hesabın var mı? giriş yap

  • sürekli kitap aldığım sahafta şöyle bir diyaloğu duymama neden olmuştur;

    çocuk: neden pahalı o kitap o kadar?
    sahaf abi: pek bulunmayan bir baskısı
    çocuk: olsun. marquez o kadar iyi bir yazar değil ki.
    sahaf abi: kalk git lan bu dükkandan!!

    edit: hazır başklıktaki en beğenilen entry bu olmuşken bir de bruada belirteyim. ekşi şeylere de giren o satırların marquez ile pek alakası olduğunu düşünmüyorum. veda mektubu diye paylaşılan şeyin ise kesinlikle ama kesinlikle marquez ile alakası yok.

  • star trek'e yeni başlamış veya the next generation dizisini izlememiş olanlar için şunları söylemek lazım.

    - doktor jurati, bruce maddox diye birinden bahsediyor. tng'nin 2.sezonunda androdimiz data'nın birey olup olmadığıyla ilgili the measure of a man adında bir bölüm var. bu bölümde federasyonun sibernetik üzerine çalışan isimlerinden bruce maddox, data'yı incelemek ve onun gibi androidler üretmek istiyor. bu bölümü izlemeniz lazım.

    - jurati picard'a b4 androidini göstermekte. bu android, data'yı yapan dr.noonien soong'un data'dan önce yaptığı bir android. görünüşü aynı. fakat data gibi gelişmiş bir pozitronik beyne sahip değil. data hafızasını b4'a aktarmıştı diye söylendi. bu olayların detayı için star trek nemesis filmini izlemeniz lazım.

    - noonien soong, data'dan önce b4'ü yapıyor, yani before'u.* aslında bu iki modelin arasında bir android daha var. lore. dizideki android olayını ve data'yı daha iyi anlamak için tng'nin 1x13 datalore ve 4x3 brothers'ını izlemeniz gerekiyor.

    - data'nın bir çocuk istediğinden bahsediyor picard. yine diziyle oldukça ilgili olan tng 3.sezon 16.bölümü the offspring'i izlemeniz lazım data'nın neden böyle düşündüğünü anlamanız için.

    - picard arşiv odasına girdiğinde görülen captain picard day ise 7x12 the pegasus bölümünden bir hatıra.

    - haa, picard şarapçılıkla uğraşıyor çünkü burası aile çiftliği. dizide the best of both worlds'deki olaylardan sonra picard 4x02 family bölümünde yine buraya, abisinin yanına gelmişti. tek başına izlenildiğinde yavaş bir bölüm olarak gelebilir tabi.

    izleme sırası

    1x13 datalore
    2x09 the measure of a man
    3x16 the offspring
    4x03 brothers
    star trek nemesis

    extra olarak şunlar izlenebilir

    2x15 pen pals
    3x02 the ensigns of command
    4x11 data's day
    7x10 ınheritance

    ileriki bölümlerde seven of nine picard'ın yanına gelecek. star trek voyager dizisi izlenmediyse, bu karakteri anlamak için şu bölümler izlenebilir.

    3x26 scorpion part 1
    4x01 scorpion part 2
    4x02 the gift
    4x06 the raven
    4x25 one

  • kadın kötü bir şey söylemediği halde birazdan modern çomarlar tarafından linç edilir.

    kendi görüşüdür, selda bağcan öyle giyinmeyi seviyorsa istediği gibi giyinebilir. ama gidip de kimseye "sen niye açık giyiniyorsun," diye saldırmadığı sürece ki böyle biri değil problem teşkil eden bir durum yok ortada.

    ayrıca yukarıda biri öyle bir vücudum olsa ben de kudururdum diye karşısındaki insanı aşağılayıcı tutumda bir yorumda bulunmuş. eminim selda bağcan kazandığı onca başarı ve geldiği o konumda senin gibi modern köylüyü çok kıskanıp kuduruyordur.

  • - ülke bölünmedi.
    - apo hapisten çıkmadı.
    - hdp verdiği sözlerden dönmedi.
    - selo onu başkan yaptırmadı.
    - küçük enişte ya koalisyon ya muhalefete mecbur kaldı.
    - rte 2 gündür sarayından çıkamadı.
    - selo emanet oylara teşekkür etti.
    - meclis'te kadın milletvekili oranı ilk kez yüzde 18 oldu

    (bkz: ben tatmin oldum)

  • "covid türklere bulasmiyor!"alman menşeili bir genetikci araştırma grubunun ortaya atmış olduğu bir bilimsel çalışma degildi, oytun'un insanlarin gözünün icine baka baka hic yapilmayan bir calismayi varmis gibi anlatmasiydi.

    oytun insanlarin hayatlariyla oynadi. tedx konusmasi itiraflarla dolu. covid-19'da insanlarin hayatlariyla oynadi. kanitlar her yerde ve hala elini kolunu sallaya sallaya disarida gezebiliyor.

    oytun sadece bir sarlatan, bir firsatci degildir. bir sucludur. adalet sisteminin calismamasi suclarinin kanitlanmadigi anlamine gelmez.

  • arsen ziyagil, ziyagil yalısı'na yatılı misafir olarak gittiğinde nerede uyuyordu, hangi yatakta yatıyordu, çok merak ediyorum.

    giriş katında sadece iki oda var. küçük olanda deniz de courton, büyük olanda firdevs yöreoğlu yatıyor. salonun bulunduğu ikinci katta ise sadece bir yatak odası var. orada da adnan ziyagil ile bihter yöreoğlu uyuyor. bir üst katta ise üç oda var. orada da behlül haznedar, bülent ziyagil ve nihal ziyagil kalıyor. aslında eskiden nihal ziyagil ile bülent ziyagil aynı odalarda kalıyordu ve en üst kattaki bir odada deniz de courton kalıyordu. bu sebeple giriş katındaki büyük oda ile küçük oda boştu. adnan ziyagil ile bihter yöreoğlu'nun evlilikleri öncesinde arsen ziyagil muhtemelen firdevs yöreoğlu'nun kaldığı büyük odada kalıyordu. ama mevzubahis evlilikten sonra bülent ziyagil ile nihal ziyagil kardeşlerin odaları da ayrılınca ve de firdevs yöreoğlu da ziyagil yalısı'na taşınınca yalıda oda kalmadı. bu şartlar altında arsen ziyagil yalıya geldiğinde hangi odada kalıyor çok merak ediyorum. evin hizmetlilerinin kaldığı bodrum katta kalmıyordur herhalde. zaten o katta da boş oda var mı bilmiyorum. yıllardır içimde koca bir boşluk doğuruyor arsen ziyagil gizemi.

  • bütün italya'nın birbiriyle flört etmesi..

    ya da ben çok gerikafalı acayip bağnaz filan olduğum için bana öyle geldi..

    yaya geçidinden karşıya geçen kadına, otobüs şöförü yol verdi diye, teyze adama öpücük attı..
    bildiğin teyze, bildiğin otobüs şöförü ve bildiğin öpücük..

    süpermarket kasasında, kasiyer çocukla bi kadın 15 dakika gülüşe oynaşa fingirdeşe konuşurlarken, biz de arkasında 20 kişi ip gibi dizilip sıranın bize gelmesini bekledik.. kimse de sesini çıkarmadı.. ben de misafirim diye sesimi çıkarmadım..
    neden kimse sesini çıkartmadı peki?!
    çünkü sıra kime geldiyse o da kasiyer çocukla gülüştü.. fingirdeşti..

    makarna yemek için girdiğim self-servis bi lokantada, makarna tezgahının arkasındaki çocuğa "hangisini önerirsin?" dedim..
    "hiç biri senin kadar güzel değil :)" dedi..
    makarnamı aldım, okşanmış gururumla arkamı döndüm masaya gidicem, benden sonra gelen 110 kiloluk, 50 yaşlarında adama da aynısını söyledi..

    yani; otobüs şöförü teyzeye, teyze kasiyer çocuğa, kasiyer çocuk adama sonra hepsi uşağa..
    böyle bi ortam..
    aklım gitti bi haftada..

    bütün ülke ihtiraslı bi aşk yaşıyo valla..

  • çin’de, ken, “yumruk, kavrama, kuvvet” gibi anlamlara sahiptir. öte yandan, oyuncularin ellerini tercih ettigi sekillere sokmalarina göre kazanani veya kaybedeni belli olan bir oyundur. asirlar boyunca, birçok ken oyunu oynanmissa da, japonya’ya yayilan “janken”in atasinin “honken” (orjinal ken) oldugu yaygin düsüncesi hakimdir. 1640 yillarinda nagasaki’de ortaya çikmis oldugu için bazen, “nagasakiken” veya “kiyouken” (nagasaki’nin eski ismi kiyou’dur) olarak da bilinir; buradan da "edo" bölgesine yayilmistir, burasi, günümüzdeki tokyo bölgesidir.

    honken, iki kisi arasinda oynanir ve oyuncular, ayni anda 0 ila 5’e kadar bir sayiya karsilik gelen adette parmak uzatirlar ve ayni zamanda, toplam parmak sayisini tahmin etmeye çalisirlardi. parmaklarin sayisini dogru olarak bilen kisi, oyunu kazanirdi.

    baslangiçta bu oyun, sadece içki içilen mekanlarda, randevu evlerinde ve sadece yetiskinler arasinda oynanirdi. bir içki oyunuydu ve kaybeden, içkileri ismarlardi.

    daha sonralari çesitli kenler türedi; bunlar arasinda, strip-ken’den, blindfold* ken’e kadar, el hareketlerine bagli birçok ken mevcuttu. janken versiyonu, “sansukumi” düsüncesinden türemektedir: buna göre, yilan sülükten, sülük kurbagadan, kurbaga yilandan korkar. bu nedenle, üçünün de hareket edememesi için, üçü de gözünü bir digerinden ayirmaz – bu iliski, tas, kagit ve makas arasindaki iliskinin bir benzeridir. bu fikir, honken’e ve diger ken oyunlarina uygulanmaya baslandiktan sonra, janken benzeri baska oyunlar türemistir. edo döneminin ken oyunlari arasinda, “shouyaken” ve “mushiken” gibi oyunlar da yer almaktaydi.

    shouyaken versiyonundaki semboller, yasli adam, tüfek ve tilki idi. yasli adam seçenegini göstermek için, oyuncu dik oturuyor ve kollarini kavusturuyordu. tüfek seçenegini göstermek için, oyuncu, iki eli ile tüfek tutma hareketi yapiyordu. tilki için ise, her iki yumruk da, açili olarak yukarida tutuluyordu – yani, hareketler, tüm vücut ile yapiliyordu. oyunun kurallarina göre, yasli adam tüfegi, tüfek tilkiyi ve tilki yasli adami yeniyordu.

    mushiken de, yilan, kurbaga ve sülük ile oynaniyordu. yilan (bas parmak) kurbagayi (isaret parmagi) yeniyor, kurbaga sülügü (yüzük parmagi), sülük de yilani yeniyordu. mushiken daha ziyade bir çocuk oyunu iken, shouyaken, aksamlari dans ve sarkilardan sonra oynanan bir yetiskin oyunu idi. bundan sonra da birçok janken ortaya çikti, ama günümüz versiyonu, pek degisiklige ugramadan kaldi. diger ülkelerde de farkli ya da benzer sekillerde oynanmaya devam etmektedir.

    örnegin kore’de 'kai bai bo' denir ki, “kai” makas, “bai” tas ve “bo” kumas ya da kagittir ve hareketler, japonya’daki ile aynidir. hareketlerin ayni oldugu bir yer de tayland’dir.

    hindistan, endonezya ve bali’de, janken, fil, insan ve karincalarla oynanir ve fil insani, insan da karincayi yenmektedir.

    çin’de, canton bölgesinde, bu oyunun daha farkli bir versiyonu vardir. buradaki semboller, tanri, tavuk, tabanca, tilki ve karincadir. tanri bas parmak, tavuk isaret parmagi, tabanca orta parmak, tilki yüzük parmagi ve karinca serçe parmak ile gösterilir. aralarindaki iliski de su sekildedir: tavuk, tanriya kurban edildigi için kaybeder. tabanca, ölümlere yol açtigi için kaybeder. karinca, tanri heykelini yedigi için kazanir. tabanca tavugu yener. tilki de tavugu yener. tavuk karincayi yener. tabanca tilkiyi yener. öte yandan, tanri ve tilki, tabanca ve karinca, tilki ile karinca birbirlerini dikkate almazlar, dolayisiyla berabere kalirlar. bu kurallara göre, en güçlü olan tanri ve tabanca, en zayif olan da tavuktur.

    malezya versiyonunda da buna benzer bir durum vardir. bu oyunda, tabanca, su hariç herseyi yener ve kus da, su hariç herseye yenilir. tas, kusu ve tahtayi yener, tabanca ve suya yenilir. tahta, kusu ve suyu yener, tas ve tabancaya yenilir. su, tasi ve tabancayi yener. kus, tahtaya yenilir. her sembolün gücü ayni olmadigi için, bu oyunlar, diger versiyonlara göre biraz daha farklidir.

    bu oyunun asya ülkelerinde uygulamada kullanimi, avrupa ve amerika’da yazi tura atma ile esdegerdir, ancak, burada kullanilan prensip, alternatif seçenekler ihtiva etmez, ve/veya arasinda ikilik* düzene tabidir.

  • "yalnızlığıma o kadar güveniyorum ki zil sesini kilise müziği yapıp telefonumu sessize almadan cumaya gidebilirim."

    fav editi: olm ya bir ingiliz daha gelip entry'i favlasın ya da favlayanlardan biri favını kaldırsın. insanın yalnızlığı bu kadar da yüzüne vurulmaz lan allahsızlar.