hesabın var mı? giriş yap

  • ön siparişi nasıl verilir diye soran olmuş. ön siparişe açılırsa tesla'nın sitesine girip siparişinizi geçebilirsiniz. normal araç alımları da internet üzerinden yapılıyor. aracı, modelini, rengini, aksesuarlarını belirleyip, ne kadar peşinat yatıracağınızı ekleyip siparişi geçiyorsunuz. apple pay bile kabul ediyor.

    eğer deneme sürüşü yapmak isterseniz, onun da rezervasyonunu internet üzerinden yapıyorsunuz, ancak deneme sürüşü yaptığınız araç satın aldığınız araç olmayacak, çünkü siparişiniz size hazır olduğunda yollanıyor.

    eğer 6 bin dolarlık veya 15 bin dolarlık self driving paketlerini düşünüyorsanız birincisini öneririm, ancak 15 binlik paket gereksiz, ve türkiye'de çalışıp çalışmayacağı bile meçhul. 6 binlik pakette ise otobanda otonom sürüş, aracın park yerinde sizi bırakıp kendi kendine park etmesi, geri geldiğinizde park ettiği yerden gelip sizi bulması gibi özellikler var. en iyi yanı da arabayı sipariş verirken karar vermek zorunda olmamanız. bir süre kullandıktan sonra bu paketlerden birini aktif hale getirmek isterseniz ücretini ödeyip satın alabiliyorsunuz.

    edit: yukarıdaki yazar arkadaş çekici falan demiş. tesla sahibi olan 10'un üzerinde eşim dostum var. elektrikli araçların en iyi yanlarından biri kaza yapmadığınız sürece öyle arıza falan çıkarmamaları, periyodik bakımlarının ucuz olması. bu araçların kırk yılda bir frenlerine baktırmanız yetiyor. onun haricinde, eğer olur da yolda kalırsanız, tesla servis aracı gelip sizi bulup arızanızı gideriyor. öyle çekiciye bağlanmış tesla görmeniz mümkün değil.

  • yeğen (y, yaş 8), ben (b)

    yeğen ile evde baş başa yemek yemekteyken yeğenin ayranını masaya dökmesiyle başlayan diyalog.

    y: olsun dayı.

    ben cevap vermeden masayı silerken.

    y: olsun olsun.

    b: oğlum ayranı sen döktün, teselli için benim sana olsun demem lazımdı.

    y: olsun olsun.

  • bir erkeğin dört kız arkadaşı vardı ve bir türlü hangisiyle evleneceğine karar veremiyordu. en sonunda doğru kararı verebilmek için bir test yapmaya karar verdi. her birine 1000$ verdi ve "bu parayı istediğiniz gibi kullanabilirsiniz'' dedi.

    birinci kız arkadaşı kendisine yeni elbiseler ve ayakkabılar aldı, kuaföre ve güzellik salonlarına gitti. genç erkeğe geri geldiğinde söyle dedi:
    senin için en güzeli ben olmak istiyorum, çünkü seni seviyorum!"

    ikinci kız arkadaşı ise genç erkeğin tuttuğu takımın iki kombine biletini,en sevdiği türden bir suru video cd ve bir ay yetecek bira ile geri geldi ve söyle dedi: "bunlar senin için aldığım hediyeler, eminim
    seni mutlu edecektir, senin mutlu olmanla bende mutlu olacak."

    uçuncu kız arkadaşı ise bu parayla iyi bir yatırım yaptı ve kısa bir sure içersinde para kendini ikiye katladı ve bu parayida çeşitli yatırım alanlarında kullandı. genç adama geri gelerek söyle dedi:"bana
    verdiğin parayı birlikte yaşayacağımız mutlu bir gelecek için çoğalttım, çünkü seni seviyorum!"

    dördüncü kız arkadaşı ise bu paranın bir kısmıyla bir suru kitap aldı, kalan kısmıyla ise fakirlere yemek dağıttı. genç adama geri gelerek söyle dedi: "verdiğin paranın bir kısmıyla sana layık olabilmek için bir suru kitap aldım diğer kısmıyla ise senin adına fakirlere yemek dağıttım."

    genç erkek dört kız arkadaşının yaptıklarından çok etkilenmişti. karar vermek için epey bir sure düşündü ..... düşündü..... düşündü.....

    ve sonunda büyük gogusli olanla evlenmeye karar verdi...

  • -pippa bacca’ya sizin ülkenizde tecavüz edip öldürmüşlerdi değil mi?
    +(hask!) münferit.. ee, müynferayt… (ne biçim soru lan bu)
    -peki , türkiye’de birden fazla karısı olan insanlar varmış doğru mu?
    +hee gülüm hee. benim de 2 karım var zaten. (lan olmadı galiba)
    -peki, türkiye’de oruç tutmuyor diye insanlar dövülebiliyormuş doğru mu?
    +yok dövmüyorlar, direkt yatırıp zkiyorlar. (eheheuheühühühü…bu ne ya?)
    -türkler bizleri salak kendilerini çok zeki olarak görüyorlarmış doğru mu?
    +sen nerden çıktın mına koyim ya… kimsin lean sen?
    -napıcan kim olduğumu cevap versene sikitoş…
    +sikitoş mu? türk müsün lan yoksa sen?
    -eheheh. tamam lan tamam. ehehee. türküm tabi.. ehehee. deveyi soramadan koptum lan.. ehehe..
    +yavşaa bak, gülüyo bi de. çok komik.

  • bir oldu iki oldu içimde biriktirirken üçüncüyü de görünce artık buralara bir yerlere not düşülmesi gerektiğini düşünüyorum. belki okuyan birilerinin hayatına etki eder.

    kişi 1 : 33 yaşında. bir kuzenimin nişanı için çekilecek fotoğraflarda o da yer almak istiyor. fotoğrafçı da ortaya güzel bir şeyler çıksın diye uğraşıyor.. bana bütün gün fotoğrafçı adamın devamlı onunla ilgilendiğini, türlü kaprislerine boyun eğdiğini ballandıra ballandıra anlatıyor. fotoğrafçı adam tabi ki ona gün boyu ''yürümüş'' kibar davranmasının başka bir açıklaması olabilir miymiş. zaten burun estetiği yaptırdığı günden beri kısmetleri çoğalmış. beynim türlü sorular düşünmekteyken ağzımdan çıkan şey ''hmmm, olur öyle'' oluyor.

    kişi 2 : arkadaşım. 25 yaşında. bir okulda öğretmenlik yapıyor. müdür yardımcısının devamlı onunla ilgilendiğini, yardım ettiğini, işini kolaylaştırdığını anlatıyor bana. zaten yapması gerekenler bunlar değil mi diye düşünüyorum içimden, o devam ediyor. resmen ''yürüyor''muş ona. sabah günaydın demeler gülümsemeler filan neler oluyor öyle. hemen sosyal medya arama taramaları yapılıyor ama o da ne adam evli ve daha minicik bir çocuğu var çok da mutlu görünüyor. e peki bu adam neden o zaman iyi dersler hoca hanım dedi ki ? bir terslik var. kızımızın duygularıyla oynandı.

    kişi 3 : arkadaşımın arkadaşı. 26 yaşında. yakışıklı garsonun neden onun sandalyesinin yanından daha sık geçtiğini sorguluyor, ''başka bir isteğiniz var mı'' sorusunun 3 saatlik oturduğu yerden kalkmama sonucu sorulduğunu düşünemiyor ve bunu ilgi göstermek olarak yorumlayıp arkadaşıma ve bana dünyanın en ciddi konusuymuş gibi anlatabiliyor.

    aslında düşündükçe aklıma başka başka olaylar da geldi fakat aşağı yukarı hepsi bu tür şeyler.
    lütfen bazı erkeklerin sadece ama sadece iyi bir insan olabileceğini unutmayın.
    herkes size ''yürümüyor''
    centilmen olan insanlar var.yapmayın etmeyin. arkanızdan güldürmeyin.
    sadece gülmüyorum, üzülüyorum da.

    debe editi : (bkz: oyuncaklar otostopta)