekiyor.

  • bu tam da yazdığım 300. entry olacak.
    uzun süredir beklettiğim bir no. 300 vardı ama bir şeyler yazmadan da durmak saçma geliyor ara ara. 301'de yazarım, 302'de olur, 303 belki ama yazarım.

    bugün oğlumu okuldan aldıktan sonra sohbet muhabbet gırla yürüyoruz. hikaye şöyle ilerliyor;

    - baba, tüm babalar erkek değil mi?
    + evet oğlum
    - tüm anneler de kız değil mi?
    + evet babacım
    - ama çocuklar kız ve erkek olabiliyorlar değil mi?
    + evet babacım.
    konuyu bir yere getirmek için bir girizgah yaptığını da anlıyorum, yüzünde konuyu buraya getirmenin verdiği gurur da var ( yaş üç buçuk falan)

    - ben de baba olacağım büyüyünce
    + kimin babası olacaksın?
    + kimin babası olmak istiyorsun?
    - senin ( piç gülüşü var burada)
    + ne yapacaksın benim babam olunca
    - seni gezdireceğim, seninle oyun oynayacağım, piyano çalacağım, sana bir şeyler öğreteceğim.

    susuyorum
    çünkü muhabbeti devam ettirirsem ağlarım.

    benim ona yapmaya çalıştığım her şeyi, bana yapmak istiyor, aklındaki babalık sınırları bunlar ve belli ki keyif alıyor, ben keyif alayım diye de bana uyguluyor...

    seni seviyorum dese...
    ya da demese...
    ne olur ki?
    şu minicik zekanın, karşılıksız ve sadece sevgi içeren şu cümleleri aleni seni seviyorum'dur.
    bu dünyayı elbet garipler de yakar ama babaları da es geçmeyelim lütfen.

  • 17-18 yaşımdayken birgün gazeteden nöbetçi eczaneler listesini kesip çekmecemde saklamaya kalkmıştım birgün lazım olur diye. ta ki ebeveynim gelip "oğlum o liste hergün güncelleniyor" diyene kadar. bir tokat gibi vurmuştu suratıma.

  • ''otobüsteki siyah gözlüklü, büyük çantalı, asık suratlı kıza da anlam veremiyorum. hayır sanki onun limuzin'ide zorla binmişiz sıkışmışız.''

  • geçenlerde buradan bir kıymetli yazarla buluştuk, tanıştık. nickini vermeyeceğim anlatacağım şeyi paylaşmak isteyip istemediğini bilemediğim için ama şöyle bir şey anlattı, hani hayalini kurduğumuz şeyler bir dua gibi bir dilek gibidir ya, ben hayalini hiç kurmamışım ondan böyle oldu herhalde dedi. yani bunun gibi bir şey anlattı.

    o anlatırken, ben sessizce dinliyorken, şunu fark ettim ki ben de daha önce aynısını düşünmüştüm. kendimi izler gibi dinledim.

    hayalini kurduğum ne varsa, öyle ya da böyle, kıyısından köşesinden gelip buldu bir şekilde beni. öyle şeyler yaşadım ki, birebir aynı, sanki kendi elimle çizdim hayatımı. fakat ben hiç evlilik hayali kurmadığımı fark ettim. hiç nasıl bir yuvam olur, eşim, çocuklarım nasıl olur ya da olmalıdır gibi hayallerim olmadı benim. ne çocukken ne ergen ne de yetişkinken.

    hayalini bile kurmadığın bir şey nasıl gelip seni bulur ki? çok saçma değil mi? yalnızlığımı bile elimle çizdim sanırım.

    bazısı bunu farkına varmasa bile hep hissediyor galiba.

  • benim gibi kurumsal firmada çalışanlar ve devlet memurlarının tuzu kuru, maaşlarımızı çatır çatır alacağız. özel sektörde çalışıp patronun insafına kalanların ne halleri varsa görsün, sunta kemirsin denmiştir.

  • 8 yaşında bir çocuk 2 yaşında bir bebeği elinden tutup dolaştırmaktadır.
    -aaa iki bebek elele dolaşıyorsunuz.
    -ben bebek değilim, o bebek; ben çocuğum.
    -ee peki ben neyim o zaman?
    -sen züppesin.

  • ağzındaki takma dişleri unutup denize giren annemin, takma dişleri denizde düşürmesi. yarım saat aradıktan sonra dişleri bulamamız. yüzmeye devam edilmesi.

    bir saat sonra babamın ayağına bir şey takılması. oğlum dibe dal ayağımın altındaki al demesi. dibe dalıp annemin dişlerini görmem. ve babamın efsane esprisi:

    ''şu kadının çenesinden bi kurtulamadık.''

    seni seviyorum baba.

  • çeşitli bankaların, belli koşullarda verdiği ve kısa bir süre içerisinde harcanması istenen aksi durumda süresi bitip silinecek para puanları süresiz hale getirme yöntemidir.

    ben örnepi yapı ve kredi bankası world puanları ve hepsi burada aracılığı ile vereceğim ancak kendi cüzdan sistemi olan her e-satış sitesi ve buralarda puan harcamaya izin veren her site bu iş için kullanılabilir.

    elimizde 374 tl world puanımız var. bunun 75 tl'si 4 şubat 2023, 250 tl'si ise 7 şubat 2023'de süresini dolduracak ve silinecek. şu an için acil olarak alacağımız bir ürün ise yok diyelim. görsel

    bu durumda, hepsiburada'ya gidip, (hepsi pay kaydımızı tamamlayıp) 374 tl ya da daha pahalı bir ürünü sepetimize ekliyoruz. ben 374,70 tl tutan bir sepet yaptım. görsel

    puanı kullanacağımız kart bilgilerini seçiyoruz ve "kart puanını kullan" diyerek ödememizi yapıyoruz. görsel

    ödemeyi yapınca world puan'ları sıfırlamış oluyoruz. görsel

    sipariş, "siparişlerim" sekmesine düşüne kadar bekliyoruz. görsel sonrasında "iptal et" diyoruz ve "ürünleri almaktan vazgeçtim"i seçerek işleme devam ediyoruz. görsel

    iptal işlemi tamamlandığında, bakiye olduğu gibi hepsipay cüzdanınıza aktarılıyor ve süresiz olarak, dilediğimizde kullanabiliyorsunuz. görsel - görsel - görsel