hesabın var mı? giriş yap

  • dünyanın çekirdeğini birebir gözlemleyemesek de hakkında çokça bilgiye sahibiz. sismoloji çalışmalarından, ses dalgalarının ölçümünden, nükleer test patlamalarından çıkan sonuçlara göre dünyanın çekirdeğinin eriyik olduğunu, evrendeki elementleri ve hangi koşullarda nasıl davrandıklarını bildiğimiz için yüksek basınç altında demir yoğunluklu olduğunu söyleyebiliyoruz.

    tüm bu veriler ışığında çekirdeğin sıcaklığının güneşin yüzey sıcaklığına yakın şekilde yaklaşık 6.000°c olduğu düşünülmektedir. dünyanın çekirdeği, yüzeyine sadece 3.000 km uzaklıktadır. güneşin dünyaya uzaklığı 3.000 km olsaydı bu dünyanın erimesine neden olurdur.

    peki bu koşullar altında dünyanın çekirdeği neden dünyayı eritmiyor?

    başlangıç olarak çekirdeğin etrafı yoğun ve katı kaya mantosu ile çevrilidir. üzerinde yaşadığımız kabuk bu manto üzerinde yüzer ve bize boş uzayın sağlayabileceğinden çok daha fazla koruma sağlar.

    ancak çekirdeğin bu şekilde bir erime sağlayamamasının asıl sebebi ısı ve sıcaklık arasındaki farklılıktır. kabaca açıklarsak ısı bir enerji türüdür. sıcaklık ise enerjinin yoğunluğudur. temel olarak belirli bir boyuta sığdırılan enerji miktarıdır.

    ısı ve enerji farkı hakkında detaylı bilgiyi buradan alabilirsiniz.

    bir maytaptan çıkan kıvılcım 1.500°c sıcaklığa ulaşabilir ancak bize gerçekten zarar veremez. öte yandan 100°c'de kaynayan su ile yapılacak bir banyo bizi öldürebilir. bunun nedeni kaynayan suyun daha fazla ısı enerjisi içermesidir.

    dünyayı eritmek için çekirdekteki ısıdan çok daha fazla enerjiye ihtiyaç vardır. güneş ise devasa boyutu nedeniyle bunu kolayca sağlayabilir. şanslıyız ki dünyamızdan 150.000.000 km uzaktadır.

    kaynak: science focus

  • gelecekte sıkça yaşanacak bir sorunun bugünkü tezahürü.

    çocuklukta ve ergenlikte hepimiz salaklıklar yaptık ama hafızalardan silindi. şimdiki çocuk ve ergenlerin tüm salaklıkları internette. kendileri bulup silmedikçe de öyle kalacak. 30 yıl sonranın başbakanı şuanda eski sevgilisine twitter'da laf sokmalı twit atıyor olabilir mesela.

  • 23 yaşında meçhul anne, baba ise ya türk ya da meçhul. hamile dönen kedi polise ne dedi, ben bilmedi.
    voyaume-uni

  • aslında ''investigation discovery'deki inanılmaz gerçekçi seslendirme'' olacaktı fakat karakter sınırına takıldım.

    über inandırıcı, müthiş inandırıcı, gerek tonlama gerekse diksiyonu ile yılın ilişikli ödüllerini toplaması işten bile olmayan seslendirmedir.
    bizzat mahrum kalmayın diye ellerimle çekip yükledim.
    izlediğinizde ''gerçek'' seslendirme nedir öğrenecek ve bana teşekkür edeceksiniz.

    buyurun:
    https://www.youtube.com/…niuwpuzyk&feature=youtu.be

    sagdhafdgasfjdsadkja...
    yaa biri şunun caps'ini alıp bana yollasın nolur...
    adam şiir okur gibi hakaret etmiş lan.

    edit:
    üşendiğim için devamını yüklememiştim ama şu kadar insanın gülümsemesine vesile olmak beni çok mutlu ettiğinden buyurun efendim skandalın 2. perdesi...

    ilkini aratmıyor.
    https://www.youtube.com/…ex63kw5pw&feature=youtu.be

  • dominos, pizza hut, little caesars, pizza bulls, pizza lazza benim teyit ettiklerim. papa john's da buyuk ihtimal bu grupta.

    "salam, sucuk, sosis vb. urunlerin tamami isil islem gormus pilic urunudur" diye yemeksepeti'nde uyarmislar zaten.

    dana etli urunler kullandiklarinda her pizzadaki maliyetleri 3 tl (50 gr) civarinda olacakken, pilic urunleri ile bunu 0.5 tl'ye cekmekte ve her pizzadan elde edecekleri ekstra 2.5 kar ile sagliginizla oynamakta sakinca gormuyorlar.

    dunyanin baska hicbir ulkesinde bunu yapmaya cesaret edebileceklerini de sanmiyorum.

  • ben bu kasetlerin bana vadettiklerine inanmayı tercih etmiştim. 1000000 oyunluk kasetin tersine doğru giderek sonlara doğru gizlenmiş, diğerleri ile aynı olmayan oyunları bulmanın hayalini kurmuştum. pazarlama mantığından habersiz olan ufak bir çocuğun hayaliydi tabi. bu kasetlerin başlı başına bir pazarlama harikası olduğunu kavramak şöyle dursun, bir de küçük çocukları sevindirmek için 512334. sıraya diğerlerine benzemeyen özel bir oyun koyacaklarını düşünecek kadar hayalperest davranmıştım. tabi zamanla jetonum düştü, anladım ki ilk 50 oyunluk sayfanın dışına çıkmak bile boşa enerji kaybı. bu nedenle kaset değiştirmeye gittiğimde bir daha 2 in 1 bile almadım. bir tane 29 in 1 kasetim vardı, ondaki 29 oyun da birbirinden farklı ve lezzetliydi. üstelik o kaset piyasada satılmıyordu, direk devre halindeydi ve en güzel oyunların bir toplamasıydı. contra’sıdır, ninja mario’sudur hep sayesinde öğrenmiştim. o zamanlar alıştırmışlardı işte bizi kâr mantığı ile üretilmiş ürünler yerine korsan almaya. kim bilir her 10 oyundan birinin tank olduğunu keşfeden kaç çocuk kaseti satan adama küfretmiştir. işte bir nesil de böyle öğrendi hayatın gerçeklerini.