hesabın var mı? giriş yap

  • inancım gereği alkole mesafeli biriyim. içilen ortamda bulunmamaya çalışırım. fakat bu yasak beni oldukça rahatsız ediyor. beni ilgilendirmiyor gibi görünebilir ama, birilerinin tercihi mantıksız bahanelerle engellenebiliyorsa yarın bir gün benim de yapmaktan haz duyduğum bir eylemin saçma sapan gerekçelerle kısıtlanabilmesi muhtemeldir. eğer ben bugün , bana dokunmayan yılan bin yaşasın dersem yarın da benzer mağduriyette farklı görüşlerden beni savunacak kimse bulamam. burada önemli olan , hak ve özgürlüklerin kimi muhatap alındığına bakılmaksızın engel ve kısıtlamasına karşı çıkmaktır. ülkenin yıllardır içinde bulunduğu makus zihniyetten kurtulmasının en temel gerekçesi de budur.

  • biri erkek olarak kalmayı tercih etmiş olsa da istanbul hanımefendisi kibarlığında iken, diğeri kadın olmayı tercih etmiş olmasına rağmen kasımpaşa külhanbeyi kabalığındadır.

  • nasıl "sigorta için masraf şişirilmiştir" ibareleri görüyorsak, "satış için km şişirilmiştir" ibarelerini de görürüz.

  • ağaçkakanlar saniyede 20’ye yakın olmak üzere günde 8.000 ile 12.000 arasındaki gagalama yapabilen kuşlardır.başka bir hayvanın başının ağrıması beklenirken ağaçkakanlar kafalarını korumak için dört farklı adaptasyon geçirmiştir;

    -özel bir gaga
    -kararında beyin sıvısı
    -biri süngerimsi ve diğeri nal şeklindeki kemik.

    ağaçkakan ilk olarak dıştaki sert ve içteki esnek katman sayesinde kendini korur.dış katman katı bir kabuk görevi görürken içteki yumuşak katman darbeyi emer.ayrıca üst gaganın alt gagadan uzun olması sebebiyle darbe göz yerine tüm kafaya yayılır.

    gagadan ileriye geçen titreşimler ağaçkakanın gözlerinin ortasındaki süngerimsi kemikle karşılaşırlar. bu kemikteki hava cepleri kuvvetlerin yayılıp dağılmasına yardımcı olarak gagalamanın yarattığı darbenin etkisini azaltırlar.

    süngerimsi kemiği geçen titreşimler ağaçkakanın kafatası ile beyni arasındaki sıvı dolu boşluğa gelirler. titreşimler sıvı içinde iyi iletilmediğinden sıvı, darbeyi azaltır. bu boşlukta gereğinden çok sıvı olması, beyne hareket edecek daha fazla alan oluşturacak ve beynin kafatası duvarına çarpma, dolayısıyla zarar görme ihtimalini artıracaktır. diğer kuşlardakine göre ağaçkakanlardaki bu boşlukta nispeten daha az sıvı vardır. bu durum, bir yandan titreşimi azaltma avantajı sağlarken diğer yandan da beynin çok fazla hareket ederek kaymasını önleyecek şekilde tam kararında bir sıvı dengesi yaratır.

    en sonda ise uzun, esnek, nal şeklindeki bir kemiktir.etrafı bir kasla sarmalanan bu kemik aynı zamanda yiyecek toplamada dile yardımcı olur. dil kemiği gaga sonundan, yani ağaçkakanın gözlerinin arasından başlar. gagadaki titreşimler kafatasına geçtiğindeyse dil kemiği bu kuvvetleri toplar kafatasının çevresini takip ederek kafa arkasına getirir ardından dil yoluyla dışarı atılmasını sağlar.

    kaynak

  • hehehehhehe.

    ahmet şık geldi benim aklıma:

    "benim bayrağın arkasına gizleyecek bir suçum, dinin arkasına gizleyecek bir günahım yok."

  • ne güzel dünya lan. sezon başı gelip milyonlarca euro parayı kiralık ya da bonservisli oyunculara bayıl. 1 tanesi dahi tutmasın. buna bağlı olarak kendi takımın ligin ilk yarısını küme düşme hattında tamamlasın. ama sen sabah akşam fatih terim galatasaray diye algı kas.

    bir de bu arkadaşa ülke emanet etmek isteyen romantikler var.

  • valla bravo tayyip'e baskanlik sistemi olmayinca kendini yazilima vermis helal olsun. bu projeyle yakin zamanda soyle yeni keywordler ile yeni bir yazilim dili uretirse de sasirmam. yeni java;

    break : olmaz
    public : bunlargenel
    private : bunlarozel
    void : chpzihniyeti
    extends: ecdad
    static: afedersin
    finally : hamdolsun
    new : yeni
    main : haydiallahbismillah
    ...

    mesela yeni java ile hello world uygulmasi,

    bunlargenel afedersin chpzihniyeti haydiallahbismillah(string args[])
    {
    system.out.println("selamun aleykum");
    }

    iste yeni java guclu java. (chief technology officer tayyip erdogan)

  • metrobüs kullandığı için tebrik edilesi insandır. tek başına bir arabayla trafikte yer kaplamamayı tercih ediyor. ha telefon değiştirme konusunda falan vurun kahpeye.

  • şöyle dönüp tarihe baktığımızda tarım devrimi sonrasında bu tahılın insanı evcilleştirdiğini görürüz. evet, insanlar nasıl hayvanları evcilleştirdiyse, buğday da insanları evcilleştirmiştir. peki böyle bir şey nasıl oldu?

    önceleri avcı-toplayıcı olan insanoğlu bilişsel devrim ile birlikte hayvanları evcilleştirmeyi ve bazı bitkileri yetiştirmeyi öğrendiler. bu bitkilerin ürünlerinden olan tahıl grubu içindeki buğday da, ekildiği yerde suyu, besin maddesini ve gün ışığıni başka bitki ile paylaşmak istemez. bu sebeple insanoğlu eline kazmasını, çapasını alıp toprağı ona göre işlemeye başlar. daha sonra buğdaya çevrede bulunan su yetersiz gelir. insanoğlu kovasını, kabını eline alır; en yakın dereye ya da göle doğru yola çıkar, sırf buğdayı sulamak için. üzerine, su ve toprağın kendi besini de yetmez, hayvan gübresine ihtiyaç duyar. insanoğlu yine gider, hayvanların gübrelerini toplar ve bunları toprağa atar. ek olarak, bitkiler kendilerini koruyamadığından insanoğlu bunları, böceklerden ve diğer hayvanlardan korumak için çit örer; kuşları, tavşanları, sincapları öldürür; bunu da daha iyi yapabilmek için bu bölgelerin yakınlarına yerleşmeye başlar.

    işte hareket etmekten aciz bir bitki kendini dünyanın efendisi ilan eden türü böyle evcilleştirmiş.

  • tabi ki değildir. kimse bir insana silah zoruyla ağır bir kargoyu üst kata çıkartma hakkına sahip değildir. kargoyu çıkarmak istemeyen kurye istifa edip başka iş bakar. yerine çalışacak kişi görevini yerine getirerek kargoyu istenen kata çıkarır. bu kadar basit.