ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
24 temmuz 2019 avcılar motosiklet kazası
-
yoruma açık değil zaten. şeritte gitmeyi öğreneceksiniz.
raymond carver
-
amerikan kısa öyküsünün en babalarından, zehir gibi, çivi gibi, hap gibi bir yazar. çehov’un yalınlığını, süssüzlüğünü, edebiyatsızlığını alın, savaş sonrası amerikan coğrafyasına taşıyın, içine highsmith’in şiddet-dehşet-kötülük tohumunu sallayın; güzelce karıştırıp salıverin kafkaesk bir zemine bu bulamacı. öyle korkusuz, öyle tabiî, öyle insanca yayılacaktır ki, ortaya bildiğimiz, aşinâ olduğumuz hiçbir şeye benzemeyen şehevî bir lezzet çıkacaktır. işte bu olağanüstü lezzetin yaratıcısıdır raymond carver. bütün usta öykücüler gibi, önce kurup sonra bozar o. kurarken nasıl sakin, nasıl serinkanlı, nasıl korkutucu ölçüde dümdüz ise, bozarken de o denli usta, o denli dehşet verici, o denli çoşku doludur. tıpkı hayat gibidir öyküleri, vurucu son sözlerden, ağlamaklı finallerden, parıltılı karakterlerden yoksun. bir bitmemişlik vardır öykülerinde, bir de tabii, acıtan bir dürüstlük. bir raymond carver öyküsü, ‘a small good thing’ oluverir hayat gailesinin orta yerinde. uzaktan vüs’at o bener’e el eder.
19 aralık 2020 saray'daki ziyafet görüntüleri
-
iki duble icseler aslinda cok daha iyi olacak ortamlari farkinda degiller :)
çin'de 2 bin yıllık ölümsüzlük iksiri bulunması
-
anladığım kadarıyla iksir ölümsüz, kullanan değil.
bekçinin çamaşırları toplayın ıslanmasın demesi
-
insanlar artık insanlığa şaşırır olmuşlar.
platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışları
-
umudu sonrasında acıya dönüştüren davranışlardır.
3 sene öncesi. ben yine deli gibi aşığı oynuyorum, karşımda değişmeyen karakter. ölüyorum, eriyorum, sürünüyorum, azalıyorum ama severken. sevmekten ötesi, aşk bu. hangi kitabı görürsem elinde, ertesi gün o kitaba başlıyorum. facebook profilinde izlediğini gördüğüm filmlerin her sahnesini ezber ediyorum. sevdiği şarkıcıların şarkılarına sarılıp uyuyorum. umut işte, bir gün. bir gün olur da beraber izleriz o türkan şoraylı filmi, o salata yaparken ben balıkları kızartırım, beraber mırıldanırız o kadının acıklı şarkılarını. umut. olur mu, olur diyorum.
neyse. neysesi çok. neysesi ahhhlı, neysesi kırmızı, neysesi bol tuzlu.
bir gün dersteyiz. kış günü, karın karadenize ayak bastığı ilk gün, unutmam. önümde oturuyor. ya da hayır, ben onun arkasında oturuyorum, kasıtlı istekli. dersin ortasında birden arkasını dönüp ''coşkun sabah'ın aşığım sana doyamıyorum, ne de güzelsin bakamıyorum şarkısının devamı nasıldı yee?'' diye soruyor. söylüyorum, teşekkür edip önüne dönüyor. muhasebe dersinde hesap kitap yerine coşkun sabah mırıldanıyor. içimi karıştırıyorlar.
''bana sormuştu. dönüp arkasını bana aşığım sana'nın sözlerini sordu, seviyor işte, o da kocaman seviyor beni, hayat pek bi güzel, derste çok çabuk mu bitti ne, olsun, otobüste tıkış tıkış gitmek de çok güzel, beni seviyor, aşığım sana''
ahh işte.
nerden bilirdim, derste sevgilisine aşığım sana'nın sözlerini mesaj olarak attığını. bilsem söyler miydim o şarkının devamını ona?
söylerdim.
çarşı iznine çıkmış mehmetçiklerden iğrenen kız
-
çarşı iznine çıkmış mehmetçiklerin birbirlerinden iğrendikleri kadar iğrenemiyordur bence.
ceren damar'ın katilinin babasının twitter hesabı
-
''babadır, savunur'' denmiş ama ben böyle bir suç işlesem babam ilk önce ağzıma örük örük sıçar, sonra da nüfus müdürlüğüne gidip kütüğünden sildirir.
erkeğin telefonunu cüzdanını çantasına koyan kız
-
hiç mi sevilmediniz olm siz neleri kutsallaştırıyorsunuz böyle karanlık odalarda, acılı yemekler vererek mi ilişki yaşadılar sizinle. anlamıyorum.
yapmayan kızı sorgulamak gerekir.
edit: başlık başa kalmış
avm'lerin verdiği hediye arabalar
-
cilalayıp parlatıp avm'nin orta yerine janjanlı jantlarıyla park ederler bu arabaları. bilmemkaç liralık alışveriş yapana da kazanma şansı sunarlar. kupon verirler. yılbaşılarında falan olur. tabiki bana hiç çıkmadı. çıkan tanıdıgım da olmadı. sanki bana bu arabaları kazananlar marsta yaşıyormuş gibi falan geliyor. o kadar uzak yani. bunu kazanan adam var ya. beleş araba. dünyaya bak. zaten bunu kazanan adam 1-2 yıl önce sayısalı falan da tutturmuştur kesin. öyle adamlar var bu dünyada. her isi rast giden adamlar. onların agzına sıçiyim ben.
ismail küçükkaya'nın örtülü insanları aşağılaması
-
evet çok aşağılamış.
kendisi ayıp etmiş.
çok ağır laflar etmiş.
'' tesettürsüz kadın perdesiz eve benzer'' veya ''etek giyen kızlar beni tahrik ediyor'' diyen öğretmenden daha aşağılıktır.
bence acilen idam gelmeli ve tesettürlü 10-12 yaşındaki kız çocuklarına "ben bu konuda şu an itibariyle yorum yapmayayım. bütün kız çocuklarımız aynı durumda gözüküyor. bu fotoğrafı nasıl yorumlamalıyız. sizlerin yorumlarını göreyim." dediği için taksimde asmalıyız.
ya bi yürüyün gidin işinize ya!
işinizi gücünüz yok mu sizin.
doların yükselişi, ekonomik kriz, saldır saçma yürüyen politikalar böyle mal mal haberlerle unutturulamaz.
neymiş ismail küçükkaya örtülü insanları aşağılamış.
aşağılık bir hareket görmek istiyorsanız ülkenin yönetilişine bakabilirsiniz.
boş verin türbanı.
din elden gitmiyor rahat olun!
minik penguenlere kazak ören yaşlı dede
-
nick'e bakmayın hemen, sandro değil. tavşan, kuzu ve vişne de yok konumuzda.
olay avustralya'da geçiyor. phillip adası penguen vakfı, olası bir petrol sızıntısında vücutlarına petrolün yapışmasını önlemek amacıyla, küçük penguenler için yün kazak örülmesi talebinde bulunuyor. talebe cevap verenlerden biri de 109 yaşındaki ak saçlı ihtiyar dede.
http://www.radikal.com.tr/…cin_kazak_oruyor-1291827
edit: sahte çıktı ya la bu haber. penguenler de oyuncakmış. ipneler.
https://www.facebook.com/…662423218/?type=1&theater
http://factually.gizmodo.com/…tally-fake-1747317711
28 nisan 2024 limak lara otel açıklaması
-
yunan adaları varken bu adamlara mecbur değiliz artık, ileride türk müşterileri çok ararsınız bu kafa ile giderseniz. pandemi zamanı ve rus uçağı düşürüldüğü zaman adeta .öpek gibi yalvararak türk turist çekmeye çalışıyorlardı yabancılar gelmediği için, ne çabuk unuttular acaba...
milliyete göre fiyat verecekseniz kendi ülke halkınıza daha uygun fiyat neden vermiyorsunuz ? her ülke kendi vatandaşını korur kollar ve pozitif ayrımcılık yapar, bizimkiler kendi halkını kazıklamak için hiç bir fırsatı kaçırmıyor.
edit: bu eklediğim entry de ise başka bir otel rezaleti daha, burda ise milliyet farkı adı altında 450 euro alınmış: (bkz: #163908288)