ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
3. dünya savaşı, şizofrenik bir kasımpaşalının kendini ortadoğunun padişahı sanmasıyla başladı
kadın sözlük yazarlarının hayalindeki erkek
-
ben gibi olmalı, bana çok benzemeli, ben ona nasıl davranıyorsam o da bana öyle davranmalı. zaten tezer özlü çok güzel söylemiş ;
"insanın başkalarına söyledikleri, kendi duymak istedikleridir. yazdıkları, okumak istedikleridir. sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir."
4 bin tl hesap ödeyip üzerine bir de dayak yemek
-
fantastik bir olay. bu hesaba nasıl itiraz etmezsiniz diye dayak yediler sanırım.
erkeği tanımaya çalışmadan reddetmek
-
geçen gün, yine benim gibi feci çirkin olan bir arkadaşımla oturduk kadınlardan bahsediyoruz. zaten biz çirkin erkekler kadınlardan bahsederiz, kadınlar da yakışıklı erkeklerden bahsederler. yakışıklı erkekler de arabalardan bahsederler. arabaların genelde beş vitesi olur, vitesler arasındaki oran aracın son hızını etkiler. oran-orantı üniversite sınavında çok sorulan ve annemin de anladığı ve en çok sevdiği matematik konularından biridir. zaten annem sadece anladığı matematik konularını sever, anlamadıklarını reddeder. zamanında teyzemle birlikte okula giderlerken, teyzem modern matematik okutulan deneme lisesi'ne gitmiş. deneme lisesi, ankara'nın emek semtinde yer alan bir okuldur. işte o çirkin arkadaşımla emek gibi değil de emek'e yakın bir semtte oturduk kadınlardan konuştuk.
dedik ki aga bizim kadınları ilk görüşte etkileme şansımız, evrenin bir köşesindeki paralel evren'de bir serdar ortaç daha olma olasılığı kadar. dolayısıyla bizim yapacağımız tek şey, mütemadiyen ve biteviye konuşmak. dedi ki sonra benim çirkin arkadaşım, yüzüne bile bakamıyorum, yere bak konuşurken, dedim, abi biz kadınları ilk görüşte etkileyemediğimiz için karşılaşabileceğimiz yerlerde zaman geçirmekten de hoşlanmıyoruz. yani bara, diskoya falan gitmiyoruz. dolayısıyla evde oturup, bir kadının bizi görmeden de bizi sevebileceğini düşündüğümüz bir şekil yaratıyoruz. ama, dedi sonra büyük bir sinirle, sinirlenince daha da çirkin oluyordu, nedense kadınlar burada da bize şans vermiyorlar. peki ne yapacağız? bizi görünce çirkin diye bakmıyorlar, konuşunca dinlemiyorlar, o zaman hiç şansımız yok. bir süre sessiz kalıp topraktan yansıyan çirkinliklerimize baktık.
modern matematik eskiden sadece belli başlı okullarda okutulurdu. şimdi her yerde. ama eskiden belli başlı da olsa hiç okutulmasaydı, şimdi modern matematiği bilmiyor olacaktık. erkekler de modern matematik gibidir. sınavda çıkmaz diyip çalışmamazlık edilmez. erkeğin de bir emeği, bir özsaygısı vardır. evet görülmez bakılınca, ama anlamak istediğinde tüm matematik emrine amadedir, dedi bu çirkin arkadaşım, nasıl da duygulu. susturmadım. sanki sadece onların vücudunun bir değeri var, sanki sadece onların ruhu temiz, sanki sadece onların duyguları önemli. ben de ruhumu korumak istiyorum aga, benim de kirlenmesini istemediğim bir özsaygım var. ben de bir çöp çuvalı değilim ki. onların ruhu, onların duyguları ne kadar değerliyse, benim ruhum da o kadar değerli. sonra biraz dinlenip yere çöktü. en azından kendimi anlatabilecek kadar güzel doğabilseydim, dedi, böyle olunca iki kat yoruluyor insan. çirkin olmak büyük bir meslek.
geçen gün, yine benim gibi feci çirkin olan bir arkadaşımla birkaç kıza âşık olup unuttuk. biz o yola bu sefer hiç girmedik. sonra oturup bizi tanımayan, bizi tanımaktan erinen ne kadar kadın varsa, hepsine bir şarkı söyledik. içimizden geldi, içimizde tuttuk.
immanuel kant
-
"tanrı vardır" demek, aslında, hiçbir şey söylememektir. çünkü benim tanrı inancım, zaten, tanrı'nın varlığından ötürüdür. tanrı olmasaydı, benim tanrı inancım da olmazdı. dolayısı ile ''din hakkında konuşmak, özünde, boşuna konuşmaktır'' demiş üstat.
ahlak yasasını sevdiğim adam, adam!
euro'nun 3 tl sınırını aşması
-
allah bir , erdoğan iki , dolar 3 euro 4 . dur lan rabia boş kaldı. 5 demeyin benzin 5
dolmuş diyalogları
-
orta okul yıllarımdan kalma bir anımdır. zoraki minibüse binilmiştir. şoföre yakın ayakta gitmekteyim. para uzattım, olaylar gelişti.
şoför- tamam kalsın, sen verme.
pomolilik- niye abi?
ş- karıştırma işte sen verme tamam.
p- iyi öyle olsun.
ş- sen ahmet'in yeğeni değil misin?
p- hayır.
bütün minibüs bize gülüyor.
p- ee, para veriyim mi şimdi?
ş- yok, hadi sen de verme.
p- sağ ol abi.
starbucks
-
zorla kahve satmayan kahve zinciridir.
süresiz nafakanın 5 yıl ile sınırlandırılması
-
her şeyi daha da berbat edecek düzenlemedir.
bir defa nafaka kalkmıyor, eşin sorumluluğu 5 yılla sınırlanıyor. bu 5 yıldan sonrasını ise devlet ödeyecekmiş.
elin iki tane ergen kezosu evlenecek, anlaşamayıp boşanacaklar, 5 yıl nafaka ödeyecekler, ondan sonra hop devlet devam edecek nafaka ödemeye. bu nasıl bir mantık anlayabilmiş değilim.
salak evlilikleriyle kendilerini yakanlar, artık sadece kendilerini değil bütün vergi mükelleflerini yakacaklar.
arda turan
-
"harika, super" denilmesi gereken genc. fakat ben bir sure sonra bir sanssizlikla karsilasmasindan korkuyorum.
cunku cok fazla "mukemmel" bu cocuk..