hesabın var mı? giriş yap

  • on dakikadir sesli guldugum kadir topbas aciklamasi. radikal'de ve zaman'da cikan istanbul'un silueti bozuluyor icerikli haberlere topbas'in verdigi tokat gibi cevap. ben boyle bardagin hep dolu tarafini goren adama kurban olurum lan. hahahahaha... kadirim yemisim silueti bize bisey olmasin, canim benim ya.

    http://www.ntvmsnbc.com/id/25250367/

    *

  • "ahahaoui diye topçu var lan. venlo'da. doğunca çok mutlu olmuşlar heralde adamın adı gülme efekti amk"

    fm mudavimi bir arkadaş.

  • basit bir çözümü olmayan ve son kalan yağların depolandığı bölgedir kendileri.

    tek çaresi şekerden uzak durmak, kaliteli karbonhidrat tüketmek ve spordur. başka bir imkan yoktur.

    edit: soranlar oluyor ufak ipuçları vericem. bu arada yazmak lazım; her zaman profesyonellerle çalışmak gerekir. yazılanların tamamı herhangi bir sağlık sorunu olmayan insanlar için geçerli olan tavsiyelerdir. bir diyetisyen gerektiğinde spor hocası veya doktora danışılmalı. bu kadar beğeni alacağını düşünmemiştim. daha müsait bir zamanda uzun ve detaylı bir şekilde bildiklerimi ve tecrübe ettiklerimi aktarmaya çalışıcam siz sevgili suserlere. (bkz: kilo verirken bilinmesi gerekenler)

    bol su. sabahları ilk iş koyu bir fincan kahve (içerisine hindistan cevizi yağı koyulursa yağ yakımını kuvvetlendirir). kaliteli yağ (avokado, ceviz, badem, omega 3, hindistan cevizi vs.) ve kaliteli karbonhidrat (yulaf, kinoa, tam tahıllı ürünler, muz, meksika fasulyesi, bezelye, bütün yeşil sebzeler.) .

    eğer yağ yakımı istiyorsanız liss cardio yapmanızı tavsiye ederim. yani düşük ama düzenli yoğunlukta kardiyo olarak çevrilebilir. 1 saatlik koşu temposundan bir tık yavaş yürüyüşler. dikkat edin koşu demiyorum. bunun nedeni yoğun egzersizlerde vücut öncelikle hızlı yakabileceği şekere yüklenir. yavaş ve rutin egzersizlerde ise önce depolarındaki yağı kullanır. yağ yakımı 25 dk.sonra başladığını göz önünde bulundurarak bunun üzerine koyduğunuz her dakika size yağ yakımı olarak döner. kendinizi aç bırakmayın aksine düzenli beslenmeye çalışın ve vücudu bu beslenmeye alıştırın. sonrasında ihtiyaç duydukça 1-2 kaşık daha az yiyerek kalorinizi azaltın.

    edit2: protein tarafını yazmamışım. ben ağırlıkla uğraştığım için bu tarafını es geçmişim. vücut ağırlığınızın 1 ila 1,2 katını geçmeyin. 80 kilo biri için 100 gr protein alımı yeterlidir. ayrıca et ne eti olursa olsun eti et olarak tüketin. örnek kırmızı et yiyecekseniz adana kebap değil biftek tercih edin ya da en kötü köfte yiyin. döner gibi yağlı gıdalardan uzak durun. kendi yemeğinizi kendiniz yapmayı öğrenin. böylece yemeğinizi yerken kontrolü elinizde hissedeceksiniz.

    edit3: konu uzuyor git gide ama çok söyleyen olduğu için şunu belirtmek lazım mekik gibi bölgesel hareketler bölgesel yağlanmayı azaltmaz. sadece o bölgedeki kas yoğunluğunu arttırır ve kaslarınızın daha görünür olmasını sağlar. örnek vermek gerekirse tüm gün boyunca herkes bacaklarının üzerinde hareket ediyor ama bu yağlanmasına engel olmuyor. fakat daha fazla kas = daha fazla enerji ihtiyacı = daha fazla kalori yakımı demektir.

    edit4: liss cardio video eklendi. 2:10 dan sonrasına bakabilirsiniz.

    edit5: size bir bilgi daha veriyim. vücudunuz bunca yıldır şekeri yakarak enerji üretmeye fazlasını yağ olarak depolamaya alıştı. bunu değiştirmeniz için yapmanız gereken vücuda şeker girişini tamamen durdurmalısınız. buna süt, meyve, nişastalı her türlü gıda (patates, havuç dahil) ve özellikle alkol dahil. yerine ne koyucaz diyeceksiniz. işte asıl olay şimdi başlıyor. vücut yine kolay olan yolu seçerek kaslara yönelmeye başlayacaktır. bu noktada vücudunuza günlük 50 gr. aşmayacak şekilde kompleks karbonhidrat, bol miktarda su, kaliteli yağ ve protein almanız gerekiyor. saçma geliyor biliyorum ama vücut yüksek oranda kaliteli yağın fazla miktarda alınması ile yağı depolamak yerine yakmayı öğreniyor. nasıl olsa sürekli vücuda yağ alımı var bunu depolamama gerek yok diyor.ilk 15 gün çok önemli. baş ağrısı ve halsizlik başlayacaktır. ağız kokunuz değişecektir. halsizlik ve baş ağrısı geçtikten sonra kendinizi sabahları çok daha dinç hissetmeye başlayacaksınız. işte bundan sonra şeker almadığınız her an vücut daha fazla yağ yakacak. bunu kahve, hindistan cevizi yağı, sporla iyice arttırabilirsiniz. 1-2 aydan sonra az miktardaki basit şekeri kabul edebiliriz. ama aldığınız her şeker yakılana kadar yağ yakımı duracaktır. bu söylediğim beslenme metodu böbrekleri yorar o sebeple en az 2,5- 3 lt su tüketmek ve rutin yürüyüşlere desteklemek gerekir. bu sistemin işe yarayıp yaramadığını soranlar oluyor. bu sistem bir beslenme düzeni değildir ve uzun süre yapılmamalıdır. ben bu rutinle 5,5 ayda 29 kilo verdim. sonrasında istediğiniz bir beslenme düzenine geçmenizi tavsiye ederim.

  • bir ceza yöntemi olarak sürdürmek? sonuçta adam hatalı karar almış, şırnaktaki adamın ne sucu var hatalı hakimle çalışmak için

  • evimizin önüne açılan börekçiye ilk zamanlar soğuk bakmıştım. ancak bir süre sonra ara ara uğramaya başladım.

    gel gelelim 25 yaşlarındaki börekçi eleman çok ilginç bir insandı.

    bazı sabahlar son derece asık suratlıydı ve nemruttu.. "günaydın", "iyi günler" dememe asla yanıt vermezdi. yüzü hep yerdeydi... kimseyle göz göze gelmezdi. ama böreği güzeldi işte. güler yüzlü olmasa da olurdu.

    bazı sabahlar ise güleryüzlü olmasa bile saygılı ve konuşkandı. dükkana girer girmez "günaydın" ya da "hoşgeldiniz" derdi. böreğimi uzatırken "buyrun efendim" derdi. bazen müşterilerle şakalaşırdı. hayret ederdim.

    sizin anlayacağınız, adamın bir günü bir gününe uymuyordu.

    iş öyle bir duruma gelmişti ki, artık fal tutmaya başlamıştım. adam sinirliyse günüm kötü geçecekti. iyi tarafına denk geldiysem her şey güzel olacaktı. "acaba bu sabah nasıl" diye sırf meraktan daha sık börek almaya başladım. işyerinde elimde leş gibi kokan kıymalı börek, "dünün en beğenilen entryleri"ni okuyordum. iş arkadaşlarım "sen börek sevmezdin" deyip duruyorlardı. bense börekçiye hayret ediyordum.

    ta ki o güne dek.

    o sabah yine kahvaltı yapamadığımdan börek almaya karar verdim. evden hızla çıkıp börekçide aldım soluğu. içeri girince sinirli bir şekilde taaak taak diye börek kesen bizim elemanı gördüm. canım yine sıkıldı. bu sefer bambaşka bir suratsızdı. "bana bir porsiyon kıymalı" dedim. yüzüme bile bakmadı. o, böreğimi keserken tam arkamdan başka bir ses duydum:

    "hoşgeldin abi, nasılsın?"

    dönüp baktım.

    adam ikizmiş lan!

    yebe editi: 2014 ün yüzkarası soma'yı unutma.

  • uzun zamandır kafamı kurcalayan bir soru var. bir zamanlar stannis ordu toplamak için braavosa gidip iron bank'ten kredi çekmişti. bugün ne ordu kaldı, ne para, ne de stannis. şimdi bu borcu kim ödeyecek? ulan adam öldü borcun tasası bana düştü arkadaş.

  • hindistan'da demir leydi olarak anılan azim dolu kadın.

    2000 yılından beri özel timlerin kuzey hindistan’da faaliyet göstermesine izin veren yasanın kaldırılması için açlık grevi yapıyor. bu timlerin faliyetleri ise pek iç açıcı değil. zira timlerin birçok yargısız infaz, gözaltında kaybolanlar, işkenceler ve ölümlerle anılıyor. sharmila da hayatını bu yasanın kaldırılmasına adamış adı da bu yüzden demir leydi o olmasın da kim olsun hakikaten?

    uluslararası af örgütü tarafından da "vicdan mahkumu" ilan edilmiş. yine 2014'te hindistan'da üst kadın simgesi olarak seçilmiş.

    bu kadar duyarlı olabilmek mümkün mü bilemeyeceğim gerçekten. ama sharmila devlet tarafından zorla verilen serumlarla hayatına devam ediyor, yemek yemeden. davasının sonuna kadar arkasında. gerçekten inanılmaz.

    kaynak

  • yargılayın, ceza evine koyun diye yalvaracaksın nevzat. vicdanlı olanlarımız seni ceza evine sokmaya çalışacak. peki ya vicdansızlarımız? öyle güzel bir gelecek işte seni bekleyen. sabırsızlıkla bekliyoruz :)
    büdüt: imla

  • yer: budapeşte
    mekan: iş sonrası gidilen bar
    sene: 1990
    dramatis personae: cs, irlandalı adam, ingiliz adam

    ingiliz: ne işiniz var kıbrıs'ta?
    cs: sizin irlanda'da ne işiniz varsa bizim de o işimiz var (bkz: hedef saptirma)
    irlandalı: hop hop, bazılarımız istiyor ingilizleri
    ingiliz: bak, gördün mü? sizi isteyen var mı kıbrıs'ta?
    cs: nüfusun yaklaşık %30'u türk orada
    irlandalı: ya aslında bu ingilizler irlanda'da olmasa daha iyi
    ingiliz: niye? ne zararımız var size?

    cs birasına geri döner... görev tamamlanmıştır...