hesabın var mı? giriş yap

  • insanlara olayın ciddiyetini hissettirmektir.

    2008 krizinde, o dönem çalıştığım şirket (ki kendisi türkiye'nin enn taşşaklı holdinglerinden birinin lokomotif şirketidir, bunu patron şirketi olmadığını özellikle belirtmek için yazıyorum) hızla düşen hammadde fiyatları sebebiyle on milyonlarca dolar zarara uğramıştı. hatta sonrasında ciddi bir küçülmeye de gitmek zorunda kaldı.

    bu kriz şirketi vurmaya başladığında alınan tedbirlerden ilki ne oldu biliyor musunuz? idari binanın ortasındaki çay standında bulunan meyve / bitki çaylarını kaldırmak ve sadece (sallama) siyah çayları bırakmak... şaka gibiydi.

    bir kaç gün sonra fabrikanın müdürüne direkt "allahaşkına kaç kuruş kârınız olacak?" diye sordum... o da bana "ne kârı? amaç kâr değil, çalışanların işlerin yolunda gitmediğini hissetmelerini, gerçekten anlamalarını sağlamak" dedi.

    efendim bu pandemi konusunda da işler yolunda gitmiyor. sebebi hükümetin parayı öncelikli tutan boktan politikaları biliyorum.. ama diğer bir sebebi de insanların umursamazlığı. işte bu 9-5 yasağı da umursamazlığı sorgulatıyor, insanların kendilerine biraz çeki düzen vermesini sağlıyor, "iş ciddi yav" dedirtiyor.

    bu sayede de 1 ay içerisinde yarı yarıya azaltılabiliyor vaka sayısı.

  • başlığı böyle açtığım için özür dilerim ama türkiye'de adalet bir süredir böyle yürüyor sanırım.

    olayla ilgili görüntünün de olduğu tweet'i buraya bırakıyorum, entry'nin devamında vaktinizi almamak için bu flood'u kopyala-yapıştır yapacağım:
    https://twitter.com/…k03/status/1105560973186908160

    --- spoiler ---

    27 aralık 2018 tarihinde ıraklı irfan jasim wali wali aşırı hızlı kullandığı range rover araç ile kırmızı ışıkta geçerek abime çarptı.

    abim 40 metre savrularak hayatını kaybetti

    abimin katilini bugün ilk duruşmada serbest bıraktılar

    olay günü emniyetteki ilk ifadesinde babamın karşısında bacak bacak üstüne atıp telefonuyla oynamış ve hiçbir pişmanlık emaresi göstermemiş

    polisin “bu ne rahatlık” uyarısına “beni çıkartmak için bekleyen kaç avukat var biliyor musunuz”demiş

    bugün duruşma çıkışında abimin katilinin beraberindeki 40 kişi bana ve aileme saldırdılar.

    annem ve ablam saldırgan grubun arasında kaldı.

    benim yakama yapıştılar, babama ise ‘yumruk’ attılar.

    abim 30 yaşında bu insan müsveddesi tarafından öldürülmüşken, bugün mahkeme tarafından salıverilmesini ne ben ne de ailem kabul edemiyoruz

    bu yüzden buradan sesimizi duyurmak istedik

    siz de lütfen #süleymanöztürkünkatilitutuklansın yazarak sesimizi duyurmamıza yardımcı olun

    --- spoiler ---

    ben yorum yapamadım, konuyla ilgili bilgim de bu kadar:

    bugün ilk duruşma olmuş, yeşil ışıkta karşıya geçerken öldürülen kişinin ailesi normal bir şekilde duruşmaya gitmişler. katil ise kalabalık gelmiş ve aileye saldırmışlar. baba yumruk yemiş. darp raporlarını alıp şikayetçi olmuşlar. ıraklı katil şu an serbest.

    edit 1: yazmayı unutmuşum, çarpma olayının kamera görüntüleri var. duruşmada sunulmuş.

    edit 2: katilin şu an yurt dışına çıkma yasağı var. yarın serbest bırakılmasına itiraz edilecekmiş. o yüzden kamuoyu oluşturmak önemli.

    edit 3: bir yazar hangi mahkeme diye sormuş, buraya da yazayım; gaziosmanpaşa 15. asliye ceza mahkemesi 2019/95 esas numaralı dosya.

    edit 4: 28 mayıs’ta, saat 10'da 2. duruşma olacakmış.

    *merak edilen bir konu varsa sorabilirsiniz, bilgi alabildiğim kadarıyla burayı edit'leyeceğim.

  • utanmazca savunulan rezalet. şu devreciliği, alt dönemlere dayak atmayı, kendine hizmet ettirmeyi filan kültür zanneden hıyarlardan biri benim çocuğuma denk gelir inşallah da türk ceza kanunu tersten bir okuturum o öküze.

  • ben bunu bi kere yaptım bin yıl önce dağ başında bir şantiyede çalışırken birlikte kaldığım kız iş arkadaşlarımızla bi çıkalım dedik. anadolu'nun küçük sayılabilecek bir ilçesi. mekan sahibi de tanıdık. gittik dört kız söyledik rakılarımızı hazırlattık masamızı bir güzel içiyorduk ki bizim büyük şeflerden biri geldi. tesadüf diye düşündük adamın gelmesini meğer öyle değilmiş. mekan sahibi aramış sizin kızlar burada içiyor diye. şef bize biraz kızdı. burası istanbul değil, canınız içmek istiyorsa söyleyin bize diye. eee o zaman kız kıza rakısı olmaz dedik. o da olmaz dedi. konu kapandı. dört mühendis genç kadın anadolu'nun bir ilçesinde yalnız içemezmiş. bu da böyle bi anımdır.

  • hakikaten kuscam yeter.

    bende bi kuzen var, ne zaman bi araya gelsek sevgilisi olsun olmasın ''şşş yok mu lan güzel arkadaşın, wala niyetim ciddi'' der durur. bilirim piçin önde gideni. yüzüne de söylerim.

    3-5 ayda bir facebookta ilişki güncellemesi yapar ve sülale istisnasız beğenir bu güncellemeleri.

    ve şimdi beyimiz yine yeni bir sevgili yapmış, sağolsun duyurdu (ilan etti - haykırdı) tüm arkadaş listesine.

    ilişkisi var yazısının ardından başladı fotoğraf bombardımanı. kızla yanyana da bir tane fotosu yok he. hep kendi tek ve kızın tek fotolarını paylaşıyo
    altında yorumlar gırla.

    kuzenin fotosu, altında hemen kızın yorumu ''seni seviyorummmmm'' dayılar, teyzeler like like like
    kızın fotosu, altında hemen kuzenin yorumu '' gel artık seni seviyorum'' dayılar teyzeler yine like like like
    facebook gönderisi, ''çok şükür çok mutluyum ve çok seviyorum'' likelarrr....
    şarkı paylaşmacalar, ''aşkım seni çok seviyorum'' like... like... like....

    tanrımmm bitmiyorlar... tiksindim, iğrendim, midem bulandı. bu kadar yavşak, bu kadar abaza, bu kadar buldumcuk bir kuzenim olduğuna, onunla aynı kanı taıdığıma inanamıyorum. lan it bi de 27 yaşında, lan bulamayan bi insan da değil yakışıklı çocuk.

    nasıl bu hale geldi yeminle çözemedim. abisi sen erkeksin ya allasen biraz ağır dur. yavşak yavşak kalpler yapıp durma, bu ne ya. lan kendini kepaze ettin tamam bari bize acı lan.

    bak yeni bi gönderi daha şimdi,

    ''ilişki durumu yaptım saolsun ailem arkadaşlarım beğendi, biraz dile düştük, nazara gelmeyelim aşkım seni seviyorum <3''

    oyhh.. şiştim..

  • nba tarihi ve michael jordan üstüne doktora yaptığım için ilk iki bölümde de bilgimin olmadığı bir şeyle karşılaşmadım. zaten sözlük rumuzumdan belli. ancak bu demek değil ki, keyif almadım. mesela jordan'ı takip eden kameralardan bazılarının görüntülerini daha önce görmemiştim. hâlbuki bulls ve jordan ile alakalı yazılan ve çekilen her türlü belgeyi okudum, izledim.

    basketboldan biraz bile hoşlanan herkes severek izler. zira bulls'un 97-98 sezonu en alengirli sezonu. başından sonuna kadar çekişmeler, eşitsizlikler, sakatlıklar.

    bu arada ikinci bölümün başında pippen'ın kazandığı parayla ilgili bir bölüm var. bilgisi olmayan arkadaşlara şöyle söyleyeyim, bulls'ta 97-98 sezonunda jordan 33 milyon dolar kazanırken, pippen 2.75 kazanıyordu. hatta jordan'dan sonra takımın en fazla kazanan oyuncuları 4.5 ile ron harper ve tony kukoc'tu. gerçi pippen sonra houston ve portland'dan kazandığı paralarla yolunu buldu.

  • asıl şaşılacak olan 16 nın rakam olduğunu söyleyen kişinin matematiği mantıklı bulmasıdır zaten.

    edit: başlık sahibi hatasını düzeltmiş, ve işbu entry biraz havada kalmış durumda. lakin aynı hatayı yapacaklara ibret olsun diye silmeyeceğim.

  • şüphesiz ki ucuz ve samimi olmasıdır.

    tezgahlar mütevazidir, ürünler kaliteli, fiyatlar uygundur.
    içeri girerken dükkandaki en pahalı şeyi alabileceğini bilmek insanın öz güvenini artıran bir şey arkadaş. ben bunu bilirim, bunu söylerim.

  • bir galatasaraylı olarak bu sene şampiyon olmayı hak ettiğine inandığım ve olmasını istediğim kulüp.

    hak ediyorlar çünkü; koca sezon bir maç bile iç sahada oynamadan buralara geldiler ve tüm takımlardan daha çok maç oynadılar.bir de arada liverpool'u elediler.

    istiyorum çünkü; gezi olaylarında delikanlılığın kitabını yazan çarşı mutlu olsun istiyorum.

    yemişim 4. yıldızı, yürü be kara kartal!

  • süper marketlerdeki manav reyonunu hatırlatan kafedir. marketlerde de hıyarların, maydonozların üzerine aralıklarla su serpiliyor, bu kafelerde de.