hesabın var mı? giriş yap

  • dostarlimab adındaki ilacın denemelerinde, tarihte ilk kez, ilacın verildiği hastaların tümünde iyileşme gözlemlenmiş.

    ilaç denemesi geniş kapsamlı değil; sadece 12 kişi üzerinde denenmiş. fakat bu tarz deneysel ilaç denemelerinde ilk defa %100'lük bir başarı elde edildiği için bu durum ciddi önem arz ediyor.

    normalde hastaların bu ilaç uygulamasını takiben kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi müdahale gibi standart tedavi süreçlerinden geçmeleri beklenirken sadece bu ilacın uygulanmasıyla kanserin tamamen temizlendiğini fark etmişler. yapılan fiziksel muayene, endoskopi, biyopsi, pet ve mri taramalarının sonucunda kansere dair hiçbir iz bulunmamış. ilaç tedavisini takip eden 6-25 aylık süreçte hiçbir hastada progresyon veya nüks vakası bildirilmemiş. ilaç kullanımına bağlı olarak da derece 3 veya daha yüksek herhangi bir yan etki bildirilmemiş. (bu derece 3 veya daha yüksek yan etki nedir ben de bilmiyorum arkadaşlar, tıp eğitimim yok)

    ilaç sadece kolon kanseri hastaları üzerinde denenmiş; diğer kanser çeşitlerine dair bir bilgi yok. her ne olursa olsun bu haberin ciddi anlamda bir umut ışığı olduğunu düşünüyorum. umarım çok daha güzel haberlerin ilki olur bu.

    new england journal of medicine'da 05.06.22 tarihinde yayınlanan makaleden konuyla alakalı diğer detaylara erişebilirsiniz: kaynak

    not: makalenin tamamına ulaşabilmeniz için dergiye üye olmanız gerekiyor fakat internette bu konuyla alakalı pek çok haber yapıldığı için başka yerlerden de bilgiye erişebilirsiniz.

  • yeni kaynatılıp hafif ılıtılmış süt
    tam bir çocukluk dönemi travması. üst kat komşumuzda misafirlikteyim. evin annesi hacer teyze sağolsun öküz doyuran boy bardakta süt getirdi.
    ben normalde süt içmem, hele sıcağa yakın asla.
    kendi kızına (benden 4-5 yaş büyük) döndü dedi ki, "bak nilüfer, sen içmek istemiyorsun ama .... nasıl içiyor gör de örnek al" diye uzattı sütü bana.
    ya ben görev bilinci insanıyım yazık günah değil mi bana?
    sütün tepesinde de kaymak oluşmuş yeni kaynadığı için.
    ben o görev bilinciyle diktim sütü kafama nefes almadan içmeye çalışıyorum.
    içtim de.
    (gördün mü nilüfer içtim? pislik nilüfer.)
    midem ağzıma geliyor, kustum kusacağım tutuyorum kendimi.
    kapı çaldı annemler almaya geldi beni. ben nasıl koşuyorum kapıya, aşağı eve ineyim de orada kusayım ayıp olmasın hacer teyzeye diye.
    annemle hacer teyzenin muhabbet edesi tuttu mu... kapıda bık bık konuşuyorlar. annemi iteliyorum gidelim diye, dur diyor. ben kusma suratı emojisi gibi durdum durdum. en sonunda bir patlamışım, ortalık suç mahalline döndü.
    duvar, yerler, tüm antre süt içinde.
    "aaaa" diyorlar.
    ne "aaaa"??? ben elimden geleni yaptım, suç sizin! nilüfer de odasından çıkmış bana bakıyor.
    (bok iç nilüfer.)
    daha da ılık süt içmedim ben.

    edit: "ışık ılık süt iç" diyerek beni yeşillendiren ve yeşillendirmeyi düşünen, ilkokul fişleriyle cebelleşmiş tüm arkadaşlara selam ederim.

  • (bkz: ellerine sağlık) keşke yine bu tarz program yapıp, tatlı su kurnazlarına ayar verseydi. çocukluğumuzda onun gezdiği mutfaklardaki hamam böceği avını gözlerimiz kocaman izlerdim, bu topluma çok katkısı olan adamın yumruğudur.

  • 1 dakikadan fazla konuşan herkese katılıyor. en sevdiği şey fikir onaylamak.

    - artık beşiktaş'ın bu takım olma sorununu aşması lazım şansal.

    - % 100.

    - sorun sadece guti değil.

    - kesin.

    - benzer sorunlar gassarayda da var.

    - sana % 1500 katılıyorum hocam.

    şansal abi, bari katılırken verdiğin oranlara dikkat et, gözünü seveyim. bir de sürekli "hanki" diyorsun abi "hangi" olacak o. bir de yaptığın her yorumdan sonra soru soracakken "bilmem katılır mısın" diye başlıyorsun, gerek yok. bir de markus'a çok takılıyorsun abi, adam alman adam sağı solu belli olmaz, her yorumuna, her soruna "ya natürlih" diye cevap vere vere dağ gibi adam eridi gitti.